Hepsi
Çocuklar için İngilizce
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce
Popüler Günlük İngilizce
Popüler İngilizce Gramer
Popüler İngilizce Şarkılar
Popüler Paylaşımlar
Generic selectors
Exact matches only
Ara
Search in content
Post Type Selectors
Lütfen Dil Seçin
English
Türkçe
Português
عربي
日本
Tiếng Việt
한국어
Popüler Paylaşımlar
Hepsi
Çocuklar için İngilizce
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce

7. Sınıf İngilizce Üniteleri ve Konu Anlatımı

“7. sınıf İngilizce Üniteleri nelerdir? 7. sınıf İngilizce ünitelerinde hangi konular işlenir?” gibi soruların yanıtlarını merak ediyorsanız doğru yerdesiniz. 7. sınıf İngilizce üniteleri, görünüm ve kişilik, spor, biyografiler, vahşi hayvanlar, televizyon, kutlamalar, düşler, kamu binaları, ortam ve gezegenler başlıklarıyla birlikte 10 farklı ünite bulunmaktadır. Bu ünitelerde hangi konular ve kelimeler işlenir gelin birlikte inceleyelim.

7. Sınıf Ünite 1 – Görünüm Ve Kişilik

Görünüm ve Kişilik (Appearance and Personality) başlıklı 7. Sınıf 1. Ünitede fiziksel özelliklerimizden ve kişilik özelliklerimizden bahsetmeyi öğreneceğiz. Buna ek olarak kıyaslama cümleleri nasıl kurulur örneklerle birlikte inceleyeceğiz.

Dış Görünüş – Kelimeler (Physical Appearance – Vocabulary):

Saç (Hair):

Dark HairKoyu Renk Saç
Blonde HairSarı Saç
Fair HairKumral Saç
Brown HairKahverengi Saç
Ginger HairKızıl Saç
Curly HairKıvırcık Saç
Wavy HairDalgalı Saç
Straight HairDüz Saç
Long HairUzun Saç
Short HairKısa Saç

İngilizcede “What does she/he look like?” (O nasıl görünüyor?) sorusuna saç ile ilgili yanıt verirken sahip olmak anlamına gelen have/has fiilleri kullanılır.

She has long, dark hair.
(Onun uzun koyu renk saçları var.)

He has ginger hair.
(Onun kızıl saçları var.)

I have curly hair.
(Benim kıvırcık saçım var.)

Gözler (Eyes):

Blue EyesMavi Gözler
Green EyesYeşil Gözler
Hazel EyesEla Gözler
Brown EyesKahverengi Gözler
Small EyesKüçük Gözler
Big EyesBüyük Gözler

İngilizcede “What does she/he look like?” (O nasıl görünüyor?) sorusuna birinin gözleri ile ilgili yanıt verirken, tıpkı saçlarda olduğu gibi sahip olmak anlamına gelen have/has fiilleri kullanılır.

My mother has big blue eyes.
(Annemin büyük mavi gözleri var.)

My best friend, Amy, has hazel eyes.
(En yakın arkadaşım Amy’nin ela gözleri var.)

They have small eyes.
(Onların küçük gözleri var.)

Görünüş (Look):

HandsomeYakışıklı
BeautifulGüzel
UglyÇirkin
AttractiveÇekici

İngilizcede “What does she/he look like?” (O nasıl görünüyor?) sorusuna yanıt verirken, birinin görünüşüyle ilgili yukarıdaki kelimeleri kullanarak kişisel fikrimizi belirtiyorsak ‘to be’ (am, is, are) fiili kullanılır.

She is beautiful.
(O güzel.)

He is handsome.
(O yakışıklı.)

They are very attractive.
(Onlar çok çekici.)

Yaş (Age):

OldYaşlı
YoungGenç
Middle-agedOrta Yaşlı

İngilizcede “What does she/he look like?” (O nasıl görünüyor?) sorusuna birinin yaşı ile ilgili yanıt verirken, tıpkı birinin görünüşüyle ilgili fikrimizi belirtirken olduğu gibi ‘to be’ (am, is, are) fiili kullanılır.

She is still young. She goes to high school.
(O hala genç. O liseye gidiyor.)

She is a middle-aged woman.
(O orta yaşlı bir kadın.)

That man is very old. He is 72 years old.
(O adam çok yaşlı. O 72 yaşında.)

Boy (Height):

TallUzun
ShortKısa
Medium HeightOrta Boy

İngilizcede “What does she/he look like?” (O nasıl görünüyor?) sorusuna birinin boyunun uzunluğu ile ilgili yanıt verirken, tıpkı birinin görünüşüyle veya yaşıyla ilgili fikrimizi belirtirken olduğu gibi ‘to be’ (am, is, are) fiili kullanılır.

She is short. (O kısa.)

My cousin is very tall. He plays basketball.
(Benim kuzenim çok uzun. O basketbol oynuyor.)

I am medium height when we consider the height of the girls in our class.
(Sınıfımızdaki kızların boylarını göz önünde bulundurduğumuzda ben orta boydayım.)

Ağırlık (Weight):
SlimZayıf
Thinİnce
Fat / OverweightŞişman
Medium weightOrta Kilo
Well-builtKaslı, yapılı

İngilizcede “What does she/he look like?” (O nasıl görünüyor?) sorusuna birinin kilosu ile ilgili yanıt verirken, tıpkı birinin görünüşüyle, boyuyla veya yaşıyla ilgili fikrimizi belirtirken olduğu gibi ‘to be’ (am, is, are) fiili kullanılır.

She is well-built. She goes to the gym everyday. (O kaslı. O her gün spor salonuna gider.)

They are very fat because they always eat fast food and unhealthy foods.
(Onlar çok şişman çünkü her zaman hamburger ve sağlıksız yemekler yiyorlar.)

He is thin.
(O ince.)

Kişilik Özellikleri – Kelimeler (Personality – Vocabulary):

SelfishBencil
HelpfulYardımsever
CheerfulNeşeli
Bad-temperedKötü Huylu
Good-temperedIyi Huylu
Polite / KindKibar
Rude / MeanKaba
LazyTembel
HardworkingÇalışkan
NaughtyYaramaz
StingyCimri
GenerousCömert
UnderstandingAnlayışlı
SocialSosyal
PatientSabırlı
ImpatientSabırsız
Trustworthy / ReliableGüvenilir
FriendlyArkadaş Canlısı
TalkativeKonuşkan
HonestDürüst
DishonestDürüst olmayan
FunnyEğlenceli
ShyUtangaç
NervousGergin
JealousKıskanç
PunctualDakik
SupportiveDestekleyici
SincereSamimi
SensitiveHassas
Stubbornİnatçı
CuteSevimli
SeriousCiddi
Clever / IntelligentZeki, Akıllı
SillySalak, Şapşal
QuietSessiz
Easygoingİyi geçinen
CalmSakin
BraveCesur
BoringSıkıcı
ResponsibleSorumluluk sahibi
ClumsySakar
OutgoingSosyal, Dışa dönük

Birinin kişilik özelliklerinden bahsederken fiil olarak ‘olmak’ anlamına gelen ‘to be’ (am, is, are) kullanılır.

You are so thoughtful. Thank you for the flowers that you sent to my office yesterday.
(Çok düşüncelisin. Dün ofisime gönderdiğin çiçekler için teşekkür ederim.)

He is a responsible person. He finishes every task they give to her in time.
(O çok sorumluluk sahibi biri. O, ona verdikleri tüm görevleri zamanında bitirir.)

She is a little bit clumsy. Yesterday, she fell on the floor and there weren’t even any bulge.
(O biraz sakar. Dün yere düştü ve orada bir tümsek bile yoktu.)

Andre is a quiet person. He never talks in group meetings
(Andre sessiz biridir. O grup toplantılarında hiç konuşmaz.)

They were supportive when my grandmother died.
(Onlar büyük annem öldüğünde çok destekleyicilerdi.)

She is reliable for sure. I can testify it because I gave her my secret and she didn’t tell anybody else.
(O kesinlikle güvenilir biridir. Buna şahitlik edebilirim çünkü ona sırrımı verdim ve o başka kimseye anlatmadı.)

My neighbor’s child is naughty. He never stops screaming.(Komşumun çocuğu yaramazdır. O asla çığlık atmayı bırakmaz.)

Karşılaştırma Cümleleri – Comparatives:

İngilizcede, Türkçede olduğu gibi sıfat (adjective) kullanarak nesneler ile nesneleri veya insanlar ile insanları kıyaslarız. Bu kıyaslamayı yapabilmek için düzenli sıfatlar (regular adjectives) ve düzensiz sıfatlar (irregular adjectives) konu başlıkları altında incelememiz gerekir.

Düzenli Sıfatlar – Regular Adjectives:

Düzenli sıfatlarda hece sayısı çok önemlidir. Sıfat tek heceli ise sıfata ‘-er’ eklenir ve ardından ‘than’ kelimesi gelir. Kelimenin sonu zaten ‘-e’ ile bitiyorsa, yalnızca ‘-r’ ve ardından ‘than’ eklenir. Bu sayede “O bundan daha …’dır” ifadesi sağlanmış olur. Sessiz harf ile biten tek heceli sıfatların bazılarında ise son harf tekrar eder ve ardından ‘-er + than’ gelir. Ve son olarak, kelimenin sonu ‘-y’ ile bitiyorsa, y harfi düşerek ‘-ier + than’ eklenir.

Giraffes are taller than monkeys.
(Zürafalar maymunlardan daha uzundur.)

My pencil is shorter than yours.
(Benim kalemim seninkinden kısadır.)

Antarctica is colder than Miami.
(Antartika, Miami’den daha soğuktur.)

My aunt is younger than my uncle.
(Benim teyzem, dayımdan daha genç.)

Our living room is larger than the bedrooms.
(Bizim oturma odamız, yatak odalarından daha geniş.)
ier than Bursa.
(Ankara, Bursa’dan daha kurudur.)

Antalya is hotter than Kars.
(Antalya, Kars’tan daha sıcaktır.)

Düzenli sıfatlarda kelime uzunsa yani diğer bir deyişle hece sayısı fazla ise sıfattan önce ‘more’ sonra ‘than getirilir.

Math is more difficult than geography.
(Matematik coğrafyadan daha zor.)

Henry Cavill is more handsome than Brad Pitt.
(Henry Cavill, Brad Pitt’ten daha yakışıklı.)

Jennifer Aniston is more beautiful than Kristen Stewart.
(Jennifer Aniston, Kristen Stewart’tan daha güzel.)

Düzensiz Sıfatlar – Irregular Adjectives:

Düzensiz sıfatlar, düzenli sıfatlardaki kurallara uymazlar. Kelime tamamen değişir ve ardından ‘than’ kelimesi gelir. Düzensiz sıfatlara örnek olarak en çok kullanılan good, bad, old ve little verilebilir.

Vanilla ice cream is better than chocolate ice cream. (Vanilyalı dondurma, çikolatalı dondurmadan daha iyidir.) – good sıfatı düzensiz olduğu için karşılaştırma yaparken better olarak kullanılır.

Swimming in the pool is worse than swimming in the sea.
(Havuzda yüzmek, denizde yüzmekten daha kötüdür.) – bad sıfatı düzensiz olduğu için karşılaştırma yaparken worse olarak kullanılır.

7. Sınıf Ünite 2 – Spor

7. Sınıf ingilizce 2. ünitemizde İngilizce Geniş Zaman (Simple Present Tense), Sporların İngilizce karşılıkları ve spor ekipmanlarının İngilizce karşılıklarını öğreniyor olacağız.

İngilizce Geniş Zaman – Simple Present Tense:

Simple Present Tense, geniş zamanda veya sürekli yapılan eylemlerden bahsederken kullanılır. Buna ek olarak, genel geçer doğrulardan, bilimsel olaylardan, bir zaman çizelgesine göre hareket eden olaylardan bahsederken ve hikaye anlatımlarında kullanılır.

Simple Present Tense – Olumlu Cümleler (Affirmative Sentences):

Özneler (Subjects)Fiil (Verb)Nesne (Objects)
I, You, We, They (Ben, Sen, Biz, Onlar)Verb - Infinitive form (yalın halde)
He, She, It (O)Verb + ‘-s’

İngilizcede cümle Özne + Fiil + Nesne sıralamasında kurulur. Geniş Zaman (Simple Present Tense)’da olumlu cümlelerde sadece 3. Tekil şahıslarda fiilin sonuna ‘-s’ takısı eklenir. Onun haricinde fiil yalın halde kullanılır.

I always buy popcorn when I go to the cinema.
(Sinemaya gittiğimde her zaman patlamış mısır alırım.)

You go abroad every summer.
(Her yaz yurt dışına gidersin.)

The sun rises from the east.
(Güneş doğudan doğar.)

We play football once a week.
(Haftada bir kere futbol oynarız.)

The plane takes off at 8 am from the airport.
(Uçak saat 8’de havalimanından kalkacak.)

He likes working under stress.
(Stres altında çalışmayı sever.)

Not: 3. Tekil şahıslarla birlikte cümle oluştururken fiil -y ile bitiyorsa -y düşer -ies eklenir. (Cry = Cries) ve -s , -ss , – sh , – ch , – x, -o, -z harfleriyle bitiyorsa -es eklenir (Go = Goes, Watch = Watches).

Simple Present Tense – Olumsuz Cümleler (Negative Sentences):

Özne (Subject)Yardımcı Fiil (Auxiliary Verb)Olumsuzluk EkiVerb (Fiil)Nesne (Object)
I, You, We, They (Ben, Sen, Biz, Onlar)DonotVerb - Infinitive form (yalın halde)
He, She, It (O)DoesnotVerb - Infinitive form (yalın halde)

İngilizcede Simple Present Tense’de olumsuz cümle Özne + Yardımcı Fiil + ‘Not’+ Fiil + Nesne şeklinde kurulur. Olumsuz cümlelerde yardımcı fiil olarak ‘do’ kullanılır. 3. Tekil şahıslarda ‘-s’ takısı ‘do’ yardımcı fiiline geldiği için fiil özne farketmeksizin yalın halde kullanılır.

I don’t buy popcorn everytime I go to the cinema.
(Sinemaya her gittiğimde patlamış mısır almam.)

You don’t go abroad every summer.
(Her yaz yurt dışına gitmezsin.)

We don’t play football every week.
(Her hafta futbol oynamayız.)

He doesn’t like working under stress.
(Stres altında çalışmayı sevmez.)

She doesn’t drive to work. She takes the bus.
(İşe arabayla gitmez. O işe otobüsle gider.)

Simple Present Tense – Soru Cümleleri (Question Sentences):

Yes/No Question Sentences (Evet/Hayır Soru Cümleleri):

Yardımcı Fiil (Auxiliary Verb)Özne (Subject)Verb (Fiil)Nesne (Object) + ?
DoI, You, We, They (Ben, Sen, Biz, Onlar)Verb - Infinitive form (yalın halde)
DoesHe, She, It (O)Verb - Infinitive form (yalın halde)

İngilizcede Yes/No questions dediğimiz evet/hayır soru cümleleri yardımcı fiil + özne + fiil + nesne? Şeklinde kurulur. Fiil yine yalın halde kullanılır.

Does she like swimming?
(O yüzmeyi sever mi?)

Do they live in the USA?
(Onlar Amerika’da mı yaşıyor?)

Does he watch cartoons everyday?
(O her gün çizgi film izler mi?)

Wh- Question Sentences (5N1K Soru Cümleleri):

5N1K Soru Kelimeleri (Wh- Question Words)Yardımcı Fiil (Auxiliary Verb)Özne (Subject)Verb (Fiil)Nesne (Object) + ?
What (Ne),
Where (Nerede),
Why (Neden),
When (Ne zaman),
Which (Hangi),
Who (Kim),
How (Nasıl)
DoI, You, We, They (Ben, Sen, Biz, Onlar)Verb - Infinitive form (yalın halde)
DoesHe, She, It (O)Verb - Infinitive form (yalın halde)

What does she do in her free time?
(Boş zamanlarında ne yapar?)

Where do you live?
(Nerede yaşıyorsun?)

Why does he avoid seeing her?
(Onu görmekten neden kaçıyor?)

When does the party begin?
(Parti ne zaman başlıyor?)

Which sport do you like?
(Hangi sporu yapmayı seversin?)

How does this work?
(Bu nasıl çalışıyor?)

“How often …?” Ne sıklıkla … kullanımı:

Birine bir eylemi ne sıklıkla yaptığını sorarken “how often” kalıbı kullanılır. Bu sorulara yanıt verirken ise genellikle sıklık zarfları (frequency of adverbs) özne ile fiilin arasında kullanılır.

Sıklık zarfları (frequency of adverbs):

AlwaysHer zaman
GenerallyGenellikle
UsuallyGenellikle
OftenSıklıkla
FrequentlySıklıkla
SometimesBazen
RarelyNadiren
NeverAsla

How often do you go to the theater?
(Ne sıklıkla tiyatroya gidersin?)

-I go to the theater every week.
(Ben her hafta tiyatroya giderim.)

How often does she play video games?
(Ne sıklıkla video oyunları oynar?)

-She always plays video games.
(O her zaman video oyunları oynar.)

How often do they call her?
(Ne sıklıkla onu ararlar?)

-They call her three times a week.
(Onu haftada 3 kere ararlar.)

İngilizce Sporlar – Sports:

İngilizcede sporlar, tıpkı türkçede olduğu gibi Bireysel Sporlar (Individual Sports), Takım Sporları (Team Sports), Kapalı Alan Sporları (Indoor Sports), Açık Alan Sporları (Outdoor Sports),.. gibi bir çok çeşide ayrılmaktadır. Gelin birlikte sporların İngilizce karşılıklarına bir göz atalım.

FootballFutbol
BasketballBasketbol
VolleyballVoleybol
SurfingSörf
SwimmingYüzme
HandballHentbol
CyclingBisiklet sürme
ClimbingTırmanış yapma
Roller SkatingPaten Kayma
SkiingKayak
Ice-skatingBuz pateni
SkateboardingKaykay sürme
HikingDoğa Yürüyüşü
CanoeingKano
RunningKoşu
RaftingRafting
JoggingHafif tempolu koşu
WalkingYürüyüş
TrekkingDoğa Yürüyüşü
BowlingBovling
GymnasticsJimnastik
YogaYoga
BoxingBoks
WrestlingGüreş
KarateKarate
TaekwondoTekvando
AerobicsAerobik
Water poloSu topu
Ice-hockeyBuz hokeyi
BadmintonBadminton
JudoJudo
ArcheryOkçuluk
TennisTenis
Table TennisMasa tenisi
WeightliftingAğırlık Kaldırma
Bungee JumpingAyağa ip bağlayıp atlama
Kite surfingUçurtma sörfü
RugbyRagbi
SailingYelkencilik

İngilizce Spor Ekipmanları – Sport Equipments:

Tıpkı sporların İngilizce karşılıklarını incelediğimiz gibi spor ekipmanlarının da ingilizce karşılıklarını inceleyeceğiz.

ArrowOk
BallTop
BatBeyzbol sopası
BowYay
BicycleBisiklet
Elbow PadDirseklik
GlovesEldiven
GogglesGözlük
HelmetKask
HoopPota
Ice-skatesBuz pateni
Knee padsDizlik
NetAğ, file
RacketRaket
Roller SkatePaten
ShuttlecockBedminton topu
SnorkelŞnorkel
SurfboardSörf Tahtası
SwimsuitMayo
TrainersSpor Ayakkabısı

7. Sınıf Ünite 3 – Biyografiler

7. Sınıf ingilizce 3. ünitemizde İngilizce Geçmiş Zaman (Simple Past Tense) yapısını ve İngilizce tarihleri söylemeyi öğreniyor olacağız.

İngilizce Geçmiş Zaman – Simple Past Tense:

Türkçe’de kullandığımız “-di li geçmiş zaman”, İngilizce’de Simple Present Tense olarak adlandırılır. Geçmişte yapılmış ve bitmiş olan olayları anlatırken kullanılır.

Simple Past Tense – Olumlu Cümleler (Affirmative Sentences):

İngilizce geçmiş zamanda olumlu cümle yapılarında fiil özneye göre ek almaz veya değişmez. Aksine fiilin değişimi düzenli (regular) veya düzensiz (irregular) olmasına bağlıdır. Cümle yapısı, diğer zaman kiplerinde olduğu gibi Özne (Subject) + Fiilin 2. hali (Verb 2) + Nesne (Object)’dir.

Düzenli fiillerde, fiilin sonuna ‘-ed’ takısı eklenir. Fiilin son harfi ‘-e’ ile bitiyorsa ‘-d’ ve ‘-y’ ile bitiyorsa ‘-y’ düşer ve ‘-ies’ takısı eklenir.

She talked so much last night that I wanted to rip off my ears.
(Dün gece o kadar çok konuştu ki kulaklarımı söküp çıkarmak istedim.)

I watched the news last night about that poor woman who was harassed by her husband.
(Dün gece kocası tarafından taciz edilen o zavallı kadın ile ilgili haberleri izledim.)

He jumped off all the obstacles during the race but he failed.
(Yarış sırasında bütün engellerden atlamıştı ama kaybetti.)

Düzensiz fiiller, düzenli fiillerdeki kurala uymazlar ve fiil tamamen değişir. Gelin birlikte düzensiz fiillerden bazılarını tablo ile birlikte inceleyelim.

SwimSwamYüzmek
TeachTaughtÖğretmek
BuyBoughtSatın almak
SpeakSpokeKonuşmak
DoDidYapmak
SellSoldSatmak
WearWoreGiymek
ReadReadOkumak
HearHeardDuymak
EatAteYemek
RunRanKoşmak
GoWentGitmek
CutCutCut
DrinkDrankİçmek
FlyFlewUçmak
ChooseChoseSeçmek
FreezeFrozeDonmak
BeWas/WereOlmak
FindFoundBulmak
KnowKnewBilmek

I thought that I lost my keys last night but I found them under the couch.
(Dün gece anahtarlarımı kaybettiğimi düşündüm ama onları koltuğun altında buldum.)

I caught them cheating during the exam.
(Onları sınavda kopya çekerken yakaladım.)

He fell from the stairs and spoke to me like that was my fault.
(Merdivenlerden düştü ve sonra benim suçummuş gibi konuştu.)

Simple Past Tense – Olumsuz Cümleler (Negative Sentences):

Olumsuz cümlelerde yardımcı fiil olarak ‘do’ fiili kullanılır. Geçmiş zamanda cümle kurulacağı için fiilin iki halini kullanmak yerine ‘do’ fiili 2. halinde yani geçmiş zamanda ‘did’ olarak kullanılır ve fiil yalın halde kullanılır. Yardımcı fiil ile fiil arasına olumsuzluk eki olan ‘not’ getirilir. Özetle cümle yapısı şu şekilde olmalıdır: Özne (Subject) + Did (Yardımcı fiil) + Not (Olumsuzluk eki) + Fiil yalın halde (Verb 1) + Nesne (Object). Tüm bunlara ek olarak, yardımcı fiil veya fiil özneye göre değişiklik göstermez.

She didn’t drink anything during her best friend’s birthday party.
(En yakın arkadaşının doğum günü partisinde hiçbir şey içmedi.)

I didn’t know that they didn’t go to the funeral.
(Onların cenazeye gitmediklerini bilmiyordum.)

He didn’t want to know what happened that night.
(O gece ne olduğunu bilmek istemiyordu.)

Simple Present Tense – Soru Cümleleri (Question Sentences):

Yes/No Question Sentences (Evet/Hayır Soru Cümleleri):

Türkçe’de evet/hayır soru cümleleri olarak adlandırdığımız soru cümlelerinin İngilizcedeki cümle yapısı şu şekildedir: Did (Yardımcı fiil) + Özne (Subject) + Fiil yalın halde (Verb 1) + Nesne (Object)?

Did he read the book called ‘The Portrait of the Artist as a Young Man’ by James Joyce?
(James Joyce’un ‘Sanatçının bir genç adam olarak portresi’ olarak adlandırılan kitabını okumuş mu?)

Did they go to the gym together yesterday?
(Dün spor salonuna birlikte mi gitmişler?)

Did you find your term paper?
(Dönem ödevini buldun mu?)

Wh- Question Sentences (5N1K Soru Cümleleri):

5N1K Soru Kelimeleri (Wh- Question Words) + Did (Yardımcı fiil) + Özne (Subject) + Fiil yalın halde (Verb 1) + Nesne (Object)?

Where did the party take place? (Parti nerede yapıldı?)
Why did you seem so sad at the concert? (Konserde neden çok üzgün görünüyordun?)
What did you play last month? (Geçen ay ne oynadın?)

İngilizce Tarihleri Söyleme – Saying Dates:

The sixth of JulyJuly sixth6 Temmuz
The thirteenth of AugustAugust thirteenth13 Ağustos
The twenty fifth of JuneJune twenty fifth25 Haziran
The twenty seventh of SeptemberSeptember twenty seventh27 Eylül
The fourth of JanuaryJanuary fourth4 Ocak
The second of MarchMarch second2 Mart
The first of OctoberOctober first1 Ekim

7. Sınıf Ünite 4 – Vahşi Hayvanlar

7. Sınıf ingilizce 4. ünitemizde evcil, çiftlik ve vahşi hayvanların İngilizce karşılıklarını ve ‘Should’ ile öneri cümleleri kurmayı öğreneceğiz.

İngilizce Hayvan İsimleri – Names of Animals:

CatKedi
HamsterHemstır
DogKöpek
ParrotPapağan
FishBalık
RoosterHoroz
Cowİnek
ChickenTavuk
BullBoğa
GoatKeçi
SheepKoyun
DonkeyEşek
TurkeyHindi
HorseAt
GooseKaz
RabbitTavşan
DuckÖrdek
PigDomuz
ElephantFil
LionAslan
FoxTilki
TigerKaplan
WolfKurt
CheetahÇıta
RhinoGergedan
ZebraZebra
HippoSu aygırı
Pandapanda
BearAyı
Polar BearKutup Ayısı
PeacockTavus Kuşu
GiraffeZürafa
HedgehogKirpi
KangarooKanguru
SquirrelSincap
MonkeyMaymun
TurtleKaplumbağa
FrogKurbağa
LizardKertenkele
SnakeYılan
CrocodileTimsah
MouseFare
PuppyKöpek Yavrusu
BudgieMuhabbet Kuşu
ChameleonBukalemun
LambKuzu
PenguinPenguen
DolphinYunus
SharkKöpek Balığı
WhaleBalina
EagleKartal
OwlBaykuş
BirdKuş
ButterflyKelebek
BeeArı
CamelDeve
BatYarasa
AnchovyHamsi
EelYılan Balığı
SwanKuğu

İngilizce ‘Should’ ile Basit Önerilerde Bulunma – Making Simple Suggestions with ‘Should’:

Bir şeyin yapılması veya yapılmaması gerektiğini belirtirken, öneri veya tavsiyelerde bulunurken olumlu cümlelerde ‘should’ ve olumsuz cümlelerde ‘shouldn’t (Should not)’ kullanılır. Türkçede ‘-meli/-malı’ ekinin anlamına karşılık olarak kullanılır. Özneye göre fiil veya ‘should’ değişiklik göstermez. Fiil yalın halde kullanılır.

He should make preparations one day before vacation.
(Tatilden önce hazırlık yapmalı.)

They should finish reading their classbook before the semester begins.
(Sömestr başlamadan önce sınıf kitaplarını okumayı bitirmeliler.)

She should see a doctor for her headache.
(Baş ağrısı için bir doktora görünmeli.)

She shouldn’t make that mistake again.
(O hatayı bir daha yapmamalı.)

We shouldn’t eat much at the meeting.
(Toplantıda fazla yememeliyiz.)

Should we invite her to our place?
(Bize onu da davet etmeli miyiz?)

Should I get dressed formally?
(Resmimi giyinmeliyim?)

7. Sınıf Ünite 5 – Televizyon

7. Sınıf ingilizce 5. ünitemizde Televizyon programlarının türlerinin İngilizce karşılığını ve bir şeyi başka bir şeye tercih ederken kullanılan ‘prefer’ ile birlikte nasıl cümle kurulduğunu öğreneceğiz.

İngilizce Televizyon Programları – TV Programs:

ActionAksiyon
AdventureMacera
AnimationAnimasyon
CartoonÇizgi Film
ComedyKomedi
CommercialReklam
Cooking ShowYemek Programı
Discussion ProgramTartışma Programı
DocumentaryBelgesel
DramaDram
FantasyFantastik
HistoryTarih
HorrorKorku
MusicalMüzikal
NewsHaberler
Quiz ShowBilgi Yarışması
Reality ShowSıradan insanların yaşamlarını konu alan tv programı
RomanceRomantik
Sci-fi (Science fiction)Bilim Kurgu
Sitcom (Situation Comedy)Durum Komedisi
Soap OperaPembe Dizi
Sports ProgramSpor Programı
Talk ShowSöyleşi Programı
ThrillerGerilim
WesternKovboy

İngilizce Tercih Etme – Prefer:

İki şeyden hangisini diğerine tercih ettiğimizden bahsederken, İngilizcede tercih etmek anlamına gelen ‘prefer’ kullanılır. Bizlere iki şey arasından hangisini tercih edeceğimiz şeklinde sorular yöneltilebilir. Örneğin;

Which one do you prefer, Coffee or Tea?
(Hangisini tercih edersin? Kahve ya da çay?)

veya
Do you prefer coffee or tea?
(Kahveyi mi tercih edersin, çayı mı?)

Bu gibi durumlarda sadece tercih ettiğimiz şeye cümlenin içerisinde yer vermemiz yeterli olacaktır. Örneğin;

I prefer coffee. (Kahveyi tercih ederim.)
veya
I prefer tea.
(Çayı tercih ederim.)

Bu sorulara verdiğimiz yanıtlarda ‘prefer’ kelimesinden sonra fiil kullanmamız gereken durumlar olabilir. Bu gibi durumlarda fiile ‘-ing’ takısı gelir. Örneğin;

I prefer drinking coffee.
(Kahve içmeyi tercih ederim.)
veya
I prefer drinking tea. (Çay içmeyi tercih ederim.)

Yukarıda işlediğimiz kullanım şeklinden biraz farklı olarak, ‘bir şeyi bir şeye tercih ederim’ şeklinde ifade etmek istediğimizde, cümle Özne (Subject) + Prefer + (tercih edilen) + to + (tercih edilmeyen) şeklinde kurulur. Prefer fiili 3. Tekil şahıslarla (He, she, it) olumlu cümlelerde kullanıldığında ‘-s’ takısı alır. Olumsuz cümlelerde ise yardımcı fiil olarak kullanılan ‘do’ fiili ‘-s’ takısı alır ve ‘does’ şeklinde kullanılır. Gelin örneklerle birlikte inceleyelim.

My child prefers cartoons to animation.
(Benim çocuğum çizgi filmleri animasyona tercih eder.)

They prefer adopting a dog to a cat.
(Onlar köpek sahiplenmeyi kedi sahiplenmeye tercih eder.)

She prefers tennis to swimming.
(Tenisi yüzmeye tercih eder.)

I prefer playing video games to playing football.
(Video oyunları oynamayı futbol oynamaya tercih ederim.)

My child doesn’t prefer cartoons to animation.
(Benim çocuğum çizgi filmleri animasyona tercih etmez.)

They don’t prefer adopting a dog to a cat.
(Onlar köpek sahiplenmeyi kedi sahiplenmeye tercih etmez.)

She doesn’t prefer tennis to swimming.
(Tenisi yüzmeye tercih etmez.)

I don’t prefer playing video games to playing football.
(Video oyunları oynamayı futbol oynamaya tercih etmem.)

You don’t prefer eating broccoli.
(Brokoli yemeyi tercih etmezsin.)

7. Sınıf Ünite 6 – Kutlamalar

7. Sınıf ingilizce 6. ünitemizde İngilizce kabul etme, reddetme, teklif ve davet etme ifadelerini ve sayılabilen ve sayılamayan kelimelerle kullanılan miktar belirleyicilerini inceleyeceğiz.

İngilizce Teklif ve Davet etme ifadeleri – Offering and Making Invitations:

Biriyle bir plan yaparken veya başka bir deyişle birine bir şeyi teklif ederken kullanılan bazı kalıplar vardır. Bu kalıpları öğrenmek günlük hayatta da işinizi kolaylaştıracaktır. Bu kalıplardan bazıları:

Would you like (to) …?

‘Would you like (to)…?’ kalıbı, diğer öneri soru kalıplarına göre en kibar yapıda olandır. Birine bir şeyi isteyip istemediği sorulurken kullanılır. Bu kalıptan sonra fiil gelirse fiilden önce ‘to’ gelir.

Would you like to dance with me?
(Benimle dans etmek ister misiniz?)

Would you like to have a cup of coffee?
(Bir bardak kahve içmek ister misiniz?)

Would you like ice cream?
(Dondurma ister misiniz?)

Do you want (to) …?

‘Do you want (to)…?’ kalıbı da tıpkı ‘Would you like (to)…?’ kalıbı gibi birine bir şeyi isteyip istemediği sorulurken kullanılır. Ancak, ‘Would you like (to)…?’ kalıbına göre daha az kibardır. Kısaca, daha çok günlük konuşma dilinde kullanılır da diyebiliriz. Bu kalıptan sonra fiil gelirse fiilden önce ‘to’ gelir.

Do you want to drink tea?
(Çay içmek ister misin?)

Do you want to watch a movie later?
(Sonra film izlemek ister misin?)

Do you want a piece of cake?
(Biraz kek ister misin?)

How about ….? / What about …?

‘How about ….? / What about …?’ kalıbı, ‘… yapmaya ne dersin’ şeklinde Türkçeye çevirilir ve birine bir konuda öneri sunarken kullanılır. Bu yapılardan sonra fiil gelirse, fiil ‘-ing’ takısı alır ve fiilimsiye dönüştürülür.

How about taking a short break?
(Kısa bir mola vermeye ne dersin?)

How about learning a new language?
(Yeni bir dil öğrenmeye ne dersin?)

What about inviting our friends over for a barbeque?
(Arkadaşlarımızı barbeküye davet etmeye ne dersin?)

What about going to the beach next weekend?
(Gelecek haftasonu sahile gitmeye ne dersin?)

Fancy …?

‘Fancy …?’ kalıbı, Türkçede ‘…ister misin?’ anlamına gelir. ‘Fancy’ kelimesinden sonra genelde fiil gelir ve fiil ‘-ing’ eki alır.

Fancy joining us for a game of volleyball tonight?
(Bu akşam voleybol maçı için bize katılmak ister misin?)

Fancy taking a day off and resting a while?
(Bir gün izin alıp biraz dinlenmek ister misin?)

Fancy trying your luck at the casino this weekend?
(Bu haftasonu kumarhanede şansını denemek ister misin?)

Let’s …

Bu kalıptan sonra isim kullanılmaz, fiil kullanılır ve fiil her zaman yalın halde kullanılır. Türkçede ‘Haydi … -lım.’ anlamına gelir. Örneğin;

Let’s redecorate the living room for a fresh look.
(Haydi ferah bir görünüm için oturma odamızı yeniden dekore edelim.)

Let’s hit the gym and get a good workout in.
(Haydi spor salonuna gidelim ve iyi bir egzersiz yapalım.)

Let’s watch the sunset at the beach this evening.
(Haydi bu akşam kumsalda gün batımını izleyelim.)

Shall I / we …?

Bu kalıptan sonra isim kullanılmaz, fiil kullanılır ve fiil her zaman yalın halde kullanılır. Sadece I (Ben) ve We (Biz) özneleri ile kullanılır. Sonrasında fiil gelir ve yalın halde kullanılır. Türkçede ‘… – lım mı?’ anlamına gelir.

Shall I pick up some groceries on my way home?
(Eve giderken yiyecek bir şeyler alayım mı?)

Shall I bring some snacks for the movie night?
(Film gecesi için biraz atıştırmalık getireyim mi?)

Shall we start working on the group project this afternoon?
(Bu öğleden sonra grup projesi üzerine çalışmaya başlayalım mı?)

Shall we brainstorm ideas for the charity event?
(Bağış etkinliği için beyin fırtınası yapalım mı?)

Why don’t we/you …?

Bu kalıptan sonra isim kullanılmaz, fiil kullanılır ve fiil her zaman yalın halde kullanılır. Türkçede ‘Neden … yapmıyoruz? / yapmıyorum?’ anlamına gelir.

Why don’t you try that new hairstyle you’ve been considering?
(Neden düşündüğün yeni saç stilini denemiyorsun?)

Why don’t you reach out to your old friends and plan a reunion?
(Neden eski arkadaşlarına ulaşıp yeniden bir araya gelmeyi planlamıyorsun?)

Why don’t we volunteer at the local animal shelter this weekend?
(Neden bu hafta sonu yerel hayvan barınağında gönüllü olmuyoruz?)

Why don’t we grab lunch together tomorrow?
(Neden yarın birlikte öğle yemeği yemiyoruz?)

İngilizce Kabul Etme ve Reddetme İfadeleri – Accepting and Refusing:

İngilizce davet veya teklif etme kalıpları kullanılarak bizlere bir soru yöneltildiğinde, o teklifi reddederken veya kabul ederken kullandığımız bazı kalıplar vardır. Elbette ki günlük yaşantımızda her zaman tekliflerde veya vereceğimiz yanıtlarda kalıp kullanmak zorunda değiliz. Ancak, bu kalıpları bilmek işinizi kolaylaştıracaktır.

Accepting Expressions – Kabul Etme İfadeleri:

SureElbette
Yes, pleaseEvet, lütfen
I’ll definitely be thereKesinlikle orada olacağım
Yes, I would love toEvet, çok isterim
I would love to, thanksÇok isterim, teşekkürler
CoolHarika
AwesomeHarika
That sounds funKulağa eğlenceli geliyor
That sounds greatKulağa harika geliyor
I will be there for sureMutlaka orada olacağım
Yeah, sounds goodEvet, kulağa hoş geliyor
Why notNeden olmasın
That would be fantasticBu muhteşem olur
Great, what time is it?Harika, saat kaçta?
Ok. Thanks for inviting meTamam. Beni davet ettiğin için teşekkürler
Great ideaHarika fikir
I have nothing to do betterYapacak daha iyi bir şeyim yok
AbsolutelyKesinlikle

Refusing Expressions – Reddetme İfadeleri:
I am afraid I can’tÜzgünüm, yapamam / gelemem
I must … ( I must help my mom.)… yapmalıyım. (Anneme yardım etmeliyim.)
No thanks, I am full.Hayır, teşekkürler. Tokum.
Sorry but I am too busyÜzgünüm ama çok meşgulüm
I would love to but …Çok isterdim ama …
Another time, maybeBelki başka bir zaman
I can’t make itYapamam / gelemem
Oh, thanks. I don’t get on well with …Teşekkürler. … ile iyi anlaşamıyorum.
Sorry but I don’t like…Üzgünüm ama …-ı sevmiyorum.
Not really, thanks.Pek sayılmaz, teşekkürler
I would rather notGelmemeyi / yapmamayı tercih ederim
I don’t think it is a good ideaİyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum
No, thanksHayır, teşekkürler
SorryÜzgünüm

İngilizce Miktar Belirleyiciler – Quantifiers:

İngilizce miktar belirleyiciler (any, a few, few, little, a little, lots of, a lot of, many, much ve some) miktarını sayıyla ifade edemediğimiz durumlarda kullanılan ve miktar belirten kelimelerdir. Genellikle bir isim ile birlikte kullanılırlar. Ancak her birinin anlamı ve kullanım şekli farklıdır.

Sayılabilen İsimler (Countable Nouns)Sayılamayan İsimler (Uncountable Nouns)
A lot ofBirçokYesYes
ManyÇokYesNo
MuchÇokNoYes
SomeBirazYesYes
A fewAzYesNo
A littleAzNoYes
anyHiçYesYes

Sayılamayan İsimler – Uncountable Nouns:

Genellikle sıvılar veya paketlenmiş minik taneli yiyecekler gibi sayıyla sayamadığımız isimlere sayılamayan isimler denir. Örneğin;

Water (Su), Milk (Süt), Money (Para), Honey (Bal), Bread (Ekmek), Oil (Yağ), Rice (Pirinç), Flour (Un), Butter (Yağ) ve Sugar (Şeker).

Any – Hiç:

Genellikle soru ve olumsuz yapıdaki cümlelerle birlikte ve sayılabilen çoğul veya sayılamayan isimler ile birlikte kullanılır.

Is there any milk in the fridge?
(Buzdolabında hiç süt var mı?)

I didn’t see any birds in the park during my morning walk.
(Sabah yürüyüşümde parkta hiç kuş görmedim.)

Do we have any sugar left for making tea?
(Çay yapmak için hiç şekerimiz kaldı mı?)

Can you pass me any butter for the bread?
(Bana ekmek için biraz tereyağı uzatır mısın?)

Few (Birkaç) ve a Few (Çok az):

“Few” terimi genellikle yetersiz olan bir miktarı belirtir ve kıtlık veya eksikliği ima eder. Öte yandan “a few”, küçük ve pozitif bir miktarı ima eder ve en azından bir miktar mevcut olduğunu gösterir.

There are very few apples left in the basket.
(Sepette çok az elma kaldı.)

He has only a few minutes to catch his train.
(Trenine yetişmesi için sadece birkaç dakikası kaldı.)

I only have a few dollars in my wallet right now.
(Şu anda cüzdanımda sadece birkaç dolarım var.)

The restaurant has few negative reviews due to its exceptional service and food quality.
(Restoranın olağanüstü servisi ve yemek kalitesi nedeniyle çok az kötü yorumu var.)

Little (Neredeyse hiç / oldukça az) ve a little (biraz):

“Little” bir şeyin eksikliğini veya yetersizliğini gösterirken, “a little” küçük bir miktarın varlığını ima eder. Örneğin, “Little time left”, fazla zaman kalmadığı anlamına gelirken, “a little time left”, hala biraz zaman olduğu anlamına gelir.

Could you add a little more salt to the soup?
(Çorbaya biraz daha tuz ekler misiniz?)

I added a little honey to my tea for sweetness.
(Tatlı olsun diye çayıma biraz bal ekledim.)

She had little time to finish her project, but she managed to complete it.
(Projesini bitirmek için oldukça az zamanı vardı ama tamamlamayı başardı.)

With little effort, he solved the challenging math problem.
(Çok az çabayla zorlu matematik problemini çözdü.)

Lots of / a lot of (Çok / Bir çok):

There were lots of colorful balloons at the birthday party.
(Doğum günü partisinde birçok rengarenk balonlar vardı.)

The library has lots of books on different subjects.
(Kütüphanede farklı konularda birçok kitap bulunmaktadır.)

She received lots of compliments on her artwork.
(Eserleriyle ilgili çok övgü aldı.)

She spends a lot of time practicing the piano every day.
(Her gün piyano çalışmak için çok zaman harcıyor.)

We had a lot of fun during our field trip to the museum.
(Müze gezimizde çok eğlendik.)

Many (Çok / Pek çok):

Sayılabilen isimlerle birlikte kullanılır.

Many volunteers helped organize the charity event.
(Birçok gönüllü bağış etkinliğinin düzenlenmesine yardımcı oldu.)

Many students find English challenging, but with practice, it becomes easier.
(Bir çok öğrenci İngilizceyi zorlayıcı bulsa da, pratik yaptıkça daha kolay hale geliyor.)

He has made many new friends since joining the basketball team.
(Basketbol takımına katıldığından beri birçok yeni arkadaş edindi.)

She has read many adventure novels over the summer.
(Yaz boyunca birçok macera romanı okudu.)

Much (Fazla / Çok):

Sayılamayan isimlerle kullanılır.

She didn’t have much time to finish her project before the deadline.
(Projesini teslim tarihinden önce bitirmek için fazla zamanı yoktu.)

He didn’t have much experience in coding, but he was eager to learn.
(Kodlama konusunda fazla deneyimi yoktu ama öğrenmeye hevesliydi.)

I don’t have much money.
(Çok param yok.)

She has much homework to do.
(Yapacak çok ödevi var.)

Some (Biraz / Birkaç / Bazı):

Hem sayılabilen hem de sayılamayan isimlerle birlikte kullanılabilir. Sayılabilen isimlerle birlikte kullanıldığında, Türkçede birkaç veya bazı anlamına gelir. Sayılamayan isimlerle kullanıldığında ise biraz anlamında kullanılır.

Could you please pour some milk into my cereal?
(Mısır gevreğime biraz süt koyar mısın lütfen?)

Can you pass me some water? I’m quite thirsty.
(Bana biraz su uzatır mısın? Çok susadım.)

I need to buy some apples and oranges at the grocery store.
(Marketten birkaç tane elma ve portakal almam gerekiyor.)

We found some seashells on the beach during our vacation.
(Tatilimiz sırasında sahilde birkaç deniz kabuğu bulduk.)

7. Sınıf Ünite 7 – Düşler

7. Sınıf ingilizce 7. ünitemizde ‘gelecek zaman kipi olarak kullanılan “will” fiili ile birlikte gelecek hakkında tahminlerde bulunurken nasıl cümle kurulur?’ ve ‘İngilizce tarihler nasıl okunur?’ konularını inceleyeceğiz.

İngilizce ‘Will’ ile Tahminlerde Bulunma – Making Predictions with ‘Will’:

İngilizcedeki Future Tense yani Türkçede gelecek zaman kipinde ‘will’ kullanılır.Geleceğe yönelik tahminlerde, gelecekte gerçekleşecek olaylardan bahsederken, anlık kararlardan bahsederken, ricada bulunurken veya söz verirken kullanılır . Özneye göre ‘will’ çekimlenmez ve sonrasında gelen fiil yalın halde kullanılır. Türkçede ‘-ecek / -acak’ anlamında kullanılır.

Zaman Zarfları – Time expressions:

TomorrowYarın
Tomorrow morning / afternoon / evening / nightYarın sabah / öğleden sonra / akşam / gece
The day after tomorrowYarından sonra
In ten minutes / an hour / a week / a month / a year10 dakika / bir saat / bir hafta / bir ay / bir yıl içinde
Next day / week / month / yearErtesi gün / önümüzdeki hafta / ay / yıl
TonightBu gece
SoonEn kısa zamanda
LaterDaha sonra
In the futureGelecekte
On Friday / tuesday…Cuma / Salı ... günü
In July / August …Temmuzda / Ağustosta

I will visit my grandparents next weekend.
(Önümüzdeki hafta sonu dedemi ziyaret edeceğim.)

I think it will rain tomorrow because the clouds are getting darker.
(Sanırım yarın yağmur yağacak çünkü bulutlar gittikçe koyulaşıyor.)

The weather is perfect, so we will have a picnic in the park.
(Hava mükemmel bu yüzden parkta piknik yapacağız.)

He won’t participate in the race because of a recent injury.
(Yakın zamanda yaşadığı bir sakatlık nedeniyle yarışa katılamayacak.)

We will not buy that expensive watch since it’s beyond our budget.
(Bütçemizi aştığı için o pahalı saati alamayacağız.)

Will you attend the family gathering on Saturday?
(Cumartesi günü aile toplantısına katılacak mısın?)

Where will they go for their vacation?
(Tatil için nereye gidecekler?)

İngilizce Tarihler – Dates:

1995Nineteen ninety five
1856Eighteen fifty six
1607Sixteen o seven
1800Eighteen hundred
2006Two thousand and six
2018Two thousand and eighteen
2018Two thousand eighteen

7. Sınıf Ünite 8 – Kamu Binaları

7. Sınıf ingilizce 8. ünitemizde kamu binalarının İngilizce karşılıklarını ve amaç belirten ‘to’ (için) kelimesi ile birlikte cümle kurmayı öğreneceğiz.

İngilizce Kamu Binaları – Public Buildings:

Amusement ParkLuna park
Art GallerySanat Galerisi
BakeryFırın
BankBanka
BarberBerber
BookshopKitapçı
Bus stationOtobüs durağı
ButcherKasap
CafeKafe
Car ParkOtopark
Cinema / Movie TheatreSinema
City HallBelediye Binası
Fire stationİtfaiye
FloristÇiçekçi
GreengrocerManav
GroceryBakkal
HospitalHastane
LibraryKütüphane
Municipal OfficeBelediye
MuseumMüze
PharmacyEczane
PlaygroundOyun Parkı
Police StationPolis Karakolu
Post OfficePostane
Shopping Center / MallAlışveriş Merkezi / AVM
RestaurantRestoran
SchoolOkul
StationeryKırtasiye

İngilizce Amaç Belirten ‘to’ – ‘To + Infinitive’:

İngilizcedeki ‘to +infinitive’ yapısı amaç veya sebep bildirirken kullanılır. ‘To’dan sonra gelen fiil yalın halde olur.

She went to the library to borrow some books for her research.
(Araştırması için kitap ödünç almak için kütüphaneye gitti.)

She saved money to buy a new bicycle for her birthday.
(Doğum günü için yeni bir bisiklet almak için para biriktirdi.)

He woke up early to have enough time to exercise before work.
(İşe gitmeden önce egzersiz yapmak için yeterli zamana sahip olmak için erken kalktı.)

7. Sınıf Ünite 9 – Ortam

7. Sınıf ingilizce 9. ünitemizde zorunluluk ve gereklilik bildirmeyi ve ünite kelimelerini inceleyeceğiz.

EnvironmentÇevre
Environmental ProblemsÇevresel Sorunlar
Climateİklim
Climate Changeİklim Değişikliği
Global WarmingKüresel Isınma
GreenhouseSera
TemperatureIsı, sıcaklık
EarthDünya
PlanetGezegen
BalanceDenge
NatureDoğa
WaterSu
AirHava
SoilToprak
LandKara
RainforestYağmur Ormanı
RiverAkarsu
OceanOkyanus
SeaDeniz
SeedTohum
PollutionKirlilik
DeforestationOrmansızlaşma / Ormanların yok edilmesi
ResponsibilitySorumluluk
Food ChainBesin Zinciri
Waste MaterialsAtık Malzemeler
ChemicalsKimyasallar
Recycling FacilityGeri Dönüşüm Tesisi
Wind EnergyRüzgar Enerjisi
Solar EnergySolar Enerji
Public TransportationToplu Taşıma
Extinction of Animal SpeciesHayvan türlerinin yok olması
Clean Energy ResourcesTemiz Enerji Kaynakları
Renewable EnergyYenilenebilir Enerji
Ozone Layer DepletionOzon Tabakasının İncelmesi
Harmful Rays of the SunGüneşin Zararlı Işınları
The Rise in the Sea LevelsDeniz Seviyelerinde Yükselme
Eco-FriendlyÇevre Dostu

İngilizce Zorunluluk ve Gereklilik Bildirme – Expressing Obligation and Necessity:

Should / Shouldn’t (-meli / -malı):

Birine yapılması veya yapılmaması gereken konularda tavsiye verirken kullanılır.

She’s feeling stressed; she should take a break and relax.
(O stresli hissediyor; O biraz ara vermeli ve dinlenmeli.)

She’s always late for class; she should set multiple alarms.
(Derse her zaman geç kalır, birden fazla alarm kullanmalı.)

If you’re not sure about the answer, you shouldn’t guess on the test.
(Cevaptan emin değilseniz, testte tahminde bulunmamalısınız.)

If you’re trying to lose weight, you shouldn’t eat too many sweets.
(Kilo vermeye çalışıyorsanız çok fazla yememelisiniz.)

Must / Mustn’t (-meli / -malı):

Zorunlulukları veya yapılmaması gerekilen şeyleri belirtirken kullanılır.

We must be on time for the meeting with the principal.
(Müdürle görüşmeye zamanında gelmeliyiz.)

We must arrive at the airport at least two hours before the flight.
(Uçuştan en az iki saat önce havalimanında olmalıyız.)

You mustn’t talk during the movie; it disturbs others.
(Film sırasında konuşmamalısın, başkalarını rahatsız eder.)

You mustn’t enter this area without proper safety equipment.
(Uygun güvenlik ekipmanı olmadan bu alana girmemelisin.)

Have to / Has to (-meli / -malı):

Genellikle dış etkenlerden kaynaklanan zorunluluklardan bahsederken kullanılır. ‘Must’, ‘Have to’ya göre daha resmi ve güçlü bir yapıdadır.

He doesn’t have to wear a uniform to school.
(Okulda üniforma giymek zorunda değil.)

She has to complete the assignment by Friday.
(Ödevini cuma gününe kadar tamamlaması gerekiyor.)

The doctor has to examine the patient’s condition.
(Doktor hastanın durumunu incelemelidir.)

The car has to be taken to the mechanic for repairs. (Araba tamir için tamirciye götürülmelidir.)

7. Sınıf Ünite 10 – Gezegenler

7. Sınıf ingilizce 10. ünitemizde gezegen isimlerini, karşılaştırma cümlelerini (comparatives) ve sıfatlarda en üstünlük derecesini (superlatives) inceleyeceğiz.

İngilizce Gezegenler – Planets:

MercuryMerkür
VenusVenüs
EarthDünya
MarsMars
JupiterJüpiter
SaturnSatürn
UranusUranüs
NeptuneNeptün
SpaceUzay
UniverseEvren
SatelliteUydu
Black HoleKara Delik
GalaxyGalaksi
Meteor ShowerMeteor Yağmuru
AtmosphereAtmosfer
OrbitYörünge
SurfaceYüzey
GravityYer çekimi
CometKuyruklu Yıldız

İngilizce Karşılaştırma Sıfatları – Comparative Adjectives:

İngilizcede iki şeyi kıyaslarken sıfatlar kullanılır. Kullanılan sıfatların hece uzunluğuna göre kullanım şekli değişir.

Düzenli sıfatlarda sıfat tek heceli ise ‘-er than’, sıfat tek heceli ve sonu ‘-e’ ile bitiyorsa ‘-r than’, tek heceli ve ‘-y’ ile bitiyorsa ‘-y’ düşer ve ‘-ier than’, 3 harfli (Sessiz harf + sesli harf + sessiz harf) ise son harf tekrar ederek ‘-er than’ eklenir. Çok heceli ise ‘more + sıfat (adjective) + than’ veya ‘less + sıfat (adjective) + than’ olarak kullanılır. Düzensiz sıfatlar ise bu kurallara uymazlar ve değişirler.

She is taller than her younger sister.
(Küçük kız kardeşinden daha uzundur.)

Learning a new language can be more challenging than expected.
(Yeni bir dil öğrenmek beklenenden daha zor olabilir.)

Summer is hotter than spring in this region.
(Bu bölgede yaz, ilkbahardan daha sıcak geçer.)

Apples are healthier than candy bars.
(Elmalar, şeker çubuklarından daha sağlıklıdır.)

Swimming is less tiring than running for some people.
(Bazı insanlar için yüzmek, koşmaktan daha az yorucudur.)

She sings better than anyone I know.
(Tanıdığım herkesten daha iyi şarkı söylüyor.)

His drawing skills are worse than his sister’s.
(Çizim becerileri kız kardeşinden daha kötü.)

İngilizce Üstünlük İfadeleri – Superlatives:

Bir şey ile birkaç şeyi kıyaslarken sıfatlar ile birlikte kullanılır. Türkçede ‘en’ anlamına gelir. Tek heceli sıfatlarda ‘the …-est’, iki veya daha çok heceli sıfatlarda ‘the most’ ile birlikte kullanılır.

The cheetah is the fastest land animal on the planet.
(Çıta, gezegendeki en hızlı hayvandır.)

This is the best chocolate cake I’ve ever tasted.
(Bu şimdiye kadar tattığım en iyi çikolatalı kek.)

She received the highest score in the math competition.
(Matematik yarışmasında en yüksek puanı aldı.)

The Eiffel Tower is one of the most iconic landmarks in the world.
(Eyfel Kulesi, dünyanın en ikonik yerlerinden biridir.)

7. Sınıf İngilizce Olumlu Cümleler

She has long brown hair and blue eyes.
(Uzun kahverengi saçları ve mavi gözleri var.)

He’s very friendly and always makes people around him feel comfortable.
(Çok cana yakın ve etrafındaki insanları her zaman rahat hissettiriyor.)

This book is more interesting than the one I read last week.
(Bu kitap geçen hafta okuduğum kitaptan daha ilginç.)

This restaurant serves the best pizza in town.
(Bu restoran, şehirdeki en iyi pizzayı yapıyor.)

She often goes for a walk in the evening.
(Sık sık akşamları yürüyüşe çıkar.)

We watched a movie last night.
(Dün gece bir film izledik.)

You should eat more fruits and vegetables for a healthy diet.
(Sağlıklı beslenmek için daha fazla meyve ve sebze yemelisiniz.)

I prefer to take the bus to work instead of driving.
(Araba kullanmak yerine işe otobüsle gitmeyi tercih ederim.)

Let’s go for a bike ride this afternoon.
(Bu öğleden sonra bisiklet sürmeye gidelim.)

I will call you tomorrow to discuss the details.
(Detayları konuşmak için yarın seni arayacağım.)

You must remember to turn off the lights when you leave the room.
(Odadan çıkarken ışıkları kapatmayı unutmamalısınız.)

I have to wake up early for work tomorrow.

(Yarın işe gitmek için erken kalkmam gerekiyor.)

7. Sınıf İngilizce Olumsuz Cümleler

She doesn’t have long hair; her hair is short.
(Uzun saçları yok; Onun saçı kısa.)

He isn’t very outgoing; he’s quite reserved.
(O pek dışa dönük değil; o oldukça çekingen.)

This car isn’t faster than the one I saw yesterday.
(Bu araba dün gördüğümden daha hızlı değil.)

It’s not the most beautiful view I’ve ever seen.
(Şimdiye kadar gördüğüm en güzel manzara değil.)

She doesn’t usually go to the gym.
(O genellikle spor salonuna gitmez.

They didn’t watch the movie last night.
(Dün gece filmi izlemediler.)

I don’t prefer spicy food; I like mild flavors.
(Baharatlı yiyecekleri tercih etmiyorum; Hafif tatları severim.)

I won’t call you tomorrow; I’ll be busy.
(Seni yarın aramayacağım; meşgul olacağım.)

You mustn’t forget to bring your ID to the event.
(Etkinliğe gelirken kimliğinizi getirmeyi unutmamalısınız.)

She doesn’t have to work on weekends; it’s her choice.
(Hafta sonları çalışmak zorunda değil; bu onun seçimi.)

7. Sınıf İngilizce Soru Cümleleri

Shall I help you carry those bags?
(Çantaları taşımana yardım edeyim mi?)

Why don’t we have a picnic in the park this weekend?
(Neden bu hafta sonu parkta piknik yapmıyoruz?)

Would you like to join us for dinner tonight?
(Bu akşam yemekte bize katılmak ister misin?)

Do you want to go for a walk in the park later?
(Daha sonra parkta yürüyüşe çıkmak ister misin?)

How about we watch a movie tonight?
(Bu akşam film izleyelim mi?)

What about going to the beach this weekend?
(Bu hafta sonu sahile gitmeye ne dersiniz?)

Do you fancy trying that new restaurant downtown?
(Şehir merkezindeki yeni restoranı denemek ister misin?)

How often do you go to the gym?
(Spor salonuna ne sıklıkla gidersiniz?)

7. Sınıf İngilizce Üniteleri ve Konu Anlatımı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular:

7. sınıf ingilizce olumlu cümleler nasıl olur?

7. Sınıf olumlu cümleler, 7. Sınıf ünite içeriklerinde cümle yapılarıyla kurulur. Özne (Subject) + Fiil (Verb) + Nesne (Object), Özne (Subject) + Fiil -s takısı (Verb -s) + Nesne (Object), Özne (Subject) + Fiil -ed (Verb 2) + Nesne (Object), Özne (Subject) + Will (-ecek / -acak) + Fiil (Verb 1) + Nesne (Object) gibi farklı yapılarda kurulabilir.

7. sınıf ingilizce soru cümleleri nasıl olur?

7. Sınıf soru cümleleri, 7. Sınıf ünite içeriklerinde cümle yapılarıyla kurulur. Do/Does (yardımcı fiil) + Özne (Subject) + Fiil (Verb) + Nesne (Object), Did (yardımcı fiil) + Özne (Subject) + Fiil (Verb 1) + Nesne (Object), Will (-ecek / -acak) + Özne (Subject) + Fiil (Verb 1) + Nesne (Object) gibi farklı yapılarda kurulabilir.

7. sınıf ingilizce olumsuz cümleler nasıl olur?

7. Sınıf olumsuz cümleler, 7. Sınıf ünite içeriklerinde cümle yapılarıyla kurulur. Özne (Subject) + do not /does not (Yardımcı fiil) + Fiil (Verb) + Nesne (Object), Özne (Subject) + did not (yardımcı fiil) + Fiil (Verb 1) + Nesne (Object), Özne (Subject) + Will (-ecek / -acak) + not (olumsuzluk eki) + Fiil (Verb 1) + Nesne (Object) gibi farklı yapılarda kurulabilir.

7. sınıf ingilizce miktar belirleyicilere 3 adet örnek nelerdir?

7. Sınıf İngilizce miktar belirleyicilere 3 adet örnek verecek olursak any, more ve much en sık duyduğumuz örnekler olacaktır.

Çocuğunuzun İngilizce öğrenmesi için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! Çocuk eğitimi alanında uzmanlaşmış öğretmenler rehberliğinde 25 dakikalık bire bir canlı dersler, çocuk gelişi için özenle tasarlanmış eğlenceli ve öğretici interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, çocuğunuzun ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?

Lana Del Rey – Cinnamon Girl Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri
Keane – Everybody’s Changing Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri