İngilizce sebzeler nedir? İngilizce sebzelerin türkçe anlamları ve okunuşları nedir? İngilizce sebzelerin kullanıldığı cümleler nasıl olur? Günlük hayatımızda sıkça yediğimiz sebzeler her zaman karşımıza çıkıyor. Farklı ülkelerin yemeklerini öğrenirken, yeni tarifler denerken sebzelerin İngilizcesini bilmezsek sorun yaşayabiliriz. Bu içeriğimizde sizler için İngilizce sebzelerin listesini, Türkçe anlamlarını ve okunuşlarının yanı sıra aynı zamanda İngilizcenizi pekiştirmeniz için bu sebzelerin kullanıldığı örnek cümleleri EnglishCentral olarak hazırladık.
İngilizce Sebzelerin Türkçesi ve Okunuşları Listesi
Sebzelerin İngilizcesini, Türkçesini, Türkçe okunuşlarını ve ses kayıtlarını aşağıdaki tablomuzda bulabilirsiniz.
İngilizcesi | Türkçesi | Okunuşu | Ses |
---|---|---|---|
Artichoke | Enginar | Artiçok | |
Beans | Fasulye | Biinz | |
Beetroot | Pancar | Biitrot | |
Broccoli | Brokoli | Bırokıli | |
Cabbage | Lahana | Kebıç | |
Carrot | Havuç | Kerıt | |
Cauliflower | Karnabahar | Kalıfılavır | |
Celery | Kereviz | Keleri | |
Chickpeas | Nohut | Çikpiis | |
Corn | Mısır | Korn | |
Cucumber | Salatalık | Kukambır | |
Curly | Kıvırcık | Körli | |
Eggplant | Patlıcan | Eggpilent | |
Garlic | Sarımsak | Garlik | |
Ginger | Zencefil | Cincır | |
Leek | Pırasa | Liik | |
Mint | Nane | Mint | |
Mushroom | Mantar | Maşrum | |
Okra | Bamya | Okra | |
Olive | Zeytin | Oliv | |
Onion | Soğan | Anyın | |
Parsley | Maydonoz | Parsliy | |
Peas | Bezelye | Piiz | |
Pepper | Biber | Pepır | |
Potato | Patates | Poteyto | |
Purslane | Semiz Otu | Purzleyn | |
Radish | Turp | Radiş | |
Spinach | Ispanak | Sipınıç | |
Tomato | Domates | Tomeyto | |
Watercress | Tere | Vatırkıres |
İngilizce Sebzeler ile ilgili Örnek Cümleler
“I really like my peas with rice.”
(Bezelyemi pilav ile birlikte çok seviyorum.)
“Eating beans with bread is tasty.”
(Fasulyeyi ekmekle yemek lezzetlidir.)
“Popeye eats spinach to get stronger.”
(Temel Reis ıspanak yiyerek güçlenir.)
“Carrot is good for the eyes.”
(Havuç gözlere iyi gelir.)
“You can use tomatoes to make a tasty sauce.”
(Lezzetli bir sos yapmak için domates kullanabilirsiniz.)
“Broccoli becomes too tasty when it’s boiled.”
(Brokoli haşladığı zaman çok lezzetli oluyor.)
“She said that cauliflower and broccoli look familiar.”
(Karnabahar ve brokolinin birbirine benzediğini söyledi.)
“His mom cooks artichoke so perfectly that you’ll eat your fingers.”
(Annesi öyle güzel enginar yapıyor ki parmaklarını yersin.)
“He likes to eat pepper without anything but it.”
(Biberi tek başına yanında bir şey olmadan yemeyi seviyor.)
“Okra is relatively easy to grow given sufficient space.”
(Yeterli alan verildiğinde bamya büyümesi nispeten kolaydır.)
“I was really worried if I had parsley left on my teeth.”
(Dişimde maydanoz kaldı diye çok endişelenmiştim.)
“There was a scene in Avatar where the guy cried for his cabbages.”
(Avatarda lahanaları için ağlayan bir adamın olduğu sahne vardı.)
“I picked some curly and tomato to make a salad.”
(Salata yapmak için kıvırcık ve domates aldım.)
“For example, when you eat celery, you can eat the leaves.”
(Örnek olarak, kereviz yediğin zaman yapraklarını da yiyebilirsin.)
“We made potato salad for the picnic.”
(Piknik için patates salatası yaptık.)
“The color red of the beetroot looks amazing.”
(Pancarın kırmızı rengi harika görünüyor.)
“I really like chickpeas and rice.”
(Pilav ve nohutu severim.)
“Adding mint to your drink gives a cool taste.”
(İçeceğinize nane koymak ferahlatıcı bir tat verir.)
“We went to the countryside to see corn fields.”
(Mısır tarlalarını görmek için kırsal tarafa gittik.)
“They say vampires are afraid of garlic.”
(Vampirlerin sarımsaktan korktuğu söylenir.)
“Have you ever tried eating cucumber with salt?”
(Hiç salatalığı tuz ile yemeyi denedin mi?)
“She picked some leeks from the market.”
(Marketten biraz pırasa aldı.)
“Jill dunked her ginger biscuit in her tea.”
(Jill zencefilli bisküvisini çayına daldırdı.)
“There is a idiom called ‘Being like radish.’”
(‘Turp gibi olmak’ deyimi var.)
“Trim, wash and add the watercress to the salad.”
(Tereyi kesin, yıkayın ve salataya ekleyin.)
“The recipe calls for chopped onions.”
(Tarif, doğranmış soğan gerektirir.)
“Mixing parsley with yogurt makes a great salad.”
(Semiz otunu yoğurtla karıştırınca harika bir salata ortaya çıkıyor.)
“The Mediterranean area is rich in olive.”
(Akdeniz bölgesi zeytin bakımından zengindir.)
“My boss doesn’t like mushrooms in her food.”
(Patronum yemeklerinde mantar sevmiyor.)
“I really hate eggplant.”
(Patlıcandan gerçekten nefret ediyorum.)
İngilizce Sebzeler Listesi, Okunuşları ve Türkçe Anlamları Hakkında Sık Sorulan Sorular
Bütün sebzelerin İngilizcesi ne?
Bütün sebzelerin İngilizcesi “all vegetables” olarak çevrilebilir. Sebzelerin tek tek anlamlarına içeriğimizdeki tablodan ulaşabilirsiniz.
Sebze İngilizce nasıl yazılır?
Sebze İngilizce olarak “vegetable” olarak yazılır.
Sebze isimleri nelerdir?
Başlıca sebze isimlerine örnek olarak onion (soğan), peas (bezelye), broccoli (brokoli), tomato (domates)’yu örnek olarak verebiliriz. Tüm sebzelerin İngilizcesini öğrenmek için içeriğimizi inceleyebilirsiniz.
Tüm sebzeler yerde mi yetişir?
Tüm sebzeler yerde yetişmez: Ispanak ve semizotu gibi sebzeler yerde yetişirken; fasulye ve bamya gibi sebzeler ağaçlardan toplanır.
İngilizce Sebzeler Listesi, Okunuşları ve Türkçe Anlamları ile ilgili öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? Dilerseniz EnglishCentral’da bulunan 20.000’den fazla interaktif video derslerini inceleyebilir, kelime dağarcığınızı geliştirip telaffuz pratiği yapabilirsiniz. Dilerseniz öğrendiklerinizi canlı ve birebir İngilizce özel ders sırasında kişisel İngilizce öğretmeniniz ile tekrar edebilirsiniz. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?