“9. sınıf İngilizce Üniteleri nelerdir? 9. sınıf İngilizce ünitelerinde hangi konular işlenir?” gibi soruların yanıtlarını merak ediyorsanız doğru yerdesiniz. 9. sınıf İngilizce üniteleri yurtdışında eğitim, ortamı birleştir, filmler, insanı doğada birleştirin, ilham alan insanları birleştirin, köprü kültürleri, dünya mirası, acil durum ve sağlık sorunları, davetler ve kutlamalar ve televizyon ve sosyal medya başlıklarıyla birlikte 10 farklı ünite bulunmaktadır. Bu ünitelerde hangi konular ve kelimeler işlenir gelin birlikte inceleyelim.
9. Sınıf İngilizce Ünite 1 – Yurtdışında Eğitim
Öncelikle bu ünite kapsamında öğreneceğimiz kelimelere bir göz atalım.
Study | Çalışmak / Ders çalışmak |
---|---|
Abroad | Yurtdışı |
Foreign | Yabancı |
Meet | Tanışmak |
Travel | Seyahat etmek |
Visit | Ziyaret etmek |
Holiday | Tatil |
Airway | Havayolu |
Cousin | Kuzen |
Lawyer | Avukat |
Retired | Emekli |
Move | Taşınmak |
Sister in law | Görümce / Elti |
Nurse | Hemşire |
Doctor | Doktor |
Dentist | Diş hekimi |
Architect | Mimar |
Engineer | Mühendis |
Teacher | Öğretmen |
Only child | Tek çocuk |
Singer | Şarkıcı |
Pet | Evcil hayvan |
Get married | Evlenmek |
Salesman | Satış danışmanı |
Fireman | İtfaiyeci |
Go back | Geri dönmek |
Lucky | Şanslı |
Alone | Yalnız |
Wife | Eş (hanım) |
Call me | Beni ara |
Husband | Koca / Eş |
Earn life | Hayatını kazanmak |
Earn money | Para kazanmak |
Get together | Bir araya gelmek |
Far | Uzak |
Excuse me | Afedersiniz |
See you | Görüşürüz |
See you soon | Yakında görüşürüz |
Find a job | İş bulmak |
9. Sınıf ingilizce 1. ünitemizde kişi zamirleri, iyelik sıfatları, ‘whose’ kullanımı ve ‘to be’ kullanımını öğreniyor olacağız.
Kişi Zamirleri – Pronouns:
İngilizcedeki kişi zamirleri, Türkçede ben, sen, o, biz, siz ve onlar olarak bildiğimiz kişi zamirlerine karşılık gelir. İngilizcedeki cümle yapısı Özne (Subject) + Fiil (Verb) + Nesne (Object)
’dir ve genellikle kişi zamirleri özne olarak cümlenin en başında yer alır.
I | Ben |
---|---|
You | Sen / Siz |
We | Biz |
They | Onlar |
He | O (erkekler için kullanılır.) |
She | O (kadınlar için kullanılır.) |
It | O (hayvanlar, bitkiler ve tüm cansız varlıklar için kullanılır.) |
İyelik Sıfatları – Possessive Adjectives:
İngilizcede Possessive Adjectives olarak adlandırılan konuda Türkçedeki iyelik sıfatlarını diğer bir deyişle aitlik sıfatlarını inceleyeceğiz. Kendimize veya bir başkasına ait olan nesnelerden bahsederken kullanılır. İyelik sıfatı ‘(Possessive Adjective) + Nesne (Object)
’ şeklinde bir kullanımı vardır. Yani bir şeyin kime ait olduğundan bahsederken, iyelik zamirlerinin (possessive adjectives) ardından mutlaka ait olan şey (bahsedilen nesne) gelmelidir. Gelin öncelikle iyelik zamirlerinin İngilizce karşılıklarına, sonrasında da örneklerine bir göz atalım.
I | Ben | My | Benim |
---|---|---|---|
You | Sen / Siz | Your | Senin / Sizin |
We | Biz | Our | Bizim |
They | Onlar | Their | Onların |
He | O (erkekler için kullanılır.) | His | Onun (erkekler için kullanılır.) |
She | O (kadınlar için kullanılır.) | Her | Onun (kadınlar için kullanılır.) |
It | O (hayvanlar, bitkiler ve tüm cansız varlıklar için kullanılır.) | Its | Onun (hayvanlar, bitkiler ve tüm cansız varlıklar için kullanılır.) |
“My brother” is studying abroad this semester.
(Benim erkek kardeşim bu dönem yurt dışında okuyor.)
Is this “your notebook”?
(Bu senin not defterin mi?)
Mark couldn’t find “his keys” this morning.
(Bu sabah Mark, onun anahtarlarını bulamadı.)
Lisa is bringing “her dog” to the park.
(Lisa parka, onun köpeğini getiriyor.)
The company is known for “its innovative products”.
(Şirket, onun yenilikçi ürünleri ile biliniyor.)
We are having “our family dinner” tonight.
(Bu akşam bizim aile akşam yemeğimiz var.)
The neighbors invited us to “their barbecue party”.
(Komşular bizi onların barbekü partisine davet etti.)
İngilizce ‘Kimin?’ – ‘Whose?’:
Bir şeyin kime ait olduğunu belirtirken İngilizcede nasıl cümle kurduğumuzu öğrenmiştik. Şimdi de ‘bir nesnenin kime ait olduğu İngilizcede nasıl sorulur?’ sorusuna bir göz atacağız. İngilizcede ‘Whose’ Türkçede ‘kimin’ anlamına gelir.
“Whose” brother is studying abroad this semester? (Bu dönem kimin erkek kardeşi yurt dışında okuyor?)
“Whose” notebook is this?
(Bu kimin not defteri?)
“Whose” keys were lost this morning?
(Bu sabah kimin anahtarları kayboldu?)
“Whose” umbrella is hanging on the coat stand?
(Kimin şemsiyesi portmantoda asılı?)
“Whose” innovative products are well-known by society?
(Kimin yenilikçi ürünleri halk tarafından iyi bilinir?)
“Whose” barbecue party is held tonight?
(Bu akşam kimin barbekü partisi düzenleniyor?)
İngilizce ‘olmak’ fiili nasıl kullanılır? – ‘to be’
İngilizcede ‘to be’ fiili olmak anlamına gelir. Fiil veya yardımcı fiil olarak kullanılır. Fiil olarak kullanıldığında cümlede ‘-dır / -dir’ anlamına gelir. Genellikle durum bildiren cümlelerde kullanılır. ‘To be’ fiilinin Simple Present Tense yani Türkçe geniş zamanda olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinde nasıl çekimlendiğini inceleyeceğiz.
İngilizce ‘olmak’ Fiili Geniş Zaman Kipi Olumlu Cümleler – Verb ‘to be’ in Simple Present Tense Affirmative Sentences
I (Ben) | am (‘m) |
---|---|
You, We, They (Sen / Siz, Biz, Onlar) | are (‘re) |
He, She, It (O) | is (‘s) |
I “am” happy.
(Ben mutluyum.)
She “is” a doctor.
(O bir doktor.)
“To Kill a Mockingbird” (It)“is” my favorite book.
(“To Kill a Mockingbird” benim en sevdiğim kitaptır.)
He “is” a big fan of classical music.
(O çok büyük bir klasik müzik hayranıdır.)
His mother“is” an excellent cook, and her culinary skills always impress everyone at our gatherings.
(Annesi mükemmel bir aşçıdır ve yemek pişirme becerileri her zaman toplantılarımızda herkesi etkiler.)
We “are” lifelong friends. We shared countless memories and supported each other.
(Biz ömür boyu arkadaşız. Sayısız anı paylaştık ve birbirimize destek olduk.)
İngilizce ‘olmak’ Fiili Geniş Zaman Kipi Olumsuz Cümleler – Verb ‘to be’ in Simple Present Tense Negative Sentences
I (Ben) | am not | (‘m not) |
---|---|---|
You, We, They (Sen / Siz, Biz, Onlar) | are not | (aren’t) |
He, She, It (O) | is not | (isn’t) |
I “am not” happy. I am exhausted.
(Ben mutlu değilim. Ben tükenmiş durumdayım.)
She “is not” a doctor. She is a scientist.
(O bir doktor değil. O bir bilim insanıdır.)
“To Kill a Mockingbird” (It)“is not” my favorite book. It’s “A Portrait of the Artist as a Young Man”. (“To Kill a Mockingbird” benim en sevdiğim kitap değildir. Benim en sevdiğim kitap “A Portrait of the Artist as a Young Man”dır.)
He “is not” a big fan of classical music. He is a rockstar.
(O büyük bir klasik müzik hayranı değildir. O bir rock yıldızıdır.)
His mother “is not” an excellent cook. Her meals always stick to the pan and burn.
We “are not” lifelong friends. She lied to me.
9. Sınıf İngilizce Ünite 2 – Ortamı Birleştir
Öncelikle bu ünite kapsamında öğreneceğimiz kelimelere bir göz atalım.
Butcher | Kasap |
---|---|
Pharmacy | Eczane |
Chemist | Kimyager |
Medicine | İlaç |
Baker | Fırın |
Bread | Ekmek |
Hospital | Hastane |
Cafe | Kafe |
Cinema | Sinema |
Theatre | Tiyatro |
Shopping mall | Alışveriş merkezi |
Grocery store | Bakkal |
Library | Kütüphane |
Bank | Banka |
Book shop | Kitapçı |
Hotel | Otel |
Museum | Müze |
Mosque | Cami |
Car park | Otopark |
Train station | Tren istasyonu |
Bus station | Otobüs durağı |
Metro | Metro |
Mayor | Belediye başkanı |
Neighbourhood | Mahalle |
Statue | Heykel |
Calm | Sakin |
To be famous for | Bir şeyi ile ünlü |
Fairly | Adaletli |
View | Manzara |
Cheap | Ucuz |
Expensive | Pahalı |
Cellar | Kiler |
Population | Nüfus |
Overlook | Yukarıdan bakmak |
Friendly | Arkadaş canlısı |
Relax | Rahatlamak |
Factory | Fabrika |
Fountain | Çeşme |
Bu ünitede “there is / there are” kullanımını, prepositions (edatlar), tekil ve çoğul isimleri ve karşılaştırma yapmayı öğreneceğiz.
There is / There are:
“There is” ve “There are” kalıpları “vardır” anlamına gelmektedir. “There is” tekil bir varlıktan bahsederken, “There are” çoğul varlıklardan bahsederken kullanılır. “There is” kalıbının arkasından, ismin tekil olduğunu belirtmek için a/an gelir.
There is an apple on the table.
(Masada bir elma var.)
There are many students in the dining hall.
(Yemekhanede bir sürü öğrenci var.)
There is a cat sitting on the windowsill.
(Pencere kenarında oturan bir kedi var.)
There are bees outside.
(Dışarıda arılar var.)
Prepositions (Edatlar)
Öncelikle İngilizce edatların neler olduğunu tabloda inceleyelim.
in | içinde |
---|---|
on | üstünde |
under | altında |
opposite | karşısında |
between | arasında |
next to | yanında |
Bu edatları cümle içinde kullanalım.
The students are in the classroom.
(Öğrenciler sınıfın içinde.)
The basket is on the table.
(Sepet masanın üstünde.)
The cat is under the sofa.
(Kedi koltuğun altında.)
The desk is opposite of the bed.
(Masa yatağın karşısında.)
The flour is between the eggs and the milk.
(Un, yumurtaların ve sütün arasında.)
The car is next to the entrance.
(Araba girişin yanında.)
Tekil ve Çoğul İsimler (Singular and Plural Nouns)
Tekil ve çoğul isimlerin farkı, tekil isimler ek almazken çoğul isimlerin ek almasıdır. Çoğul isimler -s, -es eklerini alır.
Car – Cars (Araba – Arabalar)
Box – Boxes (Kutu – Kutular)
Cat – Cats (Kedi – Kediler)
Hero – Heroes (Kahraman – Kahramanlar)
Karşılaştırma Cümleleri:
Karşılaştırma cümlesi kurarken karşılaştırma sıfatları kullanırız. Karşılaştırma sıfatları, normal sıfatların ek almış halidir. Sıfatlar “-r, -er, -ier” ekleri alarak karşılaştırma sıfatına dönüşür. Karşılaştırma sıfatından sonra “than”kelimesini kullanmamız gerekir. Örnek cümlelerle inceleyelim.
Your sister is prettier than you.
(Kardeşin senden daha güzel.)
Your cat is cuter than mine.
(Senin kedin benimkinden daha tatlı.)
Your homework is harder than ours.
(Senin ödevin bizimkinden daha zor.)
Bazı sıfatlar karşılaştırma sıfatı olurken ek almaz, tamamen değişir. Bunlar “düzensiz sıfatlar”dır.
“Good” – Better: Your cake is better than mine. (Senin pastan benimkinden daha iyi.)
“Bad” – Worse: Your car is worse than mine. (Senin araban benimkinden daha kötü.)
“Little” – Less: Your lemonade is less than hers. (Senin limonatan onunkinden daha az.)
9. Sınıf İngilizce Ünite 3 – Filmler
Öncelikle bu ünite kapsamında öğreneceğimiz kelimelere bir göz atalım.
Movie | Film |
---|---|
Film | Film |
Film | Film |
Adventure | Macera filmi |
Drama | Dram filmi |
Animation | Animasyon filmi |
Thriller | Gerilim |
Western | Kovboy filmi |
War | Savaş filmi |
Fantastic | Fantastik film |
Science fiction | Bilim kurgu filmi |
Comedy | Komedi filmi |
Horror | Korku filmi |
Musical | Müzikal |
Romance | Romantik |
Novel | Roman |
Accept | Kabul etmek |
Refuse | Reddetmek |
Wizard | Büyücü |
Premiere | Gala |
Wise | Akıllı |
Magic | Sihir |
Invite | Davet etmek |
Mystery | Gizem |
Series | Seri |
Director | Yönetmen |
Award | Ödül |
Run after | Kovalamak |
Meet | Karşılaşmak / Buluşmak |
Poetry | Şiir |
Conservative | Muhafazakar |
Waste time | Zaman harcamak |
Agent | Ajan |
Contain | İçermek |
Blame | Suçlamak |
To be bored | Sıkılmak |
Inspire | İlham vermek |
Force | Zorlamak |
Cast | Rol dağıtımı |
Bu ünitede emir cümlelerini, zaman kavramını, öneride bulunma kalıplarını öğreneceğiz.
Emir Cümleleri:
Emir cümlelerinde özne bulunmaz ve fiiller ek almaz. Örnek cümlelerle inceleyelim.
Open the door.
(Kapıyı aç.)
Make us dinner.
(Bize akşam yemeği yap.)
Don’t step on the grass.
(Çimenler basma.)
Turn off the lights.
(Işıkları kapat.)
Leave.
(Git.)
Görüş Bildiren Cümleler:
Görüş bildirirken kullandığımız kelime kalıplarını aşağıdaki tabloda ve örnek cümlelerle inceleyelim.
In my opinion | Kanımca / Benim görüşüme göre |
---|---|
I think | Bence |
I guess | Tahminimce |
I believe | İnanıyorum ki |
I suppose | Sanırım |
If you ask me | Bana sorarsan |
In my opinion, weekends should be 3 days.
(Kanımca hafta sonları 3 gün olmalı.)
I think jazz is the best music genre.
(Bence caz en iyi müzik türü.)
I guess we will win the tournament.
(Tahminimce turnuvayı biz kazanacağız.)
I believe my cat can understand me.
(İnanıyorum ki kedim beni anlayabiliyor.)
I suppose we can finish the dessert.
(Sanırım tatlıyı bitirebiliriz.)
If you ask me, cake is better than ice cream.
(Bana sorarsan, pasta dondurmadan daha iyi.)
Öneride Bulunma (Making Suggestions):
Öneride bulunurken bazı kalıplar kullanırız. Bu kalıplar “let’s / why don’t…? / what – how about…?” kalıplarıdır. “Let’s” ve “why don’t…?” kalıplarında kullanılan fiil ek almazken “what – how about…?” kalıplarında kullanılan fiiller “-ing” eki almalıdır. Örnek cümlelerle inceleyelim.
Let’s watch a movie.
(Hadi bir film izleyelim.)
Why don’t we go to the library?
(Neden kütüphaneye gitmiyoruz?)
What about eating ice cream?
(Dondurma yemeye ne dersin?)
How about going back home?
(Eve dönmeye ne dersin?)
Zaman – Tarih Belirtme (Date):
İngilizcede tarih belirtirken “It’s 29th of May, 2023.” kalıbını kullanırız. Konuşma dilinde yıllardan bahsederken kurallar biraz değişir. 1998 yılını “One thousand nine hundred ninety eight” şeklinde okumak yerine iki parçaya bölüp “Nineteen (19) ninety eight (98)” şeklinde okuruz. Örneklerle inceleyelim.
1997: Nineteen ninety seven
1564: Fifteen sixty four
1498: Fourteen ninety eight
1889: Eighteen eighty nine
2015: Twenty fifteen
.
9. Sınıf İngilizce Ünite 4 – İnsanı Doğada Birleştirin
Öncelikle bu ünite kapsamında öğreneceğimiz kelimelere bir göz atalım.
Wild | Vahşi |
---|---|
Life | Yaşam |
Bear | Ayı |
Lion | Aslan |
Tiger | Kaplan |
Elephant | Fil |
Turtle | Kaplumbağa |
Crocodile | Timsah |
Giraffe | Zürafa |
Rhino | Gergedan |
Zebra | Zebra |
Wolf | Kurt |
Jungle | Orman |
Waterfall | Şelale |
Hill | Tepe |
Nature | Doğa |
Global warming | Küresel ısınma |
Climate | İklim |
Climate change | İklim değişikliği |
Cure | Tedavi etmek |
Valley | Vadi |
Hiking | Yürüyüş |
Grass | Çimen |
Heat | Isıtmak |
Dry | Kurutmak / Kuru |
Rescue | Kurtarmak |
Diagnose | Teşhis etmek |
Earth | Yeryüzü / Dünya |
Mountain | Dağ |
Lake | Göl |
Ruin | Kalıntı |
Disaster | Felaket |
Shelter | Barınak |
Earthquake | Deprem |
Drought | Kuraklık |
Suffer | Zarar görmek |
Prevent | Önlemek |
Ability | Yetenek / Yeti |
Stay | Kalmak |
Avalanche | Çığ |
Flood | Sel |
Volunteer | Gönüllü |
Bu ünite kapsamında Adverbs of Frequency (Sıklık Zarfları), Simple Present Tense ve can/can’t kalıbını öğreneceğiz.
Sıklık belirten zarfların İngilizcelerini ve Türkçelerini tabloda ve örnek cümlelerde inceleyelim.
Always | Daima / Her zaman |
---|---|
Sometimes | Bazen |
Often | Sık sık |
Never | Hiçbir zaman |
Usually | Genellikle |
Adverbs of Frequency:
I always have breakfast.
(Her zaman kahvaltı yaparım.)
Sometimes I take a walk in the rain.
(Bazen yağmur altında yürüyüş yaparım.)
I often cook dinner for my family.
(Sık sık ailem için yemek yaparım.)
I never eat peppers.
(Hiçbir zaman biber yemem.)
Usually I prefer a cake over a pie.
(Genellikle turta yerine pasta tercih ederim.)
Simple Present Tense:
Simple Present Tense alışkanlıklardan, genel geçer bilgilerden ve süreklilik gösteren eylemlerden bahsederken kullanılır. Türkçedeki karşılığı Geniş Zaman’dır. Gelin bu zaman kipini kullanacağımızı öğrenelim.
Olumlu cümle kurarken “Subject + verb 1 + object” formülü kullanılır. He/She/It öznesi kullanılırken fiile “-s” takısı eklenir.
I, You, We, They | V1 | Object |
---|---|---|
He/She/It | V1 + s | Object |
I eat salad for lunch everyday.
(Her gün öğle yemeğinde salata yerim.)
He drinks coffee once a week.
(O haftada bir kahve içer.)
They walk from home to school.
(Onlar evden okula yürür.)
The Earth rotates around the Sun.
(Dünya, Güneş’in etrafında döner.)
Olumsuz cümle kurarken “Subject + don’t / doesn’t + verb 1 + object”formülü kullanılır. Olumlu cümlelerden farklı olarak, He/She/It özneleri kullanılırken fiile “-s” takısı eklenmez, fiilin önüne yardımcı fiil olan “doesn’t” gelir.
I, You, We, They | don’t | V1 | Object |
---|---|---|---|
He/She/It | doesn’t | V1 | Object |
I don’t like tomatoes.
(Ben domates sevmem.)
She doesn’t go home for lunch.
(O öğle yemeği için eve gitmez.)
You don’t watch movies a lot.
(Sen çok fazla film izlemezsin.)
My dog doesn’t like short walks, he prefers long walks.
(Köpeğim kısa yürüyüşleri sevmez, uzun yürüyüşleri tercih eder.)
Soru cümlesi kurarken Do/Does + Subject + Verb 1 + Object formülü kullanılır.
Do | I, You, We, They | V1 | Object |
---|---|---|---|
Does | He/She/It | V1 | Object |
Do I eat spaghetti everyday?
(Ben her gün spagetti mi yiyorum?)
Does he attend our school?
(O bizim okula mı gidiyor?)
Do you like ice cream?
(Dondurma sever misin?)
Does she read books?
(O kitap okur mu?)
Can/Can’t Cümleleri:
Bu kalıp kabiliyet ve yeterlilik belirtmek için kullanılır. Subject + can / can’t + verb 1 formülüyle cümle kurulur
Subject | can | V1 |
---|---|---|
Subject | can’t | V1 |
I can read 3 books in a week.
(Bir haftada 3 kitap okuyabilirim.)
The cheetah can run faster than any animal in the world.
(Çita, dünyadaki bütün hayvanlardan daha hızlı koşabilir.)
She can’t handle this task easily.
(O bu görevi rahatlıkla halledemez.)
He can’t speak Japanese.
(O Japonca konuşamaz.)
9. Sınıf Ünite 5 – İlham Alan İnsanları Birleştirin
Öncelikle bu ünite kapsamında öğreneceğimiz kelimelere bir göz atalım. .
Celebrity | Ünlü |
---|---|
Awesome | Harika |
Boring | Sıkıcı |
Bald | Kel |
Blonde | Sarışın |
Curly | Kıvırcık |
Cap | Şapka |
Belt | Kemer |
Coat | Ceket |
Dyed | Boyalı |
Dress | Elbise |
Sock | Çorap |
Elegant | Şık |
Easy-going | Dışa dönük |
Fat | Şişman |
Slim | Zayıf |
Generous | Cömert |
Handsome | Yakışıklı |
Beautiful | Güzel |
Ugly | Çirkin |
Helpful | Yardımsever |
Jealous | Kıskanç |
Modest | Alçak gönüllü |
Mustache | Bıyık |
Polite | Kibar |
Realistic | Gerçekçi |
Pretty | Hoş / Sevimli |
Patient | Kibar |
Rich | Zengin |
Poor | Fakir |
Rude | Kaba |
Shy | Utangaç |
Reliable | Güvenilir |
Sincere | Samimi |
Stubborn | İnatçı |
Talented | Yetenekli |
Wavy | Dalgalı |
Thin | Zayıf |
Bu ünitede insanların fiziksel görünüşlerinden bahsetmeyi, iki özneyi karşılaştırmayı ve Simple Present Tense kullanımını öğreneceğiz.
Physical Appearance:
Birinin nasıl göründüğünü sormak için “What does (subject) look like?” kalıbını kullanırız. Uygun sıfatlar kullanarak da bu soru cevaplanır. Örnek cümlelerle inceleyelim.
+ What does your sister look like? – My sister has long brown hair and blue eyes, she’s tall and thin.
(+Kız kardeşin neye benziyor? -Kız kardeşimin uzun kahverengi saçları ve mavi gözleri var, uzun boylu ve zayıf.)
+ What does your dad look like? – My dad has a big belly, white hair and a beard.
(+Baban neye benziyor? -Babamın büyük bir göbeği, beyaz saçları ve sakalı var.)
+ What does your cat look like? – My cat is ginger, fat and very fluffy.
(+Kedin neye benziyor? – Kedim turuncu, şişman ve çok tüylü.)
Making Comparison:
İki özneyi karşılaştırırken araya “than” bağlacını getirmek ve sıfatları uygun karşılaştırma sıfatlarına çevirmek gerekir. Önceki ünitelerde işlediğimiz bu konuyu örnek cümlelerle hatırlayalım.
Madonna is more famous than Avril Lavigne.
(Madonna, Avril Lavigne’den daha ünlü.)
I am prettier than you.
(Ben senden daha güzelim.)
The Lord of the Rings is a better book series than Harry Potter.
(The Lord of the Rings, Harry Potter’dan daha iyi bir kitap serisi.)
Present Continuous Tense:
Present Continuous Tense, konuşma anından yani şimdiki zamandan bahseder. Türkçedeki karşılığı Şimdiki Zaman’dır.
Olumlu cümlelerde I + am + V-ing, He/She/It + is + V-ing, You/They/We + are +V-ing formülleri kullanılır. Örnek tablo ve cümlelerle inceleyelim.
I | am | V+ing |
---|---|---|
He/She/It | is | V+ing |
You/They/We | are | V+ing |
I am looking outside.
(Dışarı bakıyorum.)
She is drinking tea.
(O çay içiyor.)
You are reading my book.
(Sen benim kitabımı okuyorsun.)
Olumsuz cümlelerde I + am + not + V-ing, He/She/It + is + not + V-ing, You/We//They + are + not +V-ing formülleri kullanılır. “Is not” yerine “isn’t”, “are not” yerine “aren’t” kısaltmaları kullanılabilir.
I | am not | V+ing |
---|---|---|
He/She/It | is not | V+ing |
You/They/We | are not | V+ing |
I am not looking at my phone.
(Telefonuma bakmıyorum.)
He is not listening.
(O dinlemiyor.)
They aren’t leaving.
(Gitmiyorlar.)
Soru cümlelerinde Am + I + V-ing ?, Is + He/She/It + V-ing ?, Are + You/We/They + V-ing ?formülleri kullanılır.
Am | I | V+ing |
---|---|---|
Is | He/She/It | V+ing |
Are | You/They/We | V+ing |
Am I seeing you?
(Seni görüyor muyum?)
Is she coming?
(Geliyor mu?)
Are we leaving?
(Gidiyor muyuz?)
9. Sınıf Ünite 6 – Köprü Kültürleri
Öncelikle bu ünite kapsamında öğreneceğimiz kelimelere bir göz atalım.
Intercultural | Kültürler arası |
---|---|
Topic | Konu |
Cultural | Kültürel |
Cultural differences | Kültürel farklılıklar |
Abroad | Yurt dışı |
Ancient | Antik / Eski |
Baggage | Bagaj |
Bill | Fatura |
Boarding pass | Biniş kartı |
Black bean | Siyah fasulye |
Capital | Başkent |
Crowded | Kalabalık |
Check-in desk | Kayıt masası |
Economy class | Ekonomi sınıfı |
Flour | Un |
Bread | Ekmek |
Gate | Kapı |
Lentil | Mercimek |
Location | Konum |
One way trip | Tek yönlü yolculuk |
Passport | Pasaport |
Pay | Ödemek |
Passenger | Yolcu |
Rice | Pirinç pilavı / Pirinç |
Place | Yer |
Sea | Deniz |
Seat belt | Emniyet kemeri |
Soup | Çorba |
Tea | Çay |
Travel agency | Seyahat acentesi |
Cuisine | Yemek kültürü / Mutfak |
I see | Anlıyorum |
Take a trip | Seyahate çıkmak |
Bu ünitede yemek siparişi vermeyi, bağlaçları (conjunctions) ve pekiştirme sorularını (tag questions) öğreneceğiz.
Ordering Food:
Yemek siparişi verirken kullandığımız cümle kalıplarını inceleyelim.
May / Can I take your order? | Siparişinizi alabilir miyim? |
---|---|
Can I have a (...) please? | Bir adet (...) alabilir miyim lütfen? |
I would like to have (...). | (...) istiyorum. |
What would you like? | Ne istersiniz? |
Thank you, that's all for the moment. | Teşekkürler, şimdilik bu kadar. |
Can I have a burger and fries?
(Hamburger ve patates kızartması alabilir miyim?)
I would like to have a salad.
(Salata istiyorum.)
Conjunctions:
Bağlaçlar, iki cümleyi birbirine bağlarken kullanılır. İngilizcede en sık kullanılan bağlaçları inceleyelim.
Because | Çünkü |
---|---|
So | Bu yüzden / O yüzden |
But | Ama / Fakat |
And | Ve |
However | Lakin / Ama / Fakat |
I don’t like horror movies. I watched one years ago. It scared me. = I don’t like horror movies because I watched one years ago and it scared me.
(Korku filmlerini sevmem. Yıllar önce bir tane izlemiştim. Beni korkuttu. = Korku filmlerini sevmem, çünkü yıllar önce bir tane izlemiştim ve beni korkutmuştu.)
I like salads. If it has olives, I won’t eat it. = I like salads but if it has olives, I won’t eat it.
(Salata severim. İçinde zeytin varsa yemem. = Salata severim, fakat içinde zeytin varsa yemem.)
The movie got terrible reviews. I think it was great. = The movie got terrible reviews, however I think it was great.
(Film çok kötü yorumlar aldı. Bence çok güzeldi. = Film çok kötü yorumlar aldı, ama bence çok güzeldi.)
Tag Questions:
Tag questions yani pekiştirme soruları, bir cümlenin sonuna eklenen ve cümlenin anlamını pekiştiren kısa sorulardır. Türkçe karşılıkları “değil mi?”, “tamam mı?” gibi sorulardır. Pekiştirme sorularında dikkat edilmesi gereken noktalar cümlede kullanılan zaman kipi, yardımcı fiil ve cümlenin olumlu ya da olumsuz olmasıdır. Eklenen pekiştirme sorusu mutlaka cümleyle aynı zaman kipinde olmalıdır.
Eğer cümle olumluysa eklenen pekiştirme sorusu olumsuz olmalıdır.
I will go to Italy, won’t I?
(İtalya’ya gideceğim, değil mi?)
You can prepare the party, can’t you?
(Partiyi sen hazırlayabilirsin, değil mi?)
He is coming to the graduation, isn’t he?
(Mezuniyete geliyor, değil mi?)
Eğer cümle olumsuzsa eklenen pekiştirme sorusu olumlu olmalıdır.
I’m not invited to the gathering, am I?
(Buluşmaya davetli değilim, değil mi?)
You can’t come, can you?
(Gelemezsin, değil mi?)
He doesn’t know, does he?
(Bilmiyor, değil mi?)
Eğer cümlenin yapısı olumlu fakat anlamı olumsuzsa eklenen pekiştirme sorusu olumlu olmalıdır.
There is no money left, is there?
(Hiç para kalmadı, değil mi?)
9. Sınıf Ünite 7 – Dünya Mirası
Öncelikle bu ünite kapsamında öğreneceğimiz kelimelere bir göz atalım.
Wonder | Harika |
---|---|
Alive | Canlı |
Ancient | Antik / Eski |
Amazing | Şaşırtıcı |
Archeologist | Arkeolog |
Attack | Saldırı |
Avoid | Sakınmak / Kaçınmak |
Architect | Mimar |
Book | Yer ayırtmak |
Belief | İnanç |
Castle | Kale |
Ceremony | Tören |
Declare | İlan etmek |
Deserve | Hak etmek |
Cemetery | Mezarlık |
Destroyed | Yıkılmış |
Egypt | Mısır |
Ephesus | Efes Antik Kenti |
Discover | Keşfetmek |
Experience | Deneyim |
Civilization | Uygarlık |
Colosseum | Kolezyum |
The Colossus of Rhodes | Rodos Heykeli |
Cove | Koy |
Dead body | Cansız beden |
Gladiator | Gladyatör |
The Great Wall | Çin Seddi |
Greek god | Yunan tanrısı |
The Great Pyramid | Büyük Piramit |
The Hanging Gardens of Babylon | Babil’in Asma Bahçeleri |
Haritage | Miras |
Huge | Devasa |
Hunting | Avcılık |
Jewel | Mücevher |
Lighthouse of Alexandria | İskenderiye Feneri |
Mount Everest | Everest Dağı |
Ottoman | Osmanlı |
Protect | Korumak |
Region | Bölge |
Sahara Desert | Sahra Çölü |
Soldier | Asker |
Statue of Liberty | Özgürlük Anıtı |
Taj Mahal | Tac Mahal |
Temple of Artemis | Artemis Tapınağı |
Bu ünitede was/were kullanımını ve Simple Past Tense kalıbını öğreneceğiz.
Was / Were
Was/were yardımcı fiilleri am/is/are fiillerinin geçmiş zaman çekimli halleridir. Negatif formları was not (wasn’t) ve were not (weren’t)’dır. Bu yardımcı fiilleri nasıl kullanacağımızı öğrenmek için tabloyu ve örnek cümleleri inceleyelim.
You, We, They | were | verb |
---|---|---|
I, He/She/It | was | verb |
I was home yesterday.
(Dün evdeydim.)
You were sick last week.
(Geçen hafta hastaydın.)
He wasn’t in the library.
(Kütüphanede değildi.)
They weren’t paying attention in class.
(Derse ilgi göstermiyorlardı.)
Simple Past Tense:
Simple Past Tense geçmiş zamanda olan olayları anlatırken kullanılır. Türkçedeki karşılığı “-di’li geçmiş zaman”dır. Simple Past Tense için Subject + verb 2 + object formülünden yararlanılır.
I | V2 | Object |
---|---|---|
You | V2 | Object |
He-She-It | V2 | Object |
We | V2 | Object |
They | V2 | Object |
I loved him.
(Onu severdim.)
You played this game yesterday.
(Bu oyunu dün oynadın.)
She baked three cakes.
(O 3 pasta yaptı.)
We borrowed the same book from the library.
(Kütüphaneden aynı kitabı ödünç aldık.)
They cheated in the competition.
(Yarışmada hile yaptılar.)
Simple Past Tense kullanırken fiilin ikinci hali kullanılmalıdır. Düzenli fiillerde bu, fiillerin sonuna “-d”, “-ed” ve “-ied” takıları getirilerek sağlanır. Fakat düzensiz fiillerin form değiştirmesi gerekir. Gelin bu düzensiz fiillerden bazılarını inceleyelim.
cut | cut |
---|---|
have | had |
build | built |
drink | drank |
eat | ate |
lose | lost |
I cut my hair a month ago.
(Saçımı bir ay önce kestim.)
You had coffee this morning.
(Bu sabah kahve içtin.)
The park was built last week.
(Park geçen hafta yapıldı.)
He ate all the cookies I baked for today.
(Bugün için pişirdiğim bütün kurabiyeleri yedi.)
I still can’t find the keys I lost 2 days ago.
(İki gün önce kaybettiğim anahtarları hala bulamıyorum.)
Olumsuz cümlelerde özne ve fiilin arasına “did not” yardımcı fiili girer. “Did” yardımcı fiili zaten geçmiş zaman olduğu için fiil geçmiş zaman olmaz, birinci formunda yazılır.
I didn’t study at all for my finals.
(Finallerim için hiç çalışmadım.)
You didn’t know about this party.
(Bu partiyi bilmiyordun.)
He didn’t care about me.
(Beni hiç umursamazdı.)
We didn’t go to school yesterday.
(Dün okula gitmedik.)
They didn’t invite us to their birthday party.
(Bizi doğum günü partilerine davet etmediler.)
Evet/Hayır soruları Simple Past Tense ile yazılırken “Did” + subject + verb 1 + object formülü kullanılır. Örneklerle inceleyelim.
Did you have dinner?
(Akşam yemeği yedin mi?)
Did she call you?
(Seni aradı mı?)
Did we miss her call?
(Onun telefonunu kaçırdık mı?)
Did they see us leave?
(Bizim gittiğimizi gördüler mi?)
9. Sınıf Ünite 8 – Acil Durum ve Sağlık Sorunları
Öncelikle bu ünite kapsamında öğreneceğimiz kelimelere bir göz atalım.
Emergency | Acil |
---|---|
Health | Sağlık |
Problem | Problem |
Flu | Nezle |
Rule | Kural |
Toothache | Diş ağrısı |
Cough | Öksürük |
Bleeding | Kanama |
Fever | Ateş |
Accident | Kaza |
Stomach-ache | Karın ağrısı |
Headache | Baş ağrısı |
Backache | Sırt ağrısı |
Miss | Kaçırmak |
Lungs | Akciğerler |
Sore throat | Boğaz ağrısı |
First aid | İlk yardım |
Heart attack | Kalp krizi |
Advise | Tavsiye vermek |
Serious | Ciddi |
Burns | Yanıklar |
Patient | Hasta |
Breath | Nefes almak |
Abdomen | Karın |
Alert | Uyarmak |
High fever | Yüksek ateş |
Dial 112 | 112’yı tuşla |
Fire | Yangın |
Rise | Yükselmek |
Take a long rest | Uzun süre dinlen |
Dozen | Düzine |
Rescue team | Kurtarma ekibi |
Stay on the line | Hatta kal |
Awake | Uyanık |
Take pills | Hap almak |
Seeing the doctor | Doktoru görmek |
Missing | Kayıp |
Steal | Çalmak |
Bu ünitede basit cümlelerden karmaşık cümlelere geçmeyi öğreneceğiz. Cümleyi kompleks hale getiren bazı kelime kalıpları olan “when”, “before”, “after”, “should/shouldn’t”, “must/mustn’t” kalıplarını öğreneceğiz.
When:
Cümlenin ortasında ya da başında yer alabilir. Belirli bir zamanı kastederken kullanılır. Örnek cümlelerle inceleyelim.
When I was 9, I learned the multiplication table.
(9 yaşındayken çarpım tablosunu öğrendim.)
I wake up early to walk to work when I’m working in the office.
(Ofiste çalıştığım zamanlarda sabah işe yürümek için erken kalkıyorum.)
Before:
Önce anlamına gelir. “When” gibi cümlenin başında ya da ortasında yer alabilir. Örnek cümlelerle inceleyelim.
Before she started school, she was really messy.
(Okula başlamadan önce çok dağınıktı.)
You start studying at least three days before exams.
(Sen sınavlardan en az 3 gün önce çalışmaya başlarsın.)
After:
Sonra anlamına gelir. “When” ve “before” gibi cümlenin başında ya da ortasında yer alabilir. Örnek cümlelerle inceleyelim.
He brushes his teeth after breakfast.
(O dişlerini kahvaltıdan sonra fırçalar.)
After work, she reads a book to unwind.
(İşten sonra rahatlamak için kitap okur.)
Should – Must:
“Should” ve “must” modal fiillerdir. İkisi de -meli/-malı anlamı taşır, fakat “should” öneri havası taşırken “must” emir verirken kullanılır. İkisi için de geçerli olan formül Subject + should / must + verb 1 şeklindedir. Fiilin birinci hali kullanılır.
Should/Shouldn’t:
“Yapsam iyi olur” ve tavsiye anlamında -meli/-malı anlamı taşıyan “should” yardımcı fiilinin kullanımını örnek cümlelerle inceleyelim.
I should make a dentist appointment this week, it’s been almost 6 months since my last visit.
(Bu hafta bir dişçi randevusu ayarlamalıyım, en son gittiğimden beri neredeyse 6 ay oldu.)
You shouldn’t take carbohydrates out of your diet entirely, it’s important to eat from each food group.
(Diyetinden karbonhidratları komple çıkarmamalısın, bütün yiyecek gruplarından tüketmek önemli.)
Must / Mustn’t:
“Yapmalıyım” ve emir anlamındaki -meli/-malı anlamını taşıyan “must” yardımcı fiilinin nasıl kullanıldığını örnek cümlelerle inceleyelim.
I must go to the dentist, I have a horrible toothache.
(Dişçiye gitmeliyim, dişim çok ağrıyor.)
He mustn’t quit now, he’s so close to winning.
(Şimdi pes etmemeli, kazanmaya çok yakın.)
9. Sınıf Ünite 9 – Davetleri ve Kutlamaları
Öncelikle bu ünite kapsamında öğreneceğimiz kelimelere bir göz atalım.
Party | Parti |
---|---|
Celebration | Kutlama |
Entertainment | Eğlence |
Accept | Kabul etmek |
Invitation | Davet |
Invite | Davet etmek |
Refuse | Geri çevirmek |
All over the world | Bütün dünyada |
As well | Ayrıca |
Banana | Muz |
Best wishes | En içten dileklerimle |
Birthday | Doğum günü |
Candle | Mum |
Colorful | Renkli |
Costume | Kostüm |
Date | Tarih |
Deserve | Hak etmek |
Emotional music | Duygusal müzik |
Farewell | Veda |
Festival | Festival |
Follow | İzlemek |
Gain | Kazanmak |
Gift | Hediye |
Greetings | Selamlar |
Hostel | Pansiyon |
Join | Katılmak |
Look forward | Dört gözle beklemek |
Necessary | Gerekli |
Open air | Açık hava |
Pineapple | Ananas |
Protect | Korumak |
Reason | Sebep |
Receive a gift | Hediye almak |
Rush | Acele etmek |
Secret planning | Gizli plan |
Theme | Tema |
Traditional dishes | Geleneksel yemekler |
Watermelon | Karpuz |
Bu ünitede belgisiz zamirler (indefinite pronouns), bazı yeni modal fiiller (modal verbs) olan “had better”, “would rather” ve “would you mind?” kalıplarını öğreneceğiz.
Indefinite pronouns:
Belgisiz zamirler spesifik bir insan, miktar ya da objenin yerini tutmayan zamirlerdir. Bu zamirlere tabloda ve örnek cümlelerde göz atalım.
Everywhere | Her yer |
---|---|
Somewhere | Bir yer |
Nobody / No one | Hiç kimse |
Something | Bir şey |
Nothing | Hiçbir şey |
Everything | Her şey |
Someone / Somebody | Birisi |
Nowhere | Hiçbir yer |
Everyone / Everybody | Herkes |
Anyone / Anybody | Hiç kimse |
Anything | Herhangi bir şey |
Anywhere | Herhangi bir yer |
I’d go everywhere if it’s with you.
(Seninleyse her yere giderdim.)
Let’s just pick somewhere and go.
(Bir yer seçelim ve gidelim.)
No one’s answering the phone.
(Kimse telefona cevap vermiyor.)
I’ll buy something for him tomorrow.
(Ona yarın bir şey alırım.)
Nothing is good quality anymore.
(Hiçbir şey kaliteli değil artık.)
Everything is so expensive.
(Her şey çok pahalı.)
Someone will come with me, right?
(Birisi benimle gelecek, değil mi?)
Nowhere is close enough.
(Hiçbir yer yeterince yakın değil.)
Everybody’s celebrating right now.
(Şu anda herkes kutlama yapıyor.)
Anyone could have called, but no one did.
(Herhangi birisi arayabilirdi, ama kimse aramadı.)
Anything is fine, you order.
(Herhangi bir şey olur, sen sipariş ver.)
I can go anywhere, it doesn’t matter.
(Herhangi bir yere gidebilirim, önemi yok.)
“Had better”:
“-san iyi olur” anlamını taşıyan “had better” ve “had better not” hem öneri hem uyarı anlamında kullanılabilir. Bu kalıpla kullanılan fiiller de birinci hallerinde kullanılır.
You had better leave now.
(Şimdi gitsen iyi olur.)
I had better stop watching crime shows, they scare me.
(Suç dizileri izlemeyi bıraksam iyi olur, beni korkutuyorlar.)
She had better not drink all that juice, she’ll have a stomach ache.
(O kadar çok meyve suyu içmese iyi olur, karnı ağrıyacak.)
We had better attend that dinner party.
(O akşam yemeği partisine katılsak iyi olur.)
“Would rather”:
Bu yardımcı fiil bir tercih belirtirken kullanılır. “Bunu tercih ederdim.” anlamına gelir. Bu kalıpla kullanılan fiiller birinci hallerinde kullanılır.
I would rather be at home right now.
(Şu anda evde olmayı tercih ederdim.)
She would rather drink a latte than an americano.
(Americano yerine latte içmeyi tercih ederdi.)
They would rather go outside and play soccer.
(Dışarı çıkıp futbol oynamayı tercih ederlerdi.)
“Do/Would you mind?”:
Bu kalıp, Türkçede “sakıncası yoksa/ mahsuru yoksa/ sorun olmazsa” anlamlarına gelmektedir. Bu kalıpla kullanılan fiiller -ing eki almaktadır.
Do you mind closing the door?
(Sakıncası yoksa kapıyı kapatabilir misin?)
Would you mind giving me a glass of water?
(Mahsuru yoksa bana bir bardak su verir misin?)
Do you mind turning off the lights when you leave the room?
(Sorun olmazsa odadan çıkarken ışıkları kapatır mısın?)
9. Sınıf Ünite 10 – Televizyon ve Sosyal Medya
Öncelikle bu ünite kapsamında öğreneceğimiz kelimelere bir göz atalım.
Television | Televizyon |
---|---|
Abroad | Yurt dışı |
Actually | Aslında |
A piece of cake | Çocuk oyuncağı |
Ads | Reklamlar |
Social media | Sosyal medya |
Airplane mode | Uçak modu |
Anyway | Her neyse |
Artificial intelligence | Yapay zeka |
Busy | Meşgul |
Can’t stand | Tahammül edememek |
Chat online | Online sohbet |
Chit chat | Geyik yapmak |
Comment | Yorum |
Complain about | Şikayetçi olmak |
Connect | Bağlanmak |
Crazy about | Tutkunu |
Definitely | Kesinlikle |
Delete | Silmek |
Digital world | Dijital dünya |
Download | İndirmek |
Episode | Bölüm |
Especially | Özellikle |
Face to face | Yüz yüze |
Follower | Takipçi |
Future plan | Gelecek planı |
Get rid of | Kurtulmak |
Hire | Kiralamak |
In short | Kısacası |
Keen on | Meraklı |
Make money | Para kazanmak |
Off | Kapalı / İzinli |
Prediction | Tahmin |
Recipe | Reçete |
Quiz show | Bilgi yarışması |
Reality show | Gerçek hayattan kesitler içeren programlar |
Settings | Ayarlar |
Skip | Atlamak |
Bu ünitede gelecek planları yaparken kullanacağımız kalıplar olan “be going to” ve “will” kalıplarını, “if clause” kullanımını öğreneceğiz.
Be going to:
Be going to, Simple Future Tense ile cümle kurarken kullanılan iki kalıptan birisidir. Türkçede karşılığı -ecek/-acak ekidir. Gelecekte olması planlanmış eylemlerden bahsederken be going to kalıbı kullanılır. Olumlu cümlelerSubject + be going to + Verb + Object formülüyle yazılır. “Be” yardımcı fiili özneye göre çekimlenir. Fiilin birinci hali kullanılır. Aşağıdaki tablodan ve örnek cümlelerden inceleyelim.
I | Am going to | V1 | object |
---|---|---|---|
He-She-It | Is going to | V1 | object |
You/We/They | Are going to | V1 | object |
I am going to buy myself an ice cream, read a book and relax this evening.
(Bu akşam kendime dondurma alacağım, kitap okuyacağım ve rahatlayacağım.)
She is going to call you at 8pm tonight, she told your assistant.
(Seni bu akşam 8’de arayacak, asistanına söyledi.)
We are going to go to Italy next Tuesday.
(Gelecek Salı İtalya’ya gideceğiz.)
Olumsuz cümlelerde Subject + be not going to + Verb + Object formülü kullanılır. Fiilin birinci hali kullanılır. Aşağıdaki tablodan ve örnek cümlelerden inceleyelim.
I | Am not going to | V1 | object |
---|---|---|---|
He-She-It | Is not going to | V1 | object |
You/We/They | Are not going to | V1 | object |
I am not going to visit home this week, I was already there 2 days ago.
(Bu hafta evi ziyaret etmeyeceğim, daha 2 gün önce oradaydım.)
He is not going to attend the parent-teacher meeting.
(Veli görüşmesine katılmayacak.)
They are not going to come to my party, they aren’t invited.
(Partime gelmeyecekler, davetli değiller.)
Soru cümlelerinde be + Subject + going to + Verb + Object formülü geçerlidir. Fiilin birinci hali kullanılır. Aşağıdaki tablodan ve örnek cümlelerden inceleyelim.
Am | I | going to | V1 | object |
---|---|---|---|---|
Is | He-She-It | going to | V1 | object |
Are | You/We/They | going to | V1 | object |
Am I going to start pilates?
(Pilatese mi başlayacağım?)
Is she going to stop coming to the book club?
(Kitap kulübüne gelmeyi mi bırakacak?)
Are you going to visit me this Wednesday?
(Bu Çarşamba beni ziyarete gelecek misin?)
Will:
Will, Simple Future Tense ile cümle kurarken kullanılan iki kalıptan birisidir. Türkçede karşılığı -ecek/-acak ekidir. Gelecekte olması planlanmamış, beklenilmeyen eylemlerden, hayallerden, tahminlerden bahsederken will kalıbı kullanılır. Olumlu cümlelerSubject + will + Verb + Object formülüyle yazılır. Will yardımcı fiili özneye göre çekimlenmez, her öznede aynıdır. Fiilin birinci hali kullanılır. Aşağıdaki tablodan ve örnek cümlelerden inceleyelim.
I, You, He-She-It, We, They | will | V1 | object |
I will be on TV one day.
(Bir gün televizyona çıkacağım.)
You will read this book.
(Bu kitabı okuyacaksın.)
He will come see me.
(Beni görmeye gelecek.)
We will go see a movie sometime.
(Bir ara film izlemeye gideceğiz.)
They will love this shop.
(Bu dükkanı çok sevecekler.)
Olumsuz cümlelerde Subject + will not + Verb + Object formülü kullanılır.
I, You, He-She-It, We, They | Will not | V1 | object |
I will not buy new games anymore.
(Bundan sonra yeni oyunlar almayacağım.)
You will not like this book.
(Bu kitabı sevmeyeceksin.)
He will not come back.
(Geri gelmeyecek.)
We will not watch this movie.
(Bu filmi izlemeyeceğiz.)
They will not go to school tomorrow.
(Yarın okula gitmeyecekler.)
Soru cümlelerinde will + Subject + Verb + Object formülü kullanılır.
will | I, You, He-She-It, We, They | V1 | object |
Will I learn this theorem?
(Bu teoremi öğrenecek miyim?)
Will you call her?
(Onu arayacak mısın?)
Will she like her gift?
(Hediyesini beğenecek mi?)
Will we have a picnic?
(Piknik yapacak mıyız?)
Will they remember us?
(Bizi hatırlayacaklar mı?)
If Clause:
If clause, koşul belirten cümlelerde kullanılır. Türkçede karşılığı “eğer/ise.. Olur” şeklinde cümlelerdir. 4 çeşidi vardır.
Type 0 (Zero): Herkesin bildiği genel doğrularda bu yapı kullanılır. “If + Present Simple, Present Simple” formülü izlenir.
If it snows, the roads get blocked.
(Eğer kar yağarsa yollar kapanır.)
If water boils, it’s 100 °C.
(Eğer su kaynıyorsa 100 derecedir. )
If you don’t wear your coat in winter, you get sick.
(Eğer kışın mont giymezsen hastalanırsın.)
Type 1 (One): Gerçekleşmesi mümkün olan ancak kesin olmayan olaylarda bu yapı kullanılır. Bir ihtimal ifade eder. “If + Present Simple/ Present Continuous/ Present Perfect/ Present Perfect Continuous, Future Simple (Can/ May/ Might/Could/ Must/ Should) + Present Bare Infinitive” formülü kullanılır. Formülden de anlayabileceğiniz üzere If + bütün Present Tense’ler kullanılabilir. Future Simple Tense yerine modal’lar da geçebilir. Örnek cümlelerle inceleyelim.
If you hit the vase, it will fall and break.
(Eğer vazoya vurursan düşüp kırılır.)
If the team scores the goal, we might be champions.
(Eğer takım gol atarsa şampiyon olabiliriz.)
If you are still sleeping by 8 a.m, I can wake you up.
(Eğer sabah saat 8’de hala uyuyor olursan seni uyandırabilirim.)
If the chef has prepared the meal, you must eat it.
(Eğer şef yemeği hazırladıysa mutlaka yemelisin.)
Type 2 (Two): Gerçekleşmesi mümkün olmayan olaylardan, hayallerden bahsedilirken kullanılır. If + Past Simple/ Past Continuous, Would/ Could/ Might + Present Bare Infinitive formülüyle yazılır. Örnek cümlelerle inceleyelim.
If we booked the tickets ahead of time, we would have a discount.
(Eğer biletleri önceden alsaydık indirimimiz olurdu.)
If I got a divorce earlier, I would be happier.
(Eğer daha erken boşansaydım daha mutlu olurdum.)
If he listened to me, he would earn more money.
(Eğer beni dinleseydi daha çok para kazanırdı.)
Type 3 (Three): Artık gerçekleşmesi mümkün olmayan olaylar, pişmanlıklar ve eleştirileri anlatır. If + Past Perfect/ Past Perfect Continuous, Would/ Could/ Might + Perfect Bare Infinitive (have + V3) formülü kullanılır. Örnek cümlelerle inceleyelim.
If you had prepared better, you would have gotten the best grade.
(Eğer daha iyi hazırlansaydın en iyi notu alırdın.)
If we had set up the alarm, we would have known when the thief entered.
(Eğer alarmı kursaydık hırsızın ne zaman girdiğini bilirdik.)
If I had worked harder, I would have gotten the promotion.
(Eğer daha çok çalışsaydım terfiyi alırdım.)
9. Sınıf İngilizce Olumsuz Cümleler
Simple Present Tense ile olumsuz cümle kurarken Subject + don’t / doesn’t + verb 1 + object formülü kullanılır.
I don’t like hamburgers.
(Hamburger sevmem.)
He doesn’t read fantasy books.
(Fantastik romanlar okumaz.)
Present Continuous Tense ile Olumsuz cümlelerde I + am + not + V-ing, He/She/It + is + not + V-ing, You/We/They + are + not +V-ing formülleri kullanılır.
I am not enjoying this movie.
(Bu filmden hoşlanmadım.)
She is not coming.
(O gelmiyor.)
You are not learning anything.
(Sen hiçbir şey öğrenmiyorsun.)
Simple Past Tense için Subject + did not + verb 1 + object formülünden yararlanılır.
I did not see her.
(Onu görmedim.)
Simple Future Tense Olumsuz cümlelerde Subject + be not going to + Verb + Object ve Subject + will not + Verb + Object formülü kullanılır.
I am not going to get married this year.
(Bu sene evlenmeyeceğim.)
I will not come to your party.
(Partine gelmeyeceğim.)
9. Sınıf İngilizce Olumlu Cümleler
Simple Present Tense ile olumlu cümle kurarken Subject + verb 1 + object formülü kullanılır. He/She/It öznesi kullanılırken fiile “-s” takısı eklenir.
I go to school everyday.
(Her gün okula giderim.)
She likes blueberries.
(Yaban mersini sever.)
Present Continuous Tense ile Olumlu cümlelerde I + am + V-ing, He/She/It + is + V-ing, You/They/We + are +V-ing formülleri kullanılır.
I am watching my favorite movie.
(En sevdiğim filmi izliyorum.)
He is listening to the new album.
(Yeni albümü dinliyor.)
They are learning Japanese.
(Japonca öğreniyorlar.)
Simple Past Tense için Subject + verb 2 + object formülünden yararlanılır.
You went to a concert.
(Konsere gittin.)
Simple Future Tense Olumlu cümleler Subject + be going to + Verb + Object ve Subject + will + Verb + Object formülüyle yazılır.
I am going to read three books this month.
(Bu ay 3 kitap okuyacağım.)
I will read more books this year.
(Bu sene daha çok kitap okuyacağım.)
9. Sınıf İngilizce Soru Cümleler
Simple Present Tense ile soru cümlesi kurarken Do/Does + Subject + Verb 1 + Object formülü kullanılır.
Do you live in Ankara?
(Ankara’da mı yaşıyorsun?)
Does she study medicine?
(Tıp mı okuyor?)
Present Continuous Tense ile Soru cümlelerinde Am + I + V-ing ?, Is + He/She/It + V-ing ?, Are + You/We/They + V-ing ? formülleri kullanılır.
Am I leaving?
(Gidiyor muyum?)
Is he hearing us?
(Bizi duyuyor mu?)
Are they coming nearby?
(Yakına geliyorlar mı?)
Simple Past Tense ile yazılırken “Did” + subject + verb 1 + object formülü kullanılır.
Did you leave her there?
(Onu orada mı bıraktın?)
Simple Future Tense Soru cümlelerinde be + Subject + going to + Verb + Object ve will + Subject + Verb + Object formülü geçerlidir.
Is he going to leave his job?
(İşini bırakacak mı?)
Will you remember me?
(Beni hatırlayacak mısın?)
9.Sınıf İngilizce Üniteleri ve Konu Anlatımı Hakkında Sık Sorulan Sorular
9. sınıf İngilizce Üniteleri nelerdir?
9.Sınıf İngilizce Üniteleri Studying Abroad, My Environment, Movies, Human in Nature, Inspirational People, Bridging Cultures, World Heritage, Emergency and Health Problems, Invitations And Celebrations, TV and Social Media olarak sıralanır.
9.Sınıf İngilizce Ünitelerinde hangi gramer konuları var?
9.Sınıf İngilizce Ünitelerinde Verb “to be”, Subject Pronouns, Possessive Adjectives, Have / Has got, Imperatives gibi pek çok gramer konusu bulunmaktadır. Hepsinin detaylı konu anlatımı ve örneklerini içeriğimizde bulabilirsiniz.
9.Sınıf İngilizce Üniteleri zor mu?
9.Sınıf İngilizce Ünitelerini kolaylıkla öğrenmek ve tekrar etmek için içeriğimizi inceleyebilirsiniz.
9.Sınıf İngilizce Üniteleri ne kadar sürede işlenir?
9.Sınıf İngilizce Üniteleri bir eğitim-öğretim yılı boyunca okullarda işlenir, fakat siz önden gitmek isterseniz içeriğimizden yararlanarak daha hızlı bir şekilde konuları bitirebilirsiniz.
Çocuğunuzun İngilizce öğrenmesi için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! Çocuk eğitimi alanında uzmanlaşmış öğretmenler rehberliğinde 25 dakikalık bire bir canlı dersler, çocuk gelişi için özenle tasarlanmış eğlenceli ve öğretici interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, çocuğunuzun ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?
Deyimlerle ilgili onlarca videomuza link üzerinden kolaylıkla ulaşabilir ve hızlıca öğrenmeye başlayabilirsiniz.
Kişiselleştirilmiş İngilizce eğitimi ve ihtiyaçlarınıza göre uyarlanmış birebir canlı dersler için EnglishCentral’a ulaşabilirsiniz.