İngilizcede fiiller düzenli ve düzensiz olarak ikiye ayrılır. Düzenli fiillerin çekimlenmesi düzensiz fiillerin çekimlenmesinden daha kolaydır. Bu düzenli fiillerden bir tanesi de Türkçede “oynamak” anlamını taşıyan “play” kelimesidir. Bu karışıklıktan kurtulmak adına “play” fiilinin ikinci ve üçüncü halinin nasıl kullanıldığını sizler için açıkladık.
Play 2. Ve 3. Hali Nedir?
“Play” fiili düzenli bir fiildir. İkinci hali “played” şeklinde çekimlenirken aynı şekilde üçüncü hali “played” şeklinde çekimlenmektedir.
Play Fiili İkinci Hali
“Play” fiili geçmiş zamanda eğer simple past tense, yani basit geçmiş zaman ile cümle kurulacaksa ikinci hali olan “played” şeklinde kullanılmaktadır.
Play İkinci Hali Ile Kullanımı
Play fiilinin ikinci hali ile olumlu cümle yapılacağında yalnızca fiilin ikinci haline yani “played” olarak çekimlenmesi yeterlidir. Simple past tense kullanarak olumsuz cümle kurmak için “özne + did not + v1 + nesne” formülü kullanılmaktadır.
Simple past tense kullanarak “play” fiiliyle olumsuz bir cümle kurmak için “do” fiilinin ikinci hali olan “did” fiilinden faydalanılır. Özne fark etmeksizin kullanılan kalıp “did not play” şeklindedir.
Aynı zaman kipini kullanarak soru cümlesi kurmak için de yine özne fark etmeksizin “did (özne) play” kalıbı kullanılmaktadır.
Play İkinci Hali İle Örnek Cümleler
Aşağıda sizler için “play” fiilinin ikinci halinin kullanıldığı örnekler verdik. Bunları inceleyerek “play” fiilini nasıl cümle içinde kullanabileceğinizi daha iyi anlayabilirsiniz.
-She played the piano beautifully at the concert.
(Konserde piyano güzel çaldı.)
-The children played in the park until dusk.
(Çocuklar akşama kadar parkta oynadılar.)
-He didn’t play a vital role in the success of the project.
(Projenin başarısında önemli bir rol oynamadı.)
-Sarah played a prank on her brother yesterday.
(Sarah dün kardeşine şaka yaptı.)
The actor played the role of a detective in the movie.
(Oyuncu filmde bir dedektifi oynadı.)
-They played a friendly game of soccer on the weekend.
(Hafta sonu dostça bir futbol maçı yaptılar.)
-The orchestra played Beethoven’s Symphony No. 9 beautifully.
(Orkestra Beethoven’ın 9. Senfonisi’ni güzel bir şekilde çaldı.)
-The cat played with a ball of yarn on the floor.
(Kedi yerde bir yün topuyla oynadı.)
-Did they play cards late into the night?
(Gece geç saatlere kadar kart mı oynadılar?)
-The politician played a crucial part in passing the legislation.
(Politikacı, yasayı geçirmekte kritik bir rol oynadı.)
Play Fiili Üçüncü Hali
Play fiilin üçüncü hali “played” şeklinde çekimlenmektedir.
Play Üçüncü Hali Ile Kullanımı
Play fiilinin üçüncü hali “played” olarak çekimlenir. Fiillerin üçüncü hali genellikle present perfect tense, yani belirsiz geçmiş zaman veya past perfect tense, yani duyulan geçmiş zaman ile kullanılmaktadır.
Present perfect tense ile kullanılırken “I, you, we, they” özneleriyle “have played” kalıbı kullanılırken, “he, she, it” özneleriyle “has played” kalıbı kullanılır. Present perfect tense ile olumsuz cümle kurulacağında öznelere göre “have/has not played” kullanılırken soru yapılacağında öznelere göre “have/has (özne) played” kalıbı kullanılır.
Past perfect tense ile kullanılırken ise özne fark etmeksizin “had played” kullanılır. Bu kipte olumsuz cümle yapılacağında “had not played” kullanılırken soru cümleleri “had (özne) played” şeklinde kurulmaktadır.
Play Üçüncü Hali İle Örnek Cümleler
Aşağıdaki örnekleri inceleyerek “played” fiilinin cümle içinde nasıl kullanıldığını daha rahat kavrayabilirsiniz:
-By the time I arrived, they had already played the entire game.
(Varana kadar, onlar zaten bütün oyunu oynamışlardı.)
-Had she played the violin for ten years before she joined the orchestra?
(Orkestraya katılmadan önce on yıl boyunca keman çalmış mıydı?)
-They had played in that park many times before it was renovated.
(Park yenilenmeden önce birçok kez orada oynamışlardı.)
-By the time he turned twelve, he had played five different musical instruments.
(On iki yaşına geldiğinde, beş farklı müzik aleti çalmıştı.)
-Before they moved to the new city, they hadn’t played in the local theater for years.
(Yeni şehre taşınmadan önce, yıllarca yerel tiyatroda oynamamışlardı.)
-She has played tennis since she was a child.
(Çocukken tenis oynamıştır.)
-They have not played a significant role in the community since they founded the charity.
(Hayır kurumunu kurdukları günden beri toplumda önemli bir rol oynamamışlardır.)
-Has he played the piano for hours today?
(Bugün saatlerce piyano çalmış mıdır?)
-We have played this board game many times, but we still enjoy it.
(Bu masa oyununu birçok kez oynadık, ama hala keyif alıyoruz.)
-By the time they finish their tour, they will have played in over twenty cities.
(Turu bitirdiklerinde, yirmiden fazla şehirde oynamış olacaklar.)
Play Üçüncü Hali Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
Play İkinci Hali Nedir?
Play fiilinin ikinci hali “played” fiilidir.
Play Üçüncü Hali Nedir?
Play fiilinin üçüncü hali “played” fiilidir.
Play Fiilinin İkinci Hali Hangi Zaman?
Play fiilinin ikinci hali genelde simple past tense ile kullanılır.
Play Fiilinin Üçüncü Hali Hangi Zaman?
Play fiilinin üçüncü hali genelde present perfect tense ile kullanılır.
Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! 25 dakikalık bire bir canlı dersler, 40 dakikalık grup dersleri, 30.000’den fazla interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?