Aile, hayatımızda önemli bir yer tutar ve bizleri şekillendiren en temel değerlerden biridir. Aileyle olan ilişkilerimiz, sadece duygusal bağlar değil, aynı zamanda dilimizdeki deyimlere de yansır. Aileyle ilgili deyimler, güçlü bağları, aile içindeki ilişkileri ve bazen de aile üyelerinin davranışlarını anlatan anlamlı ifadeler sunar. Aile içindeki dinamikler ve yaşanan anılar, dildeki deyimlerle pekişir ve bu deyimler, duygusal derinliği ifade etmede etkili bir yol olur. Aileyle ilgili İngilizce deyimler, kültürel olarak da zengin bir anlam taşıyabilir, çünkü her toplumda aile kavramı farklı bir yer tutar. Bu deyimler, hem günlük dilde sıkça kullanılır hem de bir durumu ya da duyguyu etkili bir şekilde ifade etmeye yardımcı olur. Aileyle ilgili bu deyimleri öğrenmek, İngilizce dilini ve kültürünü daha iyi anlamanızı sağlar. Bu yazıda sizin için aileyle ilgili İngilizce deyimleri, anlamlarını ve örnek cümlelerini derledik.
Aileyle Alakalı 15 İngilizce Deyim
Sizin için aileyle alakalı 15 İngilizce deyimi, anlamları ve örnek cümleleriyle hazırladık. Bu deyimleri öğrenmek, günlük İngilizce dağarcığınızı geliştirmenize, daha doğal ve akıcı konuşmanıza yardımcı olacaktır.
1. To Run in the Family
Ailede olan ve aileden gelen bir özellik.
Örnek: Musical talent runs in the family, everyone from my grandmother to my cousins plays an instrument.
(Müzik yeteneği aileden geliyor, büyükannemden kuzenlerime kadar herkes bir enstrüman çalıyor.)
2. Family Affair
Aile içinde bir olay/mesele, olumsuz olarak ailevi sorun olarak da kullanılabilir.
Örnek: The argument at the wedding quickly became a family affair, with everyone getting involved.
(Herkesin dahil olmasıyla düğündeki tartışma bir aile meselesi haline geldi.)
3. Family Ties
Güçlü aile bağları.
Örnek: No matter how far apart we live, we always stay close because of our strong family ties.
(Ne kadar uzakta yaşarsak yaşayalım güçlü aile bağlarımız sayesinde hep yakınız.)
4. Blood Runs Thicker Than Water
Aile her şeyden önce gelir, arkadaşlıktan daha önemlidir. Türkçedeki “Et tırnaktan ayrılmaz” deyimiyle benzer anlamdadır.
Örnek: Even when friends let me down, I can always rely on my family because blood runs thicker than water.
(Arkadaşlarım beni yüzüstü bıraktığında aileme güvenebilirim çünkü aile her şeyden önce gelir.)
5. The Apple Doesn’t Fall Far from the Tree
Türkçede “Armut dibine düşer” olarak kullanılır, bir çocuğun ebeveynine benzediğini belirtir.
Örnek: Jamie loves reading just like her mom, the apple doesn’t fall far from the tree.
(Jamie aynı annesi gibi okumayı sever, armut dibine düşermiş.)
6. Like Father, Like Son
“Armut dibine düşer” ile benzer anlamdadır, babasının oğlu olarak kullanılabilir.
Örnek: James is so good at fixing things, just like his dad; like father, like son.
(James babası gibi bir şeyleri düzeltmekte çok iyidir, babasının oğlu.)
7. Black Sheep
Ailenin yüz karası, günah keçisi.
Örnek: Mark is considered the black sheep of the family because he decided to pursue an unconventional career.
(Mark ailenin yüz karası olarak görülür çünkü alışılmadık bir iş sahibi olmaya karar verdi.)
8. Flesh and Blood
Kanından canından, kendi kanından, akraba.
Örnek: I can’t stay mad at him, he’s my flesh and blood.
(Ona kızgın kalamıyorum, o kendi kanımdan canımdan.)
9. To Keep It in the Family
Aile arasında, aile içi bir şey.
Örnek: They’ve run that restaurant for generations, they prefer to keep it in the family.
(O restoranı nesillerdir işletiyorlar, aile arasında kalmasını tercih ediyorlar.)
10. A Skeleton in the Closet
Ailenin sakladığı utanç verici bir sır.
Örnek: Every family has a skeleton in the closet, but they don’t talk about it.
(Bütün ailelerde utanç verici bir sır vardır, ama onun hakkında konuşmazlar.)
11. A Chip Off the Old Block
Türkçede “Hık demiş burnundan düşmüş” olarak kullanılır.
Örnek: Jake is a chip off the old block; he’s just as hardworking as his dad.
(Jake, babası gibi çalışkan, hık demiş burnundan düşmüş.)
12. Home Is Where the Heart Is
Sevdikleriniz neredeyse, eviniz orasıdır.
Örnek: Even after moving to a new city, she realized that home is where the heart is; and for her, that’s with her family.
(Yeni bir şehre taşındıktan sonra bile evin sevdiklerinin yanı olduğunu fark etti, ve onun için evi ailesiyle.)
13. In One’s Blood
“Kanında var” demektir.
Örnek: Music is in her blood, her father and grandmother were both talented pianists.
(Müzik onun kanında var, babası da büyükannesi de yetenekli piyanistlerdi.)
14. Breadwinner
Evin direği, eve ekmek getiren, evin geçimini sağlayan kişi.
Örnek: After her dad retired, her mom became the breadwinner of the family.
(Babası emekli olduktan sonra annesi evin geçimini sağlayan kişi oldu.)
15. Family Man
Aile babası, aile adamı.
Örnek: Even with his busy job, Alex is a true family man who never misses dinner with his kids.
(Yoğun işlerine rağmen Alex, çocuklarıyla akşam yemeğini hiç kaçırmayan gerçek bir aile babası.)
Aileyle Alakalı İngilizce Deyimlere Örnekler
Bu örnek cümleler, öğrendiğiniz deyimleri daha iyi anlamanıza ve pekiştirmenize yardımcı olacak!
– Athleticism runs in the family, both my parents were professional athletes.
(Atletizm aileden geliyor, iki ebeveynim de profesyonel sporcuydu.)
– Sunday dinners are a family affair with my brother and sister fighting.
(Pazar akşam yemekleri, kız ve erkek kardeşimin kavga etmesiyle bir aile sorunu oluyor.)
– Despite their arguments, their strong family ties always bring them back together.
(Tartışmalarına rağmen güçlü aile bağları onları hep bir araya getiriyor.)
– He had to choose between his friend and his sister, and blood runs thicker than water.
(Arkadaşı ve kız kardeşi arasında seçim yapmak zorunda kaldı ve aile her şeyden önce gelir.)
– She’s just as competitive as her dad, the apple doesn’t fall far from the tree.
(O, babası kadar rekabetçi, armut dibine düşermiş.)
– David picked up golfing at a young age, just like his dad; like father, like son.
(David küçük yaşta babası gibi golf oynamaya başladı, o babasının oğlu.)
– He’s the black sheep of the family, he’s the only one who didn’t study medicine.
(O ailenin günah keçisi, tıp okumayan tek kişi o.)
– I may not agree with everything my daughter does, but she’s still my flesh and blood.
(Kızımın katıldığı her şeye katılmayabilirim ama o yine de benim kanımdan canımdan.)
– They inherited the bakery from their grandparents, and plan to keep it in the family.
(Fırını büyüklerinden devraldılar ve aile içinde tutmaya karar verdiler.)
– Their family seemed perfect, but they had a skeleton in the closet no one talked about.
(Aileleri mükemmel görünüyordu ama kimsenin bahsetmediği sırları vardı.)
– Emma has her dad’s sense of humor, she is a real chip off the old block.
(Emma babasının mizah anlayışına sahip, hık demiş burnundan düşmüş.)
– He realized that no matter where he lived, home is where the heart is, especially when he’s with his kids.
(Nerede yaşarsa yaşasın evinin sevdiklerinin yanı olduğunu fark etti, özellikle çocuklarıyla iken.)
– Cooking is in his blood, his whole family is made up of chefs.
(Yemek yapmak kanında var, bütün ailesi aşçılardan oluşuyor.)
– After finishing college, she became the breadwinner for her younger siblings.
(Üniversiteyi bitirdikten sonra kardeşleri için gelir sağlayan o oldu.)
– He turned down a promotion that required constant travel, because he is a family man at heart.
(Sürekli seyahat gerektiren bir terfiyi reddetti çünkü o kalbinde bir aile babası.)
Aileyle Alakalı İngilizce Deyimler Hakkında Sıkça Sorulan Sorular
“Home is where the heart is” Türkçeye nasıl çevrilebilir?
Gerçek ev, en çok sevdiğiniz yerin olduğu yerdir. Aile ve sevdiklerinizle birlikte olmak, evin gerçek anlamıdır.
“Like father, like son” ne demek?
Oğul, babasına benzer şekilde davranır veya özellikler taşır.
Armut dibine düşer İngilizcede ne demektir?
“The apple doesn’t fall far from the tree” olarak kullanılır. Bu deyim, çocukların genellikle ebeveynlerine benzer şekilde davranmaları veya onlara benzemeleri anlamında kullanılır.
“Black sheep of the family” Türkçede ne demektir?
Ailede, diğerlerinden farklı veya “problemli” olarak görülen kişi, günah keçisi.
Öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? İngilizce öğrenmek için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! 25 dakikalık bire bir canlı dersler, 40 dakikalık grup dersleri, 30.000’den fazla interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?