Hepsi
Çocuklar için İngilizce
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce
Popüler Günlük İngilizce
Popüler İngilizce Gramer
Popüler İngilizce Şarkılar
Popüler Paylaşımlar
Generic selectors
Exact matches only
Ara
Search in content
Post Type Selectors
Lütfen Dil Seçin
English
Türkçe
Português
عربي
日本
Tiếng Việt
한국어
Popüler Paylaşımlar
Hepsi
Çocuklar için İngilizce
Günlük İngilizce
İngilizce Gramer
İngilizce Şarkılar
Kurumsal İngilizce

12.Sınıf İngilizce Üniteleri ve Konu Anlatımı

“12. sınıf İngilizce Üniteleri nelerdir? 12. sınıf İngilizce ünitelerinde hangi konular işlenir?” gibi soruların yanıtlarını merak ediyorsanız doğru yerdesiniz. 12. sınıf İngilizce üniteler müzik, arkadaşlık, insan hakları, yakında geliyor, psikoloji, iyilikler, haber hikayeleri, alternatif enerji, teknoloji, görgü başlıklarıyla birlikte 10 farklı ünite bulunmaktadır. Bu ünitelerde hangi konular işlenir gelin birlikte inceleyelim.

12.Sınıf Ünite 1 – Müzik

‘Müzik’ (Music) başlıklı birinci ünitemizde göreceğimiz kelimelerin İngilizce isimlerini öğrenelim.

adsreklamlar
agree to an extentbir ölçüde katılıyorum
agreeingkabul eden
appealcazip gelmek
as for mebence
assignmentgörev
aware of-in farkında
backgroundözgeçmiş
based onbağlı olarak
cheerneşelendirmek
clarinetklarnet
classicalklasik
come on!hadi!
deafeningsağır edici
distractdikkatini dağıtmak
disturbrahatsız etmek
drumsbateri
eerieürkütücü
embeddedsaklı
estimated temperaturetahmini sıcaklık
fameün
feeücret
folkhalk
french hornfransız kornosu
funkyçok iyi
genretür
graduallyyavaş yavaş
harparp
healingşifalı
heroickahramanca
hummingmırıldama
impactetki
increasingartan
incredibleinanılmaz
inspirationilham
intervieweegörüşülen kimse
keyboardklavye
lyricsşarkı sözleri
majorityçoğunluk
memorableunutulmaz
mesmerizingbüyüleyici
minorityazınlık
mix tapekarışık kaset
no commentyorum yok
no doubtkuşkusuz
obligatoryzorunlu
orallysözlü olarak
outburstpatlak verme
pair of shoesbir çift ayakkabı
participantkatılımcı
percussionvurmalı çalgılar
preferencetercih
promotionalreklamla ilgili
quotealıntı yapmak
raucousgürültülü
receivealmak
relaxationdinlenme
remain calmsoğukkanlılığını korumak
requestingrica etme
rhythmritim
sailingdenize açılma
scientific reasonsbilimsel nedenler
sentimentaliçli
shrilliz
sleepinessuykulu olma
soothingyatıştırıcı
sorrowüzüntü
soulruh
spinebel kemiği
stringedtelli
sufferingıstırap
team upbirlikte çalışmak
though-diği halde
thunderoussağır edici
timpanidavul
to a large extentbüyük oranda
to my mindbana göre
trombonetrombon
trumpettrompet
unprecedentedeşi benzeri görülmemiş
untoldanlatılmamış
upbeateğlenceli
venuemekan
violinkeman
well-knowntanınmış

“Müzik” ünitesi kapsamındaki dilbilgisi kuralları ve kalıpları:

12. sınıf İngilizce öğreniminde karşıma ilk çıkan konu “Expressing Opinions and Preferences” dır. Bu konuda kendimizi ifade etmeyi öğreneceğiz.

• İngilizcede fikirlerimizi belirtmek, düşüncelerimizi ifade etmek için çeşitli kalıplar kullanırız.

• Bir kişinin herhangi bir durum, şey veya konu hakkında ne düşündüğünü öğrenmek adına “What do you think about …? (… hakkında ne düşünüyorsun?)” sorusunu sorarız.

What do you think about the food?
(Yemek hakkında ne düşünüyorsun?)

I think the food is delicious.
(Bence yemek lezzetlidir.)

• Bir konu hakkındaki düşüncemizi belirtirken “Bence, bana göre” anlamına gelen I think ifadesini kullanırız.

1. I think sports are exciting.
(Bence spor heyecan vericidir.)

2. I think video games are fantastic.
(Bence video oyunları muhteşemdir.)

3. I think cars are fun.
(Bence arabalar eğlencelidir.)

4. I don’t think cinema is dull.
(Bence sinema sıkıcı değildir.)

• Başkası tarafından belirtilen bir düşünceye katılıyorsak, aynı fikirde olduğumuzu belirtirken “I agree (katılıyorum)”; aynı fikirde olmadığımızı belirtirken ise “I disagree” veya “I don’t agree (katılmıyorum)” ifadelerini kullanırız.

Efe: I think the movie was terrifying.
(Bence film korkutucuydu.)

Gülce: I agree. It was indeed scary.
(Katılıyorum. Korkutucuydu.)

İrem: I disagree. It was not that scary at all.
(Katılmıyorum. Film o kadar da korkutucu değildi.)

• Tercihlerimizi ifade ederken prefer fiilini kullanabiliriz.

1. I prefer tea.
(Çayı tercih ederim.)

2. I prefer tea to coffee.
(Çayı kahveye tercih ederim.)

• Konuşma anındaki tercihler için would prefer to + fiil yapısı kullanılır.

would prefer + to + V + rather than + V

1. I would prefer to eat at home rather than go to the restaurant.

(Lokantaya gitmektense evde yemeyi tercih ederim.)

2. I’d prefer to have tea rather than (have) coffee.

(Kahve içmektense çay içmeyi tercih ederim.)

• Would rather (would prefer to) neyi tercih ettiğimizi söylemek için kullanırız. Would prefer to ile aynı anlama gelir.

1. ‘Shall we go outside this evening?’ ‘I’d rather stay here.’

(Bu akşam dışarı çıkalım mı? Burada kalmayı tercih ederim.)

2. You can wait for the taxi if you want. I’d rather take a bus.

(İstersen sen taksiyi bekle. Ben otobüsü tercih ederim.)

Olumsuz ifade: would rather not ile yapılır.

I’d rather not go to the cinema today.

(Bugün sinemaya gitmemeyi tercih ederim.)

• Bu ünitenin son konusu olan Conditional Sentences’ı bir dilbilgisi konusu olan If Clause ile işleyeceğiz. Bu konuyu örnekler ve konu anlatımlarıyla pekiştirelim.

• Türkçede bir şeyin belli bir koşula bağlı olduğunu ifade eden “eğer” kelimesinin İngilizcede karşılığı ‘’if’ sözcüğüdür. İngilizcede “if”, cümleye ‘’eğer…ise…olur’’ şeklinde bir anlam katar. Türkçede bu kalıpta kurulan cümleler koşul cümlesi olarak adlandırılır; İngilizcede ise koşul cümleleri “if” sözcüğü ile kurulduğundan “If Clause” olarak adlandırılır.

Örneğin:
1. If you mix yellow and red, you get orange. (Sarı ile kırmızıyı karıştırırsan turuncu elde edersin.)
2. If I was very rich, I would buy an expensive car. (Eğer çok zengin olsam pahalı bir araba alırım.)
3. If I had bought a car, I would have come to see you. (Eğer bir araba almış olsaydım seni görmeye gelirdim.)
4. The mosquitos come in if we open the window. (Pencereyi açarsak sivri sinek girer.)

12. Sınıf Ünite 2 – Friendship

‘Arkadaşlık’ (Friendship) başlıklı ikinci ünitemizde göreceğimiz kelimelerin İngilizce isimlerini öğrenelim.

a life of dedicationadanmış bir hayat
absent-mindedunutkan
accompanyeşlik etmek
achievebaşarmak
acquaintancetanıdık
activeaktif
after allsonuç olarak
agricultural sciencetarım bilimi
ambitioushırslı
angleaçı
beardsakal
begetyol açmak
carelessdikkatsiz
caucasiankafkasyalı
cautiousihtiyatlı
cheekboneelmacık kemiği
cruelzalim
dead or aliveölü ya da diri
debatetartışma
decisivekararlı
dedicationadama
disciplineddisiplinli
empatheticanlayışlı
emphasizevurgulamak
end upsonuçlanmak
enthusiasticcoşkulu
entire weekbütün hafta
erectmonte etmek
essaydeneme
essentialgerekli
existvar olmak
expectationbeklenti
extroverteddışa dönük
fairdürüst
fair-skinnedsarışın
faithfulvefalı
fancyistemek
favorableolumlu
fiancénişanlı
fidelityvefa
fond ofdüşkün
forgetfulunutkan
friendshipdostluk
fulfillmentyerine getirme
gardenerbahçıvan
generositycömertlik
generouscömert
give awaysırrı dışarı vermek
global worldküresel dünya
grow upbüyümek
halfway throughyarılamak
honestdürüst
humblemütevazı
humorousgüldürücü
ın conclusionsonuç olarak
impressiveetkileyici
in the case ofdurumunda
inheritedmiras kalan
insinceresamimiyetsizlik
intellectualentelektüel
rely on someonebirisine güvenmek
requiregerekmek
resemblancebenzerlik
respectfulsaygılı
respecting other studentsdiğer öğrencilere saygı
responsiblesorumlu
robberyhırsızlık
rushtelaş
secretsır
self-sacrificingfedakar
sensitivehassas
sentimentalduygusal
similaritybenzerlik
sinceresamimi
sinceritysamimiyet
skinten
slenderince
snobbyzüppe
spreadyayılmak
state a reasonsebep göstermek
statueheykel
stingycimri
stocky-buildtıknaz yapı
straightdüz
strictotoriter
stubborninatçı
supportivedestekleyici
tactfulince düşünceli
talkativekonuşkan
thereforebu nedenle
thoughtfuldüşünceli
throughoutboyunca
to sum upözetlersek
traditionallygeleneksel olarak
treatdavranmak
true sharinggerçek paylaşım
truthdoğru
turn outsonuçlanmak
unfavorableolumsuz
unmarriedevlenmemiş
violentsert
vital rolehayati bir rol
waitressbayan garson
wavydalgalı
“Arkadaşlık” ünitesi kapsamındaki dilbilgisi kuralları ve kalıpları:

12. sınıf İngilizce öğreniminde bu ünitede karşımıza çıkan bir diğer konu “Describing Personal Features and Making conclusions” dır. Bu konuda kendimizi ifade etmeyi öğreneceğiz.

• Birinin kişisel özellikleri ifade ederken bir takım sıfatlardan yardım alırız. Onlar hakkında düşüncelerimizi bu sıfatlar yoluyla karşımızdakine iletiriz. Bu sıfatları cümle içerisinde örneklendirelim.

1. Gülce is very clumsy. She always breaks things.
(Gülce çok sakardır. O her zaman eşyaları kırar.)

2. Efe is honest. He always tells the truth.
(Efe dürüsttür. O hep doğru söyler.)

3. She always does her homework. She is hardworking.
(O her zaman ödevlerini yapar. O çalışkandır.)

4. My uncle is very rich. He always helps the poor.
(Amcam çok zengindir. Hep fakirlere yardım eder.)

• Bu ünitede karşımıza çıkan bir diğer konu “Stating Reasons” dır. Olayları nedenselleştirmeyi öğrenmemizi sağlayacak bu yegane konuyu örnekler ve konu anlatımlarıyla birlikte inceleyelim.

• Bu konuda karşımıza çıkan bağlaçlar “Because, for, as, since” dir. Bu bağlaçlar ile cümleleri bağlar ve bir neden-sonuç ilişkisi kurmayı amaçlarız. Örnekler üzerinden inceleyelim.

Ali will fail. He has low marks.

1. Ali will fail because he has low marks.

2. Ali will fail, for he has low marks.

3. As Ali has low marks, he will fail.

4. Since Ali has low marks, he will fail.

They can’t finish the Project. They are late.

1. They can’t finish the Project because they are late.

2. They can’t finish the Project, for they are late.

3. As they are late, they can’t finish the Project.

4. Since they are late, they can’t finish the Project.

• Şu ana kadar gördüğümüz konuların yanında bu ünitede son olarak bir de dil bilgisi konumuz var. Ünitemizin son konusu olan Simple Present Tense’i birlikte inceleyelim.

• Geniş zaman anlamına gelen bu zamanı daha önceki ünitelerden de hatırlayacaksınız. İngilizcenin en temel konularından biri olan The Simple Present Tense ile sürekli olan, genel geçer ve bilimsel olayları ifade edebiliriz. The Simple Present Tense kullanarak cümle kurmak için de ilk önce bu zamanın cümle yapısını öğrenmeniz gerekmektedir.

• Simple Present Tense’deki cümlelerdeki fiillerin yapısı cümlenin öznesine göre farklılık gösterir. Olumlu cümlelerde öznesi “I, You, We, They” olan fiil her zaman çıplak mastar yani fiilin ilk hali olarak kullanılır. Ancak “He, She ve It “ üçüncü tekil şahıs özneleriyle cümleler kurulduğunda fiil “-s” eki alır.

• Olumsuz cümlelerde “I, You, We, They” özneleriyle birlikte fiilin önüne getirilen olumsuzluk anlamını vermek için “do” ve ondan sonra “not” yardımcı fiili gelmelidir. “He, She ve It” özneleriyle birlikte fiilden önce getirilen olumsuzluk anlamını vermek için “does” ve ardından “not” yardımcı fiili bulunmalıdır. Ek olarak, fiil çıplak bir mastar olarak oluşturulur.

• Soru cümlelerinde ise yardımcı fiil cümlenin başında, fiil ise “Do/Does + Özne + V1?” gibi her zaman birinci halde olmalıdır.

• Basit şimdiki zamanda “to be” fiilleri “am, is ve are” olarak karşımıza çıkar. İnsanların, nesnelerin, yerlerin ve fikirlerin koşullarından bahsederken kullanırız. Olumlu cümlelerde “I” dan sonra “am” gelir; “He, She veya It” den sonra “is” gelir; “I, You, We, They” den sonra ise “are” gelir.

• Olumsuz cümlelerde “to be” fiilinin özne ile kullanımı olumlu cümlelerdeki ile aynıdır. Ayrıca olumsuzluk anlamını vermek için “to be” fiilinden sonra “not” da eklememiz gerekir.

• Soru cümlelerinde “olmak” fiili cümlenin başına gelir. Kural şudur: “Am/ Is/ Are + Özne + …?”

“Fiillerle”

ÖzneOlumluOlumsuzSoru
I, You, We, TheyVerb 1

Example: I / You / We/ They save money.
Do not (don’t) + Verb 1

Example: I / You / We/ They don’t save money.
Do + Subject + Verb 1

Example: Do I / You / We / They save money?
He, She, ItVerb + s

Example: He / She saves money.
Does not (Doesn’t) + Verb 1

Example: He / She doesn’t save money.
Does + Subject + Verb 1

Example: Does He/She save money?

“To be” ile

ÖzneOlumluOlumsuzSoru
IAm

Example: I am hungry.
Am not

Example: I am not hungry.
Am I …?

Example: Am I hungry?
You, We, TheyAre

Example: You / We / They are hungry.
Are not (aren’t)

Example: You / We / They are not hungry.
Are You/We/They …?

Example: Are You / We / They hungry?
He, She, ItIs

Example: He / She / It is hungry.
Is not (Isn’t)

Example: He / She / It is not hungry.
Is He/She/It …?

Example: Is He / She / It hungry?

• I love this new album.
(Bu yeni albümü seviyorum.)

• You take piano lessons.
(Sen piyano dersleri alıyorsun.)

• It looks like a tomato.
(Domatese benziyor.)

• I don’t know anything about math.
(Matematik hakkında hiçbir şey bilmiyorum.)

• You don’t care.
(Umrunda değil.)

• She doesn’t read articles.
(O makale okumaz.)

Do we not go to the theater on the weekends?
(Hafta sonu sinemaya gitmez miyiz?)

Do they not see the puppy?
(Yavruyu görmüyorlar mı?)

12. Sınıf Ünite 3 – Human Rights

‘İnsan Hakları’ (Human Rights) başlıklı üçüncü ünitemizde göreceğimiz kelimelerin İngilizce isimlerini öğrenelim.

allocatedtahsis edilmiş
alongsideyanı sıra
animal rightshayvan hakları
aspecthal
associatebirleştirmek
at leasten azından
battlefieldharp meydanı
beggardilenci
beliefinanç
beratepaylamak
blamesuçlamak
blanketbattaniye
bullfightingboğa güreşi
cash prizepara ödülü
culturekültür
deafsağır
decadeonluk
definitiontanım
disadvantaged groupsezilen gruplar
discriminationayrım
discuss a problembir sorunu ele almak
displaygösterme
emphasizevurgulamak
existencemevcudiyet
expressions of regretpişmanlık ifadeleri
fair wageiyi bir ücret
fairlyiyice
fight againstsavaşmak
furthermoreayrıca
gender equalitycinsiyet eşitliği
gender inequalitycinsiyet eşitsizliği
governorshipvalilik
grosslyağır şekilde
halal foodhelal gıda
human rightsinsan hakları
humanityinsanlık
hunting sealsfok avcılığı
incomekazanç
intolerancetahammülsüzlük
justiceadalet
lackingeksik
launchingsuya indirme
manufacturerimalatçı
marriageevlilik
obstacleengel
orphanöksüz
orphanageyetimhane
paralyzedkötürüm
persecutionzulüm
pitchsaha
prisonhapishane
prominentlybelirgin bir şekilde
protected by lawhukuk tarafından korunan
raiseyükseltmek
rebellionisyan
regulationdüzenleme
separateayrılmak
seriousciddi
sidewalkkaldırım
simplerdaha basit
skin colorten rengi
slaverykölelik
social securitysosyal sigorta
speechlesssuskun
stallkoltuk
starvingaçlıktan ölme
sterilizationsterilizasyon
sweatersüveter
templateşablon
temporarilygeçici olarak
thoughtdüşünce
tortureişkence
trade unionişçi sendikası
traditionsgelenek görenek
trembleürpermek
unawarehabersiz
underdevelopedazgelişmiş (ülke)
underestimateküçümsemek
underliealtında yatmak
unemployedişsiz
unemploymentişsizlik
unfavorableolumsuz
universalevrensel
üniversal declaration ofinsan hakları evrensel
human rightsbeyannamesi
valuedeğer
violateihlal etmek
violationihlal
vitalyaşamsal
vitalyaşamsal
voteoy kullanmak
welfarerefah
wheelchair ramptekerlekli sandalye rampası
whisperfısıltı
whollytamamıyla
wildlyvahşice
women’s rightskadın hakları
workers’ rightsişçi hakları
“İnsan Hakları” ünitesi kapsamındaki dilbilgisi kuralları ve kalıpları:

12. sınıf İngilizce öğreniminde bu ünitede karşımıza çıkan bir diğer konu “Making Suggestions” dır. Bu konuda öneride bulunmayı ve bunu yaparken kullandığımız kalıpları göreceğiz. Birlikte örnekler üzerinden inceleyelim.

• İngilizcede öneri cümlesi olarak duyduğumuz en yaygın kalıp “Let’s” kalıbıdır. Aslında “Let’s” kelimesinin açılımı “Let us” olmakla beraber, Türkçe anlamı “Hadi” olarak geçmektedir. “Let’s” ile kurulan cümlelerin yapısı Let’s + Verb formülü ile ifade edilmektedir.

• “Let’s” kalıbı ile oluşturulmuş olumlu cümleleri “Let’s + Verb” formülünü takip ederek oluştururuz. “Let’s” ile oluşturulmuş öneri cümlelerine göz atalım.

1. Let’s go.
(Hadi gidelim.)

2. Let’s eat some ice cream.
(Hadi biraz dondurma yiyelim.)

3. Let’s watch a movie tomorrow.
(Hadi yarın bir film izleyelim.)

“Let’s” kalıbı ile olumsuz öneri cümle kurmanın formülü “Let’s + Not + Verb” olarak yazılmaktadır. Bu formül ile oluşturduğumuz “Let’s” ile ilgili olumsuz cümleler örneklerine bakalım.

1. Let’s not argue about money.
(Hadi para hakkında tartışmayalım.)

2. Let’s not forget to do our homework tonight.
(Bu gece ödevlerimizi yapmayı unutmayalım.)

3. Let’s not eat out today.
(Bugün dışarda yemeyelim.)

“Shall we…?” kalıbı İngilizce konuşurken öneri yapmakta kullanılan kalıplardan biridir. Yaygın olarak kullanılan bu cümle yapısı “Shall + We + Verb?” şeklinde bir formülle ifade edilir ve yalnızca soru cümlesi olarak kurulur. Türkçesi “….yapalım mı, edelim mi?” dir.

“Shall + We + Verb?” ile oluşturulan olumlu soru öneri cümlelerine aşağıda inceleyelim.

1. Shall we dance?
(Dans edelim mi?)

2. Shall we go to lunch?
(Öğlen yemeğine gidelim mi?)

3. Shall we visit your grandmother this weekend?
(Bu haftasonu büyükanneni ziyarete gidelim mi?)

“Shall we…?” kalıbının olumsuz cümleleri tıpkı “Let’s” kalıbında olduğu gibi cümleye “Not” eklenmesi ile oluşturulur. Bu durumda son formül “Shall + We + Not + Verb?” olarak ifade edilmektedir.

1. Shall we not go to the meeting?
(Toplantıya gitmesek mi?)

2. Shall we not sleep tonight?
(Bu gece uyumasak mı?)

“Why don’t we…?” sorusunun Türkçe anlamı “Neden … yapmıyoruz?” olarak geçmektedir. Bu soru kalıbı bir öneri anlamı taşımakla beraber “Why + Don’t + We + Verb?” formülü ile oluşturulmaktadır.

1. Why don’t we go on a run?
(Neden koşuya gitmiyoruz?)

2. Why don’t we take a vacation?
(Neden bir tatile çıkmıyoruz?)

“How About / What About” kalıpları günlük hayatta İngilizce konuşurken ve bir şeyler yapmayı önerirken sıklıkla kullanılırlar. Türkçede “…ya ne dersin?” olarak çevrilen “How About” ve “What About” ile cümle kurmak için “How About / What About + Özne + Verb” veya “How About / What About + Verb(ing)” formülleri takip edilir. “How About” ile başlayan öneri cümleleri daha yaygındır.

1. How about we go on a picnic?
(Pikniğe gitmeye ne dersin?)

2. What about watching movies in bed all night?
(Bütün gece yatakta filmler izlemeye ne dersin?)

3. How about you talk to her alone? Maybe she’ll understand.
(Onunla yalnız konuşmaya ne dersin? Belki anlar.)

Bu ünitedeki son konumuz Should ve Shouldn’t kullanımıdır. Bu kullanımlar da yine öneri cümleleri için önemli bir yer tutmaktadır. Şimdi bu kalıpları örnek cümleler üzerinden inceleyelim.

• “Should” tavsiye verirken kullanılır. Eğer bir şeyi tavsiye ediyorsak özneden sonra “should” ; tavsiye etmiyorsak “shouldn’t” getirilir ve daha sonra da mutlaka bir verb (eylem) kullanmamız gerekir. Bu eylem hiçbir ek alamaz.

+ What is the matter with you?
(Senin neyin var?)

– I have a high fever.
(Yüksek ateşim var.)

+ You should have a rest.
(Dinlenmelisin.)

• İngilizcede “Ne yapmalıyım?” , “O ne yapmalı?” gibi tavsiye soruları sorarken “What” soru kelimesi en başa getirilmeli ve daha sonra özne kullanılmalıdır. “Ne yapmalıyım?” veya “O ne yapmalı?” veya “Onlar ne yapmalı?” gibi sorular sorduğumuz için de “yapmak” yani “do” eylemi kullanılmalıdır.

+ I have the measles.
(Kızamığım var.)

What should I do?
(Ne yapmalıyım?)

– You should stay at home.
(Evde kalmalısın.)

+ I have the measles.
(Kızamığım var.)

+What shouldn’t he do?
(Ne yapmamalı?)

– He shouldn’t take a painkiller.
(Ağrı kesici almamalı.)

12. Sınıf Ünite 4 – Coming Soon

‘Yakında Geliyor’ (Coming Soon) başlıklı ünitemizde göreceğimiz kelimelerin İngilizce isimlerini öğrenelim.

accessibleulaşılabilir
apparentlygörünüşte
backupyedek
banking passwordbankacılık şifresi
beneficialyararlı
bitteracı
causingsebebiyet
citizenship numbervatandaşlık numarası
come up withileri sürmek
contributionkatkı
create an accounthesap açmak
crucialçok önemli
culpritsuçlu
cyber bullyingsanal zorbalık
cyber crimebilişim suçu
cyber toolssiber araçlar
cyber worldsanal alem
decreaseazalmak
defaultkusur
dependentbağımlı
deservelayık olmak
downloadingyükleme
eco-friendlyçevre dostu
editionyayın
eliminateelemek
embeddedgömülü
emissionemisyon
emphasizevurgulamak
environmentalçevresel
exponentialüsse ait sayı
extincttükenmiş
filterfiltre
fortuneşans
futuristgelecek bilimci
gain accesserişim sağlamak
global warmingküresel ısınma
governmenthükümet
grandchildrentorunlar
harassmenttaciz
harmfulzararlı
ınvasion of privacymahremiyetin ihlali
identity theftkimlik hırsızlığı
imaginaryhayali
imaginationhayal gücü
injuredyaralı
innocuouszararsız
insecurelygüvensizce
instantanlık
interpretyorumlamak
invasionsaldırı
keepsaklamak
knowledgebilgi
legitimatemeşrulaştırmak
log inoturum açmak
magicsihir
major crimenitelikli suç
maliciouskötücül
melteritmek
mimictaklit
misconceptionsyanlış düşünceler
mistakenhatalı
municipalitybelediye
necessarygerekli
occurmeydana gelmek
passwordşifre
personal informationkişisel bilgi
phishinge-dolandırıcılık
polar bearkutup ayısı
precautionönlem
predictableöngörülebilir
predictingönceden haber verme
ransomfidye
rise upçıkmak
socializesosyalleştirmek
surveyaraştırma
suspiciouskuşkulu
there’s no rose without agülü seven dikenine
thornkatlanır
thusböylelikle
timelytam vaktinde
trappedkapana kısılmış
trickingdolandırma
undergogeçirmek
underminebaltalamak
valuabledeğerli
virtual realitysanal gerçeklik
virtual worldsanal alem
witnessşahit olmak
“Arkadaşlık” ünitesi kapsamındaki dilbilgisi kuralları ve kalıpları:

12. sınıf İngilizce öğreniminde bu ünitede karşımıza çıkan bir diğer konu “Making predictions ve Expressing degrees of certainty and uncertainty” dır. Bu konuları işlerken Simple Future tense’ten faydalanacağız. Bu tense’i işlerken odaklandığımız kalıplar “Will/ Won’t ve Be Going to” kalıpları olacak. Şimdi örnekler ve tablolarla bu konuları detaylı inceleyelim.

• Gelecekte yapacağımız işlerden bahsederken en çok kullanacağımız zaman kipi Simple Future Tense, yani Gelecek Zaman olacaktır. Simple Future Tense’de kullanılan kalıplar “be going to” ve “will” kalıplarıdır. Bu kalıplar gelecek planlarını anlatmak, gerçekleşecek ya da gerçekleşmeyecek olaylardan bahsetmek için kullanılır. İki kalıbın da geniş bağlamda kullanımları aynı olsa da önemli bir noktada farklılık gösterirler. “be going to” kalıbı planlanmış eylemlerden bahsetmek için kullanılırken “will” kalıbı ani ve plansız gerçekleşen olaylardan bahsederken kullanılır. Bu kalıplar Türkçedeki “-ecek/-acak” ekinin İngilizce karşılığıdır.

• Simple Future Tense cümlesi kurarken Subject + Verb + Object (Özne + Fiil + Nesne) sırası izlenir. Olumlu cümle kurarken özne ardından yardımcı fiil olan will ya da be going to ve fiil gelir. Olumsuz cümleler için sıra aynı kalır ve not eki getirilir (will not / be not going to). Soru cümlelerinde will/be going to özneyle yer değiştirir ve cümlenin başında geçer.

• Be going to yardımcı fiili kendisine gelen özneye göre form değiştirir. “I” öznesiyle “am going to”, “He/She/It” özneleriyle “is going to”, “You/They” özneleriyle “are going to” şeklinde kullanılır. Bu iki kalıbı tablo halinde inceleyelim.

“will”

Olumlu CümleOlumsuz CümleSoru Cümlesi
Özne(I/You/He/She/It/We/They) + will + Fiil + Nesne


I will buy a book. (Kitap alacağım.)
Özne (I/You/He/She/It/We/They) + will + not + Fiil + Nesne

I will not buy a book. (Kitap almayacağım.)
Will + Özne (I/You/He/She/It/We/They) + Fiil + Nesne

Will I buy a book? (Kitap alacak mıyım?)

“be going to”

Olumlu CümleOlumsuz CümleSoru Cümlesi
Özne (I) + am going to + Fiil + Nesne

I am going to buy a book. (Kitap alacağım.)
Özne (I) + am not going to + Fiil + Nesne

I am not going to buy a book. (Kitap almayacağım.)
Am + Özne (I) + going to + Fiil + Nesne

Am I going to buy a book? (Kitap alacak mıyım?)
Özne (He/She/It) + is going to + Fiil + Nesne

He is going to buy a book. (Kitap alacak.)
Özne (He/She/It) + is not going to + Fiil + Nesne

He is not going to buy a book. (Kitap almayacak.)
Is + Özne (He/She/It) + going to + Fiil + Nesne

Is she going to buy a book? (Kitap alacak mı?)
Özne (You/They) + are going to + Fiil + Nesne

You are going to buy a book. (Kitap alacaksın.)
Özne (You/They) + are not going to + Fiil + Nesne

You are not going to buy a book. (Kitap almayacaksın.)
Are + Özne (You/They) + going to + Fiil + Nesne

Are you going to buy a book? (Kitap alacak mısın?)

“Geleceğin İşleri” ünitesi kapsamında öğrendiğimiz Simple Future Tense ile örnek cümleler kuralım.

1. I’m going to go on a vacation in 3 days.
(3 gün sonra tatile gideceğim.)

2. He will drop you off at school, he has a car.
(O seni okula bırakır, arabası var.)

3. They are going to do their presentation today.
(Onlar bugün sunumlarını yapacaklar.)

4. Will you read the book I recommended?
(Önerdiğim kitabı okuyacak mısın?)

5. I will become a pilot.
(Pilot olacağım.)

6. Are you going to be a writer?
(Yazar olacak mısın?)

7. My teacher will quit her job.
(Öğretmenim işini bırakacak.)

12. Sınıf Ünite 5 – Psikoloji

‘Psikoloji’ (Psychology) başlıklı ünitemizde göreceğimiz kelimelerin İngilizce isimlerini öğrenelim.

all uphapı yutmuş
alternativelyalternatifli olarak
amusedmemnuniyet içinde
annoyedsinirli
anxietyendişe
anxiousendişeli
approachableulaşılabilir
approvingonaylayıcı
bluntköreltmek
borrowödünç almak
bossybuyurgan
calmsakin
childishçocuksu
chill outsakin ol
clientmüşteri
competitoryarışmacı
confusionkarışıklık
contagiousbulaşıcı
cope withbaş etmek
credibilitygüvenilirlik
deal withile ilgilenmek
debtborç
deep breathderin nefes
depressedmorali bozuk
despairumudunu kesmek
desperateumutsuz
determinedkararlı
disorderkargaşa
disrespectfulsaygısız
disturbrahatsız etmek
dizzybaşı dönen
dried outkurumak
elatedmemnun
embarrassedutangaç
empatheticanlayışlı
excitedheyecanlı
excitedheyecanlı
frownsomurtmak
frustratedsinirli
fundkaynak
honestlydürüst olarak
hopefulumutlu
hospitalized childhastaneye yatırılan çocuk
immune systembağışıklık sistemi
impactetki
influenceetkilemek
interactionetkileşim
interdependentbirbirine bağlı olan
joyfulneşeli
lipdudak
maintainingkoruma
miserableacınası
moodruh hali
mood swingsruh halinde ani değişimler
nervousgergin
neutralyansız
optimisticiyimser
overhearkulak misafiri olmak
postponeötelemek
privateözel
puppeteerkukla oynatıcısı
recallhatırlamak
recentlyson zamanlarda
releasesserbest bırakılan
respectfulsaygılı
sarcasticalaylı
school counselorrehber öğretmen
serenitysakinlik
shockedşaşırmış
sighiç çekme
sinceresamimi
strengthensağlamlaştırmak
stuffyhavasız
threateningtehditkar
triggertetiklemek
trudgegüçlükle yürümek
trustworthygüvenilir
underlyingaltında yatan
unintentionalistemeden yapılan
unstableistikrarsız
upsetüzgün
vice versatam tersi
virtuemeziyet
vitalhayati
way outçıkar yol
whirlpoolgirdap
“Psikoloji” ünitesi kapsamındaki dilbilgisi kuralları ve kalıpları:

12. sınıf İngilizce öğreniminde bu ünitede karşımıza çıkacak konular “Describing mood, making suggestions to change the negative mood, following and giving instructions” dır. Bu konuları daha önce de değindiğimiz “Making Suggestions” konusunun üzerinden geçerek işleyeceğiz. Bu konuda karşılaşacağımız kalıplar “How about, What about, Let’s, Why don’t we..?, Shall I…?, Shall we…?” kalıplarıdır. Şimdi konu anlatımına geçelim.

• İngilizcede öneri cümlesi olarak duyduğumuz en yaygın kalıp “Let’s” kalıbıdır. Aslında “Let’s” kelimesinin açılımı “Let us” olmakla beraber, Türkçe anlamı “Hadi” olarak geçmektedir. “Let’s” ile kurulan cümlelerin yapısı Let’s + Verb formülü ile ifade edilmektedir.

• “Let’s” kalıbı ile oluşturulmuş olumlu cümleleri “Let’s + Verb” formülünü takip ederek oluştururuz. “Let’s” ile oluşturulmuş öneri cümlelerine göz atalım.

1. Let’s go.
(Hadi gidelim.)

2. Let’s eat some ice cream.
(Hadi biraz dondurma yiyelim.)

3. Let’s watch a movie tomorrow.
(Hadi yarın bir film izleyelim.)

“Let’s” kalıbı ile olumsuz öneri cümle kurmanın formülü “Let’s + Not + Verb” olarak yazılmaktadır. Bu formül ile oluşturduğumuz “Let’s” ile ilgili olumsuz cümleler örneklerine bakalım.

4. Let’s not argue about money.
(Hadi para hakkında tartışmayalım.)

5. Let’s not forget to do our homework tonight.
(Bu gece ödevlerimizi yapmayı unutmayalım.)

6. Let’s not eat out today.
(Bugün dışarda yemeyelim.)

“Shall we…?” kalıbı İngilizce konuşurken öneri yapmakta kullanılan kalıplardan biridir. Yaygın olarak kullanılan bu cümle yapısı “Shall + We + Verb?” şeklinde bir formülle ifade edilir ve yalnızca soru cümlesi olarak kurulur. Türkçesi “….yapalım mı, edelim mi?” dir.

• “Shall + We + Verb?” ile oluşturulan olumlu soru öneri cümlelerine aşağıda inceleyelim.

1. Shall we dance?
(Dans edelim mi?)

2. Shall we go to lunch?
(Öğlen yemeğine gidelim mi?)

3. Shall we visit your grandmother this weekend?
(Bu haftasonu büyükanneni ziyarete gidelim mi?)

“Shall we…?” kalıbının olumsuz cümleleri tıpkı “Let’s” kalıbında olduğu gibi cümleye “Not” eklenmesi ile oluşturulur. Bu durumda son formül “Shall + We + Not + Verb?” olarak ifade edilmektedir.

4. Shall we not go to the meeting?
(Toplantıya gitmesek mi?)

5. Shall we not sleep tonight?
(Bu gece uyumasak mı?.)

“Why don’t we…?” sorusunun Türkçe anlamı “Neden … yapmıyoruz?” olarak geçmektedir. Bu soru kalıbı bir öneri anlamı taşımakla beraber “Why + Don’t + We + Verb?” formülü ile oluşturulmaktadır.

1. Why don’t we go on a run?
(Neden koşuya gitmiyoruz?)

2. Why don’t we take a vacation?
(Neden bir tatile çıkmıyoruz?)

“How About / What About” kalıpları günlük hayatta İngilizce konuşurken ve bir şeyler yapmayı önerirken sıklıkla kullanılırlar. Türkçede “…ya ne dersin?” olarak çevrilen “How About” ve “What About” ile cümle kurmak için “How About / What About + Özne + Verb” veya “How About / What About + Verb(ing)” formülleri takip edilir. “How About” ile başlayan öneri cümleleri daha yaygındır.

1. How about we go on a picnic?
(Pikniğe gitmeye ne dersin?)

2. What about watching movies in bed all night?
(Bütün gece yatakta filmler izlemeye ne dersin?)

3. How about you talk to her alone? Maybe she’ll understand.
(Onunla yalnız konuşmaya ne dersin? Belki anlar.)

Bu ünitedeki son konumuz Should ve Shouldn’t kullanımıdır. Bu kullanımlar da yine öneri cümleleri için önemli bir yer tutmaktadır. (Şimdi bu kalıpları örnek cümleler üzerinden inceleyelim.)

• “Should” tavsiye verirken kullanılır. Eğer bir şeyi tavsiye ediyorsak özneden sonra “should” ; tavsiye etmiyorsak “shouldn’t” getirilir ve daha sonra da mutlaka bir verb (eylem) kullanmamız gerekir. Bu eylem hiçbir ek alamaz.

+ What is the matter with you?
(Senin neyin var?)

– I have a high fever.
(Yüksek ateşim var.)

+ You should have a rest.
(Dinlenmelisin.)

• İngilizcede “Ne yapmalıyım?” , “O ne yapmalı?” gibi tavsiye soruları sorarken “What” soru kelimesi en başa getirilmeli ve daha sonra özne kullanılmalıdır. “Ne yapmalıyım?” veya “O ne yapmalı?” veya “Onlar ne yapmalı?” gibi sorular sorduğumuz için de “yapmak” yani “do” eylemi kullanılmalıdır.

+ I have the measles.
(Kızamığım var.)

What should I do?
(Ne yapmalıyım?)

– You should stay at home.
(Evde kalmalısın.)
+ I have the measles.
(Kızamığım var.)

+What shouldn’t he do?
(Ne yapmamalı?)

– He shouldn’t take a painkiller.
(Ağrı kesici almamalı.)

12. Sınıf Ünite 6 – İyilikler

‘İyilikler’ (Favors) başlıklı ünitemizde göreceğimiz kelimelerin İngilizce isimlerini öğrenelim.

Başvuru mektubuApplication Letter
Yıllık, her yıl yapılanAnnual
Devam etmek, sürdürmekPursue
SadıkLoyal
Tutku, istekPassion
Olay, vakaEvent
OnurlandırmakPay tribute to
Öne çıkanFeatured
Onur nişanıHonors
HedefTarget
SeçkinOutstanding
AmaçPurpose
Okul birincisiValedictorian
MiktarAmount
Karşılamak, yerine getirmekFulfill
Duyuru, ilanAnnouncement
ZorlayıcıChallenging
Ödünç vermekLend
SelamlamaSalutation
AmaçAim
MerakCuriosity
Çevre ile ilgiliEnvironmental
Sağlama almakSecure
SağlıkHealth
AramakSeek
Kurum, kuruluşFoundation
YetenekTalent
KalptenBy hearth
ÖzelPrivate
SeatKoltuk
For a momentBir an, bir süre
Come roundGelmek
Local callŞehir içi görüşme
Remote controlUzaktan kumanda
RealizeFarkına varmak
Out ofYoksun
Don’t mention itÖnemli değil
Hold onTelefonda beklemek
AvailableUygun, müsait
MassiveÇok büyük
Run out ofTüketmek, bitirmek
PayÖdemek
Constructİnşa etmek
WidespreadYaygın
ApproximatelyYaklaşık
AffordableDüşük maliyetli, satın alınabilir
Long-lastingUzun süreli, kalıcı
SufferAcı çekmek
UnpredictableTahmin edilemez
ShelterBarınak
VitalHayati, yaşamsal
OwnershipSahiplik, mülkiyet
Cancelİptal etmek
ObstacleEngel
ConfidentKendine güvenen
ScholarBilim insanı, öğrenci
ChangeDemir para
WalletCüzdan
Here you areBuyrun
Go aheadTabi ki
“İyilikler” ünitesi kapsamındaki dilbilgisi kuralları ve kalıpları:

12. sınıf İngilizce öğreniminde bu ünitede karşımıza çıkacak konular “Making Requests, Accepting and Declining Requests, Asking for and Responding to Favors” dır. Bu konuda karşılaşacağımız kalıplar “Could you…?, Would you…?, Would you mind?, Can I…?, Would you mind if…?, Do you mind if….?” kalıplarıdır. Şimdi konu anlatımına geçelim.

• Karşımızdaki insandan bir şeyi yapması için kibarca ricada bulunmak için çeşitli kalıplar vardır. Burada birkaçına yer vereceğiz. Bunlar genellikle “Could you…?, Would you…?, Would you mind?, Can I…?, Would you mind if…?, Do you mind if….?” kalıplarıdır.

Do you mind (Would you mind) + Ving ……….. ? → Bu kalıbın “zahmet olmazsa” gibi bir anlamı vardır.

1. Do you mind washing the dishes?
(Zahmet olmazsa bulaşıkları yıkar mısın?)

2. Do you mind vacuuming the house?
(Zahmet olmazsa evi süpürür müsün?)

3. Do you mind ironing my clothes?
(Zahmet olmazsa kıyafetlerimi ütüler misin?)

Bu kullanımlarım sonuna “if” getirirsek istek cümlemizi bir eyleme şartlamış oluruz.

Do you mind (Would you mind) + if + V1 ……….. ?

1. Do you mind if I wash the dishes?
(Bulaşıkları yıkasam sorun olur mu?)

2. Do you mind if I vacuum the house?
(Evi süpürsem sorun olur mu ?)

3. Do you mind if I iron my clothes?
(Kıyafetlerimi ütülesem sorun olur mu?)

Can / Could you (Would you) + V1 ………… ? → Bu kalıp da kibar rica ifadelerinde kullanılabilir.

1. Can you set the table, please?
(Lütfen masayı kurar mısın?)

2. Could you tidy up your room, please?
(Lütfen odanı toplar mısın?)

Genellikle “Can you” daha samimi “Could you” daha resmi diyaloglarda karşımıza çıkar.

12. Sınıf Ünite 7 – Haber Hikayeleri

‘Haber Hikayeleri’ (News Stories) başlıklı ünitemizde göreceğimiz kelimelerin İngilizce isimlerini öğrenelim.

acquaintancetanıdık
automotive industryotomobil sanayi
breathnefes
bump intokarşılaşmak
bye for nowşimdilik hoşça kal
collapseçökmek
competerekabet etmek
coronary failurekalp yetmezliği
dawnşafak
debrisenkaz
delegationheyet
diagnoseteşhis etmek
die downkesilmek
emergencyacil durum
encounterkarşılaşmak
exceptionallyistisnai olarak
experiencedeneyim
eyelidsgöz kapakları
flagbayrak
flashlightel feneri
fresh airtaze hava
governmenthükümet
grabyakalamak
gripesancı
haildolu
headlinemanşet
hit the roadyola çıkmak
honoronur
hopefulumutlu
ice cubebuz küpü
incomegelir
indicatorgösterge
insurancesigorta
intelligentzeki
intensive careyoğun bakım
interruptkesmek
joykeyif
likewiseaynı şekilde
locksmithçilingir
meanwhilebu sırada
miraculousgarip
miraculouslymucizevi
nervousasabi
overnightgecelemek
possibilityimkan
postponeertelemek
prayeribadet eden kimse
precautionönlem
privateözel
reputationün
shelterbarınak
snowflakekar tanesi
steep slopedik yamaç
stopovermola
strangetuhaf
strollgezip dolaşmak
successbaşarı
suddenlyaniden
sunshinegüneş ışığı
survivalhayatta kalma
templateşablon
thrilledheyecanlı
throughoutboyunca
uniqueeşsiz
unplugfişini çekmek
villagerköylü
weight liftinghalter kaldırma
witnesstanık
worldwidedünya çapında
“Haber Hikayeleri” ünitesi kapsamındaki dilbilgisi kuralları ve kalıpları:

12. sınıf İngilizce öğreniminde bu ünitede karşımıza çıkacak konular “Narrating a past event/experience, Talking about sequential actions” dır. Bu konuları çözümlerken Simple Past Tense ve Past Continuous Tense’ ten yararlanacağız. Bu konuda karşılaşacağımız kalıplar “When ve While” kalıplarıdır. Şimdi konu anlatımına geçelim.

• Simple Past Tense, geçmiş zamanda başlamış ve bitmiş olan eylemlerden bahsederken kullanılır. Eylemlerin uzak ya da yakın geçmiş zamanda olması bir fark yaratmaz. Olumlu Simple Past Tense cümlesi kurmak için Özne + Fiil (2. hali) + Nesne sırası izlenir. Negatif cümle kurarken fiilin 1. hali kullanılır ve başına “did not” eklenir. Soru cümlelerinde cümlenin başına “did” eklenir ve fiilin 1. hali kullanılır. Simple Past Tense ile cümle kurmayı tablo ve örneklerle inceleyelim.

Olumlu CümleOlumsuz CümleSoru Cümlesi
Özne (I/You/We/He-She-It/They) + Verb 2 + Nesne


I sang at the singing competition yesterday.
Özne (I/You/We/He-She-It/They) + did not + Verb 1 + Nesne

I didn’t sing at the singing competition yesterday.
Did + Özne (I/You/We/He-She-It/They) + Verb 1 + Nesne


Did I sing at the singing competition yesterday?

Marie Curie discovered polonium and radium.
(Marie Curie polonyumu ve radyumu keşfetti.)

She won two Nobel prizes.
(İki Nobel ödülü kazandı.)

I studied chemistry last night.
(Dün gece kimya çalıştım.)

We came across new problems during our research.
(Araştırmamız sırasında yeni problemlerle karşılaştık.)

They chose their project homework today.
(Dün proje ödevlerini seçtiler.)

You came to school yesterday.
(Dün okula geldin.)

• Past Continuous Tense, geçmiş zamanda gerçekleşip sona ermiş fakat bitmesi bir süre sürmüş eylemler için kullanılır. S-V-O (Özne-Fiil-Nesne) kuralı geçerlidir ve Past Continuous Tense ile kurulan cümleler, özneye göre farklılık gösterir. “I/He-She-It” ile kurulan cümlelerde “was”, “You/We/They” ile kurulan cümlelerde “were” kullanılır. Olumlu cümle kurarken Past Continuous, olumsuz cümle kurarken Özne + was/were not + Fiil + Nesne sırası izlenir. Soru cümlelerinde was/were kelimeleri cümlenin başına geçer. Bütün cümlelerde fiil mastar halinde (V-ing) kullanılır. Past Continuous Tense ile nasıl cümle kuracağımızı aşağıdaki tablo ve örneklerle inceleyelim.

Olumlu CümleOlumsuz CümleSoru Cümlesi
Özne (I/He-She-It) + was + Fiil (V-ing) + Nesne

I was doing homework last night.
Özne (I/He-She-It) + was + not + Fiil (V-ing) + Nesne

I was not doing homework last night.
Was + Özne (I/He-She-It) + Fiil (V-ing) + Nesne

Was I doing homework last night?
Özne (You/We/They) + were + Fiil (V-ing) + Nesne


You were doing homework last night.
Özne (You/We/They) + were + not + Fiil (V-ing) + Nesne


You were not doing homework last night.
Were + Özne (You/We/They) + Fiil (V-ing) + Nesne

Were you doing homework last night?

I was failing this class last year.

(Geçen yıl bu dersi başaramıyordum.)

You weren’t listening to me when we had a chat yesterday.

(Dün sohbet ettiğimizde beni dinlemiyordun.)

Marie Curie was winning a Nobel prize in 1911.

(Marie Curie, 1911’de Nobel ödülü kazanıyordu.)

They were running away from the teacher.

(Onlar öğretmenden kaçıyordu.)

We were baking cakes for the party.

(Parti için kekler yapıyorduk.)

• “Used to” kalıbı geçmişte süreklilik göstermiş olan ancak şimdiki zamanda geçerliliğini yitirmiş olan alışkanlık, olay ve durumlardan bahsederken kullanılır. Bu kalıbı kullanırken Özne + used to + Fiil (1. hal) + Nesne sırası izlenmelidir. Olumlu cümle kurarken Özne + used to + Fiil (1. hal) + Nesne, olumsuz cümle kurarken Özne + did not + use to + Fiil (1. hal) + Nesne, soru cümlesi kurarken Did + Özne + use to + Fiil (1. hal) + Nesne formülleri kullanılır. “Used to” kalıbının kullanımını tablo ve örneklerle inceleyelim.

Olumlu CümleOlumsuz CümleSoru Cümlesi
Özne (I/You/We/He-She-It/They) + used to + Fiil (1. hal) + Nesne

I used to dance competitively.
Özne (I/You/We/He-She-It/They) + did not + use to + Fiil (1. hal) + Nesne


I didn’t use to dance competitively.
Did + Özne (I/You/We/He-She-It/They) + use to + Fiil (1. hal) + Nesne


Did I use to dance competitively?

I used to walk to school, but since we moved, I take the bus.
(Eskiden okula yürürdüm.)

You used to text me a lot more, what happened?
(Eskiden bana daha çok mesaj atardın, ne oldu?)

He used to smoke a lot, but now he quit.
(Eskiden çok sigara içerdi, ama şimdi bıraktı.)

We used to meet up every weekend, but as the time passed, we grew apart.
(Eskiden her hafta sonu buluşurduk, ama zaman geçtikçe uzaklaştık.)

They used to run a bakery together, but they closed it down.
(Eskiden birlikte bir fırın işletirlerdi, ama kapattılar.)

12. Sınıf Ünite 8 – Alternative Energy

‘Alternatif Enerji’ (Alternative Energy) başlıklı ünitemizde göreceğimiz kelimelerin İngilizce isimlerini öğrenelim.

AccumulateYığmak, biriktirmek
Allowİzin vermek
CompensationTazminat, telafi
ConsEksiler
ConservationKoruma, sahip çıkma
ConsistentKalıcı, devamlı
ConvertDönüştürmek
DamBaraj
DesalinationTuzdan arındırma
Disgustingİğrenç, berbat
DrillingSondaj
FertilizerGübre, gübreleme
FetchGidip almak
HazardousTehlikeli
HissingTıslama
HydropowerHidroelektrik enerji
ImproperYanlış
InsulateIsı yalıtımı
IntermittentAralıklı, kısa kısa
LingerTakılıp kalmak
OccupyMeşgul etmek, işgal etmek
OverchargeKazıklamak, fazla fiyat istemek
PesticideTarım ilacı
PollutantKirleten madde
PreserveKorumak
ProsArtılar
ProvideSağlamak, temin etmek
ReceiptFiş, fatura
ReduceAzaltmak
RefundGeri ödeme, para iadesi
ReleaseSalmak, yaymak
ReplaceYenisiyle değiştirmek
Shoot upHızla yükselmek
SneakySinsi, gizli
Subject toMaruz kalmak
Smack downHezimet
SmogSis, kirli hava
Solar panelGüneş paneli
SolutionÇözüm
SpaceUzay
Steam engineLokomotif
Stem fromKaynaklanmak
StoveSoba
StrangeTuhaf, acayip
SumToplam
Surveillance cameraGüvenlik kamerası
SustainabilitySüreklilik
SwitchDeğiştirmek, yönelmek
ThreatTehdit
TrapYakalamak, tutmak
TriggerTetiklemek
TrustGüvenmek
UnderlyingAltında yatan
Vampire PowerFişe takılı cihazların harcadığı güç
VehicleAraç
VitalÇok önemli, hayati
Waste of EnergyEnerjinin boşa harcanması

“Alternatif Enerji” ünitesi kapsamındaki dilbilgisi kuralları ve kalıpları:

12. sınıf İngilizce öğreniminde bu ünitede karşımıza çıkacak konular “Describing problems, Making complaints ve Offering Solutions” dır. Bu konuları işlerken üstünde duracağımız kalıplar “emir cümlelerini” kapsamaktadır. Şimdi konu anlatımları ve örneklerle Imperatives (Emir Cümleleri) konusunu detaylı inceleyelim.

• İngilizce emir cümleleri, İngilizcede genelde Simple Present Tense dediğimiz Geniş Zamanda kullanılır. Dolayısıyla, cümlenin fiili (verb) yalın halde kullanılır ve özne (subject) cümlede yer almaz. Dinleyen kişi ya da kişilere hitap edildiği için dinleyen kişi öznenin kendisi olduğunu anlar. Bu sebeple gizli özne çoğu zaman sen (you) veya siz (you) öznesidir.

• Türkçe emir cümlelerinde halk arasında genelde kaba olarak anlaşılabildığı için kullanmayı pek tercih etmeyiz. İngilizce emir cümlelerinde de genelde birine bir şeyi yapmasını söylemek (tell someone to do something) olarak açıklansa da emir ve talimat vermenin yanı sıra öneri, tavsiye ve ricalar için de kullanılabilir. Buna ek olarak, İngilizce emir cümlelerinin başına lütfen (please) eklenerek cümle kibarlaştırılabilir.

• İngilizce emir cümlelerinin komut veren yani emreden bir yapıda olduğundan bahsetmiştik. İngilizcede cümle yapısı genelde Özne (Subject) + Fiil (Verb) + Nesne (Object)’dir. Ancak, İngilizce olumlu emir cümleleri, Geniş Zaman (Simple Present Tense) yapısında kurulduğu için fiil (verb) yalın halde kullanılır ve komut verme anlamı katabilmek için cümlede özne (subject) yer almaz. Yani cümleye fiilin yalın haliyle başlanır, cümle formülü ise Fiil (Verb1) + Nesne (Object) şeklindedir.

• İngilizce olumsuz emir cümlelerinde, İngilizce olumlu emir cümlelerinde de olduğu gibi cümle geniş zaman (simple present tense)’da kurulur. Dolayısıyla, İngilizce Emir Cümlelerini olumsuz bir yapıda oluşturabilmek ve gizli özne sen veya siz olabileceği için genelde “don’t” ifadesi kullanılır. “Don’t” ifadesi, İngilizcedeki Geniş Zaman (Simple Present Tense) kalıplarından da aşina olduğumuz gibi İngilizcede yardımcı fiil olan “do” ve cümleye olumsuzluk anlamı katan “not” ifadesinin kısaltılmış halidir. Cümle formülü ise Don’t + Fiil (Verb1) + Nesne (Object) şeklindedir.

Yukarıda anlattığımız bilgileri pekiştirmek için örnekleri inceleyelim.

İngilizce Olumlu Emir Cümleleri Örnekleri:

1. Put your jacket on. It’s freezing outside.
(Ceketini giy. Dışarısı buz gibi.)

2. Turn off the lights.
(Işıkları kapat.)

3. Go to bed.
(Yatağa git.)

4. Do the laundry.
(Çamaşırları yıka.)

5. Go to your room and do your homeworks.
(Odana git ve ödevlerini yap.)

İngilizce Olumsuz Emir Cümleleri Örnekleri:

1. Don’t eat unhealthy food.
(Sağlıksız yemekler yeme.)

2. Don’t speak slowly. You make me sleep!
(Yavaş konuşma. Uykumu getiriyorsun!)

3. Don’t interrupt me while I’m talking.
(Ben konuşurken sözümü kesme.)

4. Don’t go in there.
(Oraya girme.)

5. Don’t step on the places I clean before it’s dry.
(Temizlediğim yerlere kurumadan önce basma.)

Sen ve Siz Dışındaki Kişiler için Olumlu ve Olumsuz Emir Cümleleri Örnekleri:

1. Let me finish my meal.
(Yemeğimi bitireyim.)

2. Let them talk for a while.
(Bir süre konuşsunlar.)

3. Let us watch the news.
(Haberleri izleyelim.)

4. Let him listen to you.
(Seni dinlesin.)

12. Sınıf Ünite 9 – Teknoloji

‘Teknoloji’ (Technology) başlıklı ünitemizde göreceğimiz kelimelerin İngilizce isimlerini öğrenelim.

accessibleulaşılabilir
additionallybundan başka
advertisement bannersreklam afişleri
air conditioningklima
alertuyarmak
annotatenot eklemek
anywayneyse
backtrackgeriye dönüş yapma
bandwidthband aralığı
beneficialyararlı
binary numberikili sayı
bitwisebitsel
brakefren
breadcrumbsekmek kırıntıları
broken cordkırık kordon
built- iniçinde var olan
cachesaklamak
catch criminalsuçlu yakalamak
ceramic tilekaro fayans
chemical weaponskimyasal silahlar
chopping boardkesme tahtası
complete messtam bir karmaşa
contributekatkıda bulunmak
copierfotokopi makinesi
crackçatlamak
creasekırışık
cruelzalim
cutting edgeen yeni
deal withmuhatap olmak
deliveryteslimat
dimensionboyut
door handlekapı tokmağı
doughypelte gibi
drag and dropsürükleyip bırakmak
droneinsansız hava aracı
electromagneticallyelektromanyetik olarak
emityaymak
enhancebüyütmek
exaggerateabartmak
executingyürütme
expendituregider
revolutionaryinkılapçı
ripenolgunlaşmak
rotorhelikopter pervanesi
sanitary staffsağlık personeli
screenekran
scroll through(sekmeyi/görüntüyü)
securitygüvenlik
security cameragüvenlik kamerası
security issuesenet ihracı
servanthizmetçi
servicedsunulmuş
shortenedkısaltılmış
short-hairedkısa saçlı
straysparazit
surveillancegözetim
terriblyson derece
thereforebu nedenle
tight securitysıkı güvenlik
top-leftsol üst
touch-screendokunmatik ekran
unluckyşanssız
usabilitykullanılabilirlik
vastçok geniş
virtual realitysanal gerçeklik
war industrysavaş endüstrisi
weedot
wristbilek
you are kiddingşaka yapıyorsun

12. sınıf İngilizce öğreniminde bu ünitede karşımıza çıkacak konular “Talking about things needed to be done, Asking and answering questions in interviews, Have something done ,Get something done, Have someone to do something, Get someone to do something
” dir. Bu konuları işlerken üstünde duracağımız kalıplar “bağlaçları” kapsamaktadır. Şimdi konu anlatımları ve örneklerle Conjunctions (Bağlaçlar) konusunu detaylı inceleyelim.

• Koordine eden bağlaçlar, cümle içerisinde cümle içindeki bir veya birden fazla öğeyi birleştirmek için kullanılır. Bu bağlaçlar genelde günlük dilde sık olarak kullanılan bağlaçlardır. İngilizcede koordine eden bağlaçlar, “for”, “and”, “nor”, “but”, “or”, “yet” ve “so” olmak üzere 7 tanedir. Bu bağlaçlar FANBOYS şekline kısaltılabilir. Aşağıdaki tabloda bu bağlaçların ne olduğunu, anlamını ve örnek cümlelerini görebilirsiniz.

Coordinating ConjunctionsTürkçesiÖrnek Cümle
ForÇünkü, içinShe bought some candy for her children.
(Çocukları için şeker aldı.)
AndVeWell, I picked some chips and drinks for the party.
(Parti için cips ve içecek aldım.)
NorNe deHe does not eat aubergine nor fig.
(Ne patlıcan yiyor ne de incir.)
ButAmaI do like the town but I really hate the transportation.
(Şehri seviyorum ama ulaşımından nefret ediyorum.)
OrVeyaYou gotta choose; the hard way or the easy way.
(Seçmen gerekiyor; zor yol veya kolay yol.)
YetYine de, halbuki, amaWe spent half of our sources, yet the final work was perfect.
(Kaynaklarımızın yarısını harcadık, yine de biten iş mükemmeldi.)
SoBu yüzden/nedenleI had a money shortage so I took a shady job from a guy.
(Para sıkıntım vardı bu yüzden adamın birinde şüpheli bir iş aldım.)

• Benzer, ilişki sağlayan bağlaçlar iki farklı yapıyı, cümleyi veya ikili kelime öbeğini bağlayan yapılardır. Bu bağlaçlar ikili kalıplardan meydana gelirler. İlişki sağlayan bağlaçlar “her ikisi de”,”her biri”,”ne şu ne bu” gibi anlamlar taşımaktadır. Not only..but also.., both..and.., either..or.., neither..nor.. bunlara örnektir.

Correlative ConjunctionsTürkçesiÖrnek Cümle
not only..but also..,Sadece .. değil, ayrıca…He not only bought a laptop but also a headset.
(Sadece bir laptop değil ayrıca bir kulaklık aldı.)
both..and..Hem…hem deI both like cakes and ice cream.
(Hem kek hem de dondurma seviyorum.)
either..or..Ya…ya da…You either choose the trip to Hawaii or you stay here.
(Ya Hawaii’ye bir geziye gitmeyi seçersin ya da burada kalırsın.)
neither..nor..Ne…ne deI neither want the shirt nor the sweater.
(Ne gömleği ne de kazağı istiyorum.)
whether….or…mi yoksa… miThey always always ask me whether I am sad or not.
(Bana her zaman mutsuz muyum yoksa değil miyim diye soruyorlar.)
not…but…değil…ama…Well, she is not clingy but careless.
(Darlayan bir değil ama umursamaz.)

• İngilizce de subordinating conjunctions veya adverbial conjunctions olarak belirtilen zarf bağlaçları yer, zaman, neden, koşul, sonuç ve durum belirtirler. Zarf bağlaçları yapıları itibari ile farklı kullanım amaçları ve yerlerinde bulunabilirler. Zarf bağlaçları İngilizcede en çok bulunan bağlaçlardır. Bu bağlaçlar kendi içerisinde zaman belirten, mekan belirten, durum/şart-sonuç belirten, neden-sonuç belirten, amaç belirten zarf bağlaçları ve son olarak zıtlık ve ortaklık belirten zarf bağlaçlar olarak ayrılmaktadır.

• İngilizce zaman bildiren bağlaçlar bir eylemin zamanını belirtirler. İngilizcede en çok kullanılan bağlaç gruplarındandır.

Zaman Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
After-dan sonra, ardındanI will pick the bread after I get off the subway.
(Metrodan indikten sonra ekmek alıcam.)
Before-dan önce, öncesindeHe should’ve warned us before the events.
(Olaylar olmadan önce bizi uyarmalıydı.)
As long assüresince, -dığı süreceIt isn’t a problem for me as long as you are okay with it.
(Senin için uygun olduğu sürece bizim için bir problem değil)
Until-a kadarShe won’t be joining us until she finishes her homework.
(Ödevini bitirene kadar bizim yanımıza gelemeyecek.)
Whenever-dığındaI’ll be here whenever you need me.
(Ne zaman bana ihtiyacın olduğunda burada olucam.)
When-dığı zamanHe’ll start the car when we leave the bank.
(Bankadan çıktığımız zaman arabayı çalıştıracak.)
Whileiken, sırasındaThe crowd moved while the police gave the warnings.
(Polis uyarıları verirken kalabalık ilerledi.)
ThensonraShe walked around a bit then moved to the other side.
(Etrafta biraz yürüdekten sonra karşı tarafa geçti.)
Sinceden beriI have been here since the beginning.
(Başından beri buradayım.)
OnceGerçekleşir gerçekleşmezStart running once you heard the whistle.
(Düdüğü duyduğun gibi koşmaya başla.)
Nowşu anda, şimdiIt is all crystal clear now.
(Şu anda hepsi apaçık ortada.)
By the time-e kadar, -dığı zaman, -meden önceHe’ll be there by the time we arrive.
(Vardığımız zaman burada olacak.)
Duringsüresince, sırasındaDo not eat during the class.
(Ders sırasında yemek yemeyin.)
Immediately… anda, olur olmaz, -den hemen sonraThey vanished immediately after the crash.
(Kazadan sonra direkt ortadan kayboldular.)

• İngilizce neden-sonuç belirten bağlaçlar Türkçe’ye benzer şekilde bir eylemin nedenlerini ve sonuçlarını belirtiler. Bu bağlaçlar aynı zamanda düz ilerleyen bir hikaye örgüsünü de bize gösterir.

Neden-Sonuç Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
AsÇünkü, içinHe went full bankrupt as he spent all his money.
(Tüm parasını harcadığı için iflas etti.)
As a result ofbunun bir sonucu olarak, sonucundaShe was arrested as a result of her actions.
(Davranışlarının bir sonucu olarak tutuklandı.)
Because:çünkü, dolayı, ziraI’ll go talk to her because I want to.
(Gidip onunla konuşucam çünkü canım öyle istiyor.)
Because ofdolayısıylaBecause of her actions, she was arrested.
(Davranışları dolayısıyla tutuklandı.)
Hencebundan dolayı, bu sebeptenWe’ll move the house, hence we will have a new neighborhood.
(Evi taşıyacağız, bundan dolayı da yeni bir mahallemiz olacak.)
Consequentlysonuç olarak, dolayısıylaI have a secret and consequently feel ashamed.
(Bir sırrım var ve dolayısıyla rezil hissediyorum.)
Eventuallyneticede, nihayetinde, eninde onundaHe will come into our terms eventually.
(Nihayetinde bizim şartlarımızı kabul edecek.)
Finallynihayet, en sonundaFinally, he accepted our terms.
(En sonunda şartlarımızı kabul etti.)
For that reasonbu nedenden dolayıI won’t be talking to you for that reason.
(Bu nedenden dolayı seninle konuşmayacağım.)
In that caseo haldeIn that case, you are a clown too.
(O halde sen de palyaçosun.)
Now that-dığından, mademNow that his parents moved, he can be free.
(Ailesi taşındığına göre artık özgür olabilir.)
On account ofnedeniyle, yüzündenThe President declined to deliver the speech himself, on account of a sore throat.
(Başkan boğaz ağrısı nedeniyle konuşma yapmayı reddetti.)
Seeing thatmadem, madem ki, yani, görünceSeeing that his friends left him, he started to change his behavior.
(Arkadaşlarının onu terk ettiğini görünce, davranışlarını değiştirdi.)
Since-diği için, -diğinden beriI won’t be talking to him since he acts irritating.
(Rahatsız edici davrandığı için onunla konuşmayacağım.)
Sobundan dolayı, haliyle, içinShe will be quitting school so she can take care of her family.
(Ailesine bakabilmek için okulu bırakacak.)
That’s whybu nedenle, bu yüzdenThat's why I stopped talking to her.
(İşte bu yüzden onunla konuşmayı bıraktım.)
Thereforebu nedenle, bu yüzdenTherefore, the detective found the criminal.
(Bu nedenden dolayı dedektif suçluyu buldu.)

• İngilizce durum koşul bağlaçları bir eylemin veya olayın hangi etkenlere bağlı olarak geliştiğini gösterir. Bu bağlaçlar aynı zamanda “keşke” anlamı taşıyacak şekilde de kullanılabilir.

Durum-Koşul Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
As if-miş/-mış gibiShe acts as if she is running the business.
(Sanki işyerinin sahibiymiş gibi davranıyor.)
As long as-dığı süreceI’m fine with it as long as you are as well.
(Sen tamam olduğun sürece bana sıkıntı yok.)
As far as-e göre, -e kadarAs far as I know, the teacher is at the school.
(Bildiğime göre hoca okulda.)
Only ifyalnızcaI would do it only if you promise to return the favor.
(Yalnızca sen de geri bir iyilik yapmaya söz verirsen yaparım.)
If onlykeşke, –ması şartıylaIf only I passed the school.
(Ah bir okulu bitireydim.)
On condition that:–ması şartıylaI will buy you the toy on the condition that you will behave nicely.
(Uslu davranman şartıyla sana oyuncağı alırım.)
In the event ofolursa, -dığı takdirdeBe ready for anything in the event of an apocalypse.
(Bir kıyamet olursa diye her şeye hazırlıklı olun.)
Just astam –dığında, gerçekleştiğinde, tam daJust as I thought.
(Tam da düşündüğüm gibi.)
Just in casegerçekleşirse, -e halindeAlways bring your extras, just in case for anything.
(Her zaman bir şey olması halinde yanına yedeklerini al.)
Supposing thatvarsayılırsa, ihtimalindeIt would be perfect supposing that you finish your job early.
(İşini erken bitirdiğini varsayarsak mükemmel olur.)
UnlessolmadıkçaThis train won’t go unless the last passenger arrives.
(Son yolcu gelmedikçe tren hareket etmeyecek.)
Provided thatkoşuluyla, şartıyla, zamanI believe she can achieve anything provided that she is guided well.
(Doğru yönlendirildiği zaman her şeyi başarabileceğine inanıyorum.)
Assuming thatVarsayıldığında, sanıldığında, düşünüldüğündeWe are assuming that your actions are the result of a trauma.
(Davranışlarının bir travmanı sebebi olduğunu düşünüyoruz.)
In case-se diyeWe drove fast, in case they kept chasing.
(Hala kovalamaya devam ediyorlarsa diye hızlı sürdük.)
In fact thataslında, hatta, doğrusuYes, she did; in fact, she's now taking an advanced driving test
(Evet yaptı, hatta şimdi ileri sürüş testinde.)
Even ifOlsa bile, -se bileI would call you even if I’m in another country.
(Başka bir ülkede olsam bile seni arardım.)
Indeedaynen, gerçekten, ciddenIndeed it is.
(Aynen öyle.)
Rather than-masındansa, -mektenseI would rather choose chicken than eggplant.
(Patlıcandansa tavuğu tercih ederim.)
Without-maksızın, madıkçaWe can’t do this without her help.
(Yardımı olmadan bunu yapamayız.)

• İngilizce mekan belirtilen bağlaçlar bir eylemin veya olayın nerede gerçekleştiğini gösterir. Bu bağlaçlar aynı zamanda geleceğe dair söz verme manasında kullanılabilir. (bknz. wherever)

Mekan Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
Where-dığı yerdeJust tell us where you are.
(Bize nerede olduğunu söyle.)
WhereverNerede olursa, her -dığı yerdeHe brings trouble wherever he goes.
(Nerede olursa olsun sorun çıkarıyor.)

• İngilizce zıtlık belirten bağlaçlar, zaman belirten bağlaçlar gibi sıkça kullanılmaktadır. Bu bağlaçlar özellikle akademik dilde yazılan makale gibi eserlerde sıkça kullanılmaktadır.

Zıtlık Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
Althoughbuna rağmen, -e karşınAlthough the heavy damage, mechanic was able to fix the car.
(Ağır hasara rağmen tamirci arabayı tamir edebildi.)
Converselytersine, aksineIn New Zealand, conversely, the Treaty of Waitangi process has produced much less controversy.
(Bunun tersine Yeni Zelanda'da Waitangi Antlaşması süreci çok daha az tartışma yarattı.)
Despitekarşın, rağmenDespite her attitude, she was able to get the job.
(Tavrına rağmen işi almayı başardı.)
Even soolsa bileHe doesn’t look sick but even so, he coughs.
(Hasta gözükmese bile öksürüyor.)
Even thougholsa bileI will try to get it even though its impossible.
(İmkansız olsa bile almaya çalışıcam.)
Howeverher ne şekilde, ..olsa da.., ancakHe is a reckless driver, however, he achieved to get a license.
(Her ne kadar dikkatsiz bir sürücü olsa da ehliyet almayı başardı.)
In contrast to-in aksineIn contrast to the public image, he managed to win.
(Kamu imajının aksine, kazanmayı başardı.)
In spite ofrağmenIn spite of his broken leg, he finished the marathon
(Kırık bacağına rağmen maratonu bitirdi.).
Neverthelessbununla beraber, yinede, buna rağmenThe math test was very difficult; nevertheless, she earned a good grade.
(Matematik testi çok zordu buna rağmen iyi bir not aldı.)
Nonethelessher şeye rağmenNonetheless, some progress had been made.
(Her şeye rağmen biraz gelişme sağlandı.)
No matterönemli olmasa da, … olursa olsunI can finish it no matter how hard it is.
(Ne kadar zor olursa olsun bitirebilirim.)
Otherwiseyoksa, aksi hâldeAll of the users should be banned, otherwise, terminated.
(Tüm üyeler yasaklanmalı aksi halde silinmeli.)
Though-duğu hâldeThough he was sad, he kept smiling.
(Mutsuz olduğu halde gülmeye devam etti.)
UnlessolmadıkçaHe would be gone unless she does something.
(Bir şey yapmazsa gidecek.)
Unlikeaksine, farklı olarakUnlike most people, she hates eating cake.
(Çoğu insanın aksine pasta yemeyi sevmiyor.)
Whether or notÖyle ya da böyleYou whether choose to leave or not.
(Ya gidersin ya da gitmezsin.)

• Zıtlık belirten bağlaçlara benzer olarak, İngilizce aynı fikri belirten bağlaçlar, zaman belirten bağlaçlar gibi sıkça kullanılmaktadır. Bu bağlaçlar özellikle akademik dilde yazılan makale gibi eserlerde sıkça kullanılmaktadır.

Aynı Fikri Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
Additionallybundan başka, ayrıcaAdditionally, we should get more snacks.
(Ayrıca daha çok abur cubur almalıyız.)
AlsoayrıcaWe should also visit them.
(Ayrıca onları da ziyaret etmeliyiz.)
As well as-e ilave olarak, birlikte, yanısıraShe likes cats as well as dogs.
(Kedilerin yanı sıra köpekleri de seviyor.)
Besidesayrıca, üstelik, zaten, bir de, ek olarakShe wants to learn other languages besides English and French.
(İngilizce ve Fransızcaya ek olarak başka diller de öğrenmek istiyor.)
FurthermoredahasıFurthermore, he left a multi-million dollar estate upon his death.
(Dahası, öldükten sonra multi milyonluk mülkü bıraktı.)
In additionhem de, ilaveten, üstelikHe got gifts in addition to the cake.
(Pastaya ek olarak hediyeler de aldı.)
MoreoverdahasıMoreover, he left a multi-million dollar estate upon his death.
(Dahası, öldükten sonra multi milyonluk mülkü bıraktı.)

• Örnekleme yaparken kullanılan bağlaçlar İngilizcede bir durumun veya olayın benzer olaylarını veya bir maddenin başka değişkenlerini anlatmak için kullanılır.

Örnekleme Yaparken Kullanılan BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
For exampleörnek olarak, örneğin, meselaWell, you can visit great places in world. For example: …
(Dünyada mükemmel yerleri ziyaret edebilirsin, örnek olarak: …)
For instancemesela, örnek olarakWell, you can visit great places in world. For instance: …,
(Dünyada mükemmel yerleri ziyaret edebilirsin, mesela: …)

• İstisna durumlarda kullanılan bağlaçlar İngilizcede bir olayın istisna durumunu belirtmek için kullanılır.

İstisna Durumlarda Kullanılan BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
Apart from:-dışında, -başkaApart from one person, the room was empty.
(Bir kişi dışında oda boştu.)
Aside from-den başkaAside from her hobbies, she started to pick new courses.
(Hobilerinden başka yeni kurslar da aldı.)
Except thatharicinde, -dışındaHe is pretty rude expect that one time.
(O bir zaman dışında kendisi kaba biri.)

• Amaç belirten bağlaçlar bir olayın gerçekleşmesi için gereken eylemleri anlatır. Koşul bağlaçlarından farklı olarak bu bağlaçlarda gerçekleşmesi istenilen olay için yapılan eylem anlatılır.

Amaç Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
For the purpose thatbunun amacıylaThey bought tickets for the purpose that they can win the lottery.
(Piyangoyu kazanma amacıyla bilet aldılar.)
In order thatolması için, -sin diyeShe repeated the instructions slowly in order that he should understand.
(Anlasın diye talimatları yavaşça tekrar etti.)
So thatamacıyla, onun için, -mesi için, -sin diyeHe bought a car so that he can get to job faster.
(İşe daha hızlı gidebilsin diye araba satın aldı.)

• Koordine eden bağlaçlar, cümle içerisinde cümle içindeki bir veya birden fazla öğeyi birleştirmek için kullanılır. Bu bağlaçlar genelde günlük dilde sık olarak kullanılan bağlaçlardır. İngilizcede koordine eden bağlaçlar, “for”, “and”, “nor”, “but”, “or”, “yet” ve “so” olmak üzere 7 tanedir. Bu bağlaçlar FANBOYS şekline kısaltılabilir. Aşağıdaki tabloda bu bağlaçların ne olduğunu, anlamını ve örnek cümlelerini görebilirsiniz.

Coordinating ConjunctionsTürkçesiÖrnek Cümle
ForÇünkü, içinShe bought some candy for her children.
(Çocukları için şeker aldı.)
AndVeWell, I picked some chips and drinks for the party.
(Parti için cips ve içecek aldım.)
NorNe deHe does not eat aubergine nor fig.
(Ne patlıcan yiyor ne de incir.)
ButAmaI do like the town but I really hate the transportation.
(Şehri seviyorum ama ulaşımından nefret ediyorum.)
OrVeyaYou gotta choose; the hard way or the easy way.
(Seçmen gerekiyor; zor yol veya kolay yol.)
YetYine de, halbuki, amaWe spent half of our sources, yet the final work was perfect.
(Kaynaklarımızın yarısını harcadık, yine de biten iş mükemmeldi.)
SoBu yüzden/nedenleI had a money shortage so I took a shady job from a guy.
(Para sıkıntım vardı bu yüzden adamın birinde şüpheli bir iş aldım.)

• Benzer, ilişki sağlayan bağlaçlar iki farklı yapıyı, cümleyi veya ikili kelime öbeğini bağlayan yapılardır. Bu bağlaçlar ikili kalıplardan meydana gelirler. İlişki sağlayan bağlaçlar “her ikisi de”,”her biri”,”ne şu ne bu” gibi anlamlar taşımaktadır. Not only..but also.., both..and.., either..or.., neither..nor.. bunlara örnektir.

• İngilizce de subordinating conjunctions veya adverbial conjunctions olarak belirtilen zarf bağlaçları yer, zaman, neden, koşul, sonuç ve durum belirtirler. Zarf bağlaçları yapıları itibari ile farklı kullanım amaçları ve yerlerinde bulunabilirler. Zarf bağlaçları İngilizcede en çok bulunan bağlaçlardır. Bu bağlaçlar kendi içerisinde zaman belirten, mekan belirten, durum/şart-sonuç belirten, neden-sonuç belirten, amaç belirten zarf bağlaçları ve son olarak zıtlık ve ortaklık belirten zarf bağlaçlar olarak ayrılmaktadır.

• İngilizce zaman bildiren bağlaçlar bir eylemin zamanını belirtirler. İngilizcede en çok kullanılan bağlaç gruplarındandır.

Correlative ConjunctionsTürkçesiÖrnek Cümle
not only..but also..,Sadece .. değil, ayrıca…He not only bought a laptop but also a headset.
(Sadece bir laptop değil ayrıca bir kulaklık aldı.)
both..and..Hem…hem deI both like cakes and ice cream.
(Hem kek hem de dondurma seviyorum.)
either..or..Ya…ya da…You either choose the trip to Hawaii or you stay here.
(Ya Hawaii’ye bir geziye gitmeyi seçersin ya da burada kalırsın.)
neither..nor..Ne…ne deI neither want the shirt nor the sweater.
(Ne gömleği ne de kazağı istiyorum.)
whether….or…mi yoksa… miThey always always ask me whether I am sad or not.
(Bana her zaman mutsuz muyum yoksa değil miyim diye soruyorlar.)
not…but…değil…ama…Well, she is not clingy but careless.
(Darlayan bir değil ama umursamaz.)

• İngilizce de subordinating conjunctions veya adverbial conjunctions olarak belirtilen zarf bağlaçları yer, zaman, neden, koşul, sonuç ve durum belirtirler. Zarf bağlaçları yapıları itibari ile farklı kullanım amaçları ve yerlerinde bulunabilirler. Zarf bağlaçları İngilizcede en çok bulunan bağlaçlardır. Bu bağlaçlar kendi içerisinde zaman belirten, mekan belirten, durum/şart-sonuç belirten, neden-sonuç belirten, amaç belirten zarf bağlaçları ve son olarak zıtlık ve ortaklık belirten zarf bağlaçlar olarak ayrılmaktadır.

• İngilizce zaman bildiren bağlaçlar bir eylemin zamanını belirtirler. İngilizcede en çok kullanılan bağlaç gruplarındandır.

Zaman Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
After-dan sonra, ardındanI will pick the bread after I get off the subway.
(Metrodan indikten sonra ekmek alıcam.)
Before-dan önce, öncesindeHe should’ve warned us before the events.
(Olaylar olmadan önce bizi uyarmalıydı.)
As long assüresince, -dığı süreceIt isn’t a problem for me as long as you are okay with it.
(Senin için uygun olduğu sürece bizim için bir problem değil)
Until-a kadarShe won’t be joining us until she finishes her homework.
(Ödevini bitirene kadar bizim yanımıza gelemeyecek.)
Whenever-dığındaI’ll be here whenever you need me.
(Ne zaman bana ihtiyacın olduğunda burada olucam.)
When-dığı zamanHe’ll start the car when we leave the bank.
(Bankadan çıktığımız zaman arabayı çalıştıracak.)
Whileiken, sırasındaThe crowd moved while the police gave the warnings.
(Polis uyarıları verirken kalabalık ilerledi.)
ThensonraShe walked around a bit then moved to the other side.
(Etrafta biraz yürüdekten sonra karşı tarafa geçti.)
Sinceden beriI have been here since the beginning.
(Başından beri buradayım.)
OnceGerçekleşir gerçekleşmezStart running once you heard the whistle.
(Düdüğü duyduğun gibi koşmaya başla.)
Nowşu anda, şimdiIt is all crystal clear now.
(Şu anda hepsi apaçık ortada.)
By the time-e kadar, -dığı zaman, -meden önceHe’ll be there by the time we arrive.
(Vardığımız zaman burada olacak.)
Duringsüresince, sırasındaDo not eat during the class.
(Ders sırasında yemek yemeyin.)
Immediately… anda, olur olmaz, -den hemen sonraThey vanished immediately after the crash.
(Kazadan sonra direkt ortadan kayboldular.)

• İngilizce neden-sonuç belirten bağlaçlar Türkçe’ye benzer şekilde bir eylemin nedenlerini ve sonuçlarını belirtiler. Bu bağlaçlar aynı zamanda düz ilerleyen bir hikaye örgüsünü de bize gösterir.

Neden-Sonuç Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
AsÇünkü, içinHe went full bankrupt as he spent all his money.
(Tüm parasını harcadığı için iflas etti.)
As a result ofbunun bir sonucu olarak, sonucundaShe was arrested as a result of her actions.
(Davranışlarının bir sonucu olarak tutuklandı.)
Because:çünkü, dolayı, ziraI’ll go talk to her because I want to.
(Gidip onunla konuşucam çünkü canım öyle istiyor.)
Because ofdolayısıylaBecause of her actions, she was arrested.
(Davranışları dolayısıyla tutuklandı.)
Hencebundan dolayı, bu sebeptenWe’ll move the house, hence we will have a new neighborhood.
(Evi taşıyacağız, bundan dolayı da yeni bir mahallemiz olacak.)
Consequentlysonuç olarak, dolayısıylaI have a secret and consequently feel ashamed.
(Bir sırrım var ve dolayısıyla rezil hissediyorum.)
Eventuallyneticede, nihayetinde, eninde onundaHe will come into our terms eventually.
(Nihayetinde bizim şartlarımızı kabul edecek.)
Finallynihayet, en sonundaFinally, he accepted our terms.
(En sonunda şartlarımızı kabul etti.)
For that reasonbu nedenden dolayıI won’t be talking to you for that reason.
(Bu nedenden dolayı seninle konuşmayacağım.)
In that caseo haldeIn that case, you are a clown too.
(O halde sen de palyaçosun.)
Now that-dığından, mademNow that his parents moved, he can be free.
(Ailesi taşındığına göre artık özgür olabilir.)
On account ofnedeniyle, yüzündenThe President declined to deliver the speech himself, on account of a sore throat.
(Başkan boğaz ağrısı nedeniyle konuşma yapmayı reddetti.)
Seeing thatmadem, madem ki, yani, görünceSeeing that his friends left him, he started to change his behavior.
(Arkadaşlarının onu terk ettiğini görünce, davranışlarını değiştirdi.)
Since-diği için, -diğinden beriI won’t be talking to him since he acts irritating.
(Rahatsız edici davrandığı için onunla konuşmayacağım.)
Sobundan dolayı, haliyle, içinShe will be quitting school so she can take care of her family.
(Ailesine bakabilmek için okulu bırakacak.)
That’s whybu nedenle, bu yüzdenThat's why I stopped talking to her.
(İşte bu yüzden onunla konuşmayı bıraktım.)
Thereforebu nedenle, bu yüzdenTherefore, the detective found the criminal.
(Bu nedenden dolayı dedektif suçluyu buldu.)

• İngilizce durum koşul bağlaçları bir eylemin veya olayın hangi etkenlere bağlı olarak geliştiğini gösterir. Bu bağlaçlar aynı zamanda “keşke” anlamı taşıyacak şekilde de kullanılabilir.

Durum-Koşul Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
As if-miş/-mış gibiShe acts as if she is running the business.
(Sanki işyerinin sahibiymiş gibi davranıyor.)
As long as-dığı süreceI’m fine with it as long as you are as well.
(Sen tamam olduğun sürece bana sıkıntı yok.)
As far as-e göre, -e kadarAs far as I know, the teacher is at the school.
(Bildiğime göre hoca okulda.)
Only ifyalnızcaI would do it only if you promise to return the favor.
(Yalnızca sen de geri bir iyilik yapmaya söz verirsen yaparım.)
If onlykeşke, –ması şartıylaIf only I passed the school.
(Ah bir okulu bitireydim.)
On condition that:–ması şartıylaI will buy you the toy on the condition that you will behave nicely.
(Uslu davranman şartıyla sana oyuncağı alırım.)
In the event ofolursa, -dığı takdirdeBe ready for anything in the event of an apocalypse.
(Bir kıyamet olursa diye her şeye hazırlıklı olun.)
Just astam –dığında, gerçekleştiğinde, tam daJust as I thought.
(Tam da düşündüğüm gibi.)
Just in casegerçekleşirse, -e halindeAlways bring your extras, just in case for anything.
(Her zaman bir şey olması halinde yanına yedeklerini al.)
Supposing thatvarsayılırsa, ihtimalindeIt would be perfect supposing that you finish your job early.
(İşini erken bitirdiğini varsayarsak mükemmel olur.)
UnlessolmadıkçaThis train won’t go unless the last passenger arrives.
(Son yolcu gelmedikçe tren hareket etmeyecek.)
Provided thatkoşuluyla, şartıyla, zamanI believe she can achieve anything provided that she is guided well.
(Doğru yönlendirildiği zaman her şeyi başarabileceğine inanıyorum.)
Assuming thatVarsayıldığında, sanıldığında, düşünüldüğündeWe are assuming that your actions are the result of a trauma.
(Davranışlarının bir travmanı sebebi olduğunu düşünüyoruz.)
In case-se diyeWe drove fast, in case they kept chasing.
(Hala kovalamaya devam ediyorlarsa diye hızlı sürdük.)
In fact thataslında, hatta, doğrusuYes, she did; in fact, she's now taking an advanced driving test
(Evet yaptı, hatta şimdi ileri sürüş testinde.)
Even ifOlsa bile, -se bileI would call you even if I’m in another country.
(Başka bir ülkede olsam bile seni arardım.)
Indeedaynen, gerçekten, ciddenIndeed it is.
(Aynen öyle.)
Rather than-masındansa, -mektenseI would rather choose chicken than eggplant.
(Patlıcandansa tavuğu tercih ederim.)
Without-maksızın, madıkçaWe can’t do this without her help.
(Yardımı olmadan bunu yapamayız.)

• İngilizce mekan belirtilen bağlaçlar bir eylemin veya olayın nerede gerçekleştiğini gösterir. Bu bağlaçlar aynı zamanda geleceğe dair söz verme manasında kullanılabilir. (bknz. wherever)

Mekan Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
Where-dığı yerdeJust tell us where you are.
(Bize nerede olduğunu söyle.)
WhereverNerede olursa, her -dığı yerdeHe brings trouble wherever he goes.
(Nerede olursa olsun sorun çıkarıyor.)

• İngilizce zıtlık belirten bağlaçlar, zaman belirten bağlaçlar gibi sıkça kullanılmaktadır. Bu bağlaçlar özellikle akademik dilde yazılan makale gibi eserlerde sıkça kullanılmaktadır.

Zıtlık Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
Althoughbuna rağmen, -e karşınAlthough the heavy damage, mechanic was able to fix the car.
(Ağır hasara rağmen tamirci arabayı tamir edebildi.)
Converselytersine, aksineIn New Zealand, conversely, the Treaty of Waitangi process has produced much less controversy.
(Bunun tersine Yeni Zelanda'da Waitangi Antlaşması süreci çok daha az tartışma yarattı.)
Despitekarşın, rağmenDespite her attitude, she was able to get the job.
(Tavrına rağmen işi almayı başardı.)
Even soolsa bileHe doesn’t look sick but even so, he coughs.
(Hasta gözükmese bile öksürüyor.)
Even thougholsa bileI will try to get it even though its impossible.
(İmkansız olsa bile almaya çalışıcam.)
Howeverher ne şekilde, ..olsa da.., ancakHe is a reckless driver, however, he achieved to get a license.
(Her ne kadar dikkatsiz bir sürücü olsa da ehliyet almayı başardı.)
In contrast to-in aksineIn contrast to the public image, he managed to win.
(Kamu imajının aksine, kazanmayı başardı.)
In spite ofrağmenIn spite of his broken leg, he finished the marathon
(Kırık bacağına rağmen maratonu bitirdi.).
Neverthelessbununla beraber, yinede, buna rağmenThe math test was very difficult; nevertheless, she earned a good grade.
(Matematik testi çok zordu buna rağmen iyi bir not aldı.)
Nonethelessher şeye rağmenNonetheless, some progress had been made.
(Her şeye rağmen biraz gelişme sağlandı.)
No matterönemli olmasa da, … olursa olsunI can finish it no matter how hard it is.
(Ne kadar zor olursa olsun bitirebilirim.)
Otherwiseyoksa, aksi hâldeAll of the users should be banned, otherwise, terminated.
(Tüm üyeler yasaklanmalı aksi halde silinmeli.)
Though-duğu hâldeThough he was sad, he kept smiling.
(Mutsuz olduğu halde gülmeye devam etti.)
UnlessolmadıkçaHe would be gone unless she does something.
(Bir şey yapmazsa gidecek.)
Unlikeaksine, farklı olarakUnlike most people, she hates eating cake.
(Çoğu insanın aksine pasta yemeyi sevmiyor.)
Whether or notÖyle ya da böyleYou whether choose to leave or not.
(Ya gidersin ya da gitmezsin.)

• Zıtlık belirten bağlaçlara benzer olarak, İngilizce aynı fikri belirten bağlaçlar, zaman belirten bağlaçlar gibi sıkça kullanılmaktadır. Bu bağlaçlar özellikle akademik dilde yazılan makale gibi eserlerde sıkça kullanılmaktadır.

Aynı Fikri Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
Additionallybundan başka, ayrıcaAdditionally, we should get more snacks.
(Ayrıca daha çok abur cubur almalıyız.)
AlsoayrıcaWe should also visit them.
(Ayrıca onları da ziyaret etmeliyiz.)
As well as-e ilave olarak, birlikte, yanısıraShe likes cats as well as dogs.
(Kedilerin yanı sıra köpekleri de seviyor.)
Besidesayrıca, üstelik, zaten, bir de, ek olarakShe wants to learn other languages besides English and French.
(İngilizce ve Fransızcaya ek olarak başka diller de öğrenmek istiyor.)
FurthermoredahasıFurthermore, he left a multi-million dollar estate upon his death.
(Dahası, öldükten sonra multi milyonluk mülkü bıraktı.)
In additionhem de, ilaveten, üstelikHe got gifts in addition to the cake.
(Pastaya ek olarak hediyeler de aldı.)
MoreoverdahasıMoreover, he left a multi-million dollar estate upon his death.
(Dahası, öldükten sonra multi milyonluk mülkü bıraktı.)

• Örnekleme yaparken kullanılan bağlaçlar İngilizcede bir durumun veya olayın benzer olaylarını veya bir maddenin başka değişkenlerini anlatmak için kullanılır.

Örnekleme Yaparken Kullanılan BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
For exampleörnek olarak, örneğin, meselaWell, you can visit great places in world. For example: …
(Dünyada mükemmel yerleri ziyaret edebilirsin, örnek olarak: …)
For instancemesela, örnek olarakWell, you can visit great places in world. For instance: …,
(Dünyada mükemmel yerleri ziyaret edebilirsin, mesela: …)

• İstisna durumlarda kullanılan bağlaçlar İngilizcede bir olayın istisna durumunu belirtmek için kullanılır.

İstisna Durumlarda Kullanılan BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
Apart from:-dışında, -başkaApart from one person, the room was empty.
(Bir kişi dışında oda boştu.)
Aside from-den başkaAside from her hobbies, she started to pick new courses.
(Hobilerinden başka yeni kurslar da aldı.)
Except thatharicinde, -dışındaHe is pretty rude expect that one time.
(O bir zaman dışında kendisi kaba biri.)

• Amaç belirten bağlaçlar bir olayın gerçekleşmesi için gereken eylemleri anlatır. Koşul bağlaçlarından farklı olarak bu bağlaçlarda gerçekleşmesi istenilen olay için yapılan eylem anlatılır.

Amaç Belirten BağlaçlarTürkçesiÖrnek Cümle
For the purpose thatbunun amacıylaThey bought tickets for the purpose that they can win the lottery.
(Piyangoyu kazanma amacıyla bilet aldılar.)
In order thatolması için, -sin diyeShe repeated the instructions slowly in order that he should understand.
(Anlasın diye talimatları yavaşça tekrar etti.)
So thatamacıyla, onun için, -mesi için, -sin diyeHe bought a car so that he can get to job faster.
(İşe daha hızlı gidebilsin diye araba satın aldı.)

12. Sınıf Ünite 10 – Görgü

‘Görgü’ (Manners) başlıklı ünitemizde göreceğimiz kelimelerin İngilizce isimlerini öğrenelim.

adsreklamlar
agree to an extentbir ölçüde katılıyorum
agreeingkabul eden
appealcazip gelmek
as for mebence
as i see itbence
assignmentgörev
attitudetutum
attractcezbetmek
awardödüllendirmek
aware of-in farkında
backgroundözgeçmiş
based onbağlı olarak
bassoonağızla çalınan çalgı
be neutraltarafsız olmak
brassbando
cheerneşelendirmek
clarinetklarnet
classicalklasik
come on!hadi!
concludesonuçlandırmak
countrykırsal kesim müziği
cymbalsbüyük zil
deafeningsağır edici
determinebelirlemek
disagreeingaynı fikirde olmamak
disputetartışma
distractdikkatini dağıtmak
disturbrahatsız etmek
drumsbateri
eerieürkütücü
embeddedsaklı
estimated temperaturetahmini sıcaklık
fameün
feeücret
folkhalk
french hornfransız kornosu
funkyçok iyi
genretür
graduallyyavaş yavaş
harparp
healingşifalı
heroickahramanca
hummingmırıldama
impactetki
increasingartan
incredibleinanılmaz
inspirationilham
intervieweegörüşülen kimse
keyboardklavye
lyricsşarkı sözleri
majorityçoğunluk
memorableunutulmaz
mesmerizingbüyüleyici
minorityazınlık
mix tapekarışık kaset
no commentyorum yok
no doubtkuşkusuz
obligatoryzorunlu
orallysözlü olarak
outburstpatlak verme
pair of shoesbir çift ayakkabı
participantkatılımcı
percussionvurmalı çalgılar
preferencetercih
promotionalreklamla ilgili
quotealıntı yapmak
raucousgürültülü
receivealmak
relaxationdinlenme
remain calmsoğukkanlılığını korumak
requestingrica etme
rhythmritim
sailingdenize açılma
scientific reasonsbilimsel nedenler
sentimentaliçli
shrilliz
sleepinessuykulu olma
soothingyatıştırıcı
sorrowüzüntü
soulruh
spinebel kemiği
stringedtelli
sufferingıstırap
team upbirlikte çalışmak
though-diği halde
thunderoussağır edici
timpanidavul
to a large extentbüyük oranda
to my mindbana göre
trombonetrombon
trumpettrompet
unprecedentedeşi benzeri görülmemiş
untoldanlatılmamış
upbeateğlenceli
venuemekan
violinkeman
well-knowntanınmış
woodwindüflemeli çalgılar

“Görgü” ünitesi kapsamındaki dilbilgisi kuralları ve kalıpları:

12. sınıf İngilizce öğreniminde bu ünitede karşımıza çıkacak konular “Talking about wishes and regrets, Apologizing, Giving explanations” dir. Bu konuları işlerken üstünde duracağımız kalıplar “Wish, If only, Should have V3” kapsamaktadır. Bu konuları çözümlerken Past Perfect Tense’ten yararlanacağız. Şimdi konu anlatımları ve örneklerle ünitemizi işlemeye başlayalım.

• Past Perfect Tense (Yakın Geçmiş Zaman), geçmişte olan iki olaydan bahsederken daha önce olan olay için kullandığımız zaman kipidir. Türkçede tam karşılığı olmasa da en yakın olduğu çekim “-miş/-mış”lı geçmiş zamandır.

• SVO (Subject-Verb-Object) yani Özne-Fiil-Nesne kuralı Past Perfect Tense’te de geçerlidir. Fiilin 3. hali kullanılır. Fiilden hemen önce “have/has” yardımcı fiillerinin geçmiş zaman hali olan “had” yazılır. Olumlu cümlelerde Özne + had + Fiil(V3) + Nesne, olumsuz cümlelerde Özne + had not + Fiil(V3) + Nesne, soru cümlelerinde ise Had + Özne + Fiil(V3) + Nesne formülleri kullanılır. Past Perfect Tense cümlesi nasıl kurulur öğrenmek için aşağıdaki tabloyu ve örnekleri inceleyelim.

Olumlu CümleOlumsuz CümleSoru Cümlesi
Özne (I/He/She/It/You/We/They) + had + Fiil(V3) + Nesne

I had prepared the cake.
Özne (I/He/She/It/You/We/They) + had not + Fiil(V3) + Nesne

I had not prepared the cake.
Had + Özne (I/He/She/It/You/We/They) + Fiil(V3) + Nesne

Had I prepared the cake?

•I hadn’t applied for the scholarship back then.
(O zaman daha burs için başvurmamışım.)

• You had cleaned up the whole kitchen.
(Sen bütün mutfağı temizlemiştin.)

• He had driven for 10 hours alone.
(10 saat yalnız başına araba kullanmıştı.)

• We hadn’t seen each other in ages.
(Birbirimizi asırlardır görmemiştik.)

Had they brought the drinks to my party?
(Partime içecekleri getirmişler miydi?)

Past Perfect Tense + If Only kullanımı:

• If only kalıbı Past Perfect Tense ile kullanıldığında geçmişte yaşanan olaylara karşı duyulan pişmanlıkları anlatmak için kullanılır. Örneğin:

1. If only you had been more careful, the vase wouldn’t break.
(Keşke daha dikkatli olsaydın, vazo kırılmazdı.)

2. If only we had been there, we would help you.
(Keşke biz de orada olsaydık, sana yardım ederdik.)

3. If only she hadn’t watched that film, we could watch it together.
(Keşke o filmi izlemeseydi, beraber izleyebilirdik.)

12. Sınıf İngilizce Üniteleri ve Konu Anlatımı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

12. sınıf İngilizce üniteleri kaç tane?
12. sınıf İngilizce programında 10 ünite bulunur.

12. sınıf İngilizcesi hangi seviye?
12. sınıf İngilizce derslerinde öğrencilere B1-B2 seviyesinde İngilizce öğretilmektedir.

Ünitelerde hangi konular işlenir?
12. sınıf İngilizce ünitelerinde Müzik, Arkadaşlık, İnsan Hakları, Yakında Geliyor, Psikoloji ve daha fazlası işlenir.

12. Sınıf İngilizce müfredatında hangi gramer konuları var?
12. Sınıf İngilizce müfredatında Future Tenses, Passive Voices, Simple Past Tense, Past Perfect Tense ve daha pek çok konu bulunmaktadır. Bu konuların ayrıntılı açıklamasını ve örneklerini içeriğimizde bulabilirsiniz.

Bazen bu farklılıkları öğrenmek zor gibi gözükebilir fakat EnglishCentral olarak sunduğumuz hizmetlerle 12.Sınıf İngilizce Üniteleri ve Konu Anlatımı öğrenmek oldukça etkili ve eğlenceli olacaktır.

EnglishCentral ile deyimleri konu alan videoları izleyip ve videolar içerisindeki telaffuz ve kelime öğrenme etkinliklerini tamamlayarak deyimlerin ne anlama geldiğini ve nasıl kullanıldığını öğrenebilirsiniz.

Video Dersi ders seçeneği ile, deyimleri konu alan videoları öğretmenlerimizle gerçekleştireceğiniz birebir, canlı dersin konusu olarak seçebilir ve deyimler üzerindeki alıştırmaları öğretmeninizle birlikte tamamlayabilirsiniz.

Serbest Konuşma ders seçeneği ile, öğretmenlerimizle gerçekleştirebileceğiniz birebir, canlı derslerde dersin konusunu siz tamamen seçebilir ve kurduğunuz cümlelerde deyimlere yer vererek pratikler yapabilirsiniz.

Gerçekleştirdiğiniz canlı ders sonrasında, ders esnasında yapmış olduğunuz hatalarla ilgili öğretmeninizden anında bildirim alabilirsiniz.

Deyimlerle ilgili onlarca videomuza link üzerinden kolaylıkla ulaşabilir ve hızlıca öğrenmeye başlayabilirsiniz.

Çocuğunuzun İngilizce öğrenmesi için ihtiyacınız olan her şeye tek bir platform üzerinden ulaşabilirsiniz! Çocuk eğitimi alanında uzmanlaşmış öğretmenler rehberliğinde 25 dakikalık bire bir canlı dersler, çocuk gelişi için özenle tasarlanmış eğlenceli ve öğretici interaktif videolar, kelime öğrenme araçları, yapay zeka destekli öğretmen MiMi, quizler ve interaktif aktiviteler ile EnglishCentral, çocuğunuzun ihtiyaçlarına yönelik kişiselleştirilmiş ve kaliteli bir eğitim planını uygun fiyatlı olarak sunmaktadır. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?

Elvis Presley – Always On My Mind Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri
AURORA – The Seed Şarkı Sözleri Türkçe Çeviri