Hepsi
Çocuklar için İngilizce
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce
Popüler Günlük İngilizce
Popüler İngilizce Gramer
Popüler İngilizce Şarkılar
Popüler Paylaşımlar
Generic selectors
Exact matches only
Ara
Search in content
Post Type Selectors
Lütfen Dil Seçin
English
Türkçe
Português
عربي
日本
Tiếng Việt
한국어
Popüler Paylaşımlar
Hepsi
Çocuklar için İngilizce
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce

Renklerle Alakalı İngilizce Deyimler

Renkler sadece görsel dünyamızı değil, aynı zamanda dilimizi de renklendirir. İngilizcede renklerle alakalı birçok deyim vardır ve bu deyimler, konuşmalara ve yazılara anlam katmanın harika bir yoludur. Renkler, duyguları, durumları ve hatta bazen kişilik özelliklerini ifade etmek için kullanılır. Bu deyimleri öğrenmek, hem İngilizcenizi geliştirmenize hem de dili daha doğal ve akıcı kullanmanıza yardımcı olacaktır. Günlük konuşmalarda, hikâyelerde ve hatta şarkı sözlerinde bu tür deyimlere sıkça rastlayabilirsiniz.

Renklerle Alakalı 15 İngilizce Deyim

Şimdi İngilizcede en yaygın ve sıkça kullanılan renklerle alakalı deyimleri; anlamları ve örnekleriyle keşfedelim.

1. White Lie

Beyaz yalan.

Örnek: I told a white lie about liking the sweater my grandma gave me.
(Büyükannemin bana verdiği kazağı beğendiğime dair beyaz bir yalan söyledim.)

2. To See Red

Öfkelenmek, gözlerini kan bürümek, gözü kararmak.

Örnek: He saw red when he found out someone scratched his car.
(Birinin arabasını çizdiğini öğrendiğinde gözlerini kan bürüdü.)

3. Out of the Blue

Ansızın, beklenmedik bir şekilde

Örnek: She showed up at my door out of the blue after years.
(Yıllar sonra ansızın kapımda belirdi.)

4. To Feel Blue

Üzgün, hüzünlü olmak

Örnek: I felt blue after my best friend moved to another city.
(En iyi arkadaşım başka bir şehre taşındıktan sonra üzgün hissettim.)

5. Give Someone the Green Light

Birine izin vermek, yeşil ışık yakmak.

Örnek: The director gave us the green light to launch the new project.
(Yönetici yeni projeyi başlatmamız için yeşil ışık yaktı.)

6. True Colors

Birinin gerçek yüzü, asıl niyeti

Örnek: He showed his true colors when he refused to help his friend.
(Arkadaşına yardım etmeyi reddettiğinde gerçek yüzünü gösterdi.)

7. Black and Blue

Yara bere içinde, mosmor, morarmış

Örnek: After falling off his bike, his leg was black and blue.
(Bisikletinden düştükten sonra bacağı mosmordu.)

8. In the Red

Borca girmek, para kaybetmek.

Örnek: After the slow sales, the company ended up in the red.
(Yavaş satışlardan sonra şirket para kaybetti.)

9. Once in a Blue Moon

Türkçede “Kırk yılda bir” olarak kullanılır.

Örnek: We only see each other once in a blue moon these days.
(Bu aralar birbirimizi kırk yılda bir görüyoruz.)

10. Caught Red-Handed

Suçüstü yakalanmak.

Örnek: The thief was caught red-handed trying to steal the wallet.
(Hırsız, cüzdanı çalmaya çalışırken suçüstü yakalandı.)

11. Green with Envy

Kıskanmak, kıskançlıktan çatlamak.

Örnek: She was green with envy when she saw her friend’s new car.
(Arkadaşının yeni arabasını gördüğünde kıskançlıktan çatladı.)

12. Tickled Pink

Türkçede “Zevkten dört köşe olmak” olarak kullanılır.

Örnek: She was tickled pink by the surprise party her friends threw.
(Arkadaşlarının ona yaptığı sürpriz partiyle zevkten dört köşe oldu.)

13. Golden Opportunity

Altın fırsat.

Örnek: Getting an internship at that company is a golden opportunity for her career.
(O şirkette staj yapmak, onun kariyeri için altın bir fırsat.)

14. Rose-Colored Glasses

Dünyayı, bir şeyi toz pembe görmek.

Örnek: She looks at her relationship through rose-colored glasses, ignoring the problems.
(İlişkisini toz pembe görüyor, bütün problemleri görmezden geliyor.)

15. Gray Area

İkilemde kalınan bir konu, belirsiz alan

Örnek: Whether social media is good or bad for kids is a gray area, everyone has a different opinion.
(Sosyal medyanın çocuklar için iyi mi yoksa kötü mü olduğu belirsiz bir konudur, herkesin farklı bir görüşü vardır.)

Renklerle Alakalı İngilizce Deyimlere Örnekler

Bu örnek cümleler, öğrendiğiniz deyimleri daha iyi anlamanıza ve pekiştirmenize yardımcı olacak.

– I told a white lie about finishing my homework because I wanted to play outside.
(Ödevimi bitirdiğime dair beyaz bir yalan söyledim çünkü dışarıda oynamak istiyordum.)

– He saw red when someone took his parking spot.
(Biri park yerini aldığında gözünü kan bürüdü.)

– An old friend called me out of the blue after ten years.
(Eski bir arkadaşım on yıl sonra ansızın beni aradı.)

– She felt blue when her vacation got canceled.
(Tatil iptal olduğunda üzüldü.)

– The manager gave the team the green light to start the new campaign.
(Yönetici, ekibe yeni kampanyayı başlatmaları için yeşil ışık yaktı.)

– He seemed nice at first, but his true colors showed when he started blaming others for his mistakes.
(İlk başta iyi biri gibi görünüyordu, ama hataları için başkalarını suçlamaya başladığında gerçek yüzü ortaya çıktı.)

– After slipping on the ice, her arms were black and blue.
(Buzda kayıp düştükten sonra kolları mosmor oldu.)

– They’re in the red after spending too much on renovations.
(Yenileme için fazla harcama yaptıkları için borca girdiler.)

– We only go on vacation together once in a blue moon.
(Birlikte tatile kırk yılda bir çıkarız.)

– He was caught red-handed secretly eating cookies before dinner.
(Akşam yemeğinden önce gizlice kurabiye yerken suçüstü yakalandı.)

– She was green with envy when her friend got promoted.
(Arkadaşı terfi ettiğinde kıskançlıktan çatladı.)

– He was tickled pink when his favorite singer liked his post.
(En sevdiği şarkıcının gönderisini beğenmesi onu zevkten dört köşe etti.)

– Getting to study abroad is a golden opportunity for her future.
(Yurt dışında eğitim almak onun geleceği için altın bir fırsat.)

– He looks at his childhood through rose-colored glasses, forgetting the tough times.
(Çocukluğuna toz pembe bakıyor, zor zamanları unutuyor.)

– Whether AI will replace humans completely is still a gray area.
(Yapay zekanın insanların yerini alıp almayacağı hala belirsiz bir konu.)

Renklerle Alakalı İngilizce Deyimler Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Renklerle alakalı İngilizce deyimler neden önemlidir?
Renklerle ilgili deyimler, İngilizcede duyguları, durumları ve olayları daha etkili bir şekilde ifade etmek için kullanılır. Günlük konuşmalarda, kitaplarda, şarkılarda ve filmlerde sıkça karşımıza çıkar. Bu deyimleri öğrenmek, İngilizcenizi daha akıcı ve doğal hale getirebilir.

“White lie” ne demek?
“White lie”, yani “beyaz yalan”, birini üzmemek veya küçük bir durumu daha iyi göstermek için söylenen zararsız yalan anlamına gelir.

“To feel blue” ne anlama gelir?
Bu deyim, üzgün ve mutsuz hissetmek anlamında kullanılır.

“Black and blue” deyimi ne anlama gelir?
Biri yara bere içinde olduğunda, vücudu morardığında bu deyim kullanılır.

Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! 25 dakikalık bire bir canlı dersler, 40 dakikalık grup dersleri, 30.000’den fazla interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?

Disco – Surf Curse Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri
Touch – KATSEYE Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri