İngilizce bağlaçlar nelerdir? İngilizce bağlaçların cümle içindeki kullanımları nasıldır? İngilizcede Conjunctions anlamına gelen bağlaçlar hemen hemen her dilde cümledeki öğeleri bağlamada kullanılan öğelerdir. İngilizcede bağlaçlar birçok türde ayrılmaktadır. Bu içeriğimizde izler için İngilizce bağlaçlar ve Türkçeleri, bu İngilizce bağlaçların cümle içinde kullanımları hakkında bir konu anlatımı hazırladık.
Coordinating Conjunctions (Koordine eden bağlaçlar)
Koordine eden bağlaçlar, cümle içerisinde cümle içindeki bir veya birden fazla öğeyi birleştirmek için kullanılır. Bu bağlaçlar genelde günlük dilde sık olarak kullanılan bağlaçlardır. İngilizcede koordine eden bağlaçlar, “for”, “and”, “nor”, “but”, “or”, “yet” ve “so” olmak üzere 7 tanedir. Bu bağlaçlar FANBOYS şekline kısaltılabilir. Aşağıdaki tabloda bu bağlaçların ne olduğunu, anlamını ve örnek cümlelerini görebilirsiniz.
Coordinating Conjunctions | Türkçesi | Örnek Cümle |
---|---|---|
For | Çünkü, için | She bought some candy for her children. (Çocukları için şeker aldı.) |
And | Ve | Well, I picked some chips and drinks for the party. (Parti için cips ve içecek aldım.) |
Nor | Ne de | He does not eat aubergine nor fig. (Ne patlıcan yiyor ne de incir.) |
But | Ama | I do like the town but I really hate the transportation. (Şehri seviyorum ama ulaşımından nefret ediyorum.) |
Or | Veya | You gotta choose; the hard way or the easy way. (Seçmen gerekiyor; zor yol veya kolay yol.) |
Yet | Yine de, halbuki, ama | We spent half of our sources, yet the final work was perfect. (Kaynaklarımızın yarısını harcadık, yine de biten iş mükemmeldi.) |
So | Bu yüzden/nedenle | I had a money shortage so I took a shady job from a guy. (Para sıkıntım vardı bu yüzden adamın birinde şüpheli bir iş aldım.) |
Correlative Conjunctions (Benzer, ilişki sağlayan bağlaçlar):
Benzer, ilişki sağlayan bağlaçlar iki farklı yapıyı, cümleyi veya ikili kelime öbeğini bağlayan yapılardır. Bu bağlaçlar ikili kalıplardan meydana gelirler. İlişki sağlayan bağlaçlar “her ikisi de”,”her biri”,”ne şu ne bu” gibi anlamlar taşımaktadır. Not only..but also.., both..and.., either..or.., neither..nor.. bunlara örnektir.
Correlative Conjunctions | Türkçesi | Örnek Cümle |
---|---|---|
not only..but also.., | Sadece .. değil, ayrıca… | He not only bought a laptop but also a headset. (Sadece bir laptop değil ayrıca bir kulaklık aldı.) |
both..and.. | Hem…hem de | I both like cakes and ice cream. (Hem kek hem de dondurma seviyorum.) |
either..or.. | Ya…ya da… | You either choose the trip to Hawaii or you stay here. (Ya Hawaii’ye bir geziye gitmeyi seçersin ya da burada kalırsın.) |
neither..nor.. | Ne…ne de | I neither want the shirt nor the sweater. (Ne gömleği ne de kazağı istiyorum.) |
whether….or | …mi yoksa… mi | They always always ask me whether I am sad or not. (Bana her zaman mutsuz muyum yoksa değil miyim diye soruyorlar.) |
not…but… | değil…ama… | Well, she is not clingy but careless. (Darlayan bir değil ama umursamaz.) |
Subordinating Conjunctions (Zarf bağlaçları):
İngilizce de subordinating conjunctions veya adverbial conjunctions olarak belirtilen zarf bağlaçları yer, zaman, neden, koşul, sonuç ve durum belirtirler. Zarf bağlaçları yapıları itibari ile farklı kullanım amaçları ve yerlerinde bulunabilirler. Zarf bağlaçları İngilizcede en çok bulunan bağlaçlardır. Bu bağlaçlar kendi içerisinde zaman belirten, mekan belirten, durum/şart-sonuç belirten, neden-sonuç belirten, amaç belirten zarf bağlaçları ve son olarak zıtlık ve ortaklık belirten zarf bağlaçlar olarak ayrılmaktadır.
Zaman Belirten Bağlaçlar
İngilizce zaman bildiren bağlaçlar bir eylemin zamanını belirtirler. İngilizcede en çok kullanılan bağlaç gruplarındandır.
Zaman Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
---|---|---|
After | -dan sonra, ardından | I will pick the bread after I get off the subway. (Metrodan indikten sonra ekmek alıcam.) |
Before | -dan önce, öncesinde | He should’ve warned us before the events. (Olaylar olmadan önce bizi uyarmalıydı.) |
As long as | süresince, -dığı sürece | It isn’t a problem for me as long as you are okay with it. (Senin için uygun olduğu sürece bizim için bir problem değil) |
Until | -a kadar | She won’t be joining us until she finishes her homework. (Ödevini bitirene kadar bizim yanımıza gelemeyecek.) |
Whenever | -dığında | I’ll be here whenever you need me. (Ne zaman bana ihtiyacın olduğunda burada olucam.) |
When | -dığı zaman | He’ll start the car when we leave the bank. (Bankadan çıktığımız zaman arabayı çalıştıracak.) |
While | iken, sırasında | The crowd moved while the police gave the warnings. (Polis uyarıları verirken kalabalık ilerledi.) |
Then | sonra | She walked around a bit then moved to the other side. (Etrafta biraz yürüdekten sonra karşı tarafa geçti.) |
Since | den beri | I have been here since the beginning. (Başından beri buradayım.) |
Once | Gerçekleşir gerçekleşmez | Start running once you heard the whistle. (Düdüğü duyduğun gibi koşmaya başla.) |
Now | şu anda, şimdi | It is all crystal clear now. (Şu anda hepsi apaçık ortada.) |
By the time | -e kadar, -dığı zaman, -meden önce | He’ll be there by the time we arrive. (Vardığımız zaman burada olacak.) |
During | süresince, sırasında | Do not eat during the class. (Ders sırasında yemek yemeyin.) |
Immediately | … anda, olur olmaz, -den hemen sonra | They vanished immediately after the crash. (Kazadan sonra direkt ortadan kayboldular.) |
Neden-Sonuç Belirten Bağlaçlar
İngilizce neden-sonuç belirten bağlaçlar Türkçe’ye benzer şekilde bir eylemin nedenlerini ve sonuçlarını belirtiler. Bu bağlaçlar aynı zamanda düz ilerleyen bir hikaye örgüsünü de bize gösterir.
Neden-Sonuç Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
---|---|---|
As | Çünkü, için | He went full bankrupt as he spent all his money. (Tüm parasını harcadığı için iflas etti.) |
As a result of | bunun bir sonucu olarak, sonucunda | She was arrested as a result of her actions. (Davranışlarının bir sonucu olarak tutuklandı.) |
Because: | çünkü, dolayı, zira | I’ll go talk to her because I want to. (Gidip onunla konuşucam çünkü canım öyle istiyor.) |
Because of | dolayısıyla | Because of her actions, she was arrested. (Davranışları dolayısıyla tutuklandı.) |
Hence | bundan dolayı, bu sebepten | We’ll move the house, hence we will have a new neighborhood. (Evi taşıyacağız, bundan dolayı da yeni bir mahallemiz olacak.) |
Consequently | sonuç olarak, dolayısıyla | I have a secret and consequently feel ashamed. (Bir sırrım var ve dolayısıyla rezil hissediyorum.) |
Eventually | neticede, nihayetinde, eninde onunda | He will come into our terms eventually. (Nihayetinde bizim şartlarımızı kabul edecek.) |
Finally | nihayet, en sonunda | Finally, he accepted our terms. (En sonunda şartlarımızı kabul etti.) |
For that reason | bu nedenden dolayı | I won’t be talking to you for that reason. (Bu nedenden dolayı seninle konuşmayacağım.) |
In that case | o halde | In that case, you are a clown too. (O halde sen de palyaçosun.) |
Now that | -dığından, madem | Now that his parents moved, he can be free. (Ailesi taşındığına göre artık özgür olabilir.) |
On account of | nedeniyle, yüzünden | The President declined to deliver the speech himself, on account of a sore throat. (Başkan boğaz ağrısı nedeniyle konuşma yapmayı reddetti.) |
Seeing that | madem, madem ki, yani, görünce | Seeing that his friends left him, he started to change his behavior. (Arkadaşlarının onu terk ettiğini görünce, davranışlarını değiştirdi.) |
Since | -diği için, -diğinden beri | I won’t be talking to him since he acts irritating. (Rahatsız edici davrandığı için onunla konuşmayacağım.) |
So | bundan dolayı, haliyle, için | She will be quitting school so she can take care of her family. (Ailesine bakabilmek için okulu bırakacak.) |
That’s why | bu nedenle, bu yüzden | That's why I stopped talking to her. (İşte bu yüzden onunla konuşmayı bıraktım.) |
Therefore | bu nedenle, bu yüzden | Therefore, the detective found the criminal. (Bu nedenden dolayı dedektif suçluyu buldu.) |
Durum-Koşul Belirten Bağlaçlar
İngilizce durum koşul bağlaçları bir eylemin veya olayın hangi etkenlere bağlı olarak geliştiğini gösterir. Bu bağlaçlar aynı zamanda “keşke” anlamı taşıyacak şekilde de kullanılabilir.
Durum-Koşul Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
---|---|---|
As if | -miş/-mış gibi | She acts as if she is running the business. (Sanki işyerinin sahibiymiş gibi davranıyor.) |
As long as | -dığı sürece | I’m fine with it as long as you are as well. (Sen tamam olduğun sürece bana sıkıntı yok.) |
As far as | -e göre, -e kadar | As far as I know, the teacher is at the school. (Bildiğime göre hoca okulda.) |
Only if | yalnızca | I would do it only if you promise to return the favor. (Yalnızca sen de geri bir iyilik yapmaya söz verirsen yaparım.) |
If only | keşke, –ması şartıyla | If only I passed the school. (Ah bir okulu bitireydim.) |
On condition that: | –ması şartıyla | I will buy you the toy on the condition that you will behave nicely. (Uslu davranman şartıyla sana oyuncağı alırım.) |
In the event of | olursa, -dığı takdirde | Be ready for anything in the event of an apocalypse. (Bir kıyamet olursa diye her şeye hazırlıklı olun.) |
Just as | tam –dığında, gerçekleştiğinde, tam da | Just as I thought. (Tam da düşündüğüm gibi.) |
Just in case | gerçekleşirse, -e halinde | Always bring your extras, just in case for anything. (Her zaman bir şey olması halinde yanına yedeklerini al.) |
Supposing that | varsayılırsa, ihtimalinde | It would be perfect supposing that you finish your job early. (İşini erken bitirdiğini varsayarsak mükemmel olur.) |
Unless | olmadıkça | This train won’t go unless the last passenger arrives. (Son yolcu gelmedikçe tren hareket etmeyecek.) |
Provided that | koşuluyla, şartıyla, zaman | I believe she can achieve anything provided that she is guided well. (Doğru yönlendirildiği zaman her şeyi başarabileceğine inanıyorum.) |
Assuming that | Varsayıldığında, sanıldığında, düşünüldüğünde | We are assuming that your actions are the result of a trauma. (Davranışlarının bir travmanı sebebi olduğunu düşünüyoruz.) |
In case | -se diye | We drove fast, in case they kept chasing. (Hala kovalamaya devam ediyorlarsa diye hızlı sürdük.) |
In fact that | aslında, hatta, doğrusu | Yes, she did; in fact, she's now taking an advanced driving test (Evet yaptı, hatta şimdi ileri sürüş testinde.) |
Even if | Olsa bile, -se bile | I would call you even if I’m in another country. (Başka bir ülkede olsam bile seni arardım.) |
Indeed | aynen, gerçekten, cidden | Indeed it is. (Aynen öyle.) |
Rather than | -masındansa, -mektense | I would rather choose chicken than eggplant. (Patlıcandansa tavuğu tercih ederim.) |
Without | -maksızın, madıkça | We can’t do this without her help. (Yardımı olmadan bunu yapamayız.) |
Mekan Belirten Bağlaçlar
İngilizce mekan belirtilen bağlaçlar bir eylemin veya olayın nerede gerçekleştiğini gösterir. Bu bağlaçlar aynı zamanda geleceğe dair söz verme manasında kullanılabilir. (bknz. wherever)
Mekan Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
---|---|---|
Where | -dığı yerde | Just tell us where you are. (Bize nerede olduğunu söyle.) |
Wherever | Nerede olursa, her -dığı yerde | He brings trouble wherever he goes. (Nerede olursa olsun sorun çıkarıyor.) |
Zıtlık Belirten Bağlaçlar
İngilizce zıtlık belirten bağlaçlar, zaman belirten bağlaçlar gibi sıkça kullanılmaktadır. Bu bağlaçlar özellikle akademik dilde yazılan makale gibi eserlerde sıkça kullanılmaktadır.
Zıtlık Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
---|---|---|
Although | buna rağmen, -e karşın | Although the heavy damage, mechanic was able to fix the car. (Ağır hasara rağmen tamirci arabayı tamir edebildi.) |
Conversely | tersine, aksine | In New Zealand, conversely, the Treaty of Waitangi process has produced much less controversy. (Bunun tersine Yeni Zelanda'da Waitangi Antlaşması süreci çok daha az tartışma yarattı.) |
Despite | karşın, rağmen | Despite her attitude, she was able to get the job. (Tavrına rağmen işi almayı başardı.) |
Even so | olsa bile | He doesn’t look sick but even so, he coughs. (Hasta gözükmese bile öksürüyor.) |
Even though | olsa bile | I will try to get it even though its impossible. (İmkansız olsa bile almaya çalışıcam.) |
However | her ne şekilde, ..olsa da.., ancak | He is a reckless driver, however, he achieved to get a license. (Her ne kadar dikkatsiz bir sürücü olsa da ehliyet almayı başardı.) |
In contrast to | -in aksine | In contrast to the public image, he managed to win. (Kamu imajının aksine, kazanmayı başardı.) |
In spite of | rağmen | In spite of his broken leg, he finished the marathon (Kırık bacağına rağmen maratonu bitirdi.). |
Nevertheless | bununla beraber, yinede, buna rağmen | The math test was very difficult; nevertheless, she earned a good grade. (Matematik testi çok zordu buna rağmen iyi bir not aldı.) |
Nonetheless | her şeye rağmen | Nonetheless, some progress had been made. (Her şeye rağmen biraz gelişme sağlandı.) |
No matter | önemli olmasa da, … olursa olsun | I can finish it no matter how hard it is. (Ne kadar zor olursa olsun bitirebilirim.) |
Otherwise | yoksa, aksi hâlde | All of the users should be banned, otherwise, terminated. (Tüm üyeler yasaklanmalı aksi halde silinmeli.) |
Though | -duğu hâlde | Though he was sad, he kept smiling. (Mutsuz olduğu halde gülmeye devam etti.) |
Unless | olmadıkça | He would be gone unless she does something. (Bir şey yapmazsa gidecek.) |
Unlike | aksine, farklı olarak | Unlike most people, she hates eating cake. (Çoğu insanın aksine pasta yemeyi sevmiyor.) |
Whether or not | Öyle ya da böyle | You whether choose to leave or not. (Ya gidersin ya da gitmezsin.) |
Aynı Fikri Belirten Bağlaçlar
Zıtlık belirten bağlaçlara benzer olarak, İngilizce aynı fikri belirten bağlaçlar, zaman belirten bağlaçlar gibi sıkça kullanılmaktadır. Bu bağlaçlar özellikle akademik dilde yazılan makale gibi eserlerde sıkça kullanılmaktadır.
Aynı Fikri Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
---|---|---|
Additionally | bundan başka, ayrıca | Additionally, we should get more snacks. (Ayrıca daha çok abur cubur almalıyız.) |
Also | ayrıca | We should also visit them. (Ayrıca onları da ziyaret etmeliyiz.) |
As well as | -e ilave olarak, birlikte, yanısıra | She likes cats as well as dogs. (Kedilerin yanı sıra köpekleri de seviyor.) |
Besides | ayrıca, üstelik, zaten, bir de, ek olarak | She wants to learn other languages besides English and French. (İngilizce ve Fransızcaya ek olarak başka diller de öğrenmek istiyor.) |
Furthermore | dahası | Furthermore, he left a multi-million dollar estate upon his death. (Dahası, öldükten sonra multi milyonluk mülkü bıraktı.) |
In addition | hem de, ilaveten, üstelik | He got gifts in addition to the cake. (Pastaya ek olarak hediyeler de aldı.) |
Moreover | dahası | Moreover, he left a multi-million dollar estate upon his death. (Dahası, öldükten sonra multi milyonluk mülkü bıraktı.) |
Örnekleme Yaparken Kullanılan Bağlaçlar
Örnekleme yaparken kullanılan bağlaçlar İngilizcede bir durumun veya olayın benzer olaylarını veya bir maddenin başka değişkenlerini anlatmak için kullanılır.
Örnekleme Yaparken Kullanılan Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
---|---|---|
For example | örnek olarak, örneğin, mesela | Well, you can visit great places in world. For example: … (Dünyada mükemmel yerleri ziyaret edebilirsin, örnek olarak: …) |
For instance | mesela, örnek olarak | Well, you can visit great places in world. For instance: …, (Dünyada mükemmel yerleri ziyaret edebilirsin, mesela: …) |
İstisna Durumlarda Kullanılan Bağlaçlar
İstisna durumlarda kullanılan bağlaçlar İngilizcede bir olayın istisna durumunu belirtmek için kullanılır.
İstisna Durumlarda Kullanılan Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
---|---|---|
Apart from: | -dışında, -başka | Apart from one person, the room was empty. (Bir kişi dışında oda boştu.) |
Aside from | -den başka | Aside from her hobbies, she started to pick new courses. (Hobilerinden başka yeni kurslar da aldı.) |
Except that | haricinde, -dışında | He is pretty rude expect that one time. (O bir zaman dışında kendisi kaba biri.) |
Amaç Belirten Bağlaçlar
Amaç belirten bağlaçlar bir olayın gerçekleşmesi için gereken eylemleri anlatır. Koşul bağlaçlarından farklı olarak bu bağlaçlarda gerçekleşmesi istenilen olay için yapılan eylem anlatılır.
Amaç Belirten Bağlaçlar | Türkçesi | Örnek Cümle |
---|---|---|
For the purpose that | bunun amacıyla | They bought tickets for the purpose that they can win the lottery. (Piyangoyu kazanma amacıyla bilet aldılar.) |
In order that | olması için, -sin diye | She repeated the instructions slowly in order that he should understand. (Anlasın diye talimatları yavaşça tekrar etti.) |
So that | amacıyla, onun için, -mesi için, -sin diye | He bought a car so that he can get to job faster. (İşe daha hızlı gidebilsin diye araba satın aldı.) |
İngilizce Bağlaçlar ve Türkçe Anlamları Hakkında Sık Sorulan Sorular
As hangi bağlaç?
As bir conjunction bağlacıdır. Ancak as bağlaç olarak bir çok farklı tür ve anlamda da kullanılmaktadır.
İngilizce bağlaçlar nelerdir?
İngilizce bağlaçlar cümledeki öğeleri bağlamada kullanılan öğelerdir.
Başlıca İngilizce zıtlık bağlaçları nelerdir?
Başlıca İngilizce zıtlık bağlaçları although, despite, however, in spite of gibi bağlaçlardır.
Başlıca İngilizce zaman bağlaçları nelerdir?
Başlıca İngilizce zaman bağlaçları after, before, as long as, until, when, while, since, once gibi bağlaçlardır.
Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! 25 dakikalık bire bir canlı dersler, 40 dakikalık grup dersleri, 30.000’den fazla interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?