İngilizce Düzenli Fiiller nelerdir? İngilizce Düzenli fiil ne demektir? İngilizce Düzenli Fiiller nerelerde kullanılırlar? Geçmiş zaman bildiren cümlelerde sıklıkla gördüğümüz fiillerin 2. ve 3. halleri, fiillerin düzenli veya düzensiz olmasına göre değişir. İngilizce Düzenli Fiiller (Regular Verbs) Detaylı Konu Anlatımı ve Örnek Cümleler içeriğimiz İngilizce Düzenli Fiiller konusunda sizlere bir kılavuz olarak hazırlandı.
İngilizce Düzenli Fiil Oluşturma Kuralları
Cümlede geçmiş zaman anlamı varsa eğer cümledeki fiile “-ed” “-d” veya “-ied” eklerinden biri getirilir. Bu eklerin gelmesi sonucunda fiil 2. ve 3. hal olarak adlandırılan geçmiş zaman anlamı taşıyan hallerden birine bürünür. İngilizce Düzenli Fiil Oluşturma Kuralları ise şunlardır:
Eğer fiil sessiz harfle bitiyorsa “-ed” ekini alır.
She accepted my gift.
(O benim hediyemi kabul etti.)
Michael called me yesterday.
(Michael beni dün aradı.)
I have been attacked by dogs before.
(Daha önce köpekler tarafından saldırıya uğradım.)
Eğer fiil “e” harfi ile bitiyorsa yalnızca “-d” ekini alır.
We closed the shop.
(Dükkânı kapattık.)
My mother decided to work there.
(Annem orada çalışmaya karar verdi.)
He changed his clothes before going out.
(Dışarıya çıkmadan önce kıyafetlerini değiştirdi.)
Eğer fiil sessiz harf + “y” ile bitiyorsa “y” düşer ve fiil “-ied” ekini alır.
I fried potatoes for the first time.
(İlk defa patates kızarttım.)
They emptied the class to clean it.
(Sınıfı temizlemek için boşalttılar.)
The company relied on you but you failed.
(Şirket sana güvendi ama sen başaramadın.)
Eğer fiil sessiz harf + sesli harf + sessiz harf ile bitiyorsa sondaki sessiz harf tekrar yazılır ve ardından “-ed” eki gelir.
I regretted not attending to the meeting last time.
(Geçen sefer toplantıya katılmadığım için pişman oldum.)
They banned some books in the past.
(Onlar geçmişte bazı kitapları yasakladılar.)
She grabbed me by the arm.
(O kız beni kolumdan tuttu.)
İngilizce Regular Verbs (Düzenli Fiiller Nelerdir?)
İngilizce Regular Verbs Türkçede Düzenli Fiiller olarak geçmektedir. Bu fiiller, geçmiş zaman bildiren cümlelerde 2. veya 3. hale bürünmek için “-ed” ekini alırlar. Belirli kurallar sonucu “-d” veya “-ied” olabilen “-ed” eki belirli fiillere geçmiş zaman yani Past Tense veya Past Participle anlamı katmak için kullanılır.
İngilizce Düzenli Fiiller Listesi
İngilizce Düzenli Fiiler Listesi içeriğimizde sizlere bir kılavuz olması adına İngilizce Düzenli Fiilleri anlamları, 2. halleri (Past), 3. halleri (Past Participle) ve telaffuzları ile bir araya topladık ve tablo haline getirdik.
Present | Past | Past Participle | Türkçesi | Telaffuzu |
---|---|---|---|---|
Accept | Accepted | Accepted | Kabul etmek, onaylamak | |
Add | Added | Added | Eklemek, arttırmak | |
Afford | Afforded | Afforded | Parası yetmek, zaman ayırabilmek | |
Alert | Alerted | Alerted | Uyarmak, alarma geçmek | |
Annoy | Annoyed | Annoyed | Kızdırmak, rahatsız etmek | |
Allow | Allowed | Allowed | İzin vermek, kabul etmek | |
Answer | Answered | Answered | Yanıtlamak, karşılık vermek | |
Appear | Appeared | Appeared | Görünmek, belirmek | |
Applaud | Applauded | Applauded | Alkışlamak, beğenmek | |
Arrest | Arrested | Arrested | Tutuklamak, önlemek | |
Ask | Asked | Asked | Sormak, davet etmek, rica etmek | |
Attach | Attached | Attached | Eklemek, tutturmak | |
Attack | Attacked | Attacked | Saldırmak, hücum etmek | |
Attract | Attracted | Attracted | Çekmek, cezbetmek | |
Avoid | Avoided | Avoided | Önlemek, kaçınmak | |
Back | Backed | Backed | Destek olmak, arka çıkmak | |
Bang | Banged | Banged | Patlamak | |
Bless | Blessed | Blessed | Şükretmek, kutsal saymak | |
Boil | Boiled | Boiled | Kaynatmak, köpürtmek | |
Book | Booked | Booked | Rezervasyon yapmak, kaydetmek | |
Borrow | Borrowed | Borrowed | Ödünç almak | |
Brush | Brushed | Brushed | Fırçalamak | |
Burn | Burned | Burned | Yakmak, yanmak | |
Check | Checked | Checked | Kontrol etmek, gözden geçirmek | |
Chew | Chewed | Chewed | Çiğnemek, kafa yormak | |
Claim | Claimed | Claimed | İddia etmek, sahip çıkmak | |
Clean | Cleaned | Cleaned | Temizlemek | |
Call | Called | Called | Çağırmak, telefonla aramak | |
Collect | Collected | Collected | Toplamak, bir araya getirmek | |
Complain | Complained | Complained | Söylenmek, şikâyet etmek | |
Concern | Concerned | Concerned | Endişelenmek | |
Connect | Connected | Connected | Bağlanmak | |
Consider | Considered | Considered | Düşünmek, göz önünde bulundurmak | |
Contain | Contained | Contained | İçermek, kapsamak | |
Correct | Corrected | Corrected | Düzeltmek, doğrulamak | |
Cross | Crossed | Crossed | Geçmek, karşılaşmak, melezlemek | |
Curl | Curled | Curled | Kıvırmak, dalgalandırmak | |
Decay | Decayed | Decayed | Bozmak, çürütmek | |
Delay | Delayed | Delayed | Geç kalmak, ertelemek | |
Deliver | Delivered | Delivered | Teslim etmek, vermek | |
Depend | Depended | Depended | Güvenmek, bağlı olmak | |
Destroy | Destroyed | Destroyed | Zarar vermek, imha etmek | |
Develop | Developed | Developed | Geliştirmek, yükseltmek | |
Disappear | Disappeared | Disappeared | Gözden kaybolmak, yok olmak | |
Discover | Discovered | Discovered | Keşfetmek, bulmak | |
Doubt | Doubted | Doubted | Şüphe etmek, karar verememek | |
Dream | Dreamed | Dreamed | Hayal kurmak, rüya görmek | |
Dust | Dusted | Dusted | Toz almak, silkelemek | |
Earn | Earned | Earned | Para kazanmak, hak etmek | |
Embarrass | Embarrassed | Embarrassed | Utandırmak | |
Employ | Employed | Employed | Çalıştırmak, iş vermek | |
End | Ended | Ended | Bitirmek, bitmek | |
Enjoy | Enjoyed | Enjoyed | Zevk almak, hoşlanmak, eğlenmek | |
Enter | Entered | Entered | Girmek, katılmak, kaydetmek | |
Entertain | Entertained | Entertained | Eğlendirmek, oyalamak | |
Exist | Existed | Existed | Var olmak, yaşamak | |
Expand | Expanded | Expanded | Genişletmek, büyütmek | |
Expect | Expected | Expected | Ummak | |
Explain | Explained | Explained | Açıklamak | |
Fail | Failed | Failed | Başarısız olmak, batmak | |
Fear | Feared | Feared | Korkmak, kuşkulanmak | |
Fetch | Fetched | Fetched | Almak, çekmek | |
Fill | Filled | Filled | Doldurmak, doyurmak | |
Flash | Flashed | Flashed | Parlamak, yakmak | |
Float | Floated | Floated | Süzülmek, dalgalanmak | |
Flood | Flooded | Flooded | Yağdırmak, sel basmak | |
Flow | Flowed | Flowed | Akmak | |
Follow | Followed | Followed | Takip etmek | |
Form | Formed | Formed | Oluşturmak, biçimlendirmek | |
Found | Founded | Founded | Kurmak, dayandırmak | |
Frighten | Frightened | Frightened | Korkutmak | |
Glow | Glowed | Glowed | Parlamak | |
Greet | Greeted | Greeted | Selamlamak, kutlamak | |
Guard | Guarded | Guarded | Korumak, nöbet tutmak | |
Guess | Guessed | Guessed | Tahmin etmek, sezmek | |
Hammer | Hammered | Hammered | Çakmak, çekiçle vurmak | |
Hand | Handed | Handed | Yardım etmek | |
Hang | Hanged | Hanged | Asmak, sarkıtmak | |
Happen | Happened | Happened | Olmak, meydana gelmek | |
Harm | Harmed | Harmed | Zarar vermek, kötülük etmek | |
Head | Headed | Headed | Başı çekmek | |
Heal | Healed | Healed | İyileşmek, iyileştirmek | |
Heat | Heated | Heated | Isıtmak | |
Help | Helped | Helped | Yardım etmek | |
Hook | Hooked | Hooked | Takmak, çengellemek | |
Hover | Hovered | Hovered | Etrafında gezinmek, üstünde uçmak | |
Hunt | Hunted | Hunted | Avlamak, avlanmak | |
Impress | Impressed | Impressed | Etkilemek, aklına sokmak | |
Inform | Informed | Informed | Bilgi vermek | |
Instruct | Instructed | Instructed | Bilgilendirmek, öğretmek | |
Interest | Interested | Interested | İlgilendirmek | |
Interrupt | Interrupted | Interrupted | Yarıda kesmek | |
Invent | Invented | Invented | İcat etmek | |
Itch | Itched | Itched | Kaşınmak | |
Jail | Jailed | Jailed | Tutuklamak | |
Join | Joined | Joined | Katılmak | |
Jump | Jumped | Jumped | Zıplamak | |
Kick | Kicked | Kicked | Tekme atmak | |
Kill | Killed | Killed | Öldürmek, katletmek | |
Kiss | Kissed | Kissed | Öpmek | |
Kneel | Kneeled | Kneeled | Diz çökmek | |
Knock | Knocked | Knocked | Vurmak, çarpmak | |
Land | Landed | Landed | Karaya çıkmak, indirmek | |
Laugh | Laughed | Laughed | Gülmek | |
Learn | Learned | Learned | Öğrenmek | |
Lift | Lifted | Lifted | Kaldırmak, yükseltmek | |
Listen | Listened | Listened | Dinlemek | |
Load | Loaded | Loaded | Yüklemek | |
Lock | Locked | Locked | Kilitlemek | |
Look | Looked | Looked | Bakmak | |
Match | Matched | Matched | Eşlemek, karşılaştırmak | |
Melt | Melted | Melted | Eritmek, | |
Mend | Mended | Mended | Düzeltmek, tamir etmek | |
Miss | Missed | Missed | Özlemek, kaçırmak | |
Mix | Mixed | Mixed | Karıştırmak | |
Murder | Murdered | Murdered | Öldürmek, cinayet işlemek | |
Need | Needed | Needed | İhtiyacı olmak | |
Nest | Nested | Nested | İç içe koymak, yuva yapmak | |
Obey | Obeyed | Obeyed | İtaat etmek | |
Obtain | Obtained | Obtained | Elde etmek | |
Offer | Offered | Offered | Teklif etmek | |
Open | Opened | Opened | Açmak | |
Order | Ordered | Ordered | Sipariş vermek, emretmek | |
Own | Owned | Owned | Sahip olmak | |
Pack | Packed | Packed | Paketlemek | |
Paint | Painted | Painted | Boyamak, resim yapmak | |
Park | Parked | Parked | Park etmek | |
Perform | Performed | Performed | Yerine getirmek, uygulamak | |
Pinch | Pinched | Pinched | Kıstırmak, çimdiklemek | |
Play | Played | Played | Oynamak | |
Point | Pointed | Pointed | İşaret etmek | |
Possess | Possessed | Possessed | Sahip olmak | |
Pray | Prayed | Prayed | Dua etmek | |
Prefer | Prefered | Prefered | Tercih etmek | |
Pretend | Pretended | Pretended | Numara yapmak | |
Press | Pressed | Pressed | Baskı yapmak | |
Pour | Poured | Poured | Dökmek | |
Prevent | Prevented | Prevented | Yol göstermek | |
Printed | Printed | Basmak, yayınlamak | ||
Protect | Protected | Protected | Korumak | |
Punish | Punished | Punished | Cezalandırmak | |
Push | Pushed | Pushed | İtmek | |
Question | Questioned | Questioned | Soru sormak | |
Rain | Rained | Rained | Yağmur yağmak, yağdırmak | |
Record | Recorded | Recorded | Kaydetmek | |
Reach | Reached | Reached | Ulaşmak | |
Reflect | Reflected | Reflected | Yansıtmak, ifade etmek | |
Reject | Rejected | Rejected | Reddetmek, çıkarmak | |
Remain | Remained | Remained | Kalmak, sürdürmek | |
Remember | Remembered | Remembered | Hatırlamak | |
Remind | Reminded | Reminded | Hatırlatmak | |
Request | Requested | Requested | Talep etmek | |
Return | Returned | Returned | Geri dönmek | |
Rush | Rushed | Rushed | Acele etmek | |
Scream | Screamed | Screamed | Çığlık atmak | |
Seal | Sealed | Sealed | Mühürlemek, kapatmak | |
Shock | Shocked | Shocked | Şok etmek, şaşkına dönmek | |
Sign | Signed | Signed | İmzalamak | |
Smell | Smelled | Smelled | Kokmak, sezmek | |
Sound | Sounded | Sounded | Ses çıkarmak | |
Suffer | Suffered | Suffered | Acı çekmek, katlanmak | |
Suggest | Suggested | Suggested | Tavsiye etmek | |
Thank | Thanked | Thanked | Teşekkür etmek | |
Touch | Touched | Touched | Dokunmak, etkilemek | |
Train | Trained | Trained | Eğitmek | |
Travel | Traveled | Traveled | Seyahat etmek | |
Trust | Trusted | Trusted | Güvenmek | |
Turn | Turned | Turned | Dönmek, çevirmek | |
Visit | Visited | Visited | Ziyaret etmek | |
Wait | Waited | Waited | Beklemek | |
Walk | Walked | Walked | Yürümek | |
Want | Wanted | Wanted | İstemek | |
Warm | Warmed | Warmed | Isıtmak, ısınmak | |
Warn | Warned | Warned | Uyarmak, ihbar etmek | |
Wash | Washed | Washed | Yıkamak, yıkanmak | |
Watch | Watched | Watched | İzlemek | |
Whisper | Whispered | Whispered | Fısıldamak, dedikodu yapmak | |
Wish | Wished | Wished | Dilemek, ummak | |
Wonder | Wondered | Wondered | Merak etmek, şaşmak | |
Advise | Advised | Advised | Fikir vermek, bildirmek | |
Agree | Agreed | Agreed | Anlaşmak, uymak | |
Argue | Argued | Argued | Tartışmak, savunmak | |
Arrange | Arranged | Arranged | Düzenlemek, planlamak | |
Bake | Baked | Baked | Fırında pişirmek | |
Balance | Balanced | Balanced | Dengelemek, karşılaştırmak | |
Bathe | Bathed | Bathed | Yıkanmak | |
Behave | Behaved | Behaved | Davranmak | |
Bore | Bored | Bored | Sıkmak, bunaltmak | |
Breathe | Breathed | Breathed | Nefes almak | |
Calculate | Calculated | Calculated | Hesaplamak, tasarlamak | |
Care | Cared | Cared | İlgilenmek, özen göstermek | |
Cause | Caused | Caused | Sebep olmak | |
Change | Changed | Changed | Değiştirmek, bozdurmak | |
Close | Closed | Closed | Kapatmak, yaklaşmak | |
Compare | Compared | Compared | Karşılaştırmak | |
Continue | Continued | Continued | Devam etmek | |
Damage | Damaged | Damaged | Zarar vermek, bozmak | |
Dance | Danced | Danced | Dans etmek | |
Dare | Dared | Dared | Cesaret etmek, cüret etmek | |
Decide | Decided | Decided | Karar vermek, sonuca varmak | |
Describe | Described | Described | Anlamak, tanımlamak | |
Deserve | Deserved | Deserved | Hak etmek, layık olmak | |
Divide | Divided | Divided | Bölmek, sınıflandırmak | |
Encourage | Encouraged | Encouraged | Cesaretlendirmek, teşvik etmek | |
Escape | Escaped | Escaped | Kaçmak, kurtulmak | |
Face | Faced | Faced | Yüzleşmek, bakmak | |
Fire | Fired | Fired | Yakmak, yanmak | |
Hope | Hoped | Hoped | Ümit etmek, beklemek | |
Ignore | Ignored | Ignored | Görmezden gelmek, umursamamak | |
Include | Included | Included | İçermek, dahil etmek | |
Injure | Injured | Injured | Yaralamak, kötülük etmek | |
Increase | Increased | Increased | Artırmak, büyümek, zam yapmak | |
Interfere | Interfered | Interfered | Müdahale etmek, girişmek | |
Joke | Joked | Joked | Şaka yapmak, fıkra anlatmak | |
Lie | Lied | Lied | Yalan söylemek, uzanmak | |
Like | Liked | Liked | Sevmek, hoşlanmak | |
Live | Lived | Lived | Yaşamak, hayatta kalmak | |
Love | Loved | Loved | Sevmek | |
Manage | Managed | Managed | İşletmek, idare etmek | |
Mate | Mated | Mated | Evlenmek, çiftleşmek, mat etmek | |
Move | Moved | Moved | Hareket etmek, taşınmak, ilerlemek | |
Note | Noted | Noted | Not etmek, dikkat etmek | |
Notice | Noticed | Noticed | Fark etmek, bildirmek | |
Observe | Observed | Observed | Görmek, incelemek, uymak | |
Owe | Owed | Owed | Borçlu olmak | |
Pause | Paused | Paused | Ara vermek, tereddüt etmek | |
Place | Placed | Placed | Yerleştirmek, koymak | |
Practice | Practiced | Practiced | Uygulamak, pratik yapmak | |
Prepare | Prepared | Prepared | Hazırlık yapmak | |
Promise | Promised | Promised | Söz vermek, umut vermek | |
Provide | Provided | Provided | Temin etmek, şart koşmak | |
Race | Raced | Raced | Yarışmak, yarıştırmak | |
Raise | Raised | Raised | Yükseltmek, yetiştirmek | |
Release | Released | Release | Salıvermek, serbest bırakmak | |
Reduce | Reduced | Reduced | Azaltmak, kısmak | |
Receive | Received | Received | Almak, kabul etmek | |
Refuse | Refused | Refused | Reddetmek, kaçınmak | |
Rescue | Rescued | Rescued | Kurtarmak, muaf tutmak | |
Retire | Retired | Retired | Emekli olmak, çekilmek | |
Save | Saved | Saved | Biriktirmek, kurtarmak, korumak | |
Scare | Scared | Scared | Korkmak, korkutmak | |
Scrape | Scraped | Scraped | Kazımak, sıyırmak | |
Scribble | Scribbled | Scribbled | Karalamak, eğri büğrü yazmak | |
Serve | Served | Served | Hizmet vermek, servis yapmak, yerine getirmek | |
Settle | Settled | Settled | Yerleşmek, yerleştirmek, ödemek | |
Share | Shared | Shared | Paylaşmak, katılmak, iştirak etmek | |
Shade | Shaded | Shaded | Gölgelemek, dönüşmek | |
Shave | Shaved | Shaved | Tıraş olmak, rendelemek | |
Smoke | Smoked | Smoked | Tütmek, sigara içmek | |
Snore | Snored | Snored | Horlamak | |
Spare | Spared | Spared | Ayırmak, esirgemek, biriktirmek | |
Stare | Stared | Stared | Gözünü dikmek | |
Stroke | Stroked | Stroked | Sıvazlamak, okşamak | |
Suppose | Supposed | Supposed | Varsaymak, tahmin etmek | |
Surprise | Surprised | Surprised | Sürpriz yapmak, oyuna getirmek | |
Taste | Tasted | Tasted | Tadına bakmak | |
Teased | Teased | Teased | Kızdırmak | |
Telephone | Telephoned | Telephoned | Telefon etmek, telefonda söylemek | |
Tickle | Tickled | Tickled | Gıdıklamak, güldürmek | |
Tie | Tied | Tied | Bağlamak, berabere kalmak | |
Tire | Tired | Tired | Yorulmak, bıkmak, dekore etmek | |
Trace | Traced | Traced | İzinden gitmek, kopya çekmek, tasarlamak | |
Trade | Traded | Traded | Ticaret yapmak, takas etmek | |
Trouble | Troubled | Troubled | Sorun çıkarmak, rahatsız etmek | |
Tumble | Tumble | Tumble | Düşmek, takla atmak | |
Type | Typed | Typed | Daktilo ile yazmak | |
Use | Used | Used | Kullanmak, yararlanmak | |
Waste | Wasted | Wasted | Harcamak | |
Wave | Waved | Waved | El sallamak, dalgalanmak | |
Wipe | Wiped | Wiped | Temizlemek, kurulamak | |
Wrestle | Wrestled | Wrestled | Mücadele etmek, güreşmek | |
Wriggle | Wriggled | Wriggled | Çalkalamak, kıvırmak | |
Bury | Buried | Buried | Gömmek, örtmek | |
Cry | Cried | Cried | Ağlamak, çığlık atmak | |
Carry | Carried | Carried | Taşımak, nakletmek | |
Copy | Copied | Copied | Kopya etmek | |
Dry | Dried | Dried | Kurutmak | |
Empty | Emptied | Emptied | İçini boşaltmak | |
Fancy | Fancied | Fancied | Hoşlanmak, fantezi kurmak | |
Fry | Fried | Fried | Kızartmak | |
Hurry | Huried | Hurried | Acele etmek | |
Identify | Identified | Identified | Belirlemek, tanımak | |
Marry | Married | Married | Evlenmek | |
Multiply | Multiplied | Multiplied | Çarpmak, çoğalmak | |
Rely | Relied | Relied | İnanmak | |
Reply | Replied | Replied | Yanıtlamak, karşılık vermek | |
Satisfy | Satisfied | Satisfied | Memnun etmek | |
Supply | Supplied | Supplied | Sağlamak, tedarik etmek | |
Terrify | Terrified | Terrified | Dünü patlatmak | |
Try | Tried | Tried | Denemek | |
Untidy | Untidied | Untidied | Dağıtmak | |
Worry | Worried | Worried | Korkmak, endişe etmek | |
Admit | Admitted | Admitted | Kabul etmek, itiraf etmek | |
Ban | Banned | Banned | Yasaklamak, boykot etmek | |
Bat | Batted | Batted | Vuruş yapmak | |
Beg | Begged | Begged | Yalvarmak | |
Chop | Chopped | Chopped | Doğramak | |
Clap | Clapped | Clapped | Alkışlamak | |
Clip | Clipped | Clipped | Kırpmak, tutturmak | |
Dam | Dammed | Dammed | Baraj yapmak, set çekmek | |
Drip | Dripped | Dripped | Damlamak, sızdırmak | |
Drop | Dropped | Dropped | Düşürmek, bırakmak | |
Drum | Drummed | Drummed | Davul çalmak, tempo tutmak | |
Fit | Fitted | Fitted | Uymak, uydurmak, oturmak | |
Flap | Flapped | Flapped | Kanat çırpmak, sallanmak | |
Grab | Grabbed | Grabbed | Kapmak, zorla almak | |
Grin | Grinned | Grinned | Sırıtmak | |
Grip | Gripped | Gripped | Kavramak, sıkıştırmak | |
Hop | Hopped | Hopped | Atlamak, zıplamak, sıçramak | |
Hug | Hugged | Hugged | Kucaklamak, sarılmak | |
Hum | Hummed | Hummed | Vızıldamak uğuldamak | |
Jog | Jogged | Jogged | Dürtmek, jogging yapmak | |
Jam | Jammed | Jammed | Basmak, sıkıştırmak | |
Knot | Knotted | Knotted | Düğüm atmak, bağlamak | |
Mug | Mugged | Mugged | İneklemek, çok çalışmak | |
Nod | Nodded | Nodded | Kafa sallamak, başıyla selam vermek | |
Occur | Occurred | Occurred | Meydana gelmek, oluşmak | |
Plan | Planned | Planned | Planlamak | |
Plug | Plugged | Plugged | Tıkamak | |
Regret | Regretted | Regretted | Pişman olmak | |
Rob | Robbed | Robbed | Çalmak, zorla almak | |
Skip | Skipped | Skipped | Atlamak, sıçramak | |
Slip | Slipped | Slipped | Kaymak | |
Slap | Slapped | Slapped | Tokat atmak | |
Spot | Spotted | Spotted | Benek benek olmak | |
Step | Stepped | Stepped | Adım atmak | |
Stop | Stopped | Stopped | Durmak | |
Strap | Strapped | Strapped | Bantlamak, sarmak | |
Tap | Tapped | Tapped | Musluğu açmak, para sızdırmak | |
Tip | Tipped | Tipped | Bahşiş vermek | |
Trap | Trapped | Trapped | Yakalamak, tuzağa düşürmek | |
Trip | Tripped | Tripped | Çelme takmak, düşürmek | |
Whip | Whipped | Whipped | Kamçılamak, çırpmak | |
Wrap | Wrapped | Wrapped | Sarmak, paketlemek | |
Zip | Zipped | Zipped | Süslemek, gayretli olmak |
İngilizce Düzenli Fiillere Örnek Cümleler
I screamed at the top of my lungs.
(Ciğerlerim çıkana kadar bağırdım.)
The mouse is trapped.
(Fare tuzağa düştü.)
Alex wiped her hand with wet wipes.
(Alex elini ıslak mendille sildi.)
We wrapped presents together last year.
(Geçen sene hediyeleri beraber paketledik.)
Melissa played volleyball for 5 years.
(Melissa 5 sene voleybol oynadı.)
The guide informed us about the country.
(Rehber bizi ülke hakkında bilgilendirdi.)
I baked a cake for your birthday.
(Doğum günün için kek pişirdim.)
We danced all night.
(Bütün gece dans ettik.)
I was allowed to go out at night.
(Gece dışarıya çıkmaya iznim vardı.)
I cared about you a lot.
(Sana çok değer verdim.)
My father shaved his beard today.
(Babam bugün sakalını traş etti.)
At first it sounded bad now the song is beautiful.
(Başta kulağa çok kötü geldi ama şarkı şimdi güzel.)
She was satisfied with the way things turn out.
(O işlerin son halinden tatmin oldu.)
My mother worked in an office for 10 years.
(Annem 10 sene boyunca bir ofiste çalıştı.)
I jogged every day for two weeks.
(İki hafta boyunca her gün koşuya çıktım.)
İngilizce Düzenli Fiiller (Regular Verbs) Detaylı Konu Anlatımı ve Örnek Cümleler ile İlgili Sık Sorulan Sorular
İngilizce düzenli fiiller nelerdir?
İngilizce düzenli fiiller geçmiş zaman anlamı içeren cümlelerde “-ed, -d, -ied” eklerinden birini alarak 2. veya 3. hale getirilen fiillerdir.
İngilizcede düzenli fiil ne demek?
İngilizcede düzenli fiil 2. veya 3. haline geçmek için yalnızca “-ed, -d, -ied” eklerinden birini alan fiil demektir.
Düzenli Fiil nasıl anlaşılır?
Bir fiilin düzenli veya düzensiz olduğunu anlamak için bir yöntem yoktur. Yalnızca ezber yolu ile ayırt edilebilen İngilizce düzenli ve düzensiz fiilleri anlamak için araştırma yapmak gerekmektedir.
“Have” düzenli fiil mi?
“Have” fiili 2. veya 3. haline geçerken tamamen değişip “Had” haline geldiği için düzensiz bir fiildir.
Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! 25 dakikalık bire bir canlı dersler, 40 dakikalık grup dersleri, 30.000’den fazla interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?