Bu yazımızda 6. sınıf öğrencilerinin İngilizce öğrenirken karşılaştığı birkaç konuyu ele alacağız. 6. Sınıf İngilizce derslerinde, bir önceki seneden geliştirilmiş olan temel dilbilgisi kuralları ve kelime dağarcığına ek olarak öğrencilerin birtakım spesifik konularda düşüncelerini belirtme ve içinde bulundukları sosyal ortamlardaki diğer bireylerin düşüncelerini öğrenmeye yönelik iletişim becerilerini geliştirmeye odaklanılır. Hazırsanız başlayalım.
6. Sınıf Ünite 1 – Hayat
Bugün heyecan verici bir İngilizce dersi ünitesi olan “Hayat” hakkında konuşacağız. Bu ünite, hayatın kendisiyle ilgili temel konuları sizlere İngilizce aktarma fırsatı sunacak. Aynı zamanda bu ünite, hayatın farklı yönlerini ve nasıl daha iyi bir yaşam sürdürülebileceğini keşfetmenize yardımcı olurken, kelime dağarcığınızı, okuma, yazma, dinleme ve konuşma becerilerinizi de geliştirmenize olanak sağlayarak sizleri daha iyi iletişim kurabilen bireyler haline getirecektir.
İngilizce | Türkçe |
---|---|
Life | Hayat |
Family | Aile |
Friend | Arkadaş |
School | Okul |
Happiness | Mutluluk |
Challenge | Meydan okuma |
Adventure | Macera |
Goal | Hedef |
Dream | Hayal |
Responsibility | Sorumluluk |
Şimdi bu kelimeleri örnek cümleler içerisinde inceleyelim.
Life:
Life is full of surprises.
(Hayat sürprizlerle doludur.)
Family:
Family is the most important thing in my life.
(Aile, hayatımdaki en önemli şeydir.)
Friend:
I have a lot of friends at school.
(Okulda birçok arkadaşım var.)
School:
I enjoy learning new things at school.
(Okulda yeni şeyler öğrenmekten keyif alıyorum.)
Happiness:
Helping others brings me happiness.
(Başkalarına yardım etmek bana mutluluk getirir.)
Challenge:
I love taking on new challenges.
(Yeni meydan okumalarla uğraşmayı seviyorum.)
Goal:
My goal is to become a doctor one day.
(Hedefim bir gün doktor olmak.)
Dream:
Follow your dreams and never give up.
(Hayallerinizi takip edin ve asla pes etmeyin.)
Responsibility:
Taking care of my pet is my responsibility.
(Evcil hayvanımla ilgilenmek benim sorumluluğumdur.)
Hayat hakkında konuşmak ne kadar heyecan verici değil mi? Şimdi dilerseniz bu güzel cümleleri kurabilmek için ihtiyaç duyabileceğiniz birkaç dilbilgisi kuralına göz atalım:
Dilbilgisi kuralları:
Adjectives (Sıfatlar)
Sıfatlar, isimleri tanımlamak veya nitelendirmek için kullanılır ve bize bir şeyler ya da birileri hakkında niteleyici bilgiler verirler. Aşağıdaki örnek cümleleri inceleyerek sıfatları tanımaya başlayalım.
Enjoy the little things in life.
(Hayatta küçük şeylerin tadını çıkar.)
→ isim (noun): things (şeyler),
→ sıfat (adjective): little (küçük)
Eating healthy food is important for our health.
(Sağlıklı yiyecekler yemek sağlığımız için önemlidir.)
→ isim (noun): food (yemek),
→ sıfat (adjective): healthy (sağlıklı)
Bu iki cümlede kullanılan sıfatlar sırasıyla “little” ve “healthy” kelimeleridir. “Little” kelimesi isim olarak kullanılan ve “şeyler” anlamına gelen “things” kelimesini büyüklük/küçüklük anlamında nitelerken, “healthy” kelimesi ise isim olarak kullanılan ve “yemek” anlamına gelen “food” kelimesini nitelemek için kullanılmıştır.
O halde yukarıdaki örneklerden yola çıkarak diyebiliriz ki: “sıfatlar (adjectives) her zaman isimlerden (nouns) önce gelir.” O zaman bir de İngilizce’de en sık kullanılan sıfat + isim kombinasyonlarına göz atalım, ne dersiniz?
Sıfat | İsim | Türkçe Anlamı |
---|---|---|
Happy | Birthday | Mutlu doğum günü (Doğum günü kutlaması için de kullanılır) |
Big | Mistake | Büyük hata |
Beautiful | Sunset | Güzel günbatımı |
Strong | Coffee | Güçlü kahve |
Fast | Car | Hızlı araba |
Tall | Building | Uzun bina |
Cold | Water | Soğuk su |
Hard | Work | Zor iş (Sıkı çalışmak anlamında da kullanılır) |
Smart | Choice | Akıllı seçim |
Delicious | Food | Lezzetli yemek |
Sıfat ve isim kombinasyonlarını da öğrendiğimize göre artık herhangi bir konuda, bir şey veya birisi hakkında fikrimiz sorulduğunda nasıl süslü cümleler kurabileceğimizi de artık biliyoruz. O halde bu üniteyi hayat hakkında süslü, sıfatların bol olduğu örnek cümlelere göz atarak bitirelim.
I have a busy schedule this week.
(Bu hafta yoğun bir programım var.)
The beautiful flowers in the garden smell amazing.
(Bahçedeki güzel çiçekler harika kokuyor.)
My new puppy is so adorable and playful.
(Yeni köpeğim çok sevimli ve oyuncu.)
The thrilling roller coaster ride made my heart race
(Heyecan verici lunapark treni yolculuğu kalbimi hızlandırdı.)
The delicious homemade pizza tasted even better with extra cheese.
(Lezzetli ev yapımı pizza ekstra peynirle daha da güzel tadıyordu.)
6. Sınıf Ünite 2 – Nefis Kahvaltı
Nefis bir Pazar kahvaltısını kim sevmez ki? Gelin bir de en sevdiğiniz kahvaltılıkları İngilizce anlatmayı öğrenelim.
İngilizce Kelime | Türkçe Anlamı |
---|---|
Breakfast | Kahvaltı |
Delicious | Nefis |
Toast | Tost |
Cereal | Mısır gevreği |
Jam | Reçel |
Butter | Tereyağı |
Yogurt | Yoğurt |
Fruit | Meyve |
Pancake | Pankek |
Omelete | Omlet |
Şimdi bu kelimelerin cümle içinde nasıl kullanıldıklarına bir göz atalım.
Breakfast
I love having breakfast in the morning. (Sabahları kahvaltı yapmaktan çok hoşlanırım.)
Delicious & Pancake
The pancakes at this restaurant are delicious. (Bu restorandaki pankekler çok lezzetlidir.)
Cereal
I love cereal. (Mısır gevreğini çok severim.)
Jam
Can you pass me the jar of jam, please? (Bana reçel kavanozunu uzatabilir misin, lütfen?)
Toast & Butter
Would you like some butter on your toast? (Tostun üzerine tereyağı ister misiniz?)
Yogurt & Fruit
I enjoy having yogurt with fresh fruits for breakfast. (Kahvaltıda taze meyvelerle yoğurt yemekten keyif alırım.)
Fruit
Let’s make some fruit salad for breakfast. (Kahvaltı için biraz meyve salatası yapalım.)
Omelette
My mom makes the best omelet in the world. (Annem dünyanın en iyi omletini yapar.)
Dilbilgisi Kuralları: İsimler (Nouns)
Sevdiğimiz kahvaltılardan bahsederken belki de en çok “isim” kategorisine dahil olan kelimeleri bilmek işimize yarar. Hadi hep birlikte en sevdiğimiz kahvaltı sofralarını anlatırken en çok işimize yarayacak isimleri ve İngilizce dilbilgisinde “isim” kelimelerinin işlevini öğrenelim.
İngiliz dilbilgisinde, isim (noun), kişi, yer, nesne veya fikri temsil eden bir kelime olarak tanımlanır. İsimler dilbilgisinin temel parçalarından biridir ve cümleleri oluşturmada önemli bir rol oynar. İsimler, fiiillerin özneleri ve nesneleri olarak hizmet ederken aynı zamanda kelime gruplarının ve cümleciklerin yapı taşlarıdır.
İsimler hakkında bazı temel noktalar şunlardır:
İsimlerin Türleri: İsimler çeşitli türlere ayrılabilir:
Genel İsimler: Kişi, yer, nesne veya fikir için genel adlar kullanılır.
→ köpek (dog)
→ kitap (book)
→ araba (car)
→ ayakkabı (shoes)
Özel İsimler: Belirli kişi, yer veya kurumların isimleri ve baş harfleri büyük yazılır → John
→ Paris
→ Apple
→ Hannah
Gelin şimdi de isimlerin birden fazla olduğu, yani çoğul olduğu durumlarda onları nasıl ifade edebileceğimize bakalım. İsimler İngilizcede çoğul olarak ifade edildiği zaman tekil hallerine “-s” veya “-es” eklenir.
İşte bir tablo ve örnekler:
Tekil (Singular) İsimler | Çoğul (Plural) İsimler |
---|---|
Cat | Cats |
Dog | Dogs |
Book | Books |
Car | Cars |
House | Houses |
Child | Children |
Leaf | Leaves |
Knife | Knives |
Mouse | Mice |
Potato | Potatoes |
Tablodaki örneklerde görüldüğü gibi, çoğul isimler genellikle tekil haldeki kelimenin sonuna “-s” ekleyerek oluşturulur. Bazı isimlerde ise “-es” eki kullanılır. Örneğin, “cat” kelimesi tekil haldeyken “cats” olarak çoğul halini alır. Ancak, her kural için olduğu gibi bu kuralda da bazı istisnalar vardır. Bazı isimlerin çoğul hali düzensizdir ve bu isimler çoğul hallerinde kullanıldıklarında tamamen değişirler. İşte yaygın düzensiz çoğul isimler ve örnekleri:
Düzensiz Çoğul İsimler | Tekil | Çoğul |
---|---|---|
child(çocuk) | one child (bir çocuk) | two children (iki çocuk) |
man (adam/erkek) | one man (bir adam/erkek) | three men (üç adam/erkek) |
woman (kadın) | one woman (bir kadın) | four women (dört kadın) |
tooth (diş) | one tooth (bir diş) | five teeth (beş diş) |
foot (ayak) | one foot (bir ayak) | six feet (altı ayak) |
person (kişi) | one person (bir kişi) | seven people (yedi kişi) |
mouse (fare) | one mouse (bir fare) | eight mice (sekiz fare) |
goose (kaz) | one goose (bir kaz) | nine geese (dokuz kaz) |
toothbrush (diş fırçası) | one toothbrush (bir diş fırçası) | ten toothbrushes (on diş fırçası) |
Görüldüğü gibi, bu düzensiz çoğul isimler çoğul hallerini düzenli bir ek ekleyerek oluşturmak yerine, kendine özgü kurallarla değişiklik gösterirler. Bu yüzden, bu tür çoğul isimlerin ezberlenmesi ve alıştırma yapılması genellikle daha etkili bir öğrenme yöntemidir.
6. Sınıf Ünite 3 – Şehir Merkezi
En yakın arkadaşlarınızla aynı şehirde buluşup bir yerlere gitmek, birlikte farklı etkinliklere dahil olmak ne kadar eğlenceli değil mi? O halde gelin bu eğlenceye arkadaşlarınızı İngilizce olarak nasıl davet edebileceğinizi öğrenelim. Bu ünitemizde şehirlerdeki en önemli noktaları ve mekanları nasıl ifade edebileceğimizi öğreneceğiz.
İngilizce | Türkçe |
---|---|
City center | Şehir merkezi |
Downtown | Şehir merkezi |
Pedestrian zone | Yaya bölgesi |
Square | Meydan |
Street | Cadde |
Intersection | Kavşak |
Landmark | Sembolik yapı |
Public transportation | Toplu taşıma |
Shopping district | Alışveriş bölgesi |
Park | Park |
Şimdi bu kelimeleri cümle içinde inceleyelim:
City center
The city center is always busy and vibrant. (Şehir merkezi her zaman yoğun ve hareketli.)
Downtown
I love strolling around downtown on weekends. (Hafta sonları şehir merkezinde
gezmekten hoşlanırım.)
Pedestrian zone
The pedestrian zone is filled with cafes and shops. (Yaya bölgesi kafeler ve dükkanlarla doludur.)
Square
Let’s meet at the square in front of the theater. (Tiyatronun önündeki meydanda buluşalım.)
Street
The street was lined with beautiful trees. (Cadde, güzel ağaçlarla çevriliydi.)
Intersection
Be careful when crossing the intersection. (Kavşağı geçerken dikkatli olun.)
Landmark
The Eiffel Tower is a famous landmark in Paris. (Eyfel Kulesi, Paris’teki ünlü bir sembolik yapıdır.)
Public transportation
The city has a well-developed public transportation system. (Şehirde iyi gelişmiş bir toplu taşıma sistemi vardır.)
Shopping district
The shopping district is full of trendy boutiques. (Alışveriş bölgesi, trend butiklerle doludur.)
Park
Let’s have a picnic in the park on Sunday. (Pazar günü parkta piknik yapalım.)
Dilbilgisi Kuralları: Zaman İfadeleri (Time Expressions)
Şehir merkezinde arkadaşlarımızla buluşmak için plan yaparken buluşma vaktini planlamak adına zaman ifadelerinin kullanımını bilmek oldukça önemlidir. İngilizcede cümlelerde belirli bir zamana veya zaman dilimine atıfta bulunmak için uygun zaman ifadeleri kullanılır ve bu ifadelere “time expressions” denir. Örneğin, “on weekends” (hafta sonları), “on Sunday” (Pazar günü) gibi zaman ifadeleri cümlelerin zamanını belirtir. Hadi birlikte İngilizcede en sık kullanılan zaman ifadelerini inceleyelim.
At the moment: Şu anda
“I’m busy at the moment, can I call you back later?”
She is studying at the moment but she will call us once she finishes studying.
In the morning/afternoon/evening: Sabah/öğleden sonra/akşam
“She goes for a run in the morning.”
“We have a meeting in the afternoon.”
“They usually watch a movie in the evening.”
Tomorrow: Yarın
“I have an important appointment tomorrow.”
Yesterday: Dün
“I went to the park yesterday.”
Next week/month/year: Gelecek hafta/ay/yıl
“We’re going on vacation next month.”
Last week/month/year: Geçen hafta/ay/yıl
“He visited his parents last weekend.”
Every day/week/month/year: Her gün/hafta/ay/yıl
“She exercises every day.”
“They have a team meeting every week.”
On weekdays/weekends: Hafta içi/hafta sonları
“I work on weekdays, but I relax on weekends.”
In the past/future: Geçmiş/gelecek
“In the past, people relied on letters for communication.”
“We’re planning a trip to Europe in the future.”
For a while: Bir süreliğine
“I lived in Paris for a while.”
Throughout the day/night: Tüm gün/gece boyunca
“He drinks water throughout the day.”
“They stayed up chatting throughout the night.”
Şehirde Yön Tarif Etmek:
Şehirde yön tarif etmek, başkalarına belirli bir yere nasıl gideceklerini söylemek anlamına gelir. Bu, insanlara şehirdeki önemli yerleri bulmalarına yardımcı olmak için kullanılan bir iletişim becerisidir. Yön tarif etmek için bazı kullanışlı ifadeler ve ipuçları şunlardır:
“Go straight” (Düz git): Karşıdaki kişiye belli bir yönde düz bir şekilde devam etmesini söylemek için kullanılır.
“Turn left/right” (Sola/sağa dön): Karşıdaki kişiye belirli bir yöne dönmesi gerektiğini ifade eder.
“Take the first/second street on the left/right” (Sola/sağa ilk/ikinci sokağı al): Belirli bir sokaktan dönülmesi gerektiğini söylemek için kullanılır.
“Cross the road/street” (Yolu/sokağı geç): Yoldan karşıya geçilmesi gerektiğini ifade etmek için kullanılır.
Şimdi birkaç örnek diyalog ile yön verme kalıplarını pekiştirelim!
A: Excuse me, can you tell me how to get to the nearest bank? (Affedersiniz, en yakın bankaya nasıl gidebileceğimi söyleyebilir misiniz?)
B: Sure! Go straight on this road for two blocks, then turn left at the traffic lights. The bank will be on your right-hand side. (Tabii! Bu yolda düz gidin, iki blok sonra trafik lambasında sola dönün. Banka sağ tarafta olacak.)
A: I’m looking for the post office. Can you help me find it? (Postaneyi arıyorum. Bana bulmamda yardımcı olabilir misiniz?)
B: Of course! Walk down this street and take the second street on your right. Keep going straight, and you’ll see the post office on the left side of the road. (Tabi! Bu cadde boyunca yürüyün ve ikinci sağ sokağı alın. Düz devam ettikten sonra postaneyi yolun sol tarafında göreceksiniz.)
A: I’m trying to find the museum. Which way should I go? (Müze için yol arıyorum. Hangi yöne gitmeliyim?)
B: You’re on the right track. Just continue straight ahead until you reach the main intersection. Take a right there, and you’ll find the museum on the left, two blocks down. (Doğru yoldasınız. Sadece ana kavşağa ulaşana kadar dümdüz devam edin. Orada sağa dönün ve müzeyi sola alarak iki blok aşağıda bulacaksınız.)
6. Sınıf Ünite 4 – Hava ve Duygular
Bu ünite boyunca, hava durumu ile duygularımız arasındaki ilginç bağlantıları keşfedeceğiz. Hava, günlük yaşantımızı büyük ölçüde etkileyen önemli bir faktördür. Peki, ya duygularımız? Onlar da ruh halimizi ve davranışlarımızı şekillendiren temel unsurlardır. Bu ünite boyunca, hava durumu ifadelerini ve duygularımızı nasıl İngilizce olarak ifade edeceğimizi öğrenecek ve günlük konuşmalarımızda daha etkili iletişim kurmada önemli bir adım atacağız.
İngilizce | Türkçe |
---|---|
Sunny | Güneşli |
Cloudy | Bulutlu |
Rainy | Yağmurlu |
Windy | Rüzgarlı |
Stormy | Fırtınalı |
Snowy | Karlı |
Foggy | Sisli |
Hot | Sıcak |
Cold | Soğuk |
Warm | Ilık |
Humid | Nemli |
Dry | Kuru |
Bright | Parlak |
Dark | Karanlık |
Happy | Mutlu |
Sad | Üzgün |
Excited | Heyecanlı |
Worried | Endişeli |
Surprised | Şaşkın |
Angry | Kızgın |
Calm | Sakin |
Örnek cümlelerle konuyu pekiştirelim:
We love going to the beach on sunny days.
(Güneşli günlerde sahile gitmeyi severiz.)
The sky was cloudy, but it didn’t rain.
(Gökyüzü bulutluydu, ancak yağmur yağmadı.)
Don’t forget your umbrella, it’s rainy outside.
(Şemsiyenizi unutmayın, dışarısı yağmurlu.)
Flying a kite is fun on windy days.
(Rüzgarlı günlerde uçurtma uçurmak eğlencelidir.)
The sea can be dangerous during stormy weather.
(Fırtınalı hava sırasında deniz tehlikeli olabilir.)
I enjoy building snowmen on snowy days.
(Karlı günlerde kardan adam yapmaktan hoşlanırım.)
Be careful when driving in foggy weather.
(Sisli havalarda araba kullanırken dikkatli olun.)
It’s very hot outside, so let’s go to the swimming pool.
(Dışarısı çok sıcak, o yüzden yüzme havuzuna gidelim.)
Don’t forget to wear a jacket, it’s cold out there.
(Ceket giymeyi unutma, dışarısı soğuk.)
The water in the lake is warm and inviting.
(Göldeki su ılık ve çekici.)
It’s so humid today; you can feel the moisture in the air.
(Bugün çok nemli; havadaki nem hissediliyor.)
The desert is a dry land.
(Çöl, kurak bir toprak parçasıdır.)
Don’t forget to wear sunglasses on bright sunny days.
(Güneşli parlak günlerde güneş gözlüğü takmayı unutma.)
I don’t like walking in the dark; it’s scary.
(Karanlıkta yürümeyi sevmem; korkutucu.)
My little sister always looks happy when she plays with her toys.
(Küçük kız kardeşim oyuncaklarıyla oynarken her zaman mutlu görünüyor.)
She felt sad because she couldn’t go to the party.
(Partiye gidemediği için üzgün hissetti.)
I’m excited to meet my favorite singer at the concert tonight.
(Bu akşam konserde en sevdiğim şarkıcıyı görmek için heyecanlıyım.)
Don’t be worried; everything will be fine.
(Endişelenme; her şey yolunda olacak.)
We were all surprised when the magician made the rabbit disappear.
(Sihirbaz tavşanı kaybettirmesine hepimiz şaşırdık.)
She was angry because someone took her book without asking.
(Kitabını izinsiz alan biri olduğu için kızgındı.)
Dilbilgisi Kuralları: Sıfatlarda Sıralama
İngilizce cümlelerde sıfatlar, belirli bir sıra ile kullanılır. Sıfatlar, nitelenen nesneye veya özneye göre belirli bir düzen içinde gelmelidir. Genel sıra, genellikle “miktar ve ölçü” sıfatlarından başlar ve “renk, boyut, malzeme, köken ve amaca yönelik sıfatlar” şeklinde devam eder.
Miktar ve Ölçü Sıfatları: Sıfatlar cümlenin başında kullanılabileceği gibi genellikle nesnenin önünde yer alırlar. Örnek: five (beş), three (üç), many (birçok), some (bazı), several (birkaç), a few (birkaç), little (az), much (çok), etc.
Kalite ve Genel Nitelik Sıfatları: Nesnenin kalitesini, niteliğini veya genel özelliğini tanımlarlar. Örnek: beautiful (güzel), interesting (ilginç), smart (zeki), kind (nazik), old (yaşlı), modern (modern), etc.
Boyut Sıfatları: Nesnenin boyutunu belirtirler. Örnek: big (büyük), small (küçük), tall (uzun), short (kısa), long (uzun), etc.
Renk Sıfatları: Nesnenin rengini tanımlarlar. Örnek: red (kırmızı), blue (mavi), green (yeşil), yellow (sarı), black (siyah), white (beyaz), etc.
Malzeme Sıfatları: Nesnenin yapıldığı malzemeyi ifade ederler. Örnek: wooden (ahşap), metal (metal), cotton (pamuk), leather (deri), glass (cam), etc.
Köken Sıfatları: Nesnenin kökenini belirtirler. Örnek: Turkish (Türk), Chinese (Çinli), American (Amerikalı), Italian (İtalyan), etc.
Amaç veya Yönelim Sıfatları: Nesnenin kullanım amacını veya yönelimini tanımlarlar. Örnek: cooking (pişirme), driving (sürme), gardening (bahçe işleri), sleeping (uyuma), etc.
Örnek Cümleler:
I bought five delicious apples.
(Beş lezzetli elma satın aldım.)
She lives in a small yellow house.
(O, küçük bir sarı evde yaşıyor.)
The smart little boy solved the puzzle quickly.
(Zeki küçük çocuk hızlıca bulmacayı çözdü.)
We saw a beautiful red sunset.
(Güzel kırmızı bir günbatımı gördük.)
The ancient Egyptian pyramids are made of stone.
(Eski Mısır piramitleri taştan yapılmıştır.)
She speaks fluent French.
(O, akıcı bir şekilde Fransızca konuşuyor.)
He bought a new wooden dining table.
(Yeni bir ahşap yemek masası satın aldı.)
6. Sınıf Ünite 5 – Fuarda
Fuarlar, farklı şirketlerin, kurumların veya sanatçıların ürünlerini ve hizmetlerini sergilediği, eğlenceli ve renkli etkinliklerdir. Bu tür etkinliklerde, yeni ürünlerin tanıtımı yapılır, kültürel etkinlikler düzenlenir ve birçok ilginç sergi ve aktivite yer alır. Fuarlar aynı zamanda insanlar arasında etkileşimi ve iletişimi artıran harika sosyal etkinliklerdir. Şimdi hep birlikte, “fuarda” nasıl İngilizce konuşabileceğimizi öğreneceğiz.
Fuarda sık kullanılan birkaç kelimeyi inceleyerek çalışmalara başlayalım.
İngilizce | Türkçe |
---|---|
Fair | Fuar |
Booth | Stand |
Visitor | Ziyaretçi |
Brochure | Broşür |
Display | Sergilemek |
Demo | Gösteri |
Sample | Örnek |
Prize | Ödül |
Badge | Rozet |
Business | İş |
Opportunity | Fırsat |
Catalog | Katalog |
We had a lot of fun at the book fair last weekend.
(Geçen hafta sonu kitap fuarında çok eğlendik.)
Our school will have a booth at the science fair.
(Okulumuz bilim fuarında bir stant açacak.)
The museum had a record number of visitors this month.
(Müze bu ay rekor sayıda ziyaretçiye ev sahipliği yaptı.)
The travel agency provided brochures with information about vacation packages.
(Seyahat acentesi tatil paketleri hakkında bilgi içeren broşürler sağladı.)
The company will display its latest technology at the electronics fair.
(Şirket, en son teknolojisini elektronik fuarında sergileyecek.)
The tech company will present a demo of their new app.
(Teknoloji şirketi yeni uygulamalarının bir demosunu sunacak.)
They handed out free samples of the new perfume.
(Yeni parfümün ücretsiz örneklerini dağıttılar.)
The art competition will award cash prizes to the winners
(Sanat yarışması kazananlara para ödülleri verecek.)
All exhibitors received a badge to wear during the fair.
(Tüm katılımcılar fuar boyunca takmak üzere bir rozet aldı.)
Many companies use fairs as an opportunity to promote their business.
(Birçok şirket, işlerini tanıtmak için fuarları bir fırsat olarak kullanır.)
Don’t miss this opportunity to learn from industry experts.
(Endüstri uzmanlarından öğrenme fırsatını kaçırmayın.)
You can find a list of exhibitors in the fair catalog.
(Fuar kataloğunda katılımcıların listesini bulabilirsiniz.)
Fuarda İngilizce konuşurken kullanabileceğiniz bazı yaygın cümle kalıpları şunlardır:
Greetings (Selamlama): Selamlaşırken öncelikle karşınızdaki kişiye iyi bir gün veya iyi bir akşam dilemeyi ihmal etmeyin!
Hello! / Hi! – Merhaba!
Good morning! – Günaydın!
Good afternoon! – İyi günler!
Good evening! – İyi akşamlar!
Introducing Yourself (Kendini Tanıtma): Sıra kendinizi tanımakta. Kim olduğunuzu, nereli olduğunuzu ve ilgi alanınızı belirtmek iyi bir seçenek olabilir.
My name is [Your Name]. – Adım [Adınız].
I’m from [Your Country/City]. – [Ülkeniz/Şehriniz]’den geliyorum.
I work for [Company/Organization]. – [Şirket/Kuruluş]’da çalışıyorum.
Asking and Giving Information (Bilgi Alışverişi): Fuarda neyi nerede aramanız gerektiğini veya neyi nerede bulacağınızı bir bilene sormak, orada kaybolmamanız adına mantıklı bir hareket olacaktır.
Aşağıdaki gibi cümleleri kullanarak karşılıklı bilgi alışverişinde bulunabilirsiniz.
What is this product/service about? – Bu ürün/hizmet hakkında ne söyleyebilirsiniz?
How much does it cost? – Bu ne kadar tutar?
Can you tell me more about [Product/Service]? – [Ürün/Hizmet] hakkında daha fazla bilgi verebilir misiniz?
Where can I find [Product/Service]? – [Ürün/Hizmet]’i nerede bulabilirim?
Expressing Interest (İlgi Gösterme): Biraz da ilgilendiğiniz konulardan bahsetmeyi unutmayın!
That sounds interesting. – Bu ilginç geliyor.
I’m curious to learn more. – Daha fazlasını öğrenmeye meraklıyım.
I’d like to know more about it. – Bundan daha fazla bilgi almak isterim.
Expressing Gratitude (Teşekkür İfade Etme): Minnettarlığı ifade etmek sadece fuarda değil, her yerde işinize yarayacaktır.
Thank you very much for your help. – Yardımınız için çok teşekkür ederim.
I really appreciate it. – Gerçekten takdir ediyorum.
Thanks a lot! – Çok teşekkürler!
Bu cümle kalıplarını fuarda, diğer katılımcılarla ve ziyaretçilerle kolayca iletişim kurmak ve etkili bir şekilde iletişim sağlamak için kullanabilirsiniz.
6. Sınıf Ünite 6 – Meslekler
Bu ünite kapsamında farklı meslekleri İngilizce nasıl ifade edebileceğimizi öğreneceğiz ve bu sırada gelecek hayallerimizden bahsederken en çok kullanmanız gerekecek İngilizce dilbilgisi kurallarını pekiştireceğiz. Hazırsanız başlayalım.
İngilizce | Türkçe |
---|---|
Teacher | Öğretmen |
Doctor | Doktor |
Engineer | Mühendis |
Lawyer | Avukat |
Nurse | Hemşire |
Chef | Şef |
Firefighter | İtfaiyeci |
Police officer | Polis memuru |
Accountant | Muhasebeci |
Photographer | Fotoğrafçı |
Our English teacher is very kind and helpful.
(İngilizce öğretmenimiz çok nazik ve yardımsever.)
The doctor examined the patient and prescribed some medicine.
(Doktor hastayı muayene etti ve ilaç yazdı.)
My dad is an engineer and he designs buildings.
(Babam mühendis ve o binalar tasarlar.)
The lawyer defended his client in the court.
(Avukat müvekkilini mahkemede savundu.)
The nurse took care of the patients in the hospital.
(Hemşire hastanede hastalarla ilgilendi.)
The chef prepared a delicious meal for the guests.
(Şef misafirler için lezzetli bir yemek hazırladı.)
Firefighters bravely put out the fire in the building.
(İtfaiyeciler cesurca binadaki yangını söndürdü.)
The police officer patrolled the neighborhood to ensure safety.
(Polis memuru güvenliği sağlamak için mahallede devriye gezdi.)
She enjoys working with numbers, so she became an accountant.
(O, sayılarla çalışmaktan hoşlandığı için muhasebeci oldu.)
He loves traveling and taking photos, so he became a photographer.
(O, seyahat etmeyi ve fotoğraf çekmeyi sever, bu yüzden fotoğrafçı oldu.)
Dilbilgisi Kuralları: Noun Phrases/Infinitives (İsim Tamlamaları)
Gelecek hayallerimizden veya planlarımızdan bahsederken Türkçede “isim tamlamaları” İngilizcede ise “noun phrases” veya “infinitives” dediğimiz dilbilgisi kuralına sıkça başvururuz. Infinitives, “to” ile başlayan bir fiilin bir isimle birleşmesiyle oluşan yapıdır. Örnek cümlelerde “to become” ve “to travel” gibi infinitive yapılar kullanılmıştır:
My goal is to become a doctor one day.
(Hedefim bir gün doktor olmak.)
I have a dream to travel around the world.
(Dünyayı gezmek için bir hayalim var.)
İsim tamlamaları, “to” ile başlayan bir fiilin bir isimle birleşerek oluşturduğu yapıdır. İsim tamlamaları, fiilin anlamını ve hareketi bir isimle ifade eder. “To” ile başlayan bu fiil yapıları, genellikle cümlelerde bir amacı, hedefi, niyeti, isteği veya düşünceyi ifade etmek için kullanılır.
İsim tamlamalarının ana formu “to + fiil kökü” şeklindedir.
My goal is to become a doctor one day. (Hedefim bir gün doktor olmak.)
İsim tamlaması: to become (olmak için)
İsim tamlaması cümlede “goal” (hedef) kelimesini açıklar ve amacı belirtir.
I have a dream to travel around the world. (Dünyayı gezmek için bir hayalim var.)
İsim tamlaması: to travel (gezmek için)
İsim tamlaması cümlede “dream” (hayal) kelimesini açıklar ve niyeti ifade eder.
Her wish is to learn a new language. (Onun dileği yeni bir dil öğrenmektir.)
İsim tamlaması: to learn (öğrenmek için)
İsim tamlaması cümlede “wish” (dilek) kelimesini açıklar ve niyetini belirtir.
His plan is to start a business.
(Onun planı bir iş kurmaktır.)
İsim tamlaması: to start
(başlamak için)
İsim tamlaması cümlede “plan” (plan) kelimesini açıklar ve amacını ifade eder.
She needs more time to finish the project.
(Proje bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacı var.)
İsim tamlaması: to finish
(bitirmek için)
İsim tamlaması cümlede “time” (zaman) kelimesini açıklar ve amacı belirtir.
6. Sınıf Ünite 7 – Tatiller
Tatiller, öğrenciler için en heyecan verici zamanlardan biridir. Bu dönemde, okul kapıları kapanır ve yeni maceraların kapısı ardına kadar açılır. Bu ünite kapsamında öğrenciler tatil deneyimlerini nasıl anlatabilecekleri ve seyahatle ilgili temel ifadeleri nasıl kullanabilecekleri konusunda bilgi ve beceriler kazanırken aynı zamanda kelime dağarcıklarını da geliştirecekler.
İngilizce | Türkçe |
---|---|
Beach | Plaj |
Sunscreen | Güneş kremi |
Swimming | Yüzme |
Relaxation | Rahatlama |
Adventure | Macera |
Sightseeing | Gezip görme |
Vacation | Tatil |
Resort | Tatil köyü |
Explore | Keşfetmek |
Hiking | Yürüyüş |
Souvenir | Hediyelik eşya |
Paradise | Cennet |
We spent the day building sandcastles on the beach.
(Plajda kumdan kaleler yaparak gün geçirdik.)
Don’t forget to apply sunscreen before going to the beach.
(Plaja gitmeden önce güneş kremi sürmeyi unutma.)
We had a lot of fun swimming in the clear blue sea.
(Açık mavi denizde yüzerek çok eğlendik.)
After a busy week, a day at the beach brought much-needed relaxation.
(Yoğun bir haftadan sonra, plajda geçirilen bir gün çok ihtiyaç duyulan rahatlamayı getirdi.)
Exploring the caves was an exciting adventure.
(Mağaraları keşfetmek heyecan verici bir maceraydı.)
We went sightseeing in the city and visited all the famous landmarks.
(Şehirde gezip görme gezisi yaptık ve tüm ünlü yapıları ziyaret ettik.)
We are going on a vacation to a tropical island next week.
(Gelecek hafta bir tropikal adaya tatile gidiyoruz.)
The resort has a beautiful beach and luxurious amenities.
(Tatil köyünde güzel bir plaj ve lüks olanaklar bulunuyor.)
We decided to explore the nearby forest during our hike.
(Yürüyüş sırasında yakındaki ormanı keşfetmeye karar verdik.)
Hiking in the mountains allows you to enjoy breathtaking views.
(Dağlarda yürümek, nefes kesen manzaraların tadını çıkarmanıza olanak tanır.)
I bought a beautiful souvenir to remember my trip.
(Gezimi hatırlamak için güzel bir hediyelik eşya satın aldım.)
The tropical island felt like a paradise with its white sandy beaches.
(Tropikal ada, beyaz kumlu plajlarıyla bir cennet gibi hissettirdi.)
Dilbilgisi Kuralları: Tatilde En Çok Kullanılan Cümle Kalıpları
Tatilde birtakım cümleler oldukça sık kullanılır ve bu cümle kalıplarına aşina olmak özellikle yurtdışı tatillerinde işimizi kolaylaştırır.
Asking for Information (Bilgi İsteme):
Excuse me, can you tell me how to get to the beach? – Afedersiniz, plaja nasıl gideceğimi söyleyebilir misiniz?
Where is the nearest restaurant? – En yakın restoran nerede?
Is there a pharmacy around here? – Burada bir eczane var mı?
Ordering Food and Drinks (Yemek ve İçecek Siparişi):
I’d like to order a seafood pasta, please. – Deniz ürünlü makarna sipariş etmek istiyorum, lütfen.
Can I have a glass of water, please? – Bir bardak su alabilir miyim, lütfen?
We’d like to try the local speciality. – Yerel lezzeti denemek istiyoruz.
Asking for Recommendations (Tavsiye İsteme):
What are the must-see attractions in this city? – Bu şehirde görülmesi gereken yerler nelerdir?
Do you know any good places to go hiking? – Yürüyüş için güzel yerler biliyor musunuz?
Can you recommend a nice beach to relax? – Rahatlamak için güzel bir plaj önerebilir misiniz?
Getting Directions (Yol Tarifi Alma):
How do I get to the nearest bus station from here? – Buradan en yakın otobüs istasyonuna nasıl giderim?
Is the beach within walking distance from the hotel? – Plaj otelden yürüme mesafesinde mi?
Can you show me on the map where we are right now? – Şu anda haritada nerede olduğumuzu gösterebilir misiniz?
Shopping (Alışveriş):
How much does this souvenir cost? – Bu hediyelik eşya ne kadar tutar?
Do you have this in a larger/smaller size? – Bunun daha büyük/daha küçük bir boyutu var mı?
Can I try this shirt on? – Bu gömleği deneyebilir miyim?
Expressing Enjoyment (Keyif İfade Etme):
I’m having a great time here! – Burada harika vakit geçiriyorum!
This place is amazing! – Bu yer harika!
I’m really enjoying my vacation. – Tatilimin tadını çıkarıyorum.
Farewells (Veda Etme):
Goodbye! Have a great day! – Hoşça kal! İyi günler dilerim!
It was nice meeting you. Take care! – Sizi tanımak güzeldi. İyi bakın!
See you later! – Sonra görüşmek üzere!
6. Sınıf Ünite 8 – Kitap Kurtları
Bu ünite öğrencilere özgün fikirlerini ifade etmeyi, düşüncelerini paylaşmayı ve yaratıcı yollarla yazılarını sunmayı öğretirken, aynı zamanda okuma tutkusuyla bilgi dünyasına açılan kapıyı aralar.
İngilizce | Türkçe |
---|---|
Book | Kitap |
Library | Kütüphane |
Reading | Okuma |
Fiction | Kurgu |
Non-fiction | Kurgu dışı |
Novel | Roman |
Story | Hikaye |
Character | Karakter |
Plot | Olay örgüsü |
Page | Sayfa |
Author | Yazar |
Imagination | Hayal gücü |
I love reading books about adventure and mystery.
(Macera ve gizem hakkında kitapları okumayı çok severim.)
We went to the library to borrow some books for our research project.
(Araştırma projemiz için bazı kitapları ödünç almak için kütüphaneye gittik.)
Reading is not only informative but also a great way to relax.
(Okuma, sadece bilgilendirici değil aynı zamanda rahatlamak için harika bir yoldur.)
The bookstore has a wide selection of fiction books from various authors.
(Kütüphane, çeşitli yazarların kurgu kitaplarının geniş bir seçeneğine sahiptir.)
He enjoys reading non-fiction books on history and science.
(Tarih ve bilim hakkındaki kurgu dışı kitapları okumaktan hoşlanır.)
This novel tells the story of a young detective solving a mystery.
(Bu roman, bir genç dedektifin bir gizemi çözme hikayesini anlatıyor.)
The story of a brave warrior who saved his kingdom is truly inspiring.
(Krallığını kurtaran cesur bir savaşçının hikayesi gerçekten ilham vericidir.)
The main character in the book faces many challenges throughout the story.
(Kitaptaki ana karakter, hikaye boyunca birçok zorlukla karşılaşır.)
The plot of the movie was full of unexpected twists and turns.
(Filmin olay örgüsü, beklenmedik dönemeçlerle doluydu.)
Many readers admire the works of famous authors like Shakespeare and Dickens.
(Shakespeare ve Dickens gibi ünlü yazarların eserlerini birçok okuyucu hayranlıkla takdir eder.)
Children’s books often encourage the development of imagination.
(Çocuk kitapları genellikle hayal gücünün gelişimini teşvik eder.)
Dilbilgisi Kuralları: Expressing Likes and Dislikes
“Expressing likes and dislikes” (beğenileri ve hoşnutsuzlukları ifade etme), bir kişinin sevdiği veya sevmediği şeyleri açıklamak için kullanılan dil kalıplarını içeren bir konudur.
Bu tür ifadeler, günlük konuşmalarda, arkadaşlarla ve tanıdıklarla iletişimde, hobileri ve tercihleri paylaşırken, yiyecek veya aktiviteler hakkında konuşurken ve diğer çeşitli durumlarda kullanılır. Sevdiğimiz kitapları, sevdiğimiz yazarları anlatırken bu konuyu bilmek oldukça faydalı olacaktır.
İngilizce’de “Expressing likes and dislikes” konusuyla ilgili bazı yaygın ifade ve kalıplar şunlardır:
Likes (Beğeniler):
Like
Love
Enjoy
Great/fantastic/wonderful
Fan of…
Örnek cümlelere göz atalım:
I like pizza.
(Pizzayı severim.)
She loves playing the guitar.
(Gitar çalmayı çok sever.)
They enjoy watching movies.
(Filmleri izlemekten keyif alırlar.)
The new restaurant is fantastic.
(Yeni restoran harika.)
We’re big fans of that TV show.
(O televizyon programının büyük hayranlarıyız.)
Dislikes (Hoşnutsuzluklar):
Don’t/ doesn’t like
Hate
Can’t stand
Awful/terrible
Örnek cümlelere göz atalım:
He doesn’t like broccoli.
(Brokoliyi sevmez.)
I hate spiders.
(Örümceklerden nefret ederim.)
She can’t stand cold weather.
(Soğuk havayı katlanamaz.)
The movie was awful.
(Film berbattı.)
Dancing is not my thing.
(Dans etmek benim işim değil.)
Aşağıda “Expressing likes and dislikes” (beğenileri ve hoşnutsuzlukları ifade etme) konusuyla ilgili bir tablo bulunmaktadır.
Likes (Beğeniler) | Dislikes (Hoşnutsuzluklar) |
---|---|
I like ice cream. | I don't like horror movies. |
He loves playing soccer. | She hates waking up early. |
We enjoy going to the beach. | They can't stand spicy food. |
The concert was great. | The traffic is terrible. |
They're big fans of basketball. | She's not into video games. |
6. Sınıf Ünite 9 – Gezegeni Kurtarmak
Şimdi sizi dünya çapında önemli bir konuyu ele almaya davet ediyoruz: ‘Gezegeni Kurtarmak’. Bu heyecan verici ünite boyunca, gezegenimizdeki çevre sorunları, doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilirlik konularını İngilizce ifade edebilmeyi öğreneceğiz.Şimdi sizi dünya çapında önemli bir konuyu ele almaya davet ediyoruz: ‘Gezegeni Kurtarmak’. Bu heyecan verici ünite boyunca, gezegenimizdeki çevre sorunları, doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilirlik konularını İngilizce ifade edebilmeyi öğreneceğiz.
İngilizce | Türkçe |
---|---|
Environment | Çevre |
Sustainability | Sürdürülebilirlik |
Conservation | Koruma |
Recycling | Geri dönüşüm |
Renewable | Yenilenebilir |
Pollution | Kirlilik |
Climate change | İklim değişikliği |
Eco-friendly | Çevre dostu |
Green energy | Yeşil enerji |
Reduce | Azaltmak |
Reuse | Tekrar kullanmak |
Activism | Aktivizm |
We should take care of the environment and protect it for future generations.
(Çevreye dikkat etmeli ve gelecek nesiller için korumalıyız.)
Sustainability is important for maintaining a healthy planet.
(Sürdürülebilirlik, sağlıklı bir gezegenin korunması için önemlidir.)
Conservation of natural resources is crucial for preserving biodiversity.
(Doğal kaynakların korunması, biyolojik çeşitliliğin muhafazası için hayati öneme sahiptir.)
Recycling helps reduce waste and protect the environment.
(Geri dönüşüm, atıkları azaltmaya ve çevreyi korumaya yardımcı olur.)
Renewable energy sources such as solar and wind power are essential for a sustainable future.
(Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları, sürdürülebilir bir gelecek için önemlidir.)
Pollution is a major concern that needs to be addressed to protect the environment and human health.
(Kirlilik, çevreyi ve insan sağlığını korumak için ele alınması gereken önemli bir sorundur.)
Climate change is a global issue.
(İklim değişikliği, küresel bir sorundur.)
Using eco-friendly products and practices can contribute to a greener planet.
(Çevre dostu ürünler ve uygulamalar kullanmak, daha yeşil bir gezegene katkıda bulunabilir.)
Green energy, such as solar and wind power, is a sustainable alternative to fossil fuels.
(Güneş ve rüzgar enerjisi gibi yeşil enerji, fosil yakıtlara sürdürülebilir bir alternatiftir.)
We should try to reduce our carbon footprint and support environmentally friendly practices.
(Karbon ayak izimizi azaltmaya ve çevre dostu uygulamaları desteklemeye çalışmalıyız.)
Reusing items instead of throwing them away can help minimize waste and conserve resources.
(Eşyaları atmak yerine tekrar kullanmak, atığı en aza indirmeye ve kaynakları korumaya yardımcı olabilir.)
Environmental activism plays a crucial role in raising awareness and advocating for positive change.
(Çevre aktivizmi, farkındalık yaratma ve olumlu değişimleri savunma konusunda önemli bir rol oynar.)
Dilbilgisi: Should
“Should” kelimesi İngilizcede “tavsiye” ve “öneri” vermek için kullanılan bir yardımcı fiildir. Genellikle bir eylemin yapılması gerektiğini belirtmek veya olması muhtemel bir durum hakkında önerilerde bulunmak için kullanılır. Gezegenimizin geleceğini güvenceye almak ve gezegenimize iyi bakmak için çevremizdekilere “should” yardımcı fiilini kullanarak önemli önerilerde bulunabiliriz. Öncelikle “should” kelimesinin kullanımıyla ilgili örnekleri inceleyelim.
You should study for the exam.
(Sınava çalışmalısın.)
(Bir öneri verirken, kişinin sınava çalışması gerektiğini ifade ediyoruz.)
I should call my parents.
(Ebeveynlerimi aramalıyım.)
They should arrive on time.
(Onlar zamanında gelmeliler.)
We should go to the doctor if you feel sick.
(Eğer hastaysan, doktora gitmeliyiz.)
Should I take an umbrella?
(Şemsiye almalı mıyım?)
6. Sınıf Ünite 10 – Demokrasi
Demokrasi, toplumların yönetim biçimlerinden biridir ve insanların kendi kendilerini yönetme hakkına dayanan bir sistemdir. Bu sistemde, herkes eşit haklara sahiptir ve kararlar toplumun çoğunluğu tarafından alınır. Demokrasi, bireylerin özgürce düşünme ve seçim yapma özgürlüğüne dayanır. Demokrasinin temel unsurları arasında seçimler, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü ve katılım yer alır. Bu ünitede, demokrasinin nasıl işlediği, demokrasinin temel ilkelerini ve neden önemli olduğunu ifade etmeyi öğreneceğiz.
İngilizce | Türkçe |
---|---|
Democracy | Demokrasi |
Vote | Oy |
People | İnsanlar |
Freedom | Özgürlük |
Equal | Eşit |
Fair | Adil |
Law | Yasal |
Rights | Haklar |
Voice | Ses |
Choice | Seçim |
Government | Hükümet |
Citizen | Vatandaş |
Öncelikle bu kelimelerin cümle içinde kullanımlarına göz atalım:
Democracy allows people to have a voice in the government.
(Demokrasi, insanların hükümette söz sahibi olmasına olanak tanır.)
Every citizen has the right to vote in a democratic society.
(Her vatandaş, demokratik bir toplumda oy kullanma hakkına sahiptir.)
People cherish their freedom and strive for equal rights.
(İnsanlar özgürlüklerini kutsar ve eşit haklar için mücadele ederler.)
It’s important for a government to create fair laws that protect the rights of its citizens.
(Bir hükümetin, vatandaşlarının haklarını koruyan adil yasalar oluşturması önemlidir.)
In a democracy, the government is chosen by the people through elections.(Demokraside, hükümet insanlar tarafından seçimlerle belirlenir.)
Freedom of speech is a fundamental right in a democratic society.
(Konuşma özgürlüğü, demokratik bir toplumda temel bir haktır.)
The government should ensure that everyone has equal opportunities and treatment.
(Hükümet, herkesin eşit fırsatlara ve muameleye sahip olduğunu sağlamalıdır.)
Every citizen has the right to express their opinion. (Her vatandaş, görüşünü ifade etme hakkına sahiptir.
Şimdi bu gibi cümleleri bizlerin de kurabilmesini sağlayacak birkaç önemli dilbilgisi kuralına göz atalım.
Dilbilgisi: Collective/Group Nouns
İngilizcede birden çok olan kişiler ve nesneleri (isimleri) ifade ederken “-s” takısı kullanmamız gerektiğini önceki ünitelerde öğrenmiştik. Ancak bazen, bazı çoğul gruplar için “-s” takısı kullanılmadan, farklı kelimeler kullanarak çoğulluk ifade edilir. Bu topluluk halindeki isimler, bir araya gelerek bir bütün oluşturan bireyler veya nesneler için kullanılır dolayısıyla çoğunlukla tekil fiil ile kullanılırlar.
Öncelikle aşağıdaki tablodan örnek cümleler ile birlikte çoğul isimlerin cümle içinde kullanımını inceleyelim.
Topluluk Halindeki İsimler (Collective Nouns) | Örnek Cümleler |
---|---|
Family (Aile) | My family is going on a vacation. |
Team (Takım) | The soccer team is practicing for the match. |
Class (Sınıf) | Our class is having a field trip next week. |
Herd (Sürü) | The herd of sheep is grazing in the field. |
Flock (Sürü) | We saw a flock of birds flying across the sky. |
Crowd (Kalabalık) | The crowd is cheering for the team. |
Group (Grup) | A group of friends is going to the movies. |
Collection (Koleksiyon) | The museum has an impressive collection of artifacts. |
Choir (Koro) | The choir is rehearsing for the concert. |
Committee (Komite) | The committee is planning the charity event. |
Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere topluluk halindeki isimler her ne kadar tekil kişi olmasalar da tekil kişilerde olduğu gibi yardımcı fiil olan “to be” fiilinin “is” hali ile birlikte kullanılırlar.
Demokrasi, kolektif karar almanın ve toplumun yönetiminde katılımcı bir yaklaşımın vurgulandığı bir kavram olduğu için, topluluk isimleriyle sıklıkla kullanılmaktadır. Bu tür ifadeler, topluluklar ve halkın bir arada hareket ettiği demokratik süreçlerde sıkça karşımıza çıkar. Son olarak aşağıdaki cümlelerdeki topluluk isimlerini bulmaya çalışalım. Ek olarak “to be” fiilinin “is” olarak kullanıldığına dikkat edelim:
The committee is drafting a new democratic constitution.
(Komite, yeni demokratik anayasa taslağı hazırlıyor.)
The parliament is discussing important issues in a democratic manner.
(Parlamento, demokratik bir şekilde önemli konuları tartışıyor.)
The media plays a crucial role in promoting democratic values and transparency.
(Medya, demokratik değerleri ve şeffaflığı teşvik etmede önemli bir rol oynar.)
Democracy is a collective noun that represents the power of the people in making important decisions.
(Demokrasi, önemli kararları vermede halkın gücünü temsil eden bir topluluk ismidir.)
In a democratic society, every citizen is an essential part of the collective that shapes the future of the nation.
(Demokratik bir toplumda, her vatandaş, ulusun geleceğini şekillendiren topluluğun önemli bir parçasıdır.)
6. Sınıf İngilizce Olumlu Cümleler
İngilizcede olumlu cümleler kurmayı geçmiş sınıflarımızda hepimiz öğrendik. Bildiğiniz gibi İngilizcede olumlu bir cümle kurarken öncelikle hangi zaman için cümle kurulduğu bilinmeli, ardından özne (subject) + yüklem (verb) + nesne (object) sıralamasına uygunluk sağlanmalı. Dilerseniz olumlu cümleler konusunu tekrardan pekiştirelim. Önce örneklerimize göz atalım.
I am working right now. (Şu anda çalışıyorum.)
I am a student.
(Ben bir öğrenciyim.)
I feel sick.
(Hasta hissediyorum.)
She likes singing.
(Şarkı söylemeyi seviyor.)
I have a bird.
(Benim bir kuşum var)
İngilizce Farklı Zamanlarla Olumlu Cümleler
Bu ünitede İngilizce şimdiki zaman ve geniş zaman için olumlu cümleler kurmayı öğrenecek ve pekiştireceğiz.
Present Simple Tense (Geniş Zaman) Olumlu Cümleler
Present Simple Tense, eylemlerin sürekli olarak tekrarlandığı, genel doğruları ifade etmek için kullanılan zaman dilimidir. Tekrarlanan eylemleri, alışkanlıkları, genel geçer durumları, bilimsel gerçekleri ve sabit doğruları anlatmak için kullanılır. İngilizce cümlelerde genellikle yalın fiil (bare infinitive) kullanılır ve üçüncü tekil şahıs (he, she, it) için “s” takısı eklenir.
Present Simple Tense Olumlu Cümleler İçin Formül
Subject (Özne) + Verb (Fiil) (bare infinitive) (Yalın hali) (+ “s” for he/she/it) (he/she/it öznelerinde file -s takısı eklenir) + Object (nesne)
Subject (Özne) | Verb (Fiil) | "s" for he/she/it (he/she/it için “s”) | Object (nesne) |
---|---|---|---|
I | play | football | |
You | study | English | |
He | work | s → works | at the office |
She | read | s → reads | books |
It | rain | s → rains | - |
We | go | to the park | |
They | like | ice cream |
Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere oldukça basit olan bu zaman yapısında olumlu cümleler kurarken sadece özne olduğunda yalın fiile “s” takısı eklenir. Son olarak birkaç örneğe göz atalım!
She works in a hospital.
(O bir hastanede çalışır.)
They play football every weekend.
(Onlar her hafta sonu futbol oynarlar.)
The sun rises in the east.
(Güneş doğuda doğar.)
I brush my teeth twice a day.
(Dişlerimi günde iki kez fırçalarım.)
Cats like to chase mice.
(Kediler fareleri kovalamayı severler.)
Present Continuous Tense (Şimdiki Zaman) Olumlu Cümleler
Present Continuous Tense, şu anki zamanda gerçekleşmekte olan veya planlanmış olan eylemleri ifade etmek için kullanılan bir zaman dilimidir. İngilizce cümlelerde “be” fiilinin şu anki zamanda uygun çekimleri (am, is, are) ve fiilin “-ing” eki ile birlikte kullanılır.Present Continuous Tense, genellikle anlık olayları, şu an yapılmakta olan eylemleri, gelecekteki planları ve değişen durumları ifade etmek için kullanılır. Örneğin, “I am studying” (Ben çalışıyorum), “She is reading a book” (O bir kitap okuyor), “They are having dinner” (Onlar akşam yemeği yiyorlar) gibi cümleler Present Continuous Tense ile kurulabilir. Bu zaman dilimi, şu anki durumları vurgulamak için oldukça yaygın olarak kullanılır.
Present Continuous Tense Olumlu Cümleler İçin Formül
Subject (özne) + am/is/are + Verb (fiil) (-ing) + Object (nesne)
Subject (Özne) | am/is/are | Verb (-ing) (Fiil) | Object (Nesne) |
---|---|---|---|
I | am | studying | English |
You | are | playing | soccer |
He | is | working | hard |
She | is | reading | a book |
It | is | raining | outside |
We | are | having | dinner |
They | are | watching | a movie |
Bu tabloda, farklı öznelerle (subject) kullanılan Present Continuous Tense’in olumlu cümle yapısı örnekleri verilmiştir. Her cümlede “be” fiilinin uygun çekimi (am, is, are) ve fiilin “-ing” eki kullanılmıştır.
I am studying for my exams. (Ben sınavlarıma çalışıyorum.)
They are playing basketball in the park. (Onlar parkta basketbol oynuyorlar.)
She is attending a conference this week. (O bu hafta bir konferansa katılıyor.)
We are learning to speak Spanish. (Biz İspanyolca konuşmayı öğreniyoruz.)
The chef is preparing a delicious meal in the kitchen. (Şef mutfakta lezzetli bir yemek hazırlıyor.)
Simple Past Tense (Basit Geçmiş Zaman) Olumlu Cümleler
Simple Past Tense, geçmişte tamamlanmış eylemleri veya belirli bir zamanda gerçekleşmiş olan olayları ifade etmek için kullanılan bir zaman dilimidir. İngilizce cümlelerde, fiilin ikinci hali (past form) kullanılır. Düzensiz fiillerde, geçmiş zamanda kullanılan özel fiil formları vardır.
Simple Past Tense Olumlu Cümleler İçin Formül
Subject (özne) + Verb (Past Form) (fiil) [Geçmiş Hali] + Object (nesne)
Subject (özne) | Verb (Past Form) (Fiil [geçmiş]) | Object (Nesne) |
---|---|---|
I | visited | London |
You | played | the guitar |
He | studied | hard |
She | wrote | a book |
It | rained | yesterday |
We | traveled | to Paris |
They | watched | a movie |
Bu tabloda, farklı öznelerle (subject) kullanılan Simple Past Tense’in olumlu cümle yapısı örnekleri verilmiştir. Cümlelerde fiillerin geçmiş zaman halleri kullanılmıştır ve nesneler (object) de gösterilmiştir. Bu şekilde cümle yapısını daha iyi anlayabilirsiniz.
Tablodan da anlayacağınız üzere basit geçmiş zamanda cümle kurarken fiile -ed takısını getiririz. Ancak bazı durumlarda fiil düzensizdir ve -ed takısı eklemek yerine kelimeyi tamamen değiştiririz. Haydi birlikte İngilizcede en sık kullanılan düzensiz geçmiş zaman fiillerine bir göz atalım.
Base Form (Yalın Hali) | Simple Past Tense (Geçmiş Zaman Basit Hali) |
---|---|
be | was / were |
have | had |
do | did |
go | went |
come | came |
eat | ate |
drink | drank |
see | saw |
take | took |
give | gave |
make | made |
find | found |
get | got |
run | ran |
write | wrote |
speak | spoke |
think | thought |
buy | bought |
bring | brought |
hear | heard |
meet | met |
Düzensiz fiiller, geçmiş zaman formlarını düzenli “-ed” eki ekleyerek oluşturmadıkları için özel formlara sahiptirler. Bu formları ezberlemek, geçmiş zamanı doğru şekilde kullanmanıza yardımcı olacaktır. Birkaç geçmiş zaman olumlu cümle örneğine de göz atarak bu üniteyi tamamlayalım!
I am studying for my exams.
(Ben sınavlarıma çalışıyorum.)
They are playing basketball in the park.
(Onlar parkta basketbol oynuyorlar.)
She is attending a conference this week.
(O bu hafta bir konferansa katılıyor.)
We are learning to speak Spanish.
(Biz İspanyolca konuşmayı öğreniyoruz.)
The chef is preparing a delicious meal in the kitchen.
(Şef mutfakta lezzetli bir yemek hazırlıyor.)
6. Sınıf İngilizce Olumsuz Cümleler
Bu ünitede İngilizce şimdiki zaman ve geniş zaman için olumsuz cümleler kurmayı öğrenecek ve pekiştireceğiz.
Present Simple Tense (Geniş Zaman) Olumsuz Cümleler
Present Simple Tense, eylemlerin sürekli olarak tekrarlandığı, genel doğruları ifade ettiğimiz zaman dilimidir. Olumsuz cümlelerde “do” yardımcı fiilinin olumsuz çekimleri (“do not” veya “don’t” kısaltması) kullanılır ve yalın fiil (bare infinitive) kullanılır. Üçüncü tekil şahıs (he, she, it) için “do not” yerine “does not” veya “doesn’t” kısaltması kullanılır.
Present Simple Tense Olumsuz Cümleler İçin Formül
Subject (özne) + Do/Does + Not + Verb (bare infinitive) (fiil) [yalın] + Object (nesne)
Subject (özne) | Do/Does | Not | Verb (bare infinitive) (fiil [yalın]) | Object (nesne) |
---|---|---|---|---|
I | do | not | like | coffee |
You | do | not | speak | French |
He | does | not | play | the piano |
She | does | not | work | on Sundays |
It | does | not | rain | much |
We | do | not | watch | horror movies |
They | do | not | live | here |
Bu tabloda, farklı öznelerle (subject) kullanılan Present Simple Tense’in olumsuz cümle yapısı örnekleri verilmiştir. Olumsuz cümlelerde “do not” veya “does not” (kısaltması “don’t” veya “doesn’t”) kullanılmış ve yalın fiil (bare infinitive) ile eylemler ifade edilmiştir. Cümlelerde ayrıca nesneler (object) de gösterilmiştir. Bu şekilde cümle yapısını daha iyi anlayabilirsiniz. Son olarak birkaç örneğe göz atalım!
I do not (don’t) like coffee.
(Kahveyi sevmem.)
You do not (don’t) speak French.
(Fransızca konuşmazsın.)
He does not (doesn’t) play the piano.
(O piyano çalmaz.)
She does not (doesn’t) work on Sundays.
(O pazar günleri çalışmaz.)
It does not (doesn’t) rain much in this area.
(Bu bölgede çok fazla yağmur yağmaz.)
We do not (don’t) watch horror movies.
(Korku filmleri izlemeyiz.)
They do not (don’t) live here.
(Onlar burada yaşamazlar.)
Present Continuous Tense (Şimdiki Zaman) Olumsuz Cümleler
Present Continuous Tense, şu anki zamanda gerçekleşmekte olan veya planlanmış olan eylemleri ifade etmek için kullanılır. Olumsuz cümlelerde “be” yardımcı fiilinin olumsuz çekimleri (“am not”, “is not”, “are not” veya kısaltmaları “isn’t”, “aren’t”) kullanılır ve fiilin “-ing” eki eklenir.
Present Continuous Tense Olumlu Cümleler İçin Formül
Subject (özne) + am/is/are + Not + Verb (-ing) (fiil) + Object (nesne)
Subject | am/is/are | Not | Verb (-ing) | Object |
---|---|---|---|---|
I | am | not | studying | right now |
You | are | not | watching | TV at the moment |
He | is | not | playing | football today |
She | is | not | listening to | music at the moment |
It | is | not | raining | outside |
We | are | not | going | to the party tonight |
They | are | not | working on | the project right now |
Bu tabloda, farklı öznelerle (subject) kullanılan Present Continuous Tense’in olumsuz cümle yapısı örnekleri verilmiştir. Olumsuz cümlelerde “am not”, “is not” veya “are not” (kısaltmaları “isn’t”, “aren’t”) kullanılmış ve “-ing” eki ile fiiller ifade edilmiştir. Cümlelerde ayrıca eylemlerle ilgili ek bilgiler de (örneğin “right now”, “at the moment”, “today”, “tonight” gibi) gösterilmiştir. Aşağıdaki örneklerle şimdiki zaman için olumsuz cümle yapılarını daha iyi anlayabilirsiniz.
I am not (I’m not) studying right now.
(Şu anda çalışmıyorum.)
You are not (You aren’t) watching TV at the moment.
(Şu anda televizyon izlemiyorsun.)
He is not (He isn’t) playing football today.
(O bugün futbol oynamıyor.)
She is not (She isn’t) listening to music at the moment.
(O şu anda müzik dinlemiyor.)
It is not (It isn’t) raining outside.
(Dışarıda yağmur yağmıyor.)
We are not (We aren’t) going to the party tonight.
(Bu gece partiye gitmiyoruz.)
They are not (They aren’t) working on the project right now.
(Şu anda projede çalışmıyorlar.)
Simple Past Tense (Basit Geçmiş Zaman) Olumsuz Cümleler
Simple Past Tense, geçmişte tamamlanmış eylemleri veya belirli bir zamanda gerçekleşmiş olan olayları ifade etmek için kullanılır. Olumsuz cümlelerde “did” yardımcı fiilinin olumsuz çekimi (“did not” veya “didn’t” kısaltması) kullanılır ve yalın fiil (bare infinitive) kullanılır.
Simple Past Tense Olumsuz Cümleler İçin Formül
Subject (özne) + Did + Not + Verb (bare infinitive) (fiil [yalın]) + Object (nesne)
Subject | Did | Not | Verb (bare infinitive) | Object |
---|---|---|---|---|
I | did | not | visit | my friend |
You | did | not | finish | your homework |
He | did | not | go | to the party |
She | did | not | buy | a new dress |
It | did | not | rain | yesterday |
We | did | not | watch | the movie |
They | did | not | play | football on the weekend |
I did not (didn’t) visit my friend yesterday.
(Dün arkadaşımı ziyaret etmedim.)
You did not (didn’t) finish your homework.
(Ev ödevini bitirmedin.)
He did not (didn’t) go to the party last night.
(O dün gece partiye gitmedi.)
She did not (didn’t) buy a new dress.
(O yeni bir elbise almadı.)
It did not (didn’t) rain yesterday.
(Dün yağmur yağmadı.)
We did not (didn’t) watch the movie.
(Biz filmi izlemedik.)
They did not (didn’t) play football on the weekend.
(Onlar hafta sonu futbol oynamadılar.)
6. Sınıf İngilizce Soru Cümleleri
Bu ünitede İngilizce şimdiki zaman, geniş zaman ve geçmiş zaman için soru cümleleri kurmayı öğrenecek ve pekiştireceğiz.
Present Simple Tense (Geniş Zaman) Soru Cümleleri
Present Simple Tense, genel doğruları ifade etmek veya düzenli olarak gerçekleşen eylemleri anlatmak için kullanılır. Soru cümlelerinde, cümlenin başında “do” yardımcı fiili kullanılır ve ana fiil yalın halde (bare infinitive) gelir. Üçüncü tekil şahıs (he, she, it) için “do” yerine “does” kullanılır.
Present Simple Tense Soru Cümleleri İçin Formül
Do/Does + Subject (özne) + Verb (bare infinitive) (fiil [yalın]) + Object (nesne)?
Do/Does | Subject | Verb (bare infinitive) | Object | ? |
---|---|---|---|---|
Do | you | like | ice cream | ? |
Does | he | play | the guitar | ? |
Do | they | speak | English fluently | ? |
Does | she | go | to school on Sundays | ? |
Do | we | have | a meeting tomorrow | ? |
Does | it | rain | a lot in this city | ? |
Şimdi konu ile ilgili birkaç örneğe göz atabiliriz.
Do you like ice cream?
(Dondurmayı sever misin?)
Does he play the guitar?
(O gitar çalar mı?)
Do they speak English fluently?
(Onlar akıcı bir şekilde İngilizc”e konuşurlar mı?)
Does she go to school on Sundays?
(O pazar günleri okula gider mi?)
Do we have a meeting tomorrow?
(Yarın bir toplantımız var mı?)
Does it rain a lot in this city?
(Bu şehirde çok yağmur yağar mı?)
Present Continuous Tense (Şimdiki Zaman) Soru Cümleleri
Present Continuous Tense, şu anki zamanda gerçekleşmekte olan veya planlanmış eylemleri ifade etmek için kullanılır. Soru cümlelerinde “be” yardımcı fiili kullanılır ve ana fiil “-ing” eki alır.
Present Continuous Tense Soru Cümleleri İçin Formül
Am/Is/Are + Subject + Verb (-ing) + Object?
Am/Is/Are | Subject | Verb (-ing) | Object | ? |
---|---|---|---|---|
Are | you | studying | right now | ? |
Is | she | reading | a book | ? |
Are | they | playing | football | ? |
Is | he | coming | to the party tonight | ? |
Are | we | going | to the beach tomorrow | ? |
Is | it | raining | outside | ? |
Are you studying right now?
(Şu anda çalışıyor musun?)
Is she reading a book?
(O bir kitap mı okuyor?)
Are they playing football?
(Onlar futbol mu oynuyor?)
Is he coming to the party tonight?
(O bu gece partiye mi geliyor?)
Are we going to the beach tomorrow?
(Yarın plaja mı gidiyoruz?)
Is it raining outside?
(Dışarıda yağmur mu yağıyor?)
Simple Past Tense (Basit Geçmiş Zaman) Soru Cümleleri
Simple Past Tense, geçmişte tamamlanmış eylemleri veya belirli bir zamanda gerçekleşmiş olan olayları ifade etmek için kullanılır. Soru cümlelerinde “did” yardımcı fiili kullanılır ve yalın fiil (bare infinitive) kullanılır.
Simple Past Tense Olumlu Cümleler İçin Formül
Did + Subject + Verb (bare infinitive) + Object?
Did | Subject | Verb (bare infinitive) | Object | ? |
---|---|---|---|---|
Did | you | go | to the cinema yesterday | ? |
Did | she | finish | her homework | ? |
Did | they | play | football on the weekend | ? |
Did | he | come | to the party last night | ? |
Did | we | have | a meeting yesterday | ? |
Bu tabloda farklı öznelerle (subject) kullanılan Simple Past Tense’in soru cümle yapısı örnekleri göz atarak soru cümlelerinde “Did” yardımcı fiili ve yalın fiil (bare infinitive) kullanımını pekiştirebilirsiniz.
Did you go to the cinema yesterday? (
Dün sinemaya gittin mi?)
Did she finish her homework?
(O ev ödevini bitirdi mi?)
Did they play football on the weekend?
(Onlar hafta sonu futbol oynadılar mı?)
Did he come to the party last night?
(O dün gece partiye geldi mi?)
Did we have a meeting yesterday?
(Dün bir toplantımız oldu mu?)
6. Sınıf İngilizce Üniteleri ve Konu Anlatımı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular:
6. sınıf İngilizce dersinde hangi zamanları öğreniyoruz?
6. sınıf İngilizce dersinde genellikle Basit Şimdiki Zaman (Simple Present Tense), Basit Geçmiş Zaman (Simple Past Tense) ve Şimdiki Zaman Sürekli Hali (Present Continuous Tense) zamanlarını öğreniriz.
İngilizce kelime dağarcığımı nasıl geliştirebilirim?
İngilizce kelime dağarcığınızı geliştirmek için düzenli olarak İngilizce kitaplar, makaleler ve gazeteler okuyabilirsiniz. Ayrıca, kelime dağarcığınızı genişletmek için kelime uygulamaları ve çevrimiçi kaynakları kullanabilirsiniz.
İngilizce cümlelerde sıfatları nasıl kullanırım?
İngilizce cümlelerde sıfatlar, genellikle tanımlanacak isimden önce gelir. Örnek olarak, “There is a beautiful flower in the garden.” Bu cümlede “beautiful” (güzel), “flower” (çiçek) ismini tanımlayan sıfattır.
İngilizcede soru nasıl oluşturulur?
İngilizcede soru cümleleri genellikle bir soru kelimesiyle başlar (örneğin, kim, ne, nerede, ne zaman, neden, nasıl) veya Basit Şimdiki Zaman için “do/does” yardımcı fiili, Basit Geçmiş Zaman için ise “did” yardımcı fiili kullanılır. Sonra, özne eklenir ve ardından ana fiil yalın haliyle gelir.
Bazen İngilizce öğrenmek zor gibi gözükebilir fakat EnglishCentral olarak sunduğumuz hizmetlerle 6. Sınıf İngilizce Üniteleri ve Konu Anlatımı öğrenmek oldukça etkili ve eğlenceli olacaktır.
EnglishCentral ile deyimleri konu alan videoları izleyip ve videolar içerisindeki telaffuz ve kelime öğrenme etkinliklerini tamamlayarak deyimlerin ne anlama geldiğini ve nasıl kullanıldığını öğrenebilirsiniz.
Video Dersi ders seçeneği ile, deyimleri konu alan videoları öğretmenlerimizle gerçekleştireceğiniz birebir, canlı dersin konusu olarak seçebilir ve deyimler üzerindeki alıştırmaları öğretmeninizle birlikte tamamlayabilirsiniz.
Serbest Konuşma ders seçeneği ile, öğretmenlerimizle gerçekleştirebileceğiniz birebir, canlı derslerde dersin konusunu siz tamamen seçebilir ve kurduğunuz cümlelerde deyimlere yer vererek pratikler yapabilirsiniz.
Gerçekleştirdiğiniz canlı ders sonrasında, ders esnasında yapmış olduğunuz hatalarla ilgili öğretmeninizden anında bildirim alabilirsiniz.
Deyimlerle ilgili onlarca videomuza link üzerinden kolaylıkla ulaşabilir ve hızlıca öğrenmeye başlayabilirsiniz.
Çocuğunuzun İngilizce öğrenmesi için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! Çocuk eğitimi alanında uzmanlaşmış öğretmenler rehberliğinde 25 dakikalık bire bir canlı dersler, çocuk gelişi için özenle tasarlanmış eğlenceli ve öğretici interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, çocuğunuzun ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?