Günümüzde küreselleşen dünyada İngilizce, iletişimde en sık kullanılan dillerden biri haline gelmiştir. Bu nedenle, yabancı bir ülkede seyahat ederken veya yeni bir yer keşfederken İngilizce’nin önemi büyük bir boyut kazanmıştır. Özellikle yabancı bir şehirde yolu bulmak, yerel halkla iletişim kurmak ve gezinmek için temel İngilizce yol tarifi ifadelerini bilmek oldukça faydalıdır. Bu yazıda, İngilizce yol tarifinin neden bu kadar önemli olduğunu, temel yol tarifi ifadelerini ve bu konunun seyahat deneyimlerimizi nasıl zenginleştirebileceğini keşfedeceğiz.
Yer – Yön Sormak için Soru Kalıpları
Yol tarifi sorarken veya alırken işimizi oldukça kolaylaştıracak bir takım kalıplar vardır. Bu kalıpları iyi bilirsek yol tarifi almak istediğimiz yere çok daha hızlı ulaşabiliriz. Öncelikle bu kalıplara göz atalım.
Where is…? (Nerede…?)
Bu kalıp, belirli bir yerin konumunu sormak için kullanılır.
Örnek: Where is the nearest post office?
(En yakın postane nerede?)
How do I get to…? (Nasıl giderim…?)
Bir yere nasıl gidileceğini sormak için bu kalıbı kullanabilirsiniz.
Örnek: How do I get to the museum from here?
(Buradan müzeye nasıl giderim?)
Is there a… near here? (Burada yakın bir… var mı?)
Yakınlarda belirli bir yer veya şey olup olmadığını sormak için bu kalıpı kullanabilirsiniz.
Örnek: Is there a pharmacy near here?
(Burada yakın bir eczane var mı?)
Can you tell me how to get to…? (Bana …’e nasıl gidileceğini söyleyebilir misiniz?)
Birine bir yerin yolunu tarif etmesini istemek için bu kalıbı kullanabilirsiniz.
Örnek: Can you tell me how to get to the train station, please?
(Tren istasyonuna nasıl gidileceğini söyleyebilir misiniz, lütfen?)
Which way is…? (… hangi yönde?)
Belirli bir yerin hangi yönde olduğunu sormak için bu kalıbı kullanabilirsiniz.
Örnek: Which way is the beach?
(Plaj hangi yönde?)
Is it far from here? (Buradan uzak mı?)
Bir yerin buradan ne kadar uzakta olduğunu sormak için bu kalıbı kullanabilirsiniz.
Örnek: Is the supermarket far from here?
(Market buradan uzak mı?)
Is there…nearby? (Yakınlarda…var mı?)
Bir yerin bulunduğunuz yakın çevrede bulunup bulunmadığını sormak için bu kalıbı kullanabilirsiniz.
Örnek: Is there supermarket nearby?
(Yakınlarda süpermarket var mı?)
Bu soru kalıpları, yabancı bir şehirde veya yerde kaybolduğumuzda veya konumu hakkında bilgi edinmek istediğinizde oldukça işe yarar. Pratik yaparak bu kalıpları öğrenmek, seyahat deneyiminizi daha kolay ve keyifli hale getirecektir.
Yol Tarifi İçin Gerekli İngilizce Kalıplar
Yol tarifi vermek, tarif vereceğiniz yeri biliyorsanız size kolay gelebilir. Ancak belli başlı ve oldukça sık kullanılan yol tarifi kalıplarına hakim değilseniz, iyi bildiğiniz bir yerin bile tarifini vermek zorlayıcı olacaktır. Birlikte yol tarifi vermek için en sık kullanılan ve en işe yarar kalıplara göz atalım.
Go straight. (Dümdüz git.)
She told me to go straight down the hallway and I would find the office on the left.
(Bana koridordan dümdüz gitmemi ve sol taraftaki ofisi bulacağımı söyledi.)
Turn left/right. (Sola/sağa dön.)
If you turn left from here, you will see that the bookstore is right next to you.
(Buradan sola dönersen, kitapçının hemen yanında olduğunu göreceksin.)
Take the first/second road on the left/right. (Sola/sağa ilk/ikinci sokaktan gir.)
You will see the cafe that I mentioned if you take the second road on the right.
(Sağdan ikinci yola girip biraz ilerlersen bahsettiğim kafeyi göreceksin.)
It’s on your left/right.
(Solunuzda/sağınızda.)
The cinema is on your left.
(Sinema solunda kalıyor.)
Go past… ( …’nin yanından geç.)
Go past the park, and you’ll see the café in front of you.
(Parkın yanından geç, ve kafenin önünde göreceksin.)
Cross the street/road. (Caddeyi/sokakları geç.)
Cross the street and then turn left at the next intersection.
(Caddeyi geç ve sonra bir sonraki kavşaktan sola dön.)
It’s just around the corner. (Sadece köşenin ardında.)
The hotel is just around the corner from the bakery.
(Otel, fırının köşesinin ardında.)
You can’t miss it. (Kaçıramazsınız.)
The theater is a big building with bright lights. You can’t miss it.
(Tiyatro, parlak ışıklarla aydınlatılmış büyük bir bina. Kaçıramazsınız.)
It’s a short/long walk from here. (Buradan kısa/uzun bir yürüme mesafesinde.)
The beach is a short walk from here, just five minutes away.
(Plaj, buradan kısa bir yürüme mesafesinde, sadece beş dakika uzaklıkta.)
It’s on the opposite side. (Karşı tarafta.)
The bank is on the opposite side of the street.
(Banka, caddenin karşı tarafında.)
Continue straight ahead (Düz devam edin)
A: Hi! Do you know where the nearest parking spot is?
(Merhaba! En yakın park yerinin nerede olduğunu biliyor musunuz?)
B: Just continue straight ahead and it will be on your left side.
(Sadece düz devam edin ve solunuzda kalacak)
It will be straight ahead of you (Tam karşına çıkacak)
The university will be straight ahead of you, just keep walking.
(Sadece yürümeye devam et, üniversite hemen karşında olacak.)
…is at the corner (… köşede)
If you turn left from the first street you will see that the pharmacy is at the corner.
(İlk sokaktan sağa dönersen eczanenin köşede olduğunu göreceksin.)
Near (Yakın)
A: Where is the bus station?
(Otobüs durağı nerede?)
B: Go straight. It is near the supermarket.
(Dümdüz ilerle. Süpermarketin yakınında.)
Next To (Yanında)
A: Someone told me that there is a restaurant around here. Can you help me to find it?
(Birisi bana burada bir restoran olduğunu söyledi. Onu bulmama yardımcı olabilir misiniz?)
B: Yes, there is a restaurant next to the bank. You will see the bank if you turn left and then turn right from there.
(Evet, bankanın yanında bir restoran var. Bankayı sola dönüp oradan sağa dönerseniz bankayı göreceksiniz.)
A: Thank you.
(Teşekkürler.)
Behind (Arkada)
A: Can you please tell me where the nearest hospital is?
(Lütfen bana en yakın hastanenin nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?)
B: Yes. You should continue straight ahead and take the first road on the left. Then you will take the second road on the left. The hospital will be behind the parking spot.
(Evet. Düz gitmeye devam etmelisiniz ve sol taraftaki ilk yolu almalısınız. Ardından sol taraftaki ikinci yolu alacaksınız. Hastane otoparkın arkasında olacak.)
Far (Uzakta)
A: Is the concert hall far from here?
(Konser salonu buradan uzak mı?)
B: No it is not. It only takes 5 minutes to get there from here.
(Hayır, değil. Buradan oraya gitmek sadece 5 dakika sürer.)
Şimdi bu kalıpları kullanarak kurduğumuz örnek cümleleri inceleyelim:
Go straight until you reach the traffic lights, then turn left.
(Trafik lambalarına gelene kadar dümdüz devam et, sonra sola dön.)
Turn right at the corner.
(Köşeden sağa dön)
The museum will be on your right.
(İkinci sokaktan sola dön ve müze sağında olacak.)
Keep walking, and you’ll find the bookstore on your left.
İngilizce Yol Tarifi Cümleleri
Yol tarifi vermek ve yol tarifi istemekle alakalı birkaç örneği sizin için derledik. Aşağıdaki maddelerden göz atabilirsiniz!
Go straight until you reach the traffic lights, then turn left.
(Trafik lambalarına gelene kadar dümdüz devam et, sonra sola dön.)
Turn right at the corner and you’ll see the restaurant on your left.
(Köşeden sağa dön ve restoranı solunda göreceksin.)
Take the second road on the right and the museum will be on your left.
(İkinci sokaktan sağa dön ve müze solunda olacak.)
Keep walking down this street, and you’ll find the bookstore on the corner.
(Bu cadde boyunca yürümeye devam et, ve köşede kitapçıyı bulacaksın.)
Cross the main road, and you’ll see the park just across from it.
(Ana caddeyi geç ve parkı hemen karşısında göreceksin.)
It’s just around the corner from the grocery store.
(Marketin köşesinin hemen ardında.)
Walk straight for about 5 minutes, and the café will be on your right.
(Yaklaşık 5 dakika boyunca dümdüz yürü, ve kafe sağında olacak.)
Go past the school, and the library is on the left side of the street.
(Okulun yanından geç, ve kütüphane caddenin sol tarafında.)
The hotel is a short walk from here, only two blocks away.
(Otel buradan kısa bir yürüme mesafesinde, sadece iki blok uzaklıkta.)
Can you tell me how to get to the bus station?
(Otobüs istasyonuna nasıl gidileceğini bana söyleyebilir misiniz?)
İngilizce Yol Tarifi Örnekleri
Şimdi birkaç diyalog örneği ile yol tarifi verme ve yol tarifi alma konusunda pratik yapalım. Dilerseniz bu diyalogları bir arkadaşınızla canlandırarak pratiği keyifli bir hale getirebilirsiniz.
Diyalog 1: Turist ve Yerel Halk
Tourist: Excuse me, can you tell me how to get to the university?
(Pardon, üniversiteye nasıl gideceğimi söyleyebilir misiniz?)
Local people: Of course! Go straight down this street for two blocks, then turn left at the intersection. The university will be on your right.
(Elbette! Bu cadde boyunca iki blok düz gidin, sonra kavşaktan sola dönün. Üniversite sağınızda olacak.)
Tourist: Thank you so much!
(Çok teşekkür ederim!)
Diyalog 2: Arkadaşlar Arasında
Friend 1: Hey, do you know where the nearest coffee shop is?
(Hey, en yakın kahve dükkanının nerede olduğunu biliyor musun?)
Friend 2: Yeah, sure! Walk straight until you see a park on your left. Then, take a right at the corner, and the coffee shop will be on your left.
(Evet, tabii! Dümdüz yürü, solunda bir park görene kadar devam et. Sonra köşeden sağa dön, ve kahve dükkanı solunda olacak.)
Friend 1: Thanks a lot!
(Çok teşekkür ederim!)
Diyalog 3: Evden İşe Yol Tarifii
Passenger: Excuse me, is this the bus stop for downtown?
(Pardon, burası şehir merkezi otobüs durağı mı?)
Local People: Yes, it is. You just need to catch the Number 5 bus, which will be here in about 10 minutes.
(Evet, öyle. Sadece Numara 5 otobüsünü beklemeniz gerekiyor, yaklaşık 10 dakika içinde burada olacak.)
Passenger: Perfect, thanks!
(Harika, teşekkür ederim!)
Diyalog 4: Otobüs Durağında
Passenger: Excuse me, is this the bus stop for downtown?
(Pardon, burası şehir merkezi otobüs durağı mı?)
Local People: Yes, it is. You just need to catch the Number 5 bus, which will be here in about 10 minutes.
(Evet, öyle. Sadece Numara 5 otobüsünü beklemeniz gerekiyor, yaklaşık 10 dakika içinde burada olacak.)
Passenger: Perfect, thanks!
(Harika, teşekkür ederim!)
Diyalog 5: Havalimanında
Person 1: Hello, I need to go to the airport tomorrow. How can I get there?
(Merhaba, yarın havaalanına gitmem gerekiyor. Oraya nasıl gidebilirim?)
Person 2: To get to the airport, you can either call a taxi or use public transportation.
(Havaalanına gitmek için ya bir taksi çağırabilir ya da toplu taşımayı kullanabilirsiniz.)
Person 1: I prefer using public transportation. Which bus should I take?
(Ben toplu taşımayı tercih ediyorum. Hangi otobüsü almalıyım?)
Person 2: You can take bus number 112 that goes from the city center to the airport. The bus stop is about a 10-minute walk from here.
(Şehir merkezinden havaalanına giden 112 numaralı otobüsü alabilirsiniz. Otobüs durağı buradan yaklaşık 10 dakikalık yürüme mesafesinde.)
Person 1: Thank you.
(Teşekkür ederim.)
İngilizce Yol Tarifi Örnekleri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
“En yakın metro istasyonuna nasıl gidebilirim?” sorusu İngilizce nasıl sorulur?
How do I get to the nearest subway station?
“Market buradan uzak mı?” sorusu İngilizce nasıl sorulur?
Is the supermarket far from here?
“Bana konser salonuna nasıl gidileceğini söyleyebilir misiniz?” sorusu İngilizce nasıl sorulur?
Can you tell me how to get to the concert hall?
İngilizce “sağa dön,” “sola dön,” ve “dümdüz ilerle” nasıl söylenir?
“Sağa dön” – “Turn right”
“Sola dön” – “Turn left”
“Dümdüz ilerle” – “Go straight.”
Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! 25 dakikalık bire bir canlı dersler, 40 dakikalık grup dersleri, 30.000’den fazla interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?