Alışverişte kullanılan İngilizce cümleler nelerdir? İngilizcede alışverişte hangi kelimeler kullanılır? Bu ve benzeri sorular İngilizce öğrenen kişiler tarafından sıklıkla soruluyor. İngilizce öğrenenler için alışveriş diyalogları ile ilgili bir kılavuz hazırladık.
Alışverişte Kullanılan İngilizce Kelimeler
İngilizcede alışveriş yaparken sıklıkla kullanılan belli kelimeler vardır. Bu kelimeleri öğrenmek alışveriş yaparken etkili iletişim kurmanıza yardımcı olacaktır. İngilizcede alışveriş yaparken kullanılan kelimeler ve Türkçe karşılıklarına aşağıdaki tabloda yer verilmiştir.
İngilizce Kelimeler | Türkçe Karşılıkları | Okunuşları |
---|---|---|
Shopping | Alışveriş | Şoping |
Shopping centre | Alışveriş merkezi | Şoping sentır |
Pay | Ödemek | Pey |
Receipt | Fiş | Rısiit |
Coin | Madeni para | Koin |
Money | Para | Mani |
Credit card | Kredi kartı | Kredit kard |
Debit card | Banka kartı | Debit kard |
Shopping cart | Alışveriş arabası | Şoping kart |
Shelf | Raf | Şelf |
Shipping | Nakliyat | Şiping |
Shipment | Kargo | Şipmınt |
Free shipment | Ücretsiz kargo | Fri şipmınt |
Fitting room | Deneme kabini | Fiting rum |
Gift voucher | Hediye kuponu | Gift vauçır |
Delivery | Teslimat | Dılivıri |
Discount | İndirim | Diskaunt |
Bargain | Pazarlık/kelepir | Bargın |
Package | Paket/koli | Pekıc |
Customer | Müşteri | Kastımır |
Saleswoman | Satıcı (kadın) | Seylzvumın |
Salesman | Satıcı (erkek) | Seylzmen |
Cashier | Kasiyer | Keşiır |
Cheque | Çek | Çek |
Brand | Marka | Brend |
Basket | Sepet | Beskıt |
Barcode | Barkod | Barkoud |
Wallet | Cüzdan | Volıt |
Sale | Satış | Seyl |
Souvenir | Hediyelik eşya | Suvenir |
Size | Beden (kıyafet vb.) | Sayz |
Price | Fiyat | Prays |
Price tag | Fiyat etiketi | Prays teg |
Half price | Yarı fiyat | Half prays |
Special offer | Kampanya/özel teklif | Speşıl ofır |
Open | Açık | Opın |
Closed | Kapalı | Klouzd |
50% off | %50 indirim | Fifti pörsent of |
Reduced price | İndirimli fiyat | Ridyusd |
Queue | Sıra/kuyruk | Kyu |
Put on | Giymek | Put on |
Try on | Denemek | Tray on |
Buy | Satın almak | Bay |
Purchase | Satın almak | Pörçız |
Sell | Satmak | Sel |
Sold | Satıldı | Sold |
Refund | Geri ödeme | Rifand |
Supermarket | Süpermarket | Süpırmarkıt |
Department store | Büyük mağaza | Dipartment stor |
Shop | Mağaza | Şop |
Store | Mağaza | Stor |
Pharmacy | Eczane | Farmısi |
Jeweller’s | Kuyumcu | Cüılırs |
Optician’s | Gözlükçü | Optişıns |
Shopping centre/mall | Alışveriş merkezi | Şoping sentır |
Florist | Çiçekçi | Florist |
Baker’s | Fırın | Beykırz |
Pet shop | Evcil hayvan dükkânı | Pet şop |
Hairdresser | Kuaför | Heirdresır |
Toy Shop | Oyuncakçı | Toy şop |
Boutique | Butik | Butik |
Tailor | Terzi | Teylır |
Second hand store | İkinci el mağazası | Sekınd hend stor |
Butcher’s | Kasap | Buçır |
Grocery store | Manav | Grosıri stor |
Cheap | Ucuz | Çiip |
Expensive | Pahalı | Ekspensiv |
Bank | Banka | Benk |
Change | Para üstü | Çeync |
Complaint | Şikâyet | Kımpleynt |
Cep | Pakıt | |
Checkout | Kasa/ödeme yeri | Çekaut |
Cash | Nakit | Keş |
Product | Ürün | Prodakt |
İtem | Ürün | Aytım |
Customer service | Müşteri hizmetleri | Kastımır sörvis |
Flea market | Bit pazarı | Fli markıt |
Counter | Tezgâh | Kauntır |
To get in line | Sıraya girmek | Tu get in layn |
Alışverişte Kullanılan İngilizce Cümleler
İngilizcede alışverişte kullanılan belli kalıplar vardır. Bu kalıpları bilmek alışveriş yaparken iletişim kurmak için gereklidir. İngilizce alışverişte kullanılan cümle kalıplarına örnekler ve Türkçe karşılıkları aşağıda yer almaktadır.
How much is it? (Fiyatı nedir?)
Who is serving here? (Bu tarafla kim ilgileniyor?)
Have you got this in different colours? (Bunun farklı renkleri var mı?)
Is this the last price for this shirt? (Bu gömlek için son fiyat bu mu?)
Can you make a reduction for the dress? (Elbise için indirim yapabilir misiniz?)
Can I pay by card? (Kartla ödeyebilir miyim?)
When are you open? (Ne zaman açıksınız?)
What time do you close? (Ne zaman kapatıyorsunuz?)
Could gift-wrap it? (Hediye paketi yapabilir misiniz?)
It’s a gift. (Hediye olacak.)
It’s too tight. (Çok dar.)
It’s too loose. (Çok geniş.)
How can I help you? (Size nasıl yardımcı olabilirim?)
Can you help me? (Bana yardım edebilir misiniz?)
It’s on sale. (İndirimde.)
I will buy it. (Satın alacağım.)
I want to return this. (Bunu iade etmek istiyorum.)
Can I get a refund? (Geri ödeme alabilir miyim?)
I’m looking for jeans. (Kot pantolon arıyorum.)
Can I try this on? (Bunu üzerimde deneyebilir miyim?)
Where is the fitting room? (Deneme kabini nerede?)
What size do you wear? (Kaç beden giyiyorsunuz?)
Do you have this in different sizes? (Bunun başka bedenleri var mı?)
Are you looking for something in particular? (Belirli bir şey mi arıyorsunuz?)
Do you know what size you are? (Kaç beden olduğunuzu biliyor musunuz?)
My size is medium. (Medium beden giyiyorum.)
That looks nice on you. (Üzerinizde güzel durdu.)
How does it look? (Nasıl görünüyor?)
How would you like to pay? (Nasıl ödemek istersiniz?)
Will that be cash or credit? (Nakit mi, kredi kartı mı?)
We don’t have it in your size. (Bunun size göre olan bedeni yok.)
We don’t have it in that colour. (Bunun o renginden yok.)
Thank you, I’m just looking. (Teşekkürler, sadece bakıyorum.)
Do you have a belt to match this? (Buna uyacak bir kemeriniz var mı?)
How much does it cost? (Fiyatı nedir?)
Where can I find skirts? (Etekleri nerede bulabilirim?)
That’s too expensive. (Bu çok pahalı.)
I can’t afford this. (Buna param yetmez.)
I can give you 10 dollars for this. (Sana bunun için 10 dolar veririm.)
İngilizce Alışveriş Diyalogları
Alışveriş yaparken karşınıza çıkacak belli kalıpların kullanımını görebilmeniz için alışveriş diyalogları incelemek iyi bir pratik olacaktır. Sizler için aşağıda alışveriş diyaloglarından örnekler düzenledik.
Diyalog 1:
Salesman: Hi, can I help you? (Merhaba, size yardımcı olabilir miyim?)
Customer: Hi, I’m looking for a black mini skirt. (Merhaba, siyah bir mini etek arıyorum.)
Salesman: Here are the skirts. (Etekler burada.)
Customer: I like this one. Can I try it on? (Bunu beğendim. Üzerimde deneyebilir miyim?)
Salesman: Of course, fitting rooms are over there. What size do you wear? (Tabii. Deneme kabinleri şurada. Kaç beden giyiyorsunuz?)
Customer: My size is small. (Small beden giyiyorum.)
Customer: How does it look? (Nasıl görünüyor?)
Salesman: It looks very good on you. Would you like a shirt to go with this skirt? (Üzerinizde çok güzel duruyor. Bu etekle uyacak bir gömlek ister misiniz?)
Customer: Yes, I would like to try a white long-sleeved shirt. (Evet, beyaz bir uzun kollu gömlek denemek istiyorum.)
Salesman: This will suit you and it’s on sale. (Bu size yakışacak ve indirimde.)
Customer: Great. I will buy these. Can I pay by credit card? (Harika, bunları satın alacağım. Kredi kartıyla ödeyebilir miyim?)
Salesman: Yes, you can. (Evet, ödeyebilirsiniz.)
Diyalog 2:
Customer: Who is serving here? (Bu tarafla kim ilgileniyor?)
Saleswoman: Hi, how can I help you? (Merhaba, size nasıl yardım edebilirim?)
Customer: How much is this scarf? (Bu atkının fiyatı nedir?)
Saleswoman: It is 9 dollars. (9 dolar.)
Customer: Do you have this it in different colours? (Başka renkleri var mı?)
Saleswoman: Yes, we have red ones here. (Evet, burada kırmızıları var.)
Customer: Thanks, I will buy it. Can I get it gift-wrapped? (Teşekkürler. Satın alacağım. Hediye paketi yaptırabilir miyim?)
Saleswoman: Yes, I will wrap it as a gift for you. (Evet, sizin için onu bir hediye olarak paketleyeceğim.)
Diyalog 3:
Customer: Hi, I would like to return these shoes. They didn’t fit my daughter. (Merhaba, bu ayakkabıları iade etmek istiyorum. Kızıma olmadılar.)
Salesman: Of course. Do you have the receipt? (Tabii. Fişiniz var mı?)
Customer: Yes, here it is. (Evet, buyurun.)
Salesman: You can change it with the right size for your daughter if you like. (İsterseniz kızınıza uyan numarayla değiştirebilirsiniz.)
Customer: No, I want a refund. (Hayır, geri ödeme istiyorum.)
Salesman: Sure, here is your refund. (Tabii, buyurun geri ödemeniz.)
Diyalog 4:
Customer: Hi, could you help me please? (Merhaba, bana yardımcı olabilir misiniz?)
Salesman: Of course, are you looking for something in particular? (Tabii, belirli bir şey mi arıyorsunuz?)
Customer: Yes, do you have a jacket to match this t-shirt? (Evet, bu tişörte uyacak bir ceketiniz var mı?)
Salesman: This would go with your t-shirt. Would you like to try this on? (Evet bu tişörtünüzle iyi gider. Üzerinizde denemek ister misiniz?)
Customer: Yes, my size is large. (Evet, large beden giyiyorum.)
Salesman: Sorry, we don’t have it in your size. (Üzgünüm, size uyan beden yok.)
Customer: What about this one? Do you have it in my size? (Peki ya şu? Bunun bana uyan bedeni var mı?)
Salesman: Yes, here it is. (Evet, buyurun.)
Customer: How much is it? (Fiyatı ne kadar?)
Salesman: It is 30 dollars. (30 dolar.)
Customer: It is too expensive. Can you make a reduction? (Çok pahalı. İndirim yapabilir misiniz?)
Salesman: I can give it to you for 25 dollars. (Size 25 dolara verebilirim.)
Customer: Okay, I will buy it for 25 dollars. (Tamam, 25 dolara satın alacağım.)
İngilizce Alışveriş ile İlgili Cümleler Hakkında Sık Sorulan Sorular
1. İngilizcede fiyat nasıl sorulur?
İngilizcede alışveriş yaparken fiyat sormak için kullanılan kalıplar şunlardır:
How much is it? (Fiyatı nedir?)
How much does it cost? (Fiyatı nedir?)
2. İngilizce pazarlık nasıl yapılır?
İngilizcede pazarlık yaparken sıklıkla kullanılan kalıplar şunlardır:
Is this the last price for this shirt? (Bu gömlek için son fiyat bu mu?)
Can you make a reduction for the dress? (Elbise için indirim yapabilir misiniz?)
I can give you ____ for this. (Sana bunun için ____ veririm.)
3. İngilizcede ödeme yöntemi nasıl söylenir?
İngilizcede ödeme yaparken kullanılacak yöntemlerden bahsederken kullanılabilecek cümleler şunlardır:
Can I pay by card? (Kartla ödeyebilir miyim?)
How would you like to pay? (Nasıl ödemek istersiniz?)
Will that be cash or credit? (Nakit mi, kredi kartı mı?)
3. İngilizce kıyafet bedeni nasıl söylenir?
İngilizcede kıyafet bedenlerinden bahsederken kullanılan kalıplar şunlardır:
What size do you wear? (Kaç beden giyiyorsunuz?)
Do you know what size you are? (Kaç beden olduğunuzu biliyor musunuz?)
My size is ____. ( ____ beden giyiyorum.)
İngilizce Alışveriş Diyalogları ve Cümle Kalıpları Örnekleri ile ilgili öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? Dilerseniz EnglishCentral’da bulunan 20.000’den fazla interaktif video derslerini inceleyebilir, kelime dağarcığınızı geliştirip telaffuz pratiği yapabilirsiniz. Dilerseniz öğrendiklerinizi canlı ve birebir İngilizce özel ders sırasında kişisel İngilizce öğretmeniniz ile tekrar edebilirsiniz. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?