Hepsi
Çocuklar için İngilizce
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce
Popüler Günlük İngilizce
Popüler İngilizce Gramer
Popüler İngilizce Şarkılar
Popüler Paylaşımlar
Generic selectors
Exact matches only
Ara
Search in content
Post Type Selectors
Lütfen Dil Seçin
English
Türkçe
Português
عربي
日本
Tiếng Việt
한국어
Hepsi
Çocuklar için İngilizce
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce

İngilizce Kibar Cümle Kalıpları

İngilizcede kibar cümle kalıpları, etkili iletişimin ve sağlıklı sosyal ilişkilerin temelini oluşturur. Bu tür ifadeler, sadece karşıdaki kişiye saygı göstermenin ötesinde, aynı zamanda kendinizi daha profesyonel ve olumlu bir şekilde ifade etmenize olanak tanır. Özellikle iş dünyasında, resmi yazışmalarda veya günlük sohbetlerde, kibar bir dil kullanmak karşınızdaki kişiye değer verdiğinizi ve iletişiminizde özenli olduğunuzu gösterir. İngilizce kibar cümle kalıpları, isteklerinizi, fikirlerinizi ve taleplerinizi nazik bir şekilde dile getirmenizi sağlar, bu da insanların sizi daha rahat ve pozitif bir şekilde anlamasına yardımcı olur. Bu yazıda, İngilizce’de sıkça kullanılan kibar cümle kalıplarını detaylı bir şekilde inceleyecek ve bu kalıpların hangi durumlarda daha etkili olabileceğini keşfedeceğiz.

İngilizce Kibar Cümle Yapıları

İngilizcede kibar cümle yapıları, iletişimi daha nazik ve etkili hale getirmek için oldukça önemli bir rol oynar. Hem resmi ortamlarda hem de günlük konuşmalarda, doğru ve saygılı bir dil kullanmak, karşınızdaki kişiye kendisini değerli hissettirir. Şimdi, birlikte İngilizce’deki kibar cümle yapıları üzerinde duralım ve nasıl daha etkili ve nazik bir şekilde iletişim kurabileceğimizi keşfedelim.

“Please”

“Please” İngilizcede “lütfen” anlamına gelir ve isteklerde bulunan bir kişinin nazik ve saygılı olduğunu gösterir. Cümlelere eklenmesi, talebin daha yumuşak ve kibar bir şekilde ifade edilmesini sağlar.

– “Please give me the book.”
(Lütfen bana kitabı verin.)

– “Call me back, please.”
(Lütfen beni geri arayın.)

– “Could you please help me with this?”
(Bana bununla yardımcı olabilir misiniz, lütfen?)

– “Please pass the salt.”
(Lütfen tuzu uzatır mısınız?)

– “Could you please wait for a moment?”
(Bir dakika bekleyebilir misiniz, lütfen?)

“Thank you”

“Thank you” İngilizcede “teşekkür ederim” anlamına gelir ve başkalarına minnettarlık göstermek için kullanılır. Bu basit ifade, birine yardım ettiği, bir iyilik yaptığı veya bir şey verdiği için takdirinizi iletmenin kibar bir yoludur.

– “Thank you for your help.”
(Yardımınız için teşekkür ederim.)

– “Thank you for the gift.”
(Hediye için teşekkür ederim.)

– “Thank you so much!”
(Çok teşekkür ederim!)

– “Thank you for your patience.”
(Sabrınız için teşekkür ederim.)

“You’re welcome”

“You’re welcome” İngilizcede “rica ederim” veya “bir şey değil” anlamına gelir ve birine teşekkür ettiklerinde verilen yaygın bir yanıttır. Birinin size teşekkür etmesi üzerine, “You’re welcome” (rica ederim) yanıtını verebilirsiniz.

– “You’re welcome!”
(Rica ederim!)

– “You’re welcome, any time!”
(Rica ederim, her zaman!)

– “You’re welcome, I’m happy to help.”
(Rica ederim, yardımcı olabildiysem ne mutlu.)

– “You’re welcome, glad I could help.”
(Rica ederim, yardımcı olabilmeme sevindim.)

“I’m sorry”

“I’m sorry” İngilizcede “Üzgünüm” veya “Özür dilerim” anlamına gelir ve bir hata yaptığımızda, birine rahatsızlık verdiğimizde veya üzücü bir durum yaşandığında kullanılır. Kibar ve saygılı bir şekilde özür dilemenin yaygın bir yoludur.

– “I’m sorry for being late.”
(Geç kaldığım için üzgünüm.)

– “I’m sorry, I didn’t mean to hurt your feelings.”
(Üzgünüm, seni kırmak istemedim.)

– “I’m sorry, can you repeat that?”
(Üzgünüm, bunu tekrar edebilir misiniz?)

“Pardon me”

“Pardon me” İngilizcede “Affedersiniz” veya “Özür dilerim” anlamına gelir. Birini rahatsız ettiğinizde veya bir şey sormadan önce kibarca dikkat çekmek için kullanılır.

– “Pardon me, could you tell me the time?”
(Affedersiniz, saati söyleyebilir misiniz?)

– “Pardon me, I didn’t mean to bump into you.”
(Affedersiniz, size çarpmak istemedim.)

– “Pardon me, may I ask you a question?”
(Affedersiniz, size bir soru sorabilir miyim?)

“Sorry to bother you”

“Sorry to bother you” İngilizcede “Rahatsız ettiğim için üzgünüm” anlamına gelir ve birine bir şey sormadan veya yardım istemeden önce kibar bir giriş yapmak için kullanılır.

– “Sorry to bother you, but could you help me with this?”
(Rahatsız ettiğim için üzgünüm, bana bununla yardımcı olabilir misiniz?)

– “Sorry to bother you, do you have a moment?”
(Rahatsız ettiğim için üzgünüm, bir dakikanız var mı?)

– “Sorry to bother you, but I think you dropped your wallet.”
(Rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama sanırım cüzdanınızı düşürdünüz.)

“With all due respect…”

“With all due respect” İngilizcede “Tüm saygımla…” anlamına gelir ve genellikle birine katılmadığınızı nazikçe ifade etmek için kullanılır.

– “With all due respect, I have to disagree with you on this matter.”
(Tüm saygımla, bu konuda size katılamıyorum.)

– “With all due respect, I think we should consider other options.”
(Tüm saygımla, bence başka seçenekleri değerlendirmeliyiz.)

– “With all due respect, I believe this approach may not be the best.”
(Tüm saygımla, bu yaklaşımın en iyisi olmayabileceğini düşünüyorum.)

“I would love to, but…”

“I would love to, but…” İngilizcede “Çok isterdim ama…” anlamına gelir ve nazikçe bir teklifi ya da daveti reddetmek için kullanılır.

– “I would love to join you for dinner, but I have other plans.”
(Sizinle yemeğe katılmayı çok isterdim, ama başka planlarım var.)

– “I would love to help, but I’m really busy right now.”
(Yardım etmeyi çok isterdim, ama şu an gerçekten meşgulüm.)

– “I would love to go on vacation, but I need to finish my work first.”
(Tatile gitmeyi çok isterdim, ama önce işimi bitirmem gerekiyor.)

“I’d love to hear more, but…”

“I’d love to hear more, but…” İngilizcede “Daha fazla dinlemek isterdim ama…” anlamına gelir ve nazikçe bir konuşmayı sonlandırmak veya bir konudan uzaklaşmak için kullanılır.

– “I’d love to hear more, but I have to get back to work.”
(Daha fazla dinlemek isterdim, ama işe geri dönmem gerekiyor.)

– “I’d love to hear more, but I have an appointment soon.”
(Daha fazla dinlemek isterdim, ama yakında bir randevum var.)

– “I’d love to hear more, but I need to finish this project first.”
(Daha fazla dinlemek isterdim, ama önce bu projeyi bitirmem gerekiyor.)

“I would like…”

“I would like…” İngilizcede “İsterim” veya “Almak/istemek istiyorum” anlamına gelir ve bir şey talep ederken kibar bir şekilde kullanılır.

– “I would like a cup of coffee, please.”
(Bir fincan kahve almak isterim, lütfen.)

– “I would like to speak with the manager.”
(Yöneticiyle konuşmak isterim.)

– “I would like some more information about the course.”
(Kurs hakkında biraz daha fazla bilgi almak isterim.)

İngilizce Kibar Soru Örnekleri

İngilizcede kibar bir şekilde soru sormak, iletişimi daha nazik ve saygılı hale getirir. Kibar ifadeler, sosyal ilişkilerde düzgün bir dil kullanmanın önemli bir parçasıdır. Bu yazıda, İngilizce konuşurken kullanabileceğiniz kibar soru örneklerine göz atacağız.

– Could you please help me with this?
(Bana yardımcı olabilir misiniz?)

– Would you mind passing me the salt?
(Tuzu uzatır mısınız?)

– Can I ask you a question, please?
(Bir soru sorabilir miyim, lütfen?)

– Could you tell me the time, please?
(Saati söyleyebilir misiniz, lütfen?)

– Would it be possible to reschedule the meeting?
(Toplantıyı yeniden planlamamız mümkün olur mu?)

– May I borrow your pen for a moment?
(Kısa bir süre için kaleminizi ödünç alabilir miyim?)

– Could I ask for your opinion on this matter?
(Bu konu hakkında görüşünüzü alabilir miyim?)

– Would you mind if I opened the window?
(Pencereyi açmamın bir sakıncası var mı?)

– Could you please repeat that?
(Tekrar edebilir misiniz, lütfen?)

İngilizce Kibar Cümle Kalıpları Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

“I’d love to, but…” nasıl kullanılır?
Bir teklifi kibarca reddetmek için kullanılır. Örneğin, “I’d love to come, but I have other plans.” (Gelmek isterdim ama başka planlarım var.)

“With all due respect…” ne anlama geliyor?
Bu ifade, birine katılmadığınızı nazikçe belirtmek için kullanılır. Örneğin, “With all due respect, I have a different opinion.” (Tüm saygımla, farklı bir görüşüm var.)

“Sorry to bother you…” ne demek?
Birinden bir şey isterken veya dikkatini çekerken kibar olmak için kullanılır. Örneğin, “Sorry to bother you, but could you help me?” (Rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama bana yardım edebilir misiniz?)

“Pardon me” ile “Excuse me” arasındaki fark nedir?
İkisi de nazik bir şekilde dikkat çekmek için kullanılır. Ancak “Pardon me” genellikle yanlışlıkla birine çarptığınızda veya bir şeyi tekrar etmek istediğinizde kullanılır. “Excuse me” ise birinin dikkatini çekmek veya bir yere geçmek için kullanılır.

Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! 25 dakikalık bire bir canlı dersler, 40 dakikalık grup dersleri, 30.000’den fazla interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?

blue – yung kai Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri
Çocuklar için İngilizce – Noktalama İşaretleri