Eminem – Lose Yourself şarkısı Eminem tarafından yazılmıştır. Şarkı 2002 yılında Eminem’in de oyunculuk yapmış olduğu “8 Mile” filminde kullanılmıştır. Eminem – Lose Yourself şarkısının sözleri “8 Mile” filminde Eminem’in oynadığı karakterin özgeçmişini oluşturmaktadır. Eminem – Lose Yourself şarkısı filmde B-Rabbit karakterinin nasıl sorunlarının üstesinden geldiğini de yansıtmaktadır. Şarkı dünya genelinde büyük bir başarıya imza atarak çoğu ülkede en çok dinlenen şarkılar arasında yerini aldı. Çoğu eleştirmen şarkının ilham verici ve agresif yanından dolayı şarkıyı Eminem’in en iyi şarkısı kabul etmektedir. Bu içeriğimizde sizler için Eminem – Lose Yourself şarkısının İngilizce sözlerini, Türkçe çevirisini ve Türkçe okunuşlarını hazırladık.
Eminem – Lose Yourself Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri Tablosu
İngilizce Lyrics | Türkçe Sözleri | Okunuşları |
---|---|---|
Look, if you had one shot or one opportunity | Bak, eğer tek bir şansın veya tek bir fırsatın olsaydı | Luuk, if yu hed van şat or van oppurtuniti |
To seize everything you ever wanted in one moment | İstediğin her şeyi bir anda elde edebilmek için | To siiz evriting yu evır wantıd in van momınt |
Would you capture it or just let it slip? Yo | O fırsatı yakalar mıydın yoksa gitmesine izin mi verirdin? Yo | Vuld yu kepşur it or jast let it silip? Yo |
His palms are sweaty, knees weak, arms are heavy | Avuçları terli, dizleri güçsüz, kolları ağır | Hiz palmz ar sveti, niis viik, armz ar hevi |
There's vomit on his sweater already, mom's spaghetti | Şimdiden kazağında kusmuk var, annesinin spagettisi | Der’z vomit on hiz svetır already, mom’s spagetti |
He's nervous, but on the surface he looks calm and ready | Gergin ancak sakin ve hazır görünüyor | Hi’z nervus, bat on dı sörfız hi luuks kalm end redi |
To drop bombs, | Bombalar bırakmaya | To drop bombz, |
But he heeps on forgettin' what he wrote down | Ama hep unutuyor kağıda ne yazdığını | Bat he kiips on forgettink vat he root davn |
the whole crowd goes so loud | tüm kalabalık bir anda gürültüyü koparıyor | Dı hool kıravd goez so laud |
He opens his mouth, but the words won't come out | Ağzını açıyor ancak sözler çıkmıyor | Hi openz his mauth bat dı vordz vont kam aut |
He's chokin', how, everybody's jokin' now | Donup kaldı,nasıl? şimdi herkes dalga geçiyor | Hi’z çıhokin, hav, evribodi’z cokin nav |
The clocks run out, times up, over, blaow | Zaman bitiyor, zaman doldu, bitti, patladı | Dı kılok ran aut, taymz ap, ovır, blaov |
Snap back to reality, Oh there goes gravity | Gerçekliğe dön, Oh işte yerçekimi gidiyor | Sinep bek to realiti, oh der goez graviti |
Oh, there goes Rabbit, he choked | Oh, işte tavşan gidiyor, donup kaldı | Oh, der goez rebbit, hi çıhoked |
He's so mad, but he won't give up that easy? No | Çok kızgın ama bu kadar kolay pes etmeyecek değil mi? Hayır | Hi’z so med, bat hi vont giv ap dat izi? No |
He won't have it, he knows his whole back's to these ropes | Bununla devam etmeyecek, tüm sırtının o iplere dayandığını biliyor | Hi vont hev it, hi novs hiz hol bek’z to diiz ropz |
It don't matter, he's dope, he knows that, but he's broke | Önemli değil, o mükemmel, bunu biliyor ama o fakir | It dont metır, hi’z dop, hi novs dat bat he’z brok |
He's so stagnant, he knows, when he goes back to his mobile home, that's when it's | O çok durgun, biliyor, karavanına gittiğini zaman, işte o zaman | Hi’z so stegnınt, hi novs, ven hi goez bek to diz hiz mobayl hom, dat’z ven it’z |
Back to the lab again, yo, this whole rhapsody | Laboratuvara dönecek, yo, tüm bu coşku | Bek to dı leb agen, yo, diz hol, rıhapsodi |
Better go capture this moment and hope it don't pass him | Gidip bu anı yakalamalı ve bu anın kayıp gitmemesini ummalı | Betır go kepçır is momınt end hop it dont pess him |
You better lose yourself in the music, the moment | Kendini müziğe kaybet, o an | Yu betır looz urself in dı muzik, dı momınt |
You own it, you better never let it go | Buna sahipsin, bırakmasan iyi edersin | Yu ovn it, yu betır nevır let it go |
You only get one shot, do not miss your chance to blow | Sadece tek bir şansın var, bu şansı elini yüzüne bulaştırma | Yu only get van şat, du not miss yur çens to blov |
This opportunity comes once in a lifetime | Bu fırsat hayatta sadece bir kez gelir | Dis oppurtuniti kams vans in a layftaym |
You better lose yourself in the music, the moment | Kendini müziğe kaybet, o an | Yu betır looz yurself in dı muzik, dı momınt |
You own it, you better never let it go | Buna sahipsin, bırakmasan iyi edersin | Yu ovn it, yu betır nevır let it go |
You only get one shot, do not miss your chance to blow | Sadece tek bir şansın var, bu şansı elini yüzüne bulaştırma | Yu only get van şat, du not miss yur çens to blov |
This opportunity comes once in a lifetime | Bu fırsat hayatta sadece bir kez gelir | Dis oppurtuniti kams vans in a layftaym |
You better | Dikkat et | Yu betır |
His soul's escaping, through this hole that is gaping | O ağzı açık delikten ruhu kaçıyor | Hiz soul’z eskeping, thru diz hol dat is geyping |
This world is mine for the taking | Bu dünya almam için benim | Diz vorld iz mayn for dı teyking |
Make me king, as we move toward a New World Order | Yeni Dünya Düzenine ilerledikçe kendimi kral yapacağım | Mayk me king, ez vi moov tovard a niv vorld ordır |
A normal life is borin', but super stardom's close to post mortem | Normal hayat sıkıcı ama bu süper şöhret ölümden sonrasına yakın | A normıl layf iz boring, bat süpır sıtardom’z kloz to post mortım |
It only grows harder, homie grows hotter | Sadece git gide zorlaşıyor, adamım git gide ünleniyor | It onli grovz hardır, homi grovs hattır |
He blows, it's all over, these hoes is all on him | Eğer patlarsa bu iş biter, bu kaşarların hepsi onun peşinde | Hi blovs, itz all ovır, deez hoez is al on him |
Coast to coast shows, he's known as the Globetrotter | Kıyıdan kıyıya gösteriler, Gezgin olarak tanınıyor | Koost to koost şovs, he’z novn az dı globrottır |
Lonely roads, God only knows, he's grown farther from home, he's no father | Yalnız geçen yollar, sadece Tanrı biliyor, evden uzakta büyüdü, o bir baba değil | Lonli roodz, gad onli novs, hi’z grovn fartır from hom, he’z no fathır |
He goes home and barely knows his own daughter | Eve gidiyor ve kızını zar zor tanıyor | Hi goez hom end berili novs hiz ovn dauğhtır |
But hold your nose 'cause here goes the cold water | Ama burnunu tıka çünkü soğuk su geliyor | Bat hold yur noz kauz hiir goez dı kold vatır |
These hoes don't want him no mo', he's cold product | Bu kaşarlar artık onu istemiyor, artık ilgi çekici değil | Diiz hoez dont vant him no mo, hi’z kold prodakt |
They moved on to the next schmoe who flows, he nose dove and sold nada | Akan sıradaki gerizekalıya geçtiler, yere çakıldı ve hiçbir şey satamadı | Dey movıd on to dı nekst şhmoe vho flovs, hi noz dov end sold nada |
So the soap opera is told and unfolds, I suppose it's old partner, but the beat goes on | Yani pembe dizi söylendi ve açıklandı, sanıyorum ki eski dostuydu ama ritim devam ediyor | So dı soap opera iz told end anfolds, I sappoze itz old partnır, bat dı beet goez on |
Da-da-dum, da-dum, da-da | Da-da-dum, da-dum, da-da | Da-da-dum, da-dum, da-da |
You better lose yourself in the music, the moment | Kendini müziğe kaybet, o an | Yu betır looz urself in dı muzik, dı momınt |
You own it, you better never let it go | Buna sahipsin, bırakmasan iyi edersin | Yu ovn it, yu betır nevır let it go |
You only get one shot, do not miss your chance to blow | Sadece tek bir şansın var, bu şansı elini yüzüne bulaştırma | Yu only get van şat, du not miss yur çens to blov |
This opportunity comes once in a lifetime | Bu fırsat hayatta sadece bir kez gelir | Dis oppurtuniti kams vans in a layftaym |
You better lose yourself in the music, the moment | Kendini müziğe kaybet, o an | Yu betır looz yurself in dı muzik, dı momınt |
You own it, you better never let it go | Buna sahipsin, bırakmasan iyi edersin | Yu ovn it, yu betır nevır let it go |
You only get one shot, do not miss your chance to blow | Sadece tek bir şansın var, bu şansı elini yüzüne bulaştırma | Yu only get van şat, du not miss yur çens to blov |
This opportunity comes once in a lifetime | Bu fırsat hayatta sadece bir kez gelir | Dis oppurtuniti kams vans in a layftaym |
You better | Dikkat et | Yu betır |
No more games, I'ma change what you call rage | Daha fazla oyun yok, nefret dediğin şeyi değiştireceğim | No mor geymz, ay’ma çenynç vat yu kall reyg |
Tear this motherfuckin' roof off like two dogs caged | Bu lanet çatıyı kafese atılmış iki köpek gibi parçala | Tiır diz mathırfakin roof of layk tvo dogz keycd |
I was playin' in the beginnin', the mood all changed | Başlarda oynuyordum, tüm ruh hali değişti | Ay vas pılayin in dı beginnink, dı mood al çeynç |
I been chewed up and spit out and booed off stage | Çiğnendim ve tükürüldüm ve sahnede yuhalandım | Ay biin çeeved ap and sipit aut end buuıd of steyç |
But I kept rhymin' and stepped right in the next cypher | Ama ritim yaratmaya devam ettim ve bir sonraki evreye ilerledim | Bat ay kept raymıng end siteppt rayt in dı nekst sayfır |
Best believe somebody's payin' the Pied Piper | Sanıyorum ki birileri fareli köyün kavalcısına para ödüyor | Best beliv sambadi’z peyin dı payt paypır |
All the pain inside amplified by the | İçimdeki tüm öfke alevlendi | All dı peyin insayt amplifayt bay dı |
Fact that I can't get by with my nine to | Sabah 9 akşam 5 iş ile geçinememem | Fekt dat ay kent get bay vit may nayn to |
Five and I can't provide the right type of | Ve sağlayamamam doğru tipte | Fayf and ay kent provayd dı rayt tayp of |
Life for my family 'cause man, these goddamn food stamps don't buy diapers | Yaşamı ailem için, çünkü adamım bu lanet yemek pulları bebek bezi alamıyor | Layf for may family kauz men, diiz gaddem food sıtemps dont bay daypırs |
And its no movie, there's no Mekhi Phifer | Ve bu bir film değil, burada Mekhi Phifer yok | End itz no movi, der’z no mehki payfır |
This is my life and these times are so hard | Bu benim hayatım ve bu zamanlar aşırı zor | Diz iz may layf and diiz tayms are so hart |
And it's getting even harder tryna feed and water my seed, plus | Ve tohumlarımı besleyip sulamam git gide zorlaşıyor, ek olarak | End itz getink ivin hardır tırayna fiid end watır my siid, pılas |
Teeter totter, caught up between bein' a father and a prima donna | Tahterevalli, bir baba ve kaprisli biri olma arasında sıkışıp kaldım | Tiitır tootır, kauğt ap bitviin biin’ a fathır and a prima donna |
Baby mama drama, screamin' on her, too much | Başka annenin çocuğu ona bağırıyor, aşırı fazla | Beybi mama dırama, sikrimiin on her, too maç |
For me to wanna stay in one spot, another day of monotony's | Bir yerde durmak için, sıradanlığın bir başka günü | For me to vanna stay in van sıpot, anothır dey of monotony’z |
Gotten me to the point, I'm like a snail I've got | Beni hedefe ulaştırdı, bir salyanoz gibiyim, ve ben | Gottın mi to the poyint, ay’m layk a sınail ay’ve gat |
To formulate a plot or end up in jail or shot | Bir plan üretmeli veya hapse düşmeli veya vurulmalıyım | To formuleyt a pılot or end ap in ceil or şat |
Success is my only motherfuckin' option, failure's not | Başarı tek seçeneğim ve başarısızlık asla | Sakses iz may onli mathırfakin opşın, failur’z nat |
Mom, I love you, but this trailer's got to go, I cannot grow old in Salem's Lot | Anne, seni seviyorum ama bu karavanın gitmesi gereken, Salem’de yaşlanamam | Mam, ay lav yu, bat diz tirail’z gat to go, ay kennot grov old in salem’s lat |
So here I go, is my shot | İşte gidiyorum, bu benim şansım | So hiir ay go, iz may şat |
Feet, fail me not, this may be the only opportunity that I got | Ayaklarım, beni yanıltmayın, bu elime geçen tek fırsat olabilir | Fiit, fayil mi not, diz may be dı onli opportunity dat ay got |
You better lose yourself in the music, the moment | Kendini müziğe kaybet, o an | Yu betır looz urself in dı muzik, dı momınt |
You own it, you better never let it go | Buna sahipsin, bırakmasan iyi edersin | Yu ovn it, yu betır nevır let it go |
You only get one shot, do not miss your chance to blow | Sadece tek bir şansın var, bu şansı elini yüzüne bulaştırma | Yu only get van şat, du not miss yur çens to blov |
This opportunity comes once in a lifetime | Bu fırsat hayatta sadece bir kez gelir | Dis oppurtuniti kams vans in a layftaym |
You better lose yourself in the music, the moment | Kendini müziğe kaybet, o an | Yu betır looz yurself in dı muzik, dı momınt |
You own it, you better never let it go | Buna sahipsin, bırakmasan iyi edersin | Yu ovn it, yu betır nevır let it go |
You only get one shot, do not miss your chance to blow | Sadece tek bir şansın var, bu şansı elini yüzüne bulaştırma | Yu only get van şat, du not miss yur çens to blov |
This opportunity comes once in a lifetime | Bu fırsat hayatta sadece bir kez gelir | Dis oppurtuniti kams vans in a layftaym |
You better | Dikkat et | Yu betır |
You can do anything you set your mind to, man | Aklına koyduğun her şeyi başarabilirsin adamım | Yu ken do aniting yu set yur maynd to, men |
Eminem – Lose Yourself ile ilgili Sık Sorulan Sorular
Eminem – Lose Yourself kaç yılında yayınlandı?
Eminem Lose Yourself şarkısı 2002 yılında yayınlanmıştır.
Eminem – Lose Yourself şarkısı neyi anlatmaktadır?
Eminem Lose Yourself şarkısı Eminem’in “8 Mile” filminde oynadığı karakterin özgeçmiş hikayesini ve karakterin çıktığı yolu anlatmaktadır.
Eminem – Lose Yourself kimler tarafından yazılıp bestelenmiştir?
Eminem Lose Yourself şarkıs Marshall Mathers, Jeff Bass ve Luis Resto tarafından bestelenmiş ve sözleri de Marshall Mathers tarafından yazılmıştır.
Eminem – Lose Yourself hangi ödülleri kazanmıştır?
Eminem Lose Yourself şarkısı “Grammy of Best Rap Song”, “Academy Award for Best Music” ödüllerini ve daha fazlasını kazanmıştır.
Müzik dinleyerek İngilizce öğrenmek ister misiniz? 20.000’den fazla video dersini içeren EnglishCentral’ın internet sitesini ziyaret edip en sevdiğiniz şarkılarla İngilizce çalışabilirsiniz.